bir başkadır

dün oturup tek oturuşta başlayıp bitirdiğim netflix dizisidir. hem karakterler hem de gösterdikleri görüntüler ile gerçekten de bir türkiye portresi sunuyor. şahsım beğendi. yalnız gözüme bir şey takıldı.

--! spoiler !--

hocanin kızının evlatlık olduğunu öğreniyoruz. bu tabi güzel bir insanlık örneği. burayı geçelim. yalnız dinen bir aile kız evlatlık edindiğinde bu kız babaya namahrem* oluyor diye biliyorum. erkek evlatlık edindiğinde ise ancak anne onu emzirirse namahrem olmuyor. yoksa diğer türlü de erkek çocuk, anneye namahrem oluyor. karışık bir durum tabi. e bu durumda kız çocuklar evlatlık alınamıyor mu? bilemedim. senaristler bunu biliyor muydu yoksa hocanın da aslında dinen kusursuz olmadığını, yanlış yapabilen bir insan olduğunu mu göstermek istediler insanlara.

--! spoiler !--

aşırı tırt bulduğum bir netflix dizisi. sanki plazalarda bulunan deri büro-sit koltuklarında oturdukları yerden anadoluya dair gözlemler yapmışlar gibi çiğ bir yanı var. zaten biliyoruz kardeşim bunları biz. başka şeyler gösterin bize, bilmediğimiz şeyler.

tipleme yaratmada berkun oyanın çok başarılı olduğu yapım.jungcu bir karakteri diziye koyarak dizinin psikanalitik yönlerini biraz olsun dengelediğini düşünüyorum.hocanın yardımcısını her görüşümüzde içime bir ferahlık geldiğini ve kasvetin dağıldığını söyleyebilirim

ayrıca sinan'a da bir parantez açmak gerekiyor en gerçekçi tip bu olabilir böyle adamlar çevremizde sokakta işte heryerde karşımıza çıkıyor

shtizel dizisinin türk versiyonu.

gerçekten kaliteli bi yapım. başlamadan önce tüm sosyal medya’da denk gelip, insanların şişirdiğini, daha önceden görmediğim hiç bişeyin olmayacağı kanısındaydım. güzel yanıldım.

son dakikalarını sevemiyorum. film bitişi gibi ama değil. karakter tv izlemeye devam ediyo*. neden yani? sezonun sonu kafamı karıştırdı.

en çok tartışılan karakteri ise sinan. sinan gibi karakterler hep var ve var olacaklardır. gülbin, beraber olduğu sinan'ın mal bir karakter olduğunu arkadaşlarına söylüyor. anlam veremediğim şey sinan'ın buna bozulması. normal şartlar altında sinan gibi karakterler bozulmazlar. şimdi gülbincim madem sinan mal, cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için niye mal bir karaktere düşüyorsun. bence sen de sinan kadar malsın canım.

sonunda insanları psikolog ve psikiyatriste gitmekten soğutacaksınız.
şu sıralar nereye kafamızı çevirsek mevzu bunların etrafında dönüyor. hayır bir de meslek ahlakına ettiğine uygun birilerini işleyin şu dizilerde yahu.
kafadan ilk eleştirimi yaptım devam ediyorum..

burdan sonrası spoiler içerebilir!!!

son günlerde çokça bahsedilen bir yapım olduğu için bir pazarımı ayırdım ve başlayıp bitirdim. beğendin mi, derseniz, yukarıdaki yorumumu göz önüne alın, daha çok gerildim.
müzikleri beğenen pek çok insan var, nesi orijinal bilemiyorum.. yani netflix'e hazırlanan içeriğe de yeşilçam sosu gezidrmeseniz olmazmış herhalde. bence çok gereksiz. o müziklerin kullanıldığı o kadar çok yeşilçam filmini o kadar çokça defa izledik ki.. bana sadece gereksiz çağrışımlar yaptırdı.
karakterlere tek tek değinmeyeceğim ama sinan kardeş ne işle iştigal ediyordu tam olarak? ben mi kaçırdım yoksa, neden bilmiyoruz ne iş yaptığını..
diğer yandan karakterlerin birbirleriyle bu kadar bağlantılı olması bana hep saçma gelir. evet bir rastlantısallık var hayatta buna eminiz ama dünya bu kadar da küçük değil hiçbirimiz için.
tüm bunlar dışında oyunculuklara gerçekten tek lafım yok, hakkını fazlasıyla vermişler. bravo.

iyi dizi,güzel dizi,başarılı dizi de
bu orta sınıf ne etti size?
nerde abi memur sınıfı,nerde bu insanlar?yaşamıyor mu?sevmiyor mu? neden orta sınıfin sorunları hiç yansımıyor bu beyaz perdeye?
varsa yoksa zengin fakir.
biz aslında yog muyuz?

müstakil evde kızların giydiği çorap+terlik kombinasyonu, sinan'ın annesinin evindeki yarım şişe fanta, gülbin'in sinan'la geçirdiği gecenin sabahı yataktan kalkarken araya kaçan çamaşırını eliyle çıkartması, ruhiye'nin sigara içişi gibi ufak ama rol yapınca yapmacık olabilecek ayrıntıları, çok doğal yansıtmalarından dolayı beni içine çeken dizi.
konusu ağır işlenmiş biraz ama izletiyor.

son zamanların kaliteli yapımı. türk dizileri pek izlemeyen biri olarak, begendiğim yapımdır. oyunculuklar tam puan, müzikler tam puandan daha da fazla puan alır. senaryo tartışmaya açık, tartışılır olması bile kaliteli olduğu anlamına gelir.

senaryoyu ben yazsam, ikinci sezonda ilk bölümlerde kötü imaj bırakan sinan karakterine oynardım. izleyeni ters köşe yapmak gerekir. sağlam bir hikaye çıkar.

tanım: netflix yapımı dizi. önerilir.

ikinci sezonu gelse de izlesek dediğim dizidir. zira ilk sezonu çok iyiydi, fragmanı ilk izlediğimde çok karmaşık ve dramatik olacağını ve izlersem bunalacağımı düşünmüştüm. sonra da izledim şhdkejwkdbeo ama hiç beklediğim gibi değildi ve beni her şeyin bu kadar yerinde olmasıyla çok etkiledi.

sıkılmaktan zevk aldığım bir diziydi, gerçekten oyunculuklar da konu da çok hoş ve akıl çeliciydi. izlerken ağladığımı da eklemiş olayım şöyle. kısacası öneriyorum her birinize. ufkunuzu genişletecek.

bu dizi tarzında sayısız festival filmimiz var. onlara öcü gibi davranıp, netflix’te yayınlandığı için, bu diziyi izleyip övgüler yağdırıyorlar. oyunculukların hepsi mükemmel, ama sadece öykü karayel konuşuldu. yani dizi beğenildi diye sevinsem mi, yoksa bunun ayarındaki diğer işlere yapılan haksızlıklara üzülsem mi, bilemedim.
bir berkun oya dizisidir. 2020 yapımı.
alican yücesoy'un ''sen kalacak mısın bu gece?'' diyerek kültleştirdiği repliğini de bilmeyen yoktur.

hem özgün hem etnik, ne kasten yanlış batılılaşma işlercesine sahte yazılmış senaryolar ne de her sahnesi daha önce defalarca izlenmiş gibi sekanslar var. tabii ki film alanında iyi işlerimiz vardı fakat türk dizisi kategorisinde yapılmış en iyi işlerden. şahsiyet de çok iyi diziydi biraz underrated gibi kaldı, bu dizi de zamanla öyle olacak gibi. galiba şöyle uzun soluklu ama yine bu ayarda bir diziye ihtiyacımız var.

çevremizdeki insanları anlatıyor diye başlamak istemiyorum. toplumsal bir eleştiri veya çözümleme de demeyeceğim. benim gördüğüm şey arada kalmışlık. aslında yapılması gereken ile yapılması beklenen arasındaki ince çizgi gibi. dizideki herkesin, dışarıdan beklediği bir şey var çünkü. daha da zorlayarak doğu ile batı arasında kalmak da denilebilir. hangisi iyi, hangisi kötü anlamında söylemiyorum. olaylara bakış açısından ikisinde de doğru noktalar çıkabilir. hatta bu doğu batı düalizmi ilk bölümün sonunda gelen ferdi özbeğen şarkısıyla da tavan yapıyor gibi. sonuçta ferdi özbeğen de aranje şarkılarla popülarite kazanmış bir isimdi.

beğenerek izlediğim bir yapımdı.

sosyoloji okuyan yakın arkadaşımın proje görevi için analiz etmesi gereken diziydi . diziyi ondan önce izleyip beğenmiştim . fakat onunla izlediklerimizi ayrıntılı tartışınca aslında arkaplanda yatan ögeleri beraber keşfedip anlamlandırdıkça gözümde başka bir noktaya geldi yapım . uzun zamandır o kadar yavandı ki yerli işler ilaç gibi gelmişti çıktığında.

sanatsal anlamda da konu bağlamında da beni çok etkilemiş ve kendine hayran bırakmıştır. aynı zamanda kırmızı oda gibi diziler sayesinde çarpıtılan psikoloji alanına ve psikologluk mesleğine dair gerçekçi bir bakıştır.

güzel bir giriş yapmıştır ancak yeterince tarafsız şeffaf bir bakış açısı sergileyememiştir. tabi ki uzun yıllardır yasaklardan dolayı süregelen topluma yabancı yapımlardan sonra ilaç gibi gelmesine ve çok popüler olmasına şaşmamalı. yeşilçamda insan hayatına sınıflı topluma çok daha isabetli bakan yapımlara rastlamak mümkün. seksenli hatta doksanlı yıllara kadar örnekleri görülmüş ancak sonrasında sinema dünyası bu konularda kendini geri çekti maalesef ve kendilerini geri çektikleri dönem tam da böyle toplumsal yapımlara ihtiyaç duyduğumuz bir döneme denk geldi. ağalı konaklı, holdingli, yaz aşkli, ucuz komedili dizi ve filmler yerine böyle yapımlara ihtiyacımız vardı. bir başkadır bu boşluktan ve ihtiyaçtan doğdu ve tabi ki yasaklanmadan yayınlanabileceği bir platform olmasından. ileride bu konuya parmak basacak daha fazla yapım görmemizi umuyorum.

benim çok severek izlediğim bir dizidir. karakterler ve yaşadıkları çoğu şey gerçek dünyamızı yansıtıyor.

oyuncuların, rollerini güzel icra etmeleri gözden kaçırılacak gibi değil. çok başarlı bir yapım. çok gerçek, çok doğal...

özellikle görüntü yönetmeni kimse onu içtenlikle tebrik ederim. enfes kareler çekmiş ve izleyiciye sunmuş. ilk defa böylesine bir haz duydum.

2. sezonu merakla bekliyorum.

oyunculuklar çok iyiydi ama ben biraz durgun buldum gidişatı. sonlara doğru hızlansa da yavaş ilerleyen bir dizi. dizide kullanılan müzikler çok hoşuma gitti. izleyenlerin en az yarısını ferdi özbeğen ile tanıştırmış dizidir.