yeme bozuklukları arasında yer almaktadır. kişi aşırı kilo alma korkusu yaşar. bununla birlikte düşük kiloda olmasına rağmen kendisini kilolu hisseder. bunun içinde kilo alımını önlemeye çalışan davranışlar sergilerler. böyle kişiler iştahsız değillerdir hatta zihinleri sürekli yemek ike meşguldür. iki türe sahiptir. birincisi tıkanırcasına yeme/çıkarma türü, ikincisi ise kısıtlayıcı türdür.
devamını gör...
ileri boyutlardakiler pamuk falan yutuyormuş.
devamını gör...
benim bir arkadaşımda var bu hastalık. geçen gün buluştuk yemek yememe izin vermedi, çay içiyordum attığım şekere bile kınar gözlerle baktı. allah kolaylıklar versin kendilerine lakin bu tür insanlar sizin de psikolojinizi bozabiliyorlar.
devamını gör...
zayıf olmak istemekle aşırı uğraş olarak tanımlanabilir. bu kişiler zayıf olabilmek için ve zayıf olsalar dahi kilolu hissettiklerinden kendilerini aç bırakır, yemeklerini çok küçük parçalarla yer veya kendilerini kusturup müshil ilacı kullanabilirler.

2 tür anoreksiya nervoza vardır:
1- kısıtlayıcı tür: kalori alımını olabildiğince kısıtlama hakimdir. yiyecekleri çok küçük parçalara ayırıp yemek örnek olarak gösterilebilir.

2- tıkınırcasına yeme ve kendini kusturma: bazı hastalar yemek yeme isteklerinin önüne geçemeyip çok fazla yiyebilir. fakat bu çok fazladan kastım gerçekten aşırı kalori alımı. çok kısa sürede 3-4 kişinin yiyeceği yemekleri yerler. bir oturuşta 2 hamburger, 2 litre kola, 3 paket büsküvi, 2 paket dondurma, 3 çikolata gibi. bu aşırı yeme episode'unun yerini daha sonrasında kendini kusturma alır.

fakat bilindiği gibi bulimia nervoza'da da hastalar aşırı yemek tüketiminden sonra kendilerini kusturur. anoreksiya ile ayrımı tek noktada yapılır. hastanın olması gereken kilonun çok aşağısında olması. eğer hasta çok zayıfsa bulimia sinyalleri gösterse dahi tanı anoreksiya nervoza olmalıdır çünkü ilk öncelik hastanın hayatta kalmasıdır. bulimia nervoza'da ise hasta genelde normal kiloda veya hafif kiloludur.
devamını gör...
vücut ağırlığının anormal derecede düşmesine rağmen bireyin, yoğun kilo alma korkusu yaşaması ve çarpık kilo algısıyla karakterize bir beslenme bozukluğu olarak tanımlanır.
devamını gör...
bu hastalık çok manyak bir psikoloji gerektiriyor. kontrol etme dürtüsü ve bırakma arasında gidip gelirken bir bakıyorsun bu iki ruh hali yin yang gibi birbirini tamamlıyor. sonuçta beyinde sürekli çatıştığın bir kişilik daha orta çıkıyor kişilik bölünmesi desen değil ama iki ruh halini dengeleyim derken ayy çatlayasım geliyor. ful kontrol etmeye abanayım dersen hayatı yaşayamıyorsun, oh ne hali varsa görsün bırakıyorum bu işleri diyorsun ama eşiği geçmek çok çetrefilli, iki kilo veriyorsun hop tekrar o kontrolcü manyak ortaya çıkıyor, tüm çaba çöpe gidiyor. neyse ben saldım artık kendime fazla yük etmeyecek şekilde anoreksik kişiliğimle mezara kadar gideceğiz, kendisi illa bir deri bir kemik halde beni görecek. sakin modda takılan hayatıma da aksiyon oluyor. eski ben varmıydı onu hatırlamıyorum ama kendimi böyle seviyorum. çevreye bakınca da ne manyaklar var ya buna şükür valla diyip kendimi avutuyorum.
devamını gör...
sahip olduğum psikolojik bozukluktur.

kendimi bildim bileli sağlıklı beslenmeye takık bir insandım bu ergenlik dönemlerime girdiğimde yerini tamamen zayıf kalmaya ve kilo almadan korkmaya bıraktı. bpd'nin de etkisiyle benlik ve gerçeklik algım bozulmaya başladıktan sonra kendimi aynada olduğumdan daha kilolu gormeye ve bedenimi sanki morbid obezmiscesine asagilamaya basladim. kendimi gunlerce ac birakip gunde ust sinir olarak 200 - 400 kalori falan yemeye calisiyordum. beslenme konusunda normal bir insandan daha bilgili birisiyim ve metabolizmamin tamamen alt ust olacagini bilmeme ragmen çaresizce aç bırakıyordum kendimi. dayanamayıp bir şeyler yedikten sonra kendime olan ofkemden dolayı self harm durumu yaşıyordum. bileklerimi, bacaklarimi kesip kendime acı çektiriyordum.

bunları geçmiş zaman ekiyle anlattığıma bakmayın. ergenlikten beri hiçbir ilerleme kaydedemedim. psikolog için yeterli param olmadığı için derdimi psikiyatristlere anlattım ama onlar da bana kendimi daha çok aç bırakmam için iştah kapatıcı ilaçlar yazdı sadece. gerçekten şaka gibi.

ben çocukluğumda aşçı olmak istiyordum. şimdi ise o kız büyüdü ve artık yemeklerden nefret ediyor.
devamını gör...
düşünülenden çok daha yaygın olan hastalık. üstelik günümüzde sadece kadınlarda değil, homoseksüel yönelimde olan ya da biyolojik büyümeyi ve yetişkinliğin getirdiği sorumlulukları reddeden, içlerinde bastırdıkları ve kendileriyle barışamayan; bunun acısını da vücutlarından çıkaran pek çok erkek var.

yemek yememek/korkmak, diyet yapmak ve kilo almak istememekse buz dağının sadece görünen, mini minnacık kısmı. hayat şartlarının istenildiği gibi olmaması, baskıcı ve kuralcı ebeveynlerle büyümüş/büyüyor olmak ve akran zorbalığı gibi bir çok neden bulur anoreksiya gövdesini oluşturacak olan köklerini yaymak için. o kadar da tehlikeli bir hale gelebilir ki kişi hastanelik olana fark edilmez bile bazı vakalarda. kişi kısıtlanma, kendini güvende hissetmeme, hayatındaki hiçbir şeyin kontolünün kendinde olmadığını düşünme, dış görünüşünden memnun olmama gibi sebeplerle adım adım kesilir yemekten. önce yenilen bir dilim ekmek ‘nasıl olsa zararlı, şişkinlik yapıyor’ denilerek bırakılır. akabinde ‘zaten bu porsiyon benim için çok fazla, biraz dikkat etsem bir şey olmaz’ fikri ile yenilen yemek miktarı azaltılır. devamındaysa günün sadece bir adet elma ile geçirildiği, günlerce oruç tutulduğu ve dudağa sürülen lip balm’ın bile kilo yapacağı; yağlanmaya sebep olacağı ile bırakılması gibi çarpık ve nevrotikleşmiş, doğru olmayan düşüncelere sahip olunur. sorun salt olarak dış görünüş olarak görülse de, bunun buz dağının görünen kısmı olduğunu da söylemiştik. bireyin mutsuzluğu, bir şeyler konusunda kontrol sahibi olma arzusu ve hayatındaki olumsuzluklardan kaçma isteği-bazı durumlarda kendini cezalandırmak için bu kilo kontolü konusunda git gide sağlıksız fikirlere ve yöntemlere başvurmasıyla da sinsi sinsi ilerleyen, varlığını ustaca gizleyen bu hastalık bir anda perçinleniverir harlanmış bir ateşmişçesine.

çevrenizde şüphelendiğiniz insanlara dikkat edin çünkü çok usta bir şekilde gizliyor genellikle anoreksiya hastası olan bireyler bunu. genelde tok olduklarını söylüyorlar, kimsenin olmadıkları saatlerde yemek yedikleri ve bunun görülmediği algısını yaratmak için tencereye batırılmış yağlı kaşık ve çatallarla pisletebilirler tabakları ve yıkayıp koyabilirler ortaya süs vermek için. ailesiyle beraber yaşayıp da yemekler yenildi algısı yaratmak için bazıları poşetlere koyar yemekleri veya odalarında saklarlar ya da görülmeyen bir zamanda çöpe dökerler. sofrada ekmek ve peçete içinde yiyecek saklayanları da vardır kilo almamak ve besleniyormuş, herkes gibi tabağındakini bitiriyormuş gibi lanse etmek için. bazen de kardeş hastalığı olan blumia ile beraber seyredebilir ya da ileri/ilk evrelerinde blumia da eşlik edebilir kendisine.

