bipolar duygudurum bozukluğu

25 yıldır zeminini hazırlayıp 3 yıldır yaşadığım/yaşattığım hastalık. bu hastalıkta hastalığı yaşayan kişi kadar etrafındaki kişiler de zarar görüyor. kendi ailemden biliyorum.
bu hastalık başlar başlamaz kırmızı haplar içersin. bazen iyi olursun bazen kötü. ama çoğunlukla, ağır bir hırka gibi taşırsın sırtında bu yükü.

zor bir durum.

efendim bebeğim?
ha tamam başlık bana seslendi zannetmiştim.
yoran bir hastalık.uyuyamamanı baş ağrılarına bağlarsın ama aslında manik dönemdesindir..
eğer bu hastalıktan muzdarip bir yakınınız varsa ona alışmaya çalışın zira benim kendime alışmam zor oldu.
bipolar bozukluktan muzdarip olan kişi bunu okuyan kişi, sensen...
kendini sev, kabullen. acın belki böyle hafifler..

sevenlerini daha çok yoran hastalık.
tedavi olun allasen.

hiçbir psikolojik rahatsızlık kolay değildir.
bir de herkesin kabul edebileceği problem değil.
genel de karşı tarafı suçlarlar. haksız olan kendisi değişmiş gibi davranır.
çok duvar örer ve gerçeklerden kaçmaya meyillidirler.

hepsi için genel olarak bu geçerli ama
kendinizi yerinizi sağlamlaştırana kadar canınız çıkar. güven ve sevgi kolayca göz ardı edebileceği şeyler olabilir.
ya da tam tersi de olabilir.
psikolog değilim. ama çok denk geldim böyle tanılara.
duygu durum bozuklugu ben de vardı. bipolar değildim ama. gerçekten çok zor.
kendinizden sürekli bir şeyler gidiyor.

düzelseniz de hep yarımsınız.
sanki yüzyıllardır burada yaşamışsınız da kalmamış artık bir şey.

iki ucu çamur değnek.
ya çıldırasıya mutlu olursun
ya da çıldırasıya depresyona girersin ortası yok.

bipolar bozukluğun, beyindeki kimyasal dengesizliklerin sonucu gelişebilir. beynin fonksiyonlarını kontrol eden kimyasallara nörotransmiterler denir.
bir veya daha fazla nörotransmiterde bir dengesizlik varsa, bipolar bozukluk semptomları gelişebilir

ötekileştirme, damgalama, hastaların kendi uğraşlarının üzerine bir de baharatı olan hastalıktır efenim.
öyle bir hastalık ki, tükenirken bir de dışlanırsınız, bilmeyen insanlar korkar sizden, kaçar ya da damgalar:
bipolarlar aldatır, seksomanyaktır.
bipolarlar patolojik yalancıdır.
bipolarlar her şeyi abartır, çarpıtır, manipüle eder.
bipolarlar saldırgandır, şiddet gösterir, sağı solu belli olmaz.
bipolarlar tembeldir, keyiflerinden ödün vermezler.
bipolarlar savurgandır, paradan anlamazlar.
bipolar biriyle ömür mü? kaç kaç kaç.
bipolar biri asla evlenmemeli, asla çocuk sahibi olmamalı.
bipolarlar tedavi edilemez, uyuşturulması gereken hayvan gibidirler.
bipolarlar zekalarını sadece çıkarları ve ikna için kullanır, kandırırlar.
bipolar biri mi? delinin teki, potansiyel tehlike.

bir de bu etkiletleri sindirip geçmen gerekir bipolar olunca.
işin berbat yanı, bir de "ben böyle biri miyim? gerçeğim bu mu?" sorgusundan geçmek durumunda kalmaktır.
geçmedik mi henüz çok tecrübesizken, bilmezken cahillerin damgalaması ile deli arkadaşlarım ha?
baştan yazıyorum ki, böyle söyleyenler-bakanlar her kimse, bir bok bilmiyor ve damgalama cümleleri kurarak hastaları, baş etmekte oldukları şey karşısında daha kötü etkiliyorsunuz, bu hastalıkla yeni tanışmışların kabulünü zorlaştırıyor, tedavisini geciktiriyorsunuz. okuyan tecrübesiz bipo arkadaşlara da tavsiyem olsun, bir bok bildikleri yok onların, siz bunlar değilsiniz. bu yoldan geçmiş biri olarak "bipolarım ben, hepinizi yerim ben!" diyorum onlara. cahil sevmem, sttrsnler gitsinler efenim.

deli manyak arkadaşlarıma selam ederim, nassınzz? iyisinzz?

bu başlığa yazmamın sebebini kısaca açıklayayım:
efenim, bizim zamanımızda damgalama olayları maalesef daha berbat seviyelerde yaşandığı için (artık daha konuşulur bir hale geldi şükür ki), bu tip hastalar sosyal yönden kabuklarına çekiliyor ve bu da hastalıklarına hiç iyi gelmediği için tedaviyi zora sokuyordu. normal bir kişi de yalnızlaştıkça, kendini kendine kapattıkça zaten psikolojisi darbe görmeye başlar, sosyal canlılarız neticede. bunu bir de hasta halinizle yaşadığınızı düşünün? evet, daha da kötü oluyor. bunu kendinize yaşatmayın; konuşun, anlatın, anlatın ki bilinsin. damgalanmaktan, ötekileştirilmekten, yargılanmaktan korkmayın, cahiller sürüsü işte onların laflarına alınılır mı? ama asla kendinizi bu hastalıkla da tanımlamayın, kendinizi aşağı görmeyin arkadaşlar. sizler tanrının sanatçı çocuklarısınız, herkes bunu anlayamaz. bu yüzden anlayanlarla konuşmak isterseniz ve kendinizi çok yalnız hissediyorsanız diye ciddi bir giri yazacağım, elimi uzatacağım sizlere.

ben buradayım. yalnız değilsin, çaresiz asla değilsin.
bu hastalıkla savaşta oldukça iyiyim, bir ejderhayı evcilleştirmiş gibiyim.
dilerseniz yazabilir ve hastalıkla ilgili aklınıza takılan her türlü soruyu sorabilir, bilgi alabilirsiniz. çok doktor gördüm, çok uzmanla sohbet ettim, çok teknik denedim ve üzerine çok okudum. ki tavsiyem de hastalığınızı bilmeniz, iyi öğrenmenizdir bu onunla baş edebilmenin "kabullenme"den sonraki gelen önemli adımıdır. ben yapabildimse, siz neden yapamayasınız ha, ne eksiğiniz var benden?

şu an mükemmel bir hayat yaşıyorum; kendi işim var, kendi evim, kendi kazancım, samimiyetinden emin olduğum dostlarım, saygınlığım, her şeyim var. ben yaptım, siz de yaparsınız. bu hastalığın en güzel yanı nedir size söyleyeyim mi? çevrenizde gerçek dostlarınızı bırakmasıdır, diğerlerini çil yavrusu gibi dağıtır. bu yüzden, sevinin.

ne zaman ki bununla dalga geçebilir, üzerine espriler yapabilir, yapılan esprilere katılabilir hale gelmişsinizdir, işte bipolar denilen illet, sizin köpeğiniz olmuştur artık. dramla beslemeyin, gülün. esprileriniz sizi hayatta tutacaktır.

şimdi efenim, bir başka bipolarlı başlıkta da yazdığım gibi; eskilerin "tanrıların hastalığı" lakabını taktıkları (sanırım okb için de ruh kanseri diyorlardı), tedavisi için duygu-durum düzenleyici ilaçların kullanıldığı (başlıcaları: lithuril, depakin, lamiktal, ketya), hastanın bir ucunda mani olarak adlandırılan coşkunluk-taşkınlık (+10), diğer ucunda depresiflik olarak tanımlanan çökkünlük hissiyatını yaşadığı (-10), genetik geçişli olduğu söylenen (bu da klasik bipolar ve atipik bipolara göre değişir) ruhsal ve tabii beyindeki hormonlar ve salgılanmaları ile de ilintili olduğu için fiziksel de bir rahatsızlıktır. ciddi bir rahatsızlıktır, ölümcüldür nitekim %60 intihar oranı veriliyor ve teşhisle beraber %40 engel alabiliyor, malulen emeklilik hakkından faydalanabiliyorsunuz. tedaviye direncinize göre de bu engel oranı gittikçe artıyor.

ama asla baş edilemez bir durum değil, hemen düşürmeyin yüzünüzü.
ben hızlı döngülü tip 1 bipolarım. bu da demek oluyor ki mani atağı geçiriyorum, depresyonlar ağır oluyor ve tedaviye maalesef daha dirençliyim.

bipolar ana olarak ikiye ayrılıyor:
tip 1: mani atağı yaşayan, depresyon yaşayan, mani ağırlıklı.
tip 2: mani atağı yaşamayan, hipomani geçirebilen, depresyon ağırlıklı.

efenim mani dediğimiz manyaklığın da kendi içinde beş derecesi var ve gittikçe kayışı koparma olayımızın sırasıyla şöyle:
öfori: hareketlilik başlar, gevezelik, jest mimik kullanımında artış, mutluluk, büyüklenme duygusu
erotomani: artan cinsel istek, uyku ve yeme ihtiyacında azalma ve buna karşın enerji artışı, çabuk öfkelenme
extacy: aynı adlı uyuşturucu bir hap var bilirsiniz. aha işte adını bu evreden alıyor. sanırım anlatmaya gerek yok.
hipomani: düşünce sıçramaları, kafiyeli konuşma, sanrılar, zaman-mekan algısında bozulmalar
mania (mani atağı): kesbiç ossun, bağlayın arkadaşı yatağa. vurun iğnesini. olmadı mı? basın elektroşoku.

not: her atak yüksek hareketlilik halinde yaşanmaz, kimi ataklar katatoni halinde gelebilir ve kişi donar arkadaşlar.
mesela buna bir örnek verelim: kişi öyle bir sanrı içine sıkışmıştır ki, bir adım atsa dünyanın tüm dengelerini alt üst edeceği fikrine inanır ve hareket edemez hale gelir, olduğu yerde kaskatı kesilir.

hiçbir bipolar bozukluk hastası ilk atağında kendini yakalayamaz arkadaşlar (yakalayan varsa söylesin); maalesef bu atağı tecrübe edersiniz, artık ne derece ağır olduğu kişiden kişiye göre değişir ancak bu atağı da bir kere geçirdikten sonra, sonraki ataklarınızı yakalayıp erken müdahale ettirmeniz mümkündür. çünkü artık atağı tanımışsınızdır. bu da demek oluyor ki, iç görü geliştirilebilir mi, farkındalık sağlanabilir mi o halde? evet. tam üzerine bastınız. bu hastalığın dizginlerini elinize alabilirsiniz. sizde nasıl işlediğini öğrenir, üzerine bilgi edinir, doktorunuzla takım olur hakkından gelirsiniz. bipolar tam bir "bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur" hastalığıdır efenim.

psikolojinin en yüz güldüren ve aynı zamanda en can sıkıcı hastalıdır bipolar. nitekim dr. timuçin oral'ın deyimiyle:
en yüz güldüren hastalığıdır çünkü; başka hiçbir hastalık yoktur "delilik" seviyesinde yaşansın ve tamamen sağlıklı, normal hale dönsün.
en can sıkıcı hastalığıdır çünkü; hastalık tamamen düzeldiği için, hastalar ataklar sırasında yaşadıklarını unutmazlar ve bunun üzüntüsünü, acısını, utancını yaşarlar.

biraz kaşarlanın be anam ahsh gülün halinize.
benim bir deli hallerim vardı vaktinde anam of, birinde bir atak geldi; zannediyorum herkes ajan olmuş peşime düşmüş. bakar mısınız james bond bok yesin abi, kralını çekmişim o filmlerin zihnimde. demem o ki, öldürmeyen acı sizi güçlendiriyor evet, evet bu klişe doğru. doğru olduğu için bu kadar klişe zaten arkadaşım, delidaşım.

şimdilik bu kadar bilgi yeter sanıyorum ve sizleri öpüyorum.
geçmiyor ama geçmiş olsun diyelim.

bu arkadaşlar çok zeki olup 3500 iq ları vardır. onedio zeka testlerinden full çekerler.

16 ila 20 yaşları arasında kadınlar arasında popüler.

bende de bir parça var diyip usulca memeye uzanmak en iyisi.

büyüyünce herkes iyileşiyor.

keşke bu hastalığa hiç yakalanmamış olsaydım ve bütün gençliğim çöpe gitmiş olmasaydı. 19 yaşında yakalandım şuan 31 yaşındayım. neyse hiçbir şeyden bahsedesim yok bu konuda da görünce yazdım işte.

benim de muzdaribi olduğum duygudurum bozukluğu hastalığıdır. şortunuzun para koyacak cebi bile olmadan kendinizi kaçak göçek otobüslere binerek, otostop çekerek, taksi durağında sabahlayarak edirne'de bulabilirsiniz. bu atak geçince de aileye beni burdan alın dedirtir. bu mani atağıdır. bir de tam tersi depresyon atağı vardır ki bu da 3 gün boyunca battaniye kokusunu özümsersiniz.

psikiyatride sıkça karşılaşılan bir bozukluktur. bu kişilerde manik ve depresif ataklar halinde gelir. tanı kriterleri dsm-5 e göre tanımlanmıştır. tedavide duygudurum dizenleyici ilaçlar kullanılıyor. bunların başında lityum karbamazepin gibi ilaçlar geliyor.

luciferin dalga geçmesine üzüldügum hastalığım..
bir aydır ilacımı biraktim daha az uyuyor daha fazla gülüyorum.. haftasonu psikiyatrist randevum var.. ilaci bıraktığımı soyleyince bakalım neler söyleyecek..
ha birde beddua minvalinde olsun son sözüm..
dalga geçenler bin beter olsunlar..

kendinizi bu hastalığın eline bırakırsanız geçmiş olsun. allah yardımcısı olsun yakalanın

zor bi hastalık. ömür boyu ilaç, çocuk sahibi olmada zorluklar, alınan kilolar, zırt pırt atak oluyorsa dikiş tutturulamayan bir hayat.

lityuma saatler kala..
yarın kesin drum receteliyecek..
ve ben yine umutla kullanmaya başlayacağım..
zor dostum..

bipolar bozukluk budur.

diğer adı ikiuçlu duygudurum bozukluğu olan kişinin günlük yaşamındaki işlevselliğini etkileyen bozukluktur. manik veya hipomanik veya depresif dönemler görülmektedir. depresif dönem tek başına bipolar bozukluk oluşturmaz. bipolar olması için manik veya hipomanik dönemler olmalıdır. bipolar bozukluktaki depresif dönem majör depresif bozukluğa sebep olabilir.
iki uçlu denmesinin sebebi depresife ek olarak aşırı motivasyonlu durumun da bulunmasıdır.
manik dönem kişinin hastaneye yatmasını gerektirir, bu durumda bipolar 1 bozukluk bulunur. tek bir manik dönem yeterlidir.
hipomanik dönemde ise hastaneye yatış gerekmez. hiçbir manik dönem yaşanmamış olmalıdır. bu durum da bipolar 2 bozukluktur.
bu dönemlerde kişi aşırı özgüvenli, aşırı motive, yetersiz uyku uyuyan, hedefe kitlenmiş, kontrol dışı davranışlar, riskli cinsel davranışlar vesaire gösterir. kişi aşırı enerjik ve özgüvenli olur. kişi kendine, çevresine zarar verebilir, bu olmazsa da en sonunda kişi enerjisini kaybeder, bitkinleşir.

bu bozuklukta biyolojik faktörler ve çevresel faktörler etkindir, ilaç kullanımı genel olarak gerektirir.

eğer kendinizi yok etmeden devam edebilirseniz "the next stage is coming" ;

(bkz: paranoid şizofreni)