anadolu irfanı

akraba evliliğidir. bildiğin deyze gızına hunharca basmaktır.

ve bu en masumu düşünün.

vardır diyenlerin de yoktur diyenlerin de kendince haklılık payı var ama ben şahsen içlerde bir yerlerde insanımızın bir iyi tarafının olduğuna inanıyorum.

milletin dedikodusunu,özellikle bekar bayanlarin dedikodusunu yapmaktir.bekar erkeklere ev kiralamamaktir.evli insanlarin da arkasindan konusmaktir.kibarligi zayiflik olarak görmektir.görgüden , usülden, edep erkandan bihaber olmaktir.her konuda bilgi olmadan fikir sahibi olmaktir.gücü yettiğine kaba kuvvet,gücünü yetiremediğine itaattir.aileiçi anormal durumlardir.kabustur,kaostur.

medeniyete uzaktan el sallamaktır.



(bkz: kurak günler)

bu görselde anlamını bulmuş kitlenin adıdır.

bir erkek çocuğuyla bir kız çocuğunun aynı okulda okumasını sakıncalı görüp; ensest ilişkide sakınca bulmayan irfandır...
kendi kardeşlerinin, babasının yanında karısını, kızını başı açık diye azarlayan; ama müridi olduğu şeyhine kendi dahil tüm sülalesini badeleten irfandır...
depremin hemen ertesi günü hasar görmemiş evlerdeki mevcut kiracılarını tehditle, silahla kovalayıp yerine 3 katı farkla yeni kiracı arayan irfandır...
depremden sonra çimento ve demir çelik hisselerine akın eden irfandır...
en ufak milliyetçi tavırla gaza gelip her yeri ateşe veren; ama mabad içi kadar dükkanında fişsiz satış yapıp devletten, milletten çalan irfandır...

daha konuşurum da;
beni sövdürtmeden zor konuşturtan irfandır....

hata yapan iki cahil bireyi uyarmak yerine, olanları kayda çeker.

vardı. vardı. vardı....

anadoluya tepeden bakma osmanlı saray geleneğidir.
anadolu irfanına en çok güvenen mustafa kemal atatürk'tü.

eminim bir çoğunuz "haassistir ordan lan" dese de kurtuluş savaşını parmakla gösteririm.
türk milliyetçiliği kendi halkına nefret bakış açısıyla olmaz. türk milliyetçiliği ötekileştirerek çatışmaya mahal vermekle olmaz.

irfan:
1. isim bilme, anlama, sezme:
2. isim gerçeğe ulaştırıcı güçlü seziş.
3. isim, mecaz kültür
"en büyük emelim, maarif vekili olarak yurdumun irfanını yükseltmektir." - atatürk
irfan, sözlükteki anlamına göre ilk olarak bilme, sezme ya da anlama anlamlarına gelir. irfan kelimesi ayrıca gerçeğe ulaşma için güçlü sezgi demektir. (bkz: https://sozluk.gov.tr/)
müge anlı vs. programlarında gördüğünüz insanlar neredeyse hiç eğitim almamış son derece cahil ilimden, irfandan habersiz zavallı insanlar, bir kısmı da ağır sapık. her şeyden önce kendilerini rezil ediyorlar ama farkında bile değiller. ayrıca gazetelerde benzerlerini görüyoruz.
_günümüzde herkes anadolu ve irfan kavramlarını yalnızca müspet çağrışımlarıyla algılamıyor. bana göre: anadolu irfanı tabirini sevmeyen başlıca üç grup var. bunların bir kısmı islamcı, bir kısmı türkçü. bir de elitistler ve laikler var.
_islamcılar bu tabirin tasavvufu çağrıştırmasından rahatsızlık duyuyorlar. onlara göre tasavvufun toplumsal bir işlevi geçmişte var olsa da bugün yoktur veya olmamalıdır.
_türkçüler anadolu irfanıyla değil, türk irfanıyla ilgililer.
_elitistler ve laikler anadolu kavramından da irfan kavramından da hiç hoşlanmazlar. anadolu onlara halkın cehaletini, irfan ise islam’ı çağrıştırır. ''çağdaşlaşmak'' dururken anadolu irfanından bahsetmek saçmalıktır.
_birde sözlük erbabı var, okumuş cahiller aralarında okumamış cahiller de var. sosyal medyada gördükleri çoğu yalan olan yada bazı tv programların da izledikleri zavallı insanlara bakarak, arada yalanda uydurarak, aptalca genellemeler yapıp, dünyanın her yerinde yaşanabilen, bazı sapkınlıkları ve şerefsizlerin yaptıklarını bütün anadolu'ya mal edenler bütün anadolu insanını (85 milyon) aynı kefeye koyan ilimden irfandan, insanlıktan habersiz olanlar.
bu kafanın en barız örneği eski ankara valisi n. tandoğan'dır, "ulan öküz anadolu'lu! sizin milliyetçilik ile, komünizm ile ne işiniz var? milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. komünizm gerekirse onu da biz getiririz. sizin iki vazifeniz var: çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek, askere çağırdığımızda askere gelmek." demiştir. nevzat tandoğan, 1944.
sene olmuş 2024 ama kafalar aynı, insanlara bakışları aynı.
bunların ortak özellikleri, önce kendilerinden, ailelerinden, mensubu olduğu türk milletinden nefret etmeleridir. tandoğan'da nefretinde boğulmuş intihar etmiştir. kendilerini paris'ten ithal edilmiş süs köpeği sanan zavallılar sizde aşağılık kompleksiniz de boğulun.