bu belirtilerden şüpheleniliyorsa bazı fiziksel değişimlere bakılarak da tescillenmesi zor değil üstelik. tırnaklar genelde düşük yağ oranı ve yediklerin kusulması-laksatif ve dirüetik ilaçların kullanımı sebebi ile vücutta dehidrasyon meydana gelmesi ile mosmordur. keza aynı şekilde vücut sıcaklığı da yeterli besin alınamama sebebiyle vücudun gıdaları parçalayarak enerjiye dönüştürmekten yoksun olması ve yine dehidrasyon sebebi-bedende de yağ kalmamasından ötürü çok düşüktür; öyle ki hastanın vücut kitle indeksi hayati tehlikeye varacak kadar düşmüşse hasta soğuk duş aldığında, ki bunu da kalori yakmak için yaparlar; denizde uzun süre kalınması durumlarında hipotermi ve hipotermiye bağlı ölümler görülebilir. saçlar da vitaminsizlik ve gıda yetersizliği sebebi ile güçsüzleşerek dökülür. cilt matlaşır ve kurur. blumia’nın da eşlik ettiği hastalarda kendini kusturmaya bağlı olarak diş minesinde ve yüzeyinde aşınmalar, ağızda yaralar ve kişinin kendini kusturduğu parmaklarında da zorlanmaya bağlı olarak, mide asidinin de yakıcı etkisiyle aşınmalar, alerji ya da soyulma gibi yaralar meydana gelir. elektrolit eksikliğine bağlı olarak bayıldığını da görebilirsiniz kişinin sık sık, gözlerinin karardığını ve bir yerlerde dinlendiğini ya da. vücudun son aşamada yakılacak yağ kalmadığından artık kasları harcamasından mütevellit enerji iyice düşer çünkü. kramplar girer bacak ve kollara, çeşitli eklemlere. ölüme varılan kısım ise ya hastaların intihar etmesiyle oluyor; ki bu organların en sonunda iflas etmesi, hipotermi ya da kalp krizi kadar ciddi bir sorun, ya da bedenin artık bu kıtlığı kaldıramayarak kendi fişini çekmesi ile oluyor. bu da yukarıda belirttiğim gibi organların iflası ile de olabilir, kalbin artık durması ile de. anatomik olarak bakıldığında kalp kaslardan oluşan bir organ zira ve en sonunda o da eriyor yahut kan pompalayamayacak ve vücuda oksijen veremeyecek kadar güçsüz düşüyor çünkü.

bu yazıyı yazmamın sebebiyse yıllar önce büyük oranda atlattığımı var saydığım hastalığımın stresli dönemlerimde düşüncelerime sızarak bana el sallaması. kendimi kusturmayı ve aç bırakmayı düşündüğüm şu günlerde hem size bir ders ve örnek olsun diye, hem de tekrar aynı batağa düşmeyeyim diye böyle bir şey kaleme almak istedim. bilmiyorum okunur mu bu yazdığım girdi ama aranızda bu tarz davranışlarda bulunanlar varsa ya da etrafınızda şüphelendiğiniz yakınlarınız belki sevdikleriniz varsa lütfen yalnız olmadıklarını/olmadığınızı bilin. terapiyle tamamen iyileşen, iyileşemese bile büyük oranda eski hayatına ve yaşama dönen pek çok insan var. yalnız değilsiniz ve hiçbir şey sizden daha değerli değil.

başta mantıklı ve düzgün bir şekilde ilerlettiğimi düşündüğüm bu yazımı birkaç paragraf sonrasında çok kötü batırdım sanırım ama umarım okuyanlar için güzel bir önlem-tanımlama girdisi olmuştur ve örnek oluşturucu, bilinçlendirici bir mesaj verebilmişimdir size. konuşmak isterseniz, bir şeyler paylaşmak isterseniz de bir mesaj ötenizdeyim :) tek değilsiniz.
devamını gör...
bu hastalık genetik, anne ile olan ilişki, kontrollü bir ebeveyn tarafından büyütülme gibi faktörlere bağlıdır. çoğu anoreksiya hastasının aile bireylerinde de yeme bozukluğu görülmektedir. 15 senedir anoreksiya nervozayım, tek tavsiyem reddetmeyin, kontrol altında tutmaya çalışmayın (kontrol zaten anoreksiyanın kilit noktası), savaşmayın, kendinizi sevin, uğraşınız bol olsun, aşık olun (şıpsevdi bile olabilirsiniz), gezin, sevişin, hobi edinin, yeni bir şey öğrenin, farkındalıkla hayatınızda onu kabul ederek yaşayın. akışta kalın canlar. odağınız sevgide olsun. sevgi iyileştirir.
bu yazı bilimsel bilgi içermemektedir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"anoreksiya nervoza" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim