baba kız ilişkisi

babamla aramız pek iyi değildi, tek kızıyım. arada benden küçük kardeşim için "git abini çağır" dediğini biliyorum. "o benim abim değil" diye karşılık verince, "bişey olmaz o erkektir abindir" demişti bana. çok sinir olurdum hem konuşmasına hem davranışlarına. kendisinden hep uzak kaldım. onunla aynı evde yaşamama rağmen onunla doğru düzgün hiç sohbetimiz olmadı. şimdi ise durumumuz farklı. değişti, beni sevdiğini söylemesede bunu hissettiriyor. hem sözleri hem davranışlarıyla. artık onunla konuşup sohbet edebiliyorum. inanın bir baba kızının ne kadar arkasındaysa kız hayata o kadar önde başlıyor. babamın sonrasında değişmesinden mütevellit her iki durumu da yaşamış biri olarak söylüyorum bunu.

olması gereken şu:
kızının verdiği her kararın sonuna kadar arkasında durmak.
okul, iş, başarı kriterlerini umursamadan onu sadece kızın olduğu için sevmek.
maddi ve manevi olarak, son nefesini verene kadar kızını korumak.
ne yaşanırsa yaşansın, sana ihtiyacı olan kızına her daim kucak açmak.

bunlardan bir tanesinde bile "ama"nız varsa,
öyle kız babası olmaz olsun.

bu resime her baktığımda babamın bana masal okuduğu günler geliyor aklıma. galerimin bir köşesinde durur.

kız çocuğu için babanın yeri apayrı. ne kadar uyuşmazlık yaşasada insan gözünün içine bakıyor 1 gr sevgi için. çok şükür ben şanslıyım bu konuda. lakin çevremde şanslı olamayalar var. öyle babaların ben...

dört dörtlük olmasa da güzel olması beklenen ilişkidir... baba sarmasa da, her an sarılmasa da hissettirmesi önemlidir. kız çocuğu için bu duyguyu bilmek önemlidir. hayattaki en önemli dayanaktır çünkü. ağladığında başını yaslayacağın omuz olmalıdır baba omuzu... paylaşmalı hayatı kızıyla, konuşmalı, gülmeli... birlikte bir anı değerlendirmeyi istemeli. yapması önemli değil ama istemesi, hissettirmesi önemli kız için...

"bir erkeğin başına gelebilecek en güzel şey, bir kız çocuğu olmasıdır. çünkü sen hayattayken de gelir yanına, öldüğünde de..."

henüz kızım yok ama nasip olursa gerçekten çok şanslı bir çocuk olacağına inanıyorum. düşünsene deve gibi adamsın böyle minnacık kızın var anası saçlarını uzaylı zekiye gibi iki yana bağlamış bıcır bıcır peşinde dolanıyor. lan seni yirim yirim.

hiçbir zaman çok iyi bir ilişkimiz olmadı. hep kendini düşünen, kendinden başka kimseyi sevmeyen biridir babam. çocukken ağladığımızda hastalandığımızda yanımızda olmazdı, okul hayatımızda da hiçbir zaman yanımızda olmazdı. hastalandığımızda sabahlara kadar uyamayan, çocukları için hastane hastane koşturan, eğitimimiz için çabalayan, çocuğum iyi eğitim görsün diye dershanelere gönderen, özel hocalar tutan, bizim için sürekli çabalayan annemdir. annem olmasaydı şu an ne durumda olurduk düşünemiyorum. babalarına düşkün olan kız çocuklarını gördükçe hayran kalıyorum, böyle babaların kıymeti bilinmeli. babalık bilinci ve sorumluluğu olmayan kişiler de asla evlenmemeli. sonra baba sevgisine hasret kalmış kırılmış evlatlar bırakıyorsunuz arkanızda.

özgüvenin temelidir.
karşılıksız sevme, saygı görme, değer verilme, beğenilme... hepsinin kaynağı babadır.

nedendir bilmem üstteki yazıları okuyunca çok üzüldüğüm, babamdan yana şanslı olduğum için de içimi anlamsız bir suçluluk duygusu kaplamasına vesile olan başlık.

ben gerçek anlamda prenses gibi büyütüldüm. prenseslikten kastım da her istediğimin alınması ya da her dediğimin yapılması değil bu arada. her daim biricik olduğum hissettirildi, koruyup kollandım, sesimi duyurma fırsatı verildi, şakalarıma gülündü, gözyaşlarım silindi. annemle ve babamla sohbet etme saatlerim, gezme tozma günlerim oldu mesela. hiçbir zaman "ya para istesem mi acaba?" diye bir ikilem de yaşamadım. her daim isteklerimi ve ihtiyaçlarımı dile getirebilecek kadar rahattım. aldığım dönütler kötü olsa bile mutsuzluğumu gösterecek, küstüğümde arkamı dönüp odama gidecek lüksüm hep vardı. saçlarım okşandı. ''babasının minik kuzucukları" diye uyandırıldık kardeşimle. girdiğim ortamlarda şakasız "veliaht prenses" diye karşılandım. her doğum günüm özenle, mutlulukla kutlandı. babamla saatlerce monopoly de oynadık, just dance açıp dans da ettik, film de izledik, beraber kahvaltı da hazırladık.

doğrusunu söylemek gerekirse ben 3 yıl öncesine kadar bu yaşadıklarımın birçok kız çocuğu için hayal olduğunun farkında değildim. aramız bozulduğunda babama çok sinirleniyor, çok kırılıyordum. ama ne kadar şanslı olduğumu anladığım günden beri onun bana ve kardeşlerime verdiği emeği daha da gözle görür oldum. o her daim bizim hatalarımızı affetmişken en ufak hatasında onu yargılamanın yanlış olduğu kanaatine vardım. geçenlerde ufaktan yaşlandığını fark edince de biraz ağladım. çünkü biliyorum ki hem onu hem annemi hem de kardeşlerimi kaybetmekten gerçekten çok korkuyorum. elimden gelen tek şey onlarla yapabileceğim kadar güzel vakit geçirmek. tek amacım bu.

tüm bunları nispet yapmak için anlatmadım. sadece şunu bilmenizi isterim ki eğer bir şansım olsa babamla aramızdaki ilişkiyi hepinize pay ederdim. güzel anılarımı, dolu kahkahalarımı sizinle paylaşırdım. bir fırsatım olsa yapacağım ilk şey bu olurdu.

teşekkür ederim babacığım, senin kızın olduğum için çok şanslıyım.

iyi bir şey fakat bazı hatalarımı duysa sanırım artık iyi olmayabilir.

böyle olsun; pamuk gibi, lokum gibi, bal gibi...

büyüdükçe aramızdaki ilişki düzeldi. önceden çok korkardım kendisinden yanında konuşamazdım bir şey isterken ağlamamak için zor tutardım kendimi. artık böyle değiliz her şeyi konuşuyoruz canikomla. pamuk gibi ballı süt gibi bir adam oldu seviyoz.

kızın evlenmesine kadar tatlı tatlı giden ilişkidir.

fakat bir de erkek evlat/kardeş varsa her iki kardeşin evlilikleri sonrası işler terse döner. erkek evlat kalkındırılırken kız evlat nal toplayabilir!

işte böyle bir şeydir.

yine keşke bir kız çocuğum olsaydı dönemlerindeyim ve bu başlık çıktı karşıma.
yahu benim zaten sevmek, sevilmek, aşk yaşamak, mutlu birliktelik gibi konulara dair umudum kalmadı ama bari bir kızım olsaydı…
pilli bebek - kızım ( elektroakustik versiyon )

adamlık müessesesinde master yapmak için büyük fırsat olabilir..
ama bu coğrafyada pek az insan böyle duyguların kıymetini biliyor gibi. anlamı çok büyük ve derin olsa gerek. lakin anlayan, bu duygudan nasiplenen pek az.
çünkü öyle olmasa bu toplumda kadınlar baş tacı edilir, toplumsal cinsiyet eşitsizliği olmaz, kadına saygı ve değer nirvana olurdu.

baba olmuşsunuz ama adam olamamışsınız.
özeti bu bizim gerçeğimizin.
adam olmayanların baba olduğu bir dünyada kadınlar gariptir garip..

onu dövdüm demin. kin tutmuşsa diye bi süre üst katta bekleyip sonra tedbirli şekilde yanına gideceğim. ilk ters harekette tepetaklak ederiz üstüne de bi buzlu maden suyu açarım, gün yine bitti.