link şeysi




ölümseverliktir aslında.

çare: paulo freire - ezilenlerin pedagojisi

bakınız bugün iklim krizinden en çok kim şikayet ediyor? iklimin içine eden "teknolojileri" geliştirenler. aynı şekilde bugün türkiyedeki artan ahlaksızlıktan en çok kim şikayet ediyor? insanlara ahlak aşılayan dergahları kapatanlar, insana allah korkusunu öğreten din eğitimini yasaklayanlar. alimleri önce asıp sonra yargılayanlar. la yok bir de utanmadan sıkılmadan artan ahlaksızlığı dine falan bağlıyorlar ya yani bunlardaki olmayan aklı kuşa taksan ters uçar.

bir kere ahlak dine ait bir kavram dangoz adam. kelimenin kökü bile halk'tan yani yaratmaktan geliyor. yaratılış demek. insanın yaratıldığı fıtrata dönmesi demek ahlaklı olmak. sen insanlara yaratılışlarını unutturursan ortamdan şikayet etmeyeceksin. herkes cebine göre, pipisine göre hareket ederse ağlamayacaksın. tam da istediğin ortam bu. din olmazsa bunlar var çünkü.

yoldaşlar, romalılar, sevgili kardeşlerim (aslında soyu tükenmekteyken) son 30-40 yıl politikalarıyla (cemaatlerle, tarikatlarla) seri üretimine geçilen anadolu çomarı kültür ve davranış örneklerini, kadim uygarlıklar beşiği anadolu insan modeli ve kardeşliğini hırpalayıp yok saymayalım. haksız ve kötülerin sesi gür çıkar, yer yer kirli bir zeminde sadece kir ve lekeler dikkat çeker.. biz sadece bu pisliklere ve yaptıklarına bakıp bütünü gözden kaçırmayalım. aksi halde istenen ve hazırlanan tuzağa düşmüş oluruz. müge anlıda esra erolda vitrine konarak sabah akşam peşpeşe sıralanan sunum, bir proje.. balkon demiriyle çiftleşen tip sistemce üretilip bilinçle sahneye konuldu. bunlar hep vardılar, olurlar.. ama azınlık bir marjinalitedir. başrol verilip abartılmaları projedir ve büyük kitlelerin dayanışma ve ortak tavır umutlarını yok etmek içindir.. en azından biz körüklemeyelim ve kadim anadolu kültür dokusunu yok saymayalım. yunuslar, karacoğlanlar, pir sultan, köroğlu, mahzuniler, veyseller, neşetler ve binlercesi o coğrafyanın çocukları.. ötekilerde genlerinde, kodlarında taşıyorlar unutmayın..

mastürbasyonunuz bitmiştir inşallah.

bir karikatür vardı; tavuk ve horoz konuşurken tavuk "bu kirli dünyaya bir çocuk getirmek istemiyorum" diyor, horoz ise "sanki götün temiz" diyor.
anadoluyu, anadoluluyu sevmemek işte tam bu horozun bahsettiği durumdur.

dedesinin, nenesinin ölmesini ve mirası bekleyen pezevenk gelmiş burada anadolulu insanı karalıyor, sözüm ona yaşanılan olumsuzlukları genele yayıyor çünkü kendisi ülkenin batısında yani her şeyi mevcut, refah düzeyi yüksek şehirde yaşıyor, komşunun, arkadaşının yediği boktan haberi yok ki olsa bile ses çıkaramıyor gidip elin piçi yüzünden anadoluluyu aşağılıyor.

sadece sosyal deney videolarına baksan "peşimde biri var abim veya sevgilim gibi yapar mısınız diyen kızdan hızla uzaklaşan götveren burada saçının teline zarar gelse adamın babasına kafasına başını sokacak delikanlıyı, ihtiyarı aşağılıyor.

anadolu irfanı müge anlı’nın programında gördüklerinizdir. boş yapmayın, balon söylemlerde bulunmayın. anadolu irfanı tiktok’da gördüğün insanlardır.

hepimiz isveç kontu olunca tabi özellikle eğitilmemiş, tarikatlara mahkûm edilmiş ve kısıtlanmış bu cahil halka dil uzatıyoruz.
mustafa kemal atatürk bu toprakları kurtarırken osmanlı imparatorluğu gibi bakmamış, "anadolu insanı ıyy!" dememiş ve bize öncekine nazaran kat ve kat güzel bir sistem bırakmış.

ıyy anadolu irfanı diyenlerin büyük bir çoğunluğu sözde kemalist olması da ayrı bir ilginçlik konusu.

yalan olduğunu 21 senedir açık ve net görüyoruz.birde müge anlının programlarında daha yakından şahit oluyoruz

bu konu, üzerine sayfalarca yazıp çizilebilecek bir husus olmakla birlikte, salt müge anlı'daki uç örnekler üzerinden değerlendirilmesi yanlıştır.

su-i misalin emsal olmayacağı, özellikle medyada gördüklerimizin anomali olduğu istatistiki bir gerçek. günden güne kötüye gittiğimiz durumu da bir gerçek ama başka bir başlığın konusu.

anadolu irfanı dediğimiz şey, aslında yurdumuza has olmayıp bizim gibi toplumlarda 3. şahısların iyi olduğu varsayımıyla muamele görmesidir.

bundan sebeptir ki anadolu'nun ücra bir köşesindeki bir köyde dahi siz "misafirim" diye bir kapı çaldığınızda asla eli boş dönmezsiniz.

küçük toplulukların içe dönük davranışları bu durumla büyük bir tezat gösterebilir. siz yabancı biriyken yemeyip yediren, içmeyip içiren adam, konu yan komşusu olunca 3 metrekare arazi kavgasında gözünü kırpmadan cinayet işleyebilir.
ya da sizi evinde eşi varken misafir eden adam, aynı eşini elinde telefon gördü diye dövebilir.

hadi büyükşehir yaşamından örnek verelim.
ülkemizde 50 çeşit güvenli ödeme yöntemi varken, halen araç satışları alıcının, satıcı hesabına paranın tamamını göndermesi ve satıcının bu noktadan sonra imza atması şeklinde gerçekleşiyor.
bunu suç oranları bizim gibi olan hiçbir ülkede kolay kolay göremezsiniz. çünkü genimizde "insan iyidir" yaklaşımı var.
ha ne oluyor, dolandırıcılıklar ortaya çıktığında da bu varsayım tamamen çöküyor.
"bu devirde babana bile güvenmeyeceksin" sözündeki devir bu şekilde zuhur ediyor.

sonrasında ne oluyor? anadolu irfanı dediğimiz kavram, artık çoğumuzun gözünde bir "ironi" olup, övmeye değil kinayeli olarak yermeye kullanılıyor.

bunun nedeni, nasılı, çözümü hakkında konuşmak zor. ama herhangi bir etik kaygının kalmadığı modern zamanda bir geçerliliği kalmış mıdır o da soru işareti.

sistem tarafından açlıkla terbiye edilen bir milletin ekmeğini paylaşması.

anadolu irfanının temeli; 'iyiler çoğunluktadır' düsturudur.
bu temel tutmuşsa doğrudur.
kadim bilgi/tutum denince durdup bir nefes alacaksın ondan sonra konuşacaksın.

at, eşek, çocuk, komşu, gelin, kaynana, kayınpeder, kayınço, dayı, amca, teyze, hâlâ ve son olarak bakkal muhittin.

önlerine gelen her şeye ve herkese atlama içgüdüsü olan topluluk. müge anlı ve sosyal medya gibi mecralarda görüyoruz ki bunlar iflah olmaz. kimse anadolu insanı güzellemesi yapmasın. zaten kötü olan her şeyi, iyi anlatarak ilahlaştırma hatası sonrası bu hallere düştük.