evin adeta dışarıya açılan ve hava almak , serinlemek , huzur bulmak , rahatlamak için olan en güzel bölümü.
devamını gör...
4-5 kişilik sevdiğin efsane anlaştığın arkadaş ortamı. balkonda önünde tavla okey kağıt çaylar kahveler sigaralar müzik bir taraftan kahkahalar espriler. sabaha kadar şamata en son sen ve sıkıntını paylaşacağın bir arkadaş biraz dertlenmeler kederler yakılan son sigarayla beraber yatış.
devamını gör...
yaz kış farketmeksizin kırmızı çizgimdir. evimin, en sevdiğim bölümü. içinde az biraz da çiçek varsa tadından yenmez.
devamını gör...
tek basina oturdugunda hüzünlendiren arkadas ortami ile birlikte olunca eglenceli hale gelen mekan. tipki mutfak masasi gibi bi etkisi var.
devamını gör...
“balkon
ölümün cesur körfezidir evlerde”


sezai karakoç
devamını gör...
olmazsa olmazım ya geniş bir teras ya balkon.
devamını gör...
benim için bir evin olmazsa olmaz bölümü. özellikle gecenin sessizliğinde saatlerce gökyüzünü seyretmek inanılmaz huzur verici. görev yaptığım ilde havalar genel itibari ile çok soğuk olmasına rağmen evimi tutarken önceliğim balkonun kullanışlı olup olmadığıydı.
devamını gör...
balkon gerçekten de çok garip bir yer. tek başına oturunca çok efkarlı oluyorsun ama kalabalıkla oturunca çok eğlenceli oluyor.
devamını gör...
eve ait olsa da sanki değilmiş gibi davranan bölümdür.

herkes sevmez balkonu nedense. balkon bazılarının işgalci ruhlarıyla mutfağa kattıkları bir savaş mahkumu, zavallı bir esirdir. mutfağa katılan balkon, yemek kokularına bulanmış bir zavallıdır artık.

bazıları ise balkonun namahrem olduğunu düşünür ki bu insanlar balkonu kapatma derdine girer hemen. onlara göre açık bir balkon seyirliktir ama seyretmek için değil seyredilmek için. kapalı bir balkon, balkon değildir. odadır o. kime sorsak evinde bir oda eksiktir ya şaire göre, işte bu müdahaleci balkon kapatıcılar o eksiği tamamlayan sahte dahilerdir.

bir de balkona sinirli sezai karakoç vardır, der ki:

bana sormayın böyle nereye
koşa koşa gidiyorum
alnından öpmeye gidiyorum
evleri balkonsuz yapan mimarların


sevmez şair balkonları çünkü çocuklar balkondan düşünce ölürler. iyi kalplidir şair ama yanlış yerde aramaktadır suçu.

ama balkon güzeldir bence. balkon evin devrimci ruhudur. isyankardır. dik başlıdır balkon. sigara içilecek yerdir. sokağı izlemek için idealdir.

keşke zihnimizin de balkonu olsa.
devamını gör...
her akşam 2 saati film, 1 saati kitap, 2 saati müzik, 1 saati de hayatı sorgulayarak geçirdiğim yer.

* akşamlar ayrı tabi.
devamını gör...
herkesin uyuduğu saatlerde sessizlik içinde oturmalık mekan, arada bir geçen arabaların sesini de ezberlersiniz
devamını gör...
hasan yılmaz'ın güzel şarkılarından biri.yeni bir komşu taşınacağında hemen aklıma gelirdi bu şarkı kafada hayaller kurulmaya başlardı.
buradan
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
balkon güzeldir, biraz çiçek, sandalye, sehpa. sehpanın üstünde bir kahve, sigara, tatlı. daha ne olsun.
devamını gör...
güzel bir charles baudelaıre şiiridir.


hâtıralar annesi, sevgililer sultanı
ey beni şâdeden yâr, ey tapındığım kadın.
ocak başında seviştiğimiz o zamanı,
o cânım akşamları elbette hatırlarsın.
hâtıralar annesi, sevgililer sultanı.

o akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!
ya pembe buğulu akşamlar, balkonda geçen
başım göğsünde, ne severdin beni o zaman!
ne söylediysek çoğu ölmeyecek şeylerden!
o akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!

ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
kâinat ne derindir, kalp ne kudretle çarpar!
üstüne eğilirken ey aşkımın pınarı,
sanırdım ciğerimde kanının kokusu var.
ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!

kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
seçerdim o karanlıkta gözbebeklerini
mestolur, mahvolurdum nefesini içtikçe
bulmuştu ayakların ellerimde yerini.
kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.

bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
yeniden yaşadığım, dizlerinin dibinde
o "mestinâz" güzelliğini boştur aramak,
sevgili vücudundan kalbinden başka yerde,
bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;

o yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler,
dipsiz bir uçurumdan tekrar doğacak mıdır?
nasıl yükselirse göğe taptaze güneşler.
güneşler ki en derin denizlerde yıkanır.
o yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler!
devamını gör...
kadın göğüslerinin argodaki adı.
devamını gör...
evdeki en güzel detaydir.
devamını gör...
mutfağa veya salona katılması gündemden düşmeyen, eve ait bir çıkıntı.
devamını gör...
her şeyden uzaklaşmak isteyip çıkılan yerdir. evimin favori bölümü ve çiçek bahçemdir. çayın ve kitabın verdiği huzuru tamamlayan yegane mekandır.
devamını gör...
the balcony, le balcon.

édouard manet, üç kişilik bir gurubu balkonda caddeyi izlerken, birbirlerine fiziksel olarak yakın oldukları halde ve fakat birbirleriyle bir o kadar da ilgisiz ve hatta yüzlerinde yalnızlıkları okunur halde resmetmişti. yeşil pancurlu bir balkonda, şık kıyafetler içinde beyaz giysiler giymiş iki kadın ve kerli ferli adam manet'nin arkadaşları idi; sol baştaki kadın figürü berthe morisot, sağdaki kemancı fanny claus, ayaktaki ise ressam antoine guillemet idi.

the balcony, 1869, orsay müzesi, paris.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

manet'nin bu resmi, francisco goya'nın "balkondaki mayalar" (majas at the balcony ) resmine bir naziredir.

francisco goya, majas on a balcony, 1800-1810, metropolitan müzesi, new york
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

belçika'lı sürrealist ressam ve ressamların filozofu diye de anılan rene magritte'in de bir naziresi var. "the balcony"/"balkon" adlı resminde gerçekliğin oldukça sert bir tokadı var yüzümüze çarptığı.
zaten onu sürrealistik yapan da budur; neslerin alışık olmadık yerlerde alışık olmadık hallerdeki temsili.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

the balcony'de biri sandalyeye kurulmuş, diğerleri dikine duran üç tabut var. sanatçı imgelemine hele bu sanatçı sürrealist biriyse akıl sır erdirmek her zaman kolay değil, çoğu zaman da imkansızdır. balkonda yan yana duran bu üç tabutun yorumunu fiziksel olarak bir arada bulunan figürlerin ruhsal olarak bir arada olmamalarını ölümü betimlemek için kullandığını iddia edebiliriz ama bundan emin olamayız.

"everything we see hides another thing, we always want to see what is hidden by what we see."/"gördüğümüz her şey başka bir şeyi gizler, gördüklerimizin gizlediğini hep görmek isteriz."

magritte, kendinden önceki ustaların resimlerinden yola çıkarak ve 1949 yılından başlayarak ünlü tabloların kahramanlarının yerine tabut yerleştirerek bir dizi hazırlamıştı; "perspectives"/"perspektifler". the balcony bunlardan biridir.

jacques-louis david, madame récamier, 1800
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

rené magritte, perspective: madame récamier, 1951
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

françois gerard, madame recamier, 1802
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

rené magritte, perspective: madame récamier,
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


kaynak
kaynak
kaynak
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"balkon" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim