öne çıkanlar | diğer yorumlar

khaled hosseini'nin okuduğum ilk kitabı. kitap sayesinde farklı jenerasyondan iki kadının hayatına girme imkanı bulurken, hayatlarının acımasızlığının da ortak oluşuna şahit oluyoruz.
eserde, afganistan'daki kadınların birey olarak ele alınmadığı, birçok haklarının ellerinden alındığı, türlü şiddete maruz kaldıkları yansıtılıyor.


''sürekli seni düşünürdüm. yüz yaşına kadar yaşaman için dua ederdim. bilmiyordum. benden utandığını bilmiyordum ki."
devamını gör...
çok aģlak bir hikayesi olan eserdir. cok akici bir dille yazilmistir. bu yuzden yazarin (khaled hosseini) diger romanlarini da okumak istersiniz. (misal ucurtma abcisi) sonra onu okurken de aglarsiniz.
devamını gör...
okulda okutmuşlardı seneler evvel. yüreğimi sızım sızım sızlatan ikinci kitaptı o zaman. ne tuhaftır ki birinci kitap da aynı yazarın uçurtma avcısı kitabıydı. karakterlerin isimlerini unuttum meryem mi vardı, bir kadın daha vardı. hızlıca bitirilen kalın romanlardan diyebilirim. başlarından geçen onca olaya kayıtsız kalmak imkansız. kültürel açıdan da şaşırmıştım yaşadıklarına. son olarak bu kitabı çocukların okumaması taraftarıyım..
devamını gör...
afgan kadınlarının hayatlarına odaklanan bir roman. yıllar önce okumama rağmen birçok sayfasını unuttum maalesef. aklımda kala kala oradaki yaşayan kadınlara şeriat adı altında yapılan eziyetler kalmış. isimler, cisimler önemli de değil. kitabın vurucu yeri zaten şeriat diye uydurulup kadınların hiçe sayılması. şeriat bir terör grubunun uydurduğu 36 maddelik bir senaryo değildir.
devamını gör...
afganistan'lı yazar khaled hosseini tarafından yazılan bin muhteşem güneş afganistan'da kadın olmanın zorluklarına değiniyor, okurken çok etkilendiğim* roman meryem ve leyla'nın kesişen hayatları ve bütün zorluklara rağmen kurulan dostluklarından bahsediyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
lafı daha fazla uzatmadan kitabı anlatıyım.
meryem harami olarak dünyaya gelen talihsiz bir çocuktur. harami olduğu için babası onu ve annesi nana'yı yanında istemez ve kendi evinden uzakta sakin bir yere yerleştirir. haftanın bir günü perşembe günleri meryem'i ziyarete gelirdi. meryem babasının geleceği günleri dört gözle beklerdi bir hafta babası gelmedi diye meryem endişelenir ve babasını ziyarete gitmek ister bunu gören annesi nana meryem'e eğer gidersen içime yine cin girer bende ölürüm der meryem inanmaz ve yoluna devam eder. babasının evinin yakınlarına geldiği zaman kapıyı çalar ama babası kapıyı açmaz. meryem orada saatlerce bekler ama kapıyı açan olmaz. daha sonra babası cemil onu evine yollar. evin yakınlarına geldiklerinde nana'nın intihar etmiş bir şekilde ipte sallandığını görür. meryem şok olup büyük bir üzüntü duyar.
bu olay üzerine babası meryem'i evine alır. meryem'i evinde istemeyen babası cemil ve üvey anneleri , 14 yaşında olan meryem'i , 30 yaşında olan raşit isimli birisiyle evlendirir. ilk başlarda meryem'e iyi davranan kocası raşit sonraları meryem'in hamamda bir kaza sonucu çocuğunu düşürdüğü için kötü davranmaya başlar.
14 yaşında olan leyla meryem'in komşusudur. afganistan'daki savaşta ailesini kaybettiği için meryem ve raşit onu evlerine alır. leyla'ya göz diken raşit leyla iyileşince onun evde kalmasının uygun olmadığını kalacaksada onun karısı olarak kalması gerektiğini söyler leyla sevdiği adam olan tarık'tan hamile olduğu için karnında büyüyen bebeği ile çaresiz bir şekilde raşit ile evlenir. raşit bundan habersizdir ve çocuğun kendisine ait olduğunu düşünür. önceleri birbirlerini sevmeyen leyla ile meryem sonradan birbirlerini çok severek dost olurlar. leyla'nın tarık'tan azize isminde bir kızı ve raşit'ten zalmay isminde bir oğlu olur. meryem, azize'yi harami olduğu için kendisine daha yakın hisseder. uzun bir aradan sonra tarık ile leyla karşılarlar leyla tarık'ı eve alır. akşam olup raşit eve gelince zalmay babasına annesinin bir adamı evine aldığını söyler. bunu duyan raşit zalmay'ı bir odaya kilitleyerek leyla'yı öldüresiye döver meryem gözü dönmüş kocasına karşı çıkıp engel olmak ister ama kocası bir türlü durmaz en sonunda meryem küreği getirip kocasının kafasına sert bir darbe vurur küreği kafasına yiyen raşit oracıkta ölür. leyla ve tarık'ın kaçmasına yardımcı olan meryem sonra suçunu itiraf eder ve idam edilir. yaptıklarından dolayı leyla meryem'i asla unutmaz ve her daim kalbinde var olur...
devamını gör...
khaled hosseini'nin okuduğum ilk kitabı.

çok fazla beğendiğim ve alakasız bir yerde gözyaşı dökmeme neden olan kitap, öncelikle arkasında yazan "nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar." cümlesiyle hayli etkiledi. buradan konuyla alakalı birkaç bilgi almış oldum. hosseini çocukluğunda gördüğü, bildiği afganistan'ı anlatacaktı. daha sonra okumaya başladım ve ilk sayfada "harami" sözcüğüne rastladım. evlilik dışı olan bir çocuğun yaşayacağı zorlukların da böylelikle farkına vardım.

şimdi sıra sekizinci sayfada, sonlarda şu cümle var, hepimiz illa duymuşuzdur: "pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima mutlaka bir kadını gösterir."
burada yazar "bakın, bu kitapta suçlayıcı parmaklara maruz kalan kadınları anlatacağım!" dedi ve öyle de oldu.


nana'dan leyla'ya ismi geçen her kadın bir erkek yüzünden hayatından oldu. bilirsiniz birinin hayatını kaybetmesi için ölmesi gerekmez. bu kadınlar henüz ölmeden yaşamlarından oldular. sanırım tarık ve babi harici iyi erkek karakter sınırlıydı. raşit'in bitmek bilmeyen dayakları, istekleri, sövmeleri... celil salağının kızını eve almaması falan feminist olmaya yetecek sebepti resmen.

meryem henüz on beşindeyken evlendirildi. o yaşta vücudu kaldırmadığı için bebeklerini kaybetti ve yine kendisi suçlandı. babası diğer kızlarını okula gönderdi, 'meryem'e evlenmek için ideal yaştasın' dediler. raşit cıbıl cıbıl kadın fotoğraflarına baktı ama meryem'e 'burka (çarşaf türü bir şey) giymek zorunda olduğunu' söyledi. kim ne derse desin, bu hikâyenin asıl kaybedeni meryem co'ydu.


kitap okumaya doyurdu desem yanlış olmaz sanırım. edebiyatı, siyaseti, aşkı, terörü, hayatı yani kısaca, çok güzel anlatmıştı yazar. kesinlikle yatırım tavsiyesidir. ilk sayfalara bir göz atın, demek istediğimi anlayacaksınız.

-"bir toplumun, kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı yoktur."
devamını gör...
ağlaya ağlaya birkaç günde okuduğum kitap. canım meryem o kadar üzüldüm ki sana... senin kaderini yaşayan insanların varlığı o kadar darmaduman etti ki beni. okunması gereken şiddetle tavsiye ettiğim bir kitap
devamını gör...
aynı ülkede yaşamış bir birine zıt karakterli ailede büyümüş iki kadının kesişen yolları. afganistan da kadına bakış açısını gözler önüne seriyor. içim burkularak gözlerim dolarak bir solukta okuduğun bir kitap. meryem'in sonu kendini feda etmesi beni bitirdi. bir kadın olarak ülkemizin ve atatürk'ün bizlere sağladığı özgürlüğümüzün kıymetini iyi bilmeliyiz.
devamını gör...
uçurtma avcısı'nı okuyup beğenen herkesin bin muhteşem güneş'i de seveceğini düşünüyorum. ilkinde çocuklar merkeze alınırken ikinci kitapta kadınlar olay örgüsünün temelini oluşturuyor. arka planda ise yine afganistan var. darbeler, sovyet işgali, iç savaş ve taliban rejimi derken mahvolan ülkede yitirilen sayısız can için yakılmış bir ağıt diyebiliriz bu kitap için. hayatta kalanların da mahkûm edildiği zindandan gelen sessiz feryatlarını duyarız.

özellikle meryem'in hikâyesini içeren bölümleri okurken insanın gözyaşlarını tutabilmesi zor..
devamını gör...
şimdiye kadar beni en çok etkileyen, iki kez okuduğum ve tekrar okuyabileceğim kitaptır.

yazarın anlatımı o kadar akıcı ki, elinizden bırakamıyorsunuz gerçekten. yazarı khaled hosseini, afganistan'da yaşanan korkunç savaş günlerini ve arkasında bıraktığı acıları öyle güzel anlatmış ki, okurken o acıları kalbinizde hissediyorsunuz. karakterlerin yaşamları insanı içine çekiyor. hatta siz karakterleri çekip kurtarmak istiyorsunuz o yıllardan.
şimdilerde tekrar işgal altında olan afganistan'ı, bir ucundan da olsa anlamak isterseniz, mutlaka okuyun derim.
devamını gör...
lisede okuduğum ve ne zaman küfür edecek olsam imdadıma koşan khaled hosseini romanı. garip bir şekilde ne ağladım, ne üzüldüm ne de hatırlıyorum kitabı ama kesinlikle okudum. kütüphanemde de bulamıyorum. öyle okuduğumu bildiğim ancak zihnimde yitip giden az sayıdaki romanlardan biri.

okuduğum dönemde ağır şekilde depresyondaydım. sanırım ondan hatırlamıyorum ama bir öncesinde okuduğum uçurtma avcısını silik de olsa hatırlıyorum.
devamını gör...
uçurtma avcısının, o harika kitabın yazarının kitabı
savaş ne kötü olduğunu vurgulayan kitap
yazar her zaman duygularını en derinine inerek yazıyor.
ı̇ki kadın, birbirine bağlanan iki hayat. ı̇ki çıkmaz görünen sokaktır bu kitap.
her ilişkide niyet en önemli temel. sevgiyle atılan her adım sevgiyi bulup çıkarıyor. ı̇yilikle atılan her adım mutlaka cevap buluyor kendine işte bu o kitap.
kadınların nedir bu çekisi yıllardır, hatta yüzyıllardır? eksik eteklik? savaşlarda tecavüz? aşağı insan muamelesi? bunu anlatan kitap.
ve pişmanlıklar..
en kötüleridir..
şu kısım her şeyi özetler nitelikte;

“pişmanım. seninle görüşmediğim gün için pişmanım. ne uğruna? etrafa rezil olma korkusundan mı? şu sözde temiz adımın lekelenmesinden mi? bunca yaşadığım şeyden sonra ☝?o zaman yaşadığım bu saçma kaygılar bana şuan ne kadar da önemsiz görünüyor bilemezsin..ama artık çok geç tabii. belkı̇ de yüreksı̇zlerı̇n asıl cezası budur;gerçeğı̇ ı̇ş ı̇şten geçtı̇kten sonra, artık yapılabı̇lecek hı̇çbı̇r şey kalmadığında görmek, anlamak☝?
✅ bir baba’nın kızına ne yazık ki ulaşamayan mektubundan alıntıdır...
.
ne yazık ki..
ama çok iyi değil mi? tüm saçma pişmanlıklarımızın dile gelmiş hali değil mi?
tüm kitap bu paragraftır benim için. işte bu o kitap.
devamını gör...
çocuk esirgemede kaldığım kısa süre içinde oradan bi annenin bana verdiği kitaptır. 13-14 yaşlarında bir kız çocuğunun okuması sonucu bugünki kadın, toplumsal baskı ve savaş hakkında (bence) muazzam düşünceleri var. herkesin okuması ve mümkünse avaz avaz önermesi gereken bir kitap. uçurtma avcısının da geri kalır yanı yok.
devamını gör...
hayatımda derin iz bırakan kitaplardandır.

khaled hosseini, genel olarak tüm romanlarında orta doğu'nun durumuna dikkat çekerek dram içerikli eserler ortaya koymuştur.

uçurtma avcısı ve bin muhteşem güneş özellikle o coğrafyayı en iyi anlatan ve en kaliteli olay örgüsü olan iki kaliteli eserdir bana göre.

hikaye genel olarak afganistan'da taliban rejimi ve etkilerine dikkat çekerken aynı zamanda kültürel olarak da çok fazla iz barındırıyor. yazarın kendisinin de afganistan kökenli olmasından dolayı kendi kültüründe olan her şeyi tarafsız bir şekilde eserine aktarmış.

özellikle bir burka sahnesi vardı. aradan seneler geçse dahi unutamıyorum onu okuduğum günü.

kadın dayanışması ve "kadın kadının yurdudur." cümlesinin vücut bulduğu bir hikaye aynı zamanda. leyla ve meryem arasındaki o dayanışma gerçekten çok etkilemişti beni.

özellikle feminist düşünceye sahip olan veya merak eden birileri varsa muhakkak kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum.
devamını gör...
bazi kitaplar sadece okunmaz. kapagi actigin an icine girer ve her bir sahneyi yasarsin. ben iste bin muhtesem gece'yi yasadim. meryem'le birlikte her persembe gununu cemil'in gelisini dort gozle bekledim. nana'nin intiharinda kendime pay bictim. mecburiyet nedir ve 15 yasinda, 40 yasindaki bir adama nasil mahkum kalinir ogrendim. leyla'yi da unutmayalim; tarik'i her gordugunde yasadigi o heyecani, kalbinin carpisini, sahiden asik olmuscasina en derinlerde hissettim. bir seylerin bitti denilginde yeniden cika geldigini de onunla ogrendim. ve biz kadinlarin farkliliklar icerisinde bile birbirimize ne denli benzedigini bir kere daha tecrube ettim...

kitaba yorumum disinda itiraf etmem gereken bir konu var ki; esere baslarken ciddi bir on yargiyla basladim. khalid hussein'in bu romaniyla uçurtma avcısı tadinda bir eser daha cikaramayacagini dusunmustum. acikcasi okudugumaya basladigim esnada da ongorumun dogru olduguna emin gibiydim lakin ozellikle leyla'nin evliliginden sonrasinda devam ede gelen olaylar, eseri okumanin otesinde icinde her bir karakteri yasamaya itti beni diyebilirim.

kitabi siddetle tavsiye ederim. hatta lutfen okuyun. okuyun ve orta dogu'da kadin olmanin ne denli zor oldugunu gorun. bir ulke, bir millet nasil nasil harcanir, nesiller nasil kaybedilir, insan nasil cahil birakilir, mecburiyetler nelere boyun egdirir gorun.

yalniz kitap sen ne guzel bir seysin? taniklik etmeden, tecrube etmeyi ne guzel ogretiyorsun.
devamını gör...
roman afganistan'ın topraklarında geçiyor. yazar oradaki iç savaşı, zulmü, adaletsizliği gözler önüne sermiş. afganistan hakkında bir bilgiye sahip olmayan insanlar romanı okuduktan sonra adeta savaşın içinde bulacaklar kendilerini. konusu zor şartlar ve zoraki evliliklere dayanan kitap, her türlü acı ve kederi tatmış iki kadının, meryem ile leyla'nın dostluklarıyla sonuçlanıyor. *

harami olarak dünyaya gelen meryem, afganistanda harami olmanın utancını üstünde taşıyan günahı olmamasına karşın günahkar sayılan bir kızdır. babası tek çareyi onu ve annesini evinden, herkesten uzağa bir yere götürmekte bulur. şehirden uzakta annesi nana ile yaşayan meryem'in ihtiyaçlarını babası karşılamaktadır. her hafta perşembe günü gelir ihtiyaçları getirir ve meryem'le zaman geçirirdi. meryem bu ziyaretlerden oldukça keyif alır ve perşembe günlerini iple çekerdi. yine bir perşembe günü babasının gelmesini bekleyen meryem babasının gelmemesi üzerine büyük bir hayal kırıklığı yaşar. ve babasının evine gitmek ister. en güzel elbiselerini giyen meryem, annesinin sözlerini göz ardı eder. annesi nana eğer giderse kendisini asacağını söylemiştir. buna inanmayan meryem yoluna devam eder. uzunca bir süre yürüdükten sonra babasının evini bulur lakin kapıyı açan kişi babasının evde olmadığını bildirince meryem büyük bir üzüntü duyar ama geri dönmez orada bekler. evden şoförüne talimatlar veren babası onu evine götürmesini söyler. meryem mecburen arabaya biner. gittiklerinde nana'nın ipte sallandığını gören meryem hayattan ilk darbesini almıştır. bu olayın ardından babasının evinde kalmaya başlayan meryem, babasının eşleri tarafından istenmez ve meryem'in evlilik çağında olduğunu * ve 30 yaşında olan raşit'in en iyi aday olabileceğini söylerler. durumu kabul eden babası meryem'i raşit'e verir. orada önceleri iyi vakit geçiren meryem hamilelik döneminde eşinin çocuğunu taşıyor diye iyi muamele görür. ancak bir gün hamamda kayması sonucu bebeğini kaybeden meryem eşi tarafından öldüresiye dövülür.

komşuları olan leyla savaşta anne ile babasına kaybetmesi üzerine bir süreliğine meryem ile raşit'in evinde kalır. başlarda iyi ağırlanan leyla sonraları raşit'in burada kalmasının günah olduğunu kalacaksa da eşi olarak kalmasını teklif eder. karnında sevgilisinin çocuğunu taşıyan leyla, sevgilisi tarık'tan haber alamayınca çocuğunun harami damgasını yemesini istemez ve teklifi kabul eder. tarık'tan azize isimli bir kızı, raşit'ten de zalmay isimli bir oğlu olur. erkeklerin el üstünde tutulduğu afganistan'da zalmay'ın her türlü istediğini yerine getiren raşit, azize'nin kendi çocuğu olduğunu sanmasına rağmen onu zalmay'la bir tutmaz. harami olarak dünyaya gelen meryem azize'yi kendisine çok yakın hisseder.
tarık'ın öldüğüne emin olan leyla bir gün tarık'ın ani ziyaretine karşı çok şaşırır ve onu evine alır. akşam olupta yemeğe oturdukları sırada zalmay babasına annesinin eve bir erkek soktuğunu söylemesi üzerine deliren raşit zalmay'ı odaya kilitler ve leyla'yı öldüresiye döver. leyla'yı başlarda sevmese de sonraları dostu olarak gören meryem, leyla'nın oracıkta ölecek olmasına göz yumamaz ve bahçeden bir koşu getirdiği kürek ile kocasının başına sert bir darbe indirir. aldığı darbe ile yere yığılan raşit, oracıkta ölür. bu olay üzerine suçunu itiraf eden meryem idam edilir. tarık ile birlikte mutlu bir hayat sürdüren leyla, meryem'i asla unutmaz ve her daim kalbinde var eder...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bu kitapta beni çeken bi o kadar da uzak tutan bir şey var. uçurtma avcısı'nı bir solukta okumuşken hemen ardına başlamalıyım deyip kitabı bulamamamla erteledim sonrasında buldum ve aldım en önde durur kitaplığımda her seferinde elime alıp geri bırakıyorum. umarım okuyabilirim bi başlasam olacakta bakalım.

okuyacağım seni ''bin muhteşem güneş'' bu da kendime not olsun.
devamını gör...
insanı psikolojik olarak buhrana sokabiliecek bir kitap eğer çabuk etkilenen empati yeteneğiniz kuvvetli bi insansanız bu kitap sizi uzun süre dramaya sokabilir
devamını gör...
uzun zaman önce okuduğum bir kitap ve ağır dram içerdiğini biliyorum fakat yine de bana kendini okutabilmiştir. yazar khaled hosseini'nin okuduğum ilk kitabı uçurtma avcısını biliyorum ama ben bu kitabı seçtim okumak için ve henüz diğer kitabı okumuş değilim. pişman mıyım onu diğer kitabı okumadan anlamak zor olsa gerek.


bu kitapta iki kadın anlatılıyordu önce bir kadın anlatılırken daha sonra onun kızı anlatılıyor. tabii yine de hikaye küçük kızımızın gözüyle anlatılıyor. kendi küçük kulübelerinde yaşarlarken annesi ile bir başına sürekli gidip gelen birinden bahsediyor onu seven birinden annesi öldükten sonra onu alıp diğer ailesinin yanına götüren bu adam onu her ne kadar sevse de daha sonra küçük yaşta evlendirilmesi için yapılan baskılara yenik düşecekti. evlenip kendi yuvasını kurmasına kadar hatta daha da fazlası istemeyerek de olsa kurduğu hayatında bir de istemeden gelen bir kuma vardı.


insan bu kitabı okuyup mantıklı bir şey bulamıyor cahillik o kadar kötü bir noktada ki anlamak imkansız.
devamını gör...
kitabı 1 haftadır okuyorum bitirmeme az kaldı ama bu 2 kadının yaşadıkları raşit pisliğinin onlara yaptıkları. taliban denen garabet şeyin maddeleri. yani kitabı okurken bunaldım kriz geçirdim. içim bi hoş oldu.açıkçası ülkemizin kadınlarının da bu hale düşmesi an meselesi. çoğu kişi şeriatın hala kadınlar üzerinden işlediğini anlamıyor. bir müslüman olarak ben şeriatın hiçbir yere gelmesini istemem. kitap beni çok kötü etkiledi. ruhumu sarstı resmen. uçurtma avcısını 5 6 sene önce okumuştum ve o beni bunun kadar etkilememişti. bu gerçekler yüzüme çok kötü çarptı sözlük.belki şu an laikliğe en çok sahip çıkması gereken ülkemizin kadınlarıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bin muhteşem güneş" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim