allah'ın olmama ihtimali

hz. ali, ahirete inanmayan birine, "eğer yoksa benim kaybedecek bir şeyim olmaz. ya varsa sen ne yapacaksın

%101'dir

üzülerek söylüyorum ki ihtimal dahilindedir.

deistliğim belki de bu sebepten biraz problemli.
bazı bazı allah diyorum. bakalım.

bir yaratıcıya her anlamda, her şartta güvendiğin sürece inanmış sayılırsın.
tanrı benimle beraberdir herkesten ve her şeyden çok ona güvenirim.
hayatımın en büyük anlamı tanrıdır.
herkes gitse de tanrım bana yeter. diyebiliyorsan gerçekten inanıyorsun demektir.

yoksa allah var! diye avazın çıkana kadar bağır,
allah'ın varlığına inanmanın ilk şartı ona güvenmektir.

türk'ün tengri'si varken arabın tanrısını kim ne yapsın. o yüzden yoktur.

tengri biz menen.

hazreti ali'ye atfedilen, ders niteliğinde bir kıssa vardır:

hz. ali (r.a.)’nin inanmayan bir komşusu vardı. ona ''allah'a, ahirete inanıyorsunuz. peki ya allah yoksa?” demiş.
hazreti ali:
-eğer senin dediğin doğru ise hepimiz kurtuluruz. fakat eğer benim dediğim doğru ise, o takdirde ben kurtulurum, ama sen helak olursun."

yüksek olan ihtimaldir. çünkü tanrılar varlığını kendisine değil insanın varlığına ve insanların kendisine olan inancına borçludur. nasıl ki eski mezopotamya inancında ve yine eski mısır inancında ölümsüz olduğuna inanılan yüzlerce tanrı vardı ( bunlardan kimisi şehir tanrısıydı, kimisi bireysel tanrılardı ve kendi içlerinde hiyerarşik bir yapıya da sahiplerdi, en büyük tanrıyı evrensel tanrı ilan ederlerdi; eski mısır'da amon-ra ve yine eski mezopotamya inancında tanrı enlil'de olduğu gibi vs) hani nerede onlar? onlar da tanrı ve ölümsüz değiller miydi? mezopotamya inancında; inanna vardı, marduk, enlil, enki, aşur, eski mısır'da; an amon-ra, osiris, horus, ısis vardı vs. niye günümüzde yok bu tanrılar? niye günümüzde geçmişte olduğu gibi insanlarla iletişime geçmiyorlar? çünkü varlıkları insanlara ve insanların kendilerine olan inancına bağlıydı, çünkü tanrı falan yok, tanrıyı yaratan insandır. eski tanrılar artık sadece eski insanların tanrı ve inanç algısını anlamak için gündeme getiriliyor yoksa kimsenin umurunda değiller... allah örneğine gelirsek de.. allah da dünya üzerinde kendisine inananlar olduğu sürece varlığını sürdürmeye devam edecek, gün gelir de kendisine inanan tek bir kişi bile kalmadığında yeryüzünde, kaderi eski tanrıların sonu gibi yok olmak olucak.

kabirde de bu parlak sualler aklınıza gelebilir umarım, iyi şanslar dilerim.

bu tür konularda yorum yapma ve yazma taraftarı olmasamda insan insana sorumludur. komşu komşuya akraba akrabaya. neyse ben bildiğimi yazayım bilemediğimi siz düzeltin.
allah ben kulumun aklındayım demiyor kalbindeyim diyor. tasavvufda aklın değil kalbin esas alınmasının nedeni kalpteki noktayı süveydanın hayat noktası oluşudur. yapılan her şeyin doğrumu yanlışmı olduğuna yaklaşımın yine kalple münasara edilmesinin sebebide budur. akıl bazı sünni olaylara bile cevap veremez. isterseniz çift yarık deneyi var biraz inceleyin bakın araştırın derim. hak vereceksiniz. allah her zerrede mevcut olmasına rağmen insana kalbinden hitap eder. mevlana bir şiirinde kainatın en uzak noktası insanın kalbindeki noktadır der. bu satırdan sonra sizi bir ihtimale olasılığa rastlantıya değil allah'a emanet ediyorum.

her şey zıttıyla varolabiliyorsa allah'ın zıttı nedir? yok eğer allah zıttını da kendinde toplamışsa neden ona iyiliği atfediyoruz? belki de kötü biri ve sırf kötülük olsun diye var. düşününce bir kişinin yediği elmayı bilmem kaç milyar insandan soruyor. yemeseydi peki biz olacak mıydık ya da dünyada mı olacaktık? varlığımız bile bir kişinin yediği elmayla gerçekleşmişse ben neden hesaba çekiliyorum arkadaş. nedir benimle alıp veremediği, ben mi yedim, ben mi inandım yılana, havvaya?

adem de bi garip baktığında. dengi lilith e söz geçiremeyip söz geçirebileceği, kendine muhtaç havvayı istiyor, sonra da o karının aklına uyup cennetten kovuluyor. ya hiç mi düşünmedin bu karı benden, benim kaburgamdan. benim bilmediğim ne biliyor olabilir de bana "elma yiyek" diyor. oysa lilithle anlaşabilse lilith öyle bi teklifte bulunmazdı ona. akıllı kadın çünkü, bilirdi bi bokluk olacağını.

başımıza ne geldiyse ademin abazalığından, havvanın salaklığından gelmiş sanki. tanrı bu hikayedeki kötü adam baktığında. sözümü dinlemediniz yallah dünyaya diye sokağa atan gaddar üvey baba gibi. bunun neresi iyilik şimdi?

uzun uzun yazardım ama vaktim yok,bir ara hatırlatın bana bu konuda yazacağım.

sıfırdır.bütün diğer sözlerimi yalan sayın ama sadece beynimin sinapsislerime gönderdiği her sinyal,bütün damla kanım, içtiğim her damla su ve bütün zihnim,ruhum ve varlığımla şu sözüme inanın allah var!!

ateist eğlendirir.

senin olmama ihtimalin kadardır.

hangi allah?

binlerce allah iddiası var. biri olsa bile diğer bin tanesi olamıyor zaten.

allah yok denilince inanan arkadaşlar neden bu kadar sinirleniyorlar anlamış değilim. sen var diyorsun diye var olmayacağı gibi başkası yok diyor diye de yok olmayacak.

not : agnostiğim

yoksa, olma ihtimali bile güzel. biz, allahu tealayı doğru sevenlerdeniz.

işte meryem'i, isa'yı ve muhammed'i allah için severiz.

ben bir yaradan olması gerektiğine inanırım. günahım varsa cezamı versin ama olsun. olmaması beni ziyadesiyle üzer.

#2269999 ve #2270042 nolu entrylerde hz.aliye ithaf edilen hikayeye bir bakalım. bu hikaye bana pek gerçek olabilecek gibi gelmedi. şu an bile bir müslümana "ya allah yoksa" diye sorduğunuzda karşılaşabileceğiniz fiziki şiddeti göz önüne getirin. kaldı ki 600'lü yıllarda arabistan çöllerinde hz.alinin suratına bu soruyu soracaksın o da kılıcına davranıp kellenizi almak yerine ya da ibret-i alem adına dilinizi, kolunuzu, bacağınızı çaprazlama kesmek yerine tane tane cevap vermiş olabileceğini düşünmek sizi iyi hissettiriyorsa, bundan sonra yazacaklarımı okumanıza gerek yok şimdiden söyleyeyim.

diyaloğu tekrar yazayım.

inanmayan komşu : ya allah yoksa?
hz.ali : eğer senin dediğin doğru ise hepimiz kurtuluruz. fakat eğer benim dediğim doğru ise, o takdirde ben kurtulurum, ama sen helak olursun.

hz.ali eğer allah yoksa hepimiz kurtuluruz derken ne demek istemiş olabilir? hepimiz tutsağız ve sen haklıysan kimse öldüğünde acı çekmez mi? hz.alinin inandığı allah insanlara zulm mü ediyor da bir kurtuluştan bahsediyor? tdk'ya göre kurtulmak, "tehlikeli veya kötü bir durumu atlatmak". bir diğer manası, "istenmeyen, sıkıntı veren, hoşlanılmayan bir kimseden, bir yerden, bir durumdan uzaklaşmak". allahın varlığı hz.aliye sıkıntı veriyormuş demek ki allah eğer yoksa inanmayan komşusuyla birlikte kendisini de kurtulmuş addediyor.

"eğer benim dediğim doğru ise, o takdirde ben kurtulurum, ama sen helak olursun". inanç ya eğer varsa diye inanılacak bir duygu mu? bu mantıktan hareketle dünyada binlerce din var. ya bir başkasının dini doğruysa? hz.ali neden hristiyan ya da yahudi yahut budist değil? ya o dinlerden bir tanesi doğruysa? ben islamı seçiyorum çünkü ya doğruysa mantığıyla 80-90 yıllık ömrünü içinde şüphe olan bir inanç uğrunda yaşamak mantıklı mı? ya da ne kadar mantıklı?

bizdeki müslümanlara bakmayın onlar iyi niyetleriyle cennete gideceklerini hayal eden garipler. islam açık açık hükümlerini belirtmiş. günde 5 vakit namaz kılacaksın, ramazan ayında 30 gün oruç tutacaksın, durumun varsa hacca gideceksin, kadınsan istediğin gibi giyinemezsin ayak bileklerine kadar örtüneceksin, mirastan hakkın erkek kardeşinden az, kocan 3 tane daha kadınla evlenebilir ama senin böyle bir hakkın yok, kocan seks yapmak istediğinde aybaşı değilsen yapacaksın, kocan seni dövebilir, kocan seni 3 kere boş ol diyerek boşayabilir, eğer boşarsa ve pişman olup seninle tekrar evlenmek isterse hülle yoluyla bir başkasıyla nikah kıyıp o adamla birlikte olacaksın, mahkemede tek başına şahitliğin geçersiz ve bunların hiçbirine itiraz edemezsin. bunlar hızlıca aklıma gelenler, dahası da var biliyorsunuz.

bütün ömrünü bu şekilde yaşayacaksın ve tek motivasyonun ya allah varsa? ya öldüğün zaman allahın huzuruna çıktığında sana "evladım sen mal mısın kadın düşmanı bir dine inanılır mı?" diye sorsa ne diyeceksiniz? "aslında bana da mantıklı gelmedi, tereddütlerim vardı ama ya doğruysa diye düşündüm" dersiniz sanırım.

tosundur, jet fadıldır türlü dolandırıcılar aynı yöntemi kullanıyor. mantıksız vaadlerde bulunuyor ve kişi şöyle düşünüyor "ulan bu kadar kişi inanmış para yatırmış ya herif doğru söylüyorsa?"

hoca göl hiç maya tutar mı?
ya tutarsa...

şu zor zamanlar da insanlar tutunacak dal ararken çok yara deşmeye gerek yok düşüncesindeyim.
depremde yakınlarını kaybeden yüz binlerce insan var.

bence ölümden sonra hayatı, tanrının varlığını şimdilik konuşmayalım.

olmayan ihtimaldir. allah'ı şöyle ispatlarim şahsen, varoluş diye birşey, herşeyin bir başlangıcı var neticede değil mi? peki herşeyi başlatan şey nedir? işte o yaratıcının bizzatihi kendisidir. daha açık konuşmak gerekirse, ezeli bir varlık var ortada. ezel ne demek? baslangıcı,öncesi olmayan demek. ezeli bir varlık tüm evreni ve canliları yarattı.