ateist yazarlara sorular

-tanrı yoksa kimin varlığına inanmayıp ateist oldunuz?

-allah korusun yerine ne korusun diyorsunuz?

-inanmadığınız kişi ve şeylerin yokluklarını kanıtlayabilir misiniz?

-yaşadığınız coğrafyanın ateist olmanızda payı var mıdır?

-tanrıya inanmamaya karar verdiren nedir?


ahmak alim ukdesi.

t/yazarların ateist yazarlara sorular sorduğu başlıktır.

tanrı yoksa kimin varlığına inanmayıp ateist oldunuz?

- ateist olmak için bir şeye inanmamaya başlamak diye bir olaya gerek yok.

-allah korusun yerine ne korusun diyorsunuz?

- dünya üstü şeylerin korumasına ihtiyaç hissetmiyorum. ama dileğim olur tabii ona da umarım der geçerim.

-inanmadığınız kişi ve şeylerin yokluklarını kanıtlayabilir misiniz?

olmadığını düşündüğüm şeyin yokluğunu neden kanıtlamaya çalışayım ki, var olduğunu söylediğim bir şeye inanmıyorsanız o zaman kanıt göstermeye çalışırım.

-yaşadığınız coğrafyanın ateist olmanızda payı var mıdır?

yoktur.

-tanrıya inanmamaya karar verdiren nedir?

araştırmak, okumak, binlerce çelişkili ve yalan yanlış anlatım. öğretilmeye çalışılan şeyleri körü körüne kabul etmedim.

yalnız sorular biraz göze çekilen sürme gibi olmuş.

osurmadan sıçabiliyor musunuz.

ateist değil bilinmezci olarak tanımlamam daha doğru olur kendimi. o yüzden ona göre cevapladım. 3. sorunun cevabı bu yüzden uymayabilir.

+ zeus yoksa neye inanmayıp müslüman oldunuz?

+ dikkat et diyorum genelde. allah korusun da dediğim oluyor. buna sosyal dil denir, bunlar alışkanlıkla söylenen cümlelerdir. bazen inşallah da diyoruz.

+ kanıtlayamayız.

+ daha geç dinsiz olmamı sağlamıştır.

+ gerçekten anlatayım mı? peki anlatayım. kısa tutmaya çalışacağım.

hazırlık sınıfındayken - ki yaşım 18, o yaşta müslümandım -, amerikalı bir öğretmenimiz vardı. teksaslı bir kadın. bu kadın, muhafazakar bir hristiyandı. bizim derslerimizde, ingilizce seviyemize göre haftada bir film türkçe altyazılı, daha ileri seviyelerde ingilizce altyazılı, en son seviyede ise altyazısız ingilizce film izlerdik. bu hanım da, kendini misyonerlik faaliyetlerine adamış olacak, sürekli bize isa ve hristiyanlıkla ilgili film getirirdi. üst metinde olup gözümüze sokulmasa bile, alt metinde mutlaka hristiyanlık ve incilin ne kadar harika şeyler olduğunu söyleyen filmlerdi bunlar. bu hanımı dersten çıkınca düşünürdüm. bir gün kendisi hakkında şöyle düşündüm:

"şu zavallı beyinsize bak. dünyadan haberi yok, kendi bildiği dini dışında hiçbir şeyi bilmez, sorsan kuran tevrat hiçbir şey okumamıştır, evreni bilmez, matematik fizik bilmez, ama o aptal kafasıyla kainatın sırrını çözdüğünü sanıyor. kendi dini tüm evrenin gerçeğini barındırıyor sanıyor. ancak gelişmemiş ve kör bir hayvan bu kadar ahmak olabilir."

bunları söylerken kendi dinimden emindim ama, şimdi ne kadar komik geliyor. neyse, bunları düşündükten ve kendi kendime irdeledikten sonra fark ettim ki, benim bu kadından hiçbir farkım yok. ben de başka hiçbir şeyden haberi olmayan, bir kere bana söylenene tamamen inanmış, bu koca kainatın gerçeğini kendi yerel dinim sanan bir zavallıyım, aynı onun gibi. bana anlatılan bir masala inanarak huzur bulmuş, sonsuzluk hayaliyle rahatlamış, ölmüş sevdiklerini bir daha göreceğini sanarak tesir altında bir bağımlı gibi yaşayan biriyim. dünyadaki yüzlerce dinden üçünden bile haberim yok ama hepsinin cehenneme gideceğini, benim cennete gideceğimi sanıyorum. dünya çarpı 10 üzeri sayısını siz getirin boyutunda bir evreni yaratan koca yaratıcının, en sevdiği kulunu bu dünyanın arabistan bölgesine gönderdiğine ve favori gezegeninin burası olduğuna, kendisine en yakın yaratıkların da öldüklerinde bu bölgedeki dine inanan insanlar olacağına inanmışım. fark ettim ki ben, bizim kendimiz için şekillendirdiğimiz ve başrolüne kendimizi koyduğumuz bir hikayeye inanmışım.

bu düşünceler insanın aklına girdikten sonra, ne kadar küçük ve aptal olduğunuzu anlamak ve bu zamana kadar sandığınız her şeyden utanmaya başlamak çok da uzun sürmüyor.

1) big bang'dan önce ne olduğu sorusu fizik biliminin cevap vereceği bir sorudur. bigbang pek çok soruya yanıt olsa da bazı fizikçiler big bangin hiç olmamış olabileceğini düşünüyor. bazıları lokal bir olay olduğunu, evrenin zaten orada durduğunu bizim evrenimizin o evrenin içine büyüdüğünü söylüyorlar.
2) bu sorunun yanıtı 1nci soruda verildi. yine de bir ekleme yapalım: bir evrende oluşan büyük bir karadelik başka bir evrene beyaz delik olarak açılmış olabilir. bunları henüz bilmiyoruz. bileceğiz.
3) kuran'ın bilimsel bir yanı yoktur. bazı insanlar bulutları, duvardaki gölgeleri insan suretine, köpeğe vs benzetir. buna pareidolia denir. kur'an'da bilimsel ya da geleceğe yönelik şeyler görmek de bir tür pareidolia, hezeyandır. bu hezeyanın tarihi de 50 yıl öncesine, arap israil savaşına kadar dayanır. daha öncesinde kuran'da hiçbir bilimsel bilgi yoktu yani.
4) edebilir. bir bardak su durduk yerde kaynayabilir de. kaynaması için suyun içindeki moleküllerin çok büyük bir bölümünün çok hızlı hareket etmesi gerekir. (normalde çok hızlı hareket eden moleküller vardır) burada ihtimal hesabı işin içine giriyor. tüm moleküllerin hızlı hareket etmesi ihtimali çok düşüktür. ama vardır. keza kalemin üzerinde durduğu masanın bacaklarındaki atomların oluşturduğu bağ kırılabilir. çok düşük bir ihtimaldir. ama her ikisi de sıfırdan büyüktür.
dolayısıyla sorun çözülmüş oldu.

ilk entri de şöyleydi:
-tanrı yoksa kimin varlığına inanmayıp ateist oldunuz?
çok kötü bir soru. tanrıya inanırdım. sonra yanlış yaptığımı anlayıp ateist oldum.

-allah korusun yerine ne korusun diyorsunuz?
hiçbir şey demem. zaten allah korusun lafı kadar saçma bir laf yok. koruyacaksa korur. korumayacaksa korumaz. seni mi dinleyecek? kaç kere seni dinledi?

-inanmadığınız kişi ve şeylerin yokluklarını kanıtlayabilir misiniz?
yokluk kanıtlanabilir bir şey değildir.

-yaşadığınız coğrafyanın ateist olmanızda payı var mıdır?
hayır. kitap okumanın payı var.

-tanrıya inanmamaya karar verdiren nedir?
ekonomi bilimine aykırı oluşu. doğaya aykırı oluşu

#1926000 iyi de kardeşim, bir atomun kendiliğinden var olması olacak şey mi? evren vardı biz içinde mi oluştuk? evren nasıl var oldu açıkla gözünü seveyim.

“de ki: “eğer bütün ins ve cinn (toplulukları), bu kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi bile olsalar- (yine de) onun bir benzerini getiremezler (bu imkânsızdır).” (ve zaten 1440 yıldır bunu yapamamışlardır!..) “ (isra-88)

kur’an’ın bir benzerini yazabilir misiniz?

not: tebbet süresi yaşayan bir insana hitap eder (ebu leheb); ona ölene kadar iman etmeyeceğini söylüyor sure. o da bu sureyi bildiği halde 8 yıl yaşar ve iman etmez/edemez. yani allah bilir onun iman etmeyeceğini. bunu niye yazdım, bunun gibi birçok mucizeyi de içinde barındırması gerekiyor yazılan kitabın. benzerden kasıt bu…

hiç mi yok?

diğer soruların cevabı verilmiş gibi büyük oranda ama 3. soru benim de kafamı çelen bir soru. sanırım agnostisizm daha mantıklı.

bir siteden aldığım soru(bazı kelimeleri ve cümleleri değiştirdim sadece)


kaynak buradan siteye gidebilirsiniz

başıma bişey gelmeyecekse varlığın ispatı yokluğa nazaran daha basit ve mantıklı. ateistlerin tanrının yokluğunu ispatlaması teknik olarak mümkün değil.

bi de önce şu kavramları öğrenmek lazım. ateizm inanç sistemlerini tümüyle reddeder. lan bu adama neye inanıyorsun diye sorulur mu?

ben şeyi merak ediyorum. nasıl hayata tutunuyorsunuz?
size göre ölüm bir sonken her şey ölümle bitecekken çekilen acıların yaşananların anlamı karşılığı yokken nasıl hayata tutunuyorsunuz?
beni hayatta tutan en büyük şey inancım.
bilmiyorum inancım olmasa çoktan intihar etmiştim.

deizm diye bir şey var efendim, saygıyla söylüyorum. deistler hakkında ne düşünüyorsunuz?
yargılamadan söylüyorum ki, mükemmel canlılarız. evrim teorisi diye bir şey olduğunu inanın ki biliyorum. üstelik "şimdi yaşayan maymunlar neden insan olmuyor?" gibi saçma salak bir soru da sormayacağım sizlere. çünkü biliyorum ki evrim bunu söylemiyor, evrim doğal seçilimden söz ediyor. evrim'e soğuk bakmıyorum demek istedim kısacası.
benim sorum şu:
diyelim ki evren big bang ile oluştu, küçücük bir nohut kadardı ve genişlemesini o günden şimdiye dek sürdüyor. öyle ki evren devasa boyutlara ulaştı ve yıldızlar halen patlayıp tozlarından yeni yeni gezegenler oluşuyor olabilir. diyelim ki bizlerde tek hücreli canlılardan milyonlarca yıl boyunca, her bir türde üzerine biriktire biriktire, doğa ve çevre şartlarının da etkisiyle, evrile evrile homo sapiens olmayı başarabildik.
soruyorum sizlere efenim. şimdi kütleçekimi kanunu diye bir şey var. güneş sistemi diye bir şey var. örnekler çok, bir düzen var kısacası.
bu düzeni, evrimi, neden tanrı yaratmış olmasın?
yani neden deizm değil de ateizm?

mutlak güce sahip olan tanrı, evvela evrimi de yaratmış olabilir. olamaz mı?

ramazandan sonra iki bira atalım mı?

#2495109

tutunmuyoruz.

#2495109
sevgili ahterbin.
öncelikle ateist değil agnostiğim. ama bu soruna yine de cevap verebileceğimi düşünüyorum. herhangi bir dine inanmıyorum ve bir yaratan konusunda da kararsız ve iki türlü cevapta tatmin etmiyor beni.

soruna gelirsem. ölüm bir son diye neden öleyim yada neden intihar edeyim. evet hayatın zor yanları olduğu kadar güzel yanlarını da görebilen biriyim. açıkça söylersem bir kısmı dinler sayesinde bana öğretilen ahlaki değerlerim de var. bu değerlere göre de intihar etmek yerine bu hayatta yaşamayı tercih ediyorum.

yani öldükten sonra hiçbir şey olmayacak mantığıyla bakarsak hepimizin kötü mü olması gerekiyor. yada iyi olmamızı dinler, ahlaki değerler yada bir tanrı mı sağlıyor.

inançlarınıza saygılı da bir insan olarak şunu belirtmek isterim. hayata tutunmak için insanın bir dine ihtiyacı yok. ben kendimi iyi bir insan olarak görüyorum ayrıca iyisiyle kötüsüyle bu hayatta yaşamayı seviyorum.

sevgiler, saygılar, hayırlı ramazanlar.

olm siz manyak mısınız?
daha önce anlattım size.
allahı inkar ederseniz direkt cehenneme gidiyorsunuz ama allah var derseniz ve varsa cehenneme gitme imkanınız yüzde 50! hani bilimden, fenden, matematikten yanaydınız geri zekalılık yapmayın.
bide inanmıyorsanız kendi içinizde inanmayın olm niye millete allah'ın olmadığını ıspat etmeye calısıyorsunuz.

#2495109

materyalist bir apateist ateistim.

öncelikle, ölümden sonra yaşam konusu biraz iş hayatı sonrasındaki emekliliğe benziyor. hayatınız, çok zor bir meslek kadar zor geliyorsa size, elbette bunun sonunda çok mutlu bir öte yaşam beklentisi teselli eder ve direnç verir. öte dünya veya sonraki yaşam konusunda dinlerin söyledikleri ve bilimin söyledikleri arasında ilginç bir kesişim de var aslında. bilimde, bilincin ölmediği kanısı da yaygın. yani öldükten sonra bilincimiz var olmayı sürdürüyor olabilir. belki de çok günahkar, kötü bir insan, ölürken çarpık/çarpılmış bir bilinçle ölür ve sonra cidden cehennemde gibi var olmaya devam eder. böyle bir ihtimali çok uçuk görmüyorum.

özünde, aslında cennete gitme umuduyla bu dünyada kötü şartlar altında yaşayan/çalıştırılan insanlar bana göre sömürülüyorlar, hem fiziksel olarak hem de inanç bakımından.

bir de, hayat sana her zaman zor gelecek, zorlu geçecek diye bir kural yok. daha genç birisin sanırım. inancın ile ilgili bir şey demek haddime değil ama hayat sana da güzel ve keyifli gelmeye başlayabilir bir yerde/dönemde. bu işler hiç belli olmaz.

iman şüphe götürmez. ya varsa, ya yoksa diye bir şey yok. ya vardır, ya yoktur. inanmıyorsanız adam gibi ateist olun. deist, agno magno, apeteist falan işi bulandırmayın, kısa yoldan ateistim deyin geçin.

gerçi islamiyette müslüman değilsen ne olduğunun bir önemi yok, hepsi aynı kapıya çıkar.