ali babacan

"suriyelileri nereye gönderiyosunuz uluslararası hukuk var" demiş.

avrupa bizim yüzde birimiz kadar almazken, uluslararası tek ulus biziz galiba.

türkiye'yi dünyanın hamalı ve enayisi sayan bir başka politikacıdır.

az önce el salladığım deva partisi genel başkanı.

baya baya selamlaştık kendisiyle. hayatımın en saçma on saniyesini yaşamış oldum hem de çanakkale'de. kendisini de pek sevmem aslında ama selam verince ayıp olmasın almış bulundum.

akp eski mensubu.

bugün şöyle bir yorumda bulunmuş: "biz ana dilini temel bir hak olarak görüyoruz. ana dilinin öğrenilmesi, geliştirilmesi temel bir hak. çerkez vatandaşlarımız mesela çok endişeli, bizim dilimiz yok oluyor diyorlar. biz de bilmiyoruz, çocuklarımız zaten hiç öğrenemiyor ama bu yaşamalı diyorlar. bunlar en doğal hakkı. siz bunu oylatamazsınız. elinden de alamazsınız. sadece tanırsınız o hakkı"

ben de hâlbuki bu etnik muhabbeti bitti artık ekmek nasıl kazanılır dönemine girdik sanıyordum. ama hala bu anadil etnik kimlik meselesini kaşıyanlar var demek.

süreyya serdengeçti'nin hazırladığı planın ekmeğini yemiş eski akpli bakan, şimdinin deva partisi başkanı.

bırak bu liberal ayaklarını bırak. çok başarılıymış gibi kendini pohpohlamanı da bırak. sıfır başarı, bol bol başkasına suç atma.

sana oy verecek insanlara acıyorum.

neden bu kadar abartıldığını halen daha anlamadığım siyasetçidir. sanki ülkeyi kurtaracakmış gibi bir algı var. bir kaç konuşmasına denk geldim. farklı bir icraat göremedim tipik türk siyasetçisi işte.

hahahahahahaha. bağımsız yargı dediği yerde patladım.

bir siyasal islamcıya hiç yakışmayan sözler bunlar.

edit: ülkenin en güzel zamanlarını borçlu olduğumuz siyasi kısmını okuduktan sonra kahkaha attım.

ulan madem bilmiyorsun iddia etme ya. iddia etme. o dönem gerçekleşen hiçbir politikanın ardında babacan yoktu. hazıra kondu zaten bu herif. lan hem cahilsiniz hem 8 paragraf entry döşüyorsunuz ya. bu hiçbir şey bilmemenin öz güveni beni bitiriyor.

ülkenin en güzel zamanlarını borçlu olduğumuz siyasetçi. önümüzdeki seçimde ön yargılı andavallar olmazsa müthiş bir oy alacağını düşünüyorum neden mi?
ülkede siyaset yapmak isteyen çok ama ekonomi kısmına bulaşmak isteyen yok, zaten anlayan da pek yok herkes biri pişirsin ben kaymağını yiyeyim kafasında. halk da bunu fark etmiyor zaten erdoğanı iyi bir yönetici zannedecek kadar saf bu halk
politik ön yargılarla bakıp başkasının fikrini dinleme peşinde değil bir çok siyasetçi ama ekonomi böyle yönetilmez ve ali babacan'da bunun zaten farkında her kesimin sesini dinlemeye hazır ki kendi yönetimi zamanında her kesimi çok net dinliyordu.
çoğu siyasetçi dünyada pek ciddiye alınmayan adamlar o yüzden dünyada bir güven oluşturamaz ülkeye yatırım çekemez ucuz kredi sağlayamazlar (ucuz kredinin ne demek olduğunu abilerinize anne babalarınıza evi nasıl aldıklarını sorun onlar anlatsın hangi yabancı bankanın kredisiyle aldıklarını ) oysa ali babacan farklı bir çok farklı ülkede dinleyeni tanıyanı var. ekonomiyi bilmesi bir çok ülkede bankada yatırımcıda güven oluşturacaktır. bu güven oluşmadan bu ülkeden en ufak bir şey beklemeyin yabancı yatırımcı gelmedikçe gelişmez hiçbir ülke sonuçta iş yerinize nasıl müşteri gelmeyince para kazanamıyorsunuz aynı mantık
dibine kadar politikleştiğimiz (ki bu politikleşmeden kemik yiyen tipler bundan çok memnunlar emin olun) şu günlerde ılımlı siyaset tarzıyla ülkeye ilaç gibi gelecektir.

şu adamı güzelleyenlerin cidden zeka seviyesini tartışmak dahi istemiyorum. kozmik bir şaka desen değil, ciddi ciddi orantısız bir zekasızlık var bu toplumun fertlerinde.

böyle karşımda ali babacan diyecek, oy versen güzel olmaz mı diyecek, tırt iktisadi bilgisiyle, bu adam prof, para politikası yönetir falan diyecek, ılımlı islam falan diye mırıldanacak, alaaamm.

vur allah vur. duvardan duvara. etinden kan gelene kadar döveceksin bazılarını.

şiddet bazen her şeyi güzelleştirir arkadaşlar.

aynı akp nin laciverti. sadece siyasal islamcı olması bile oy vermemem için sebep.

bugün şahsıma özel mesaj atmış politikacı.

bir ortak arkadaşımız var galiba, ondan almış olmalı telefonumu.
saygıdeğer karslı kardeşim diyor. mitingimiz var, gel diyor.
adam o kadar telefonumuzu bulmuş çağırmış.
gebze de çok uzak değil zaten.
gitmemek ayıp olur şimdi.

en az doğu perinçek kadar boştur.

17 senelik akp geçmişi olan adam. akp fetö'ye ne istedilerse verirken, pkk ile açılım yaparken, türk ordusuna ve vatanseverlere kumpas kurarken hiç de muhalif değildi. ne zaman akp'nin fetö ve pkk ile arası bozuldu o zaman birden muhalif kesiliverdi. şimdi maklubeci müritleri utanmadan bize muhaliflik dersi vermeye çalışıyor. hatta bunu eleştirenlere aktroll falan diyenler de var. yüzsüzlüğün de bu kadarı olur.

doğu perinçek'i kendisine bin kere yeğlerim. çünkü doğu perinçek fetö'ye ne istedilerse verdiği ve pkk ile açılım yaptığı zamanlarda akp'ye muhalifti. hatta o dönemlerde hapis yattı.

okuduğu okullardan birincilikle mezun olmuş türk siyasetçi.

tansu çiller de robert koleji'nden mezun olup amerika'da ekonomi üzerine doktora yapmış ve profesör olmuş birisiydi. sonuç:kendisinin başbakanlık dönemi türkiye cumhuriyeti tarihinin ekonomik olarak en berbat dönemlerinden biri olarak tarihe geçti. devlet yönetmek apayrı bir şeydir öyle bir mantık olsa bütün bilim insanları cumhurbaşkanı seçilirdi

bir süre önce konuk olduğu teke tek programını henüz bugün izleme şansı buldum. muhalefet nasıl yapılır dersi verdiğine şahit oldum. %2 oyumuz var bizi kim dinler diye düşünmeyip projeler geliştirmiş, eylem planları oluşturmuş. hükümet onu yanlış yapıyor burada yanılıyordan çok, doğrusu nedir, nasıl yapılır diye düşünülmüş, parti meclisinden ve dışarıdan destek alınmış tasarıları vardı. güzel de kitapçıklar yapmış. aferin devam.

(bkz: ahmet davutoğlu)
(bkz: aynı ekolden gelen politikacılar)
(bkz: birbirine benzeyen politikacılar)

(bkz: ölümü gösterip sıtmaya razı etmek)

nasıl iktidarın deprem bölgesine gitmeye yüzünün olmadığını düşünüyorsak ahmet davutoğlu ile birlikte bu adamın da gitmeye yüzü olmamalıdır. yıllarca maliye bakanlığı yapmış bir adam bu, deprem vergilerine ne olduğunu en iyi o bilir. depreme karşı hazırlık için bütçe ayrılmadıysa onun da sorumluluğu daha doğrusu sorumsuzluğu vardır. iktidar ile birlikte enkaz altında kalanlardandır.