#netflix dizisi #final yapan diziler
dram / gerilim / yerli
8 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

21.
ülkemizde son zamanlarda populer olan üç psikoloji temalı diziden biridir.. diğer ikisini izlemedim, bunu da iki bölüm anca izleyebildim şimdilik. ama bu dizilerin yorumlarından anlıyoruz ki, ülkemizde oyunculuk yeteneğine çok hasret kalınmış...
devamını gör...
22.
anlatıldığı kadar olmayan dizi. hatta bence olmamış dizi. fakat dizide de dediği gibi total'e oynayan dizilerin içinde bu dizi bir vahadır orası ayrı konu. uzuuun uzun yazardım da şu an yazasım yok. editlerim bir ara *
devamını gör...
23.
berkun oya'nın 8 bölümlük netflix dizisi. türkiya'da "bir başkadır" olarak pazarlansa da yabancılara "ethos" adıyla pazarlandı. yayınlandı diyemiyorum çünkü netflix paralı bir dijital medium.

karakter odaklı tipik netflx dizilerinden olduğu için sıkıcı. bir olay yok. freduyen sahneler çok baydı. mesela sinan'ın tuvalet sahneleri ve kadınlara olan cinsel takıntısı. gerçekten günümüzde psikiyatristler böyle çıkarımlar yapmıyorlar. bu teoriler 20. yüzyılda kaldı.

bu gibi psikanalitik filmler izleyicisine "sorun sistemde değil sende" diyor. dizide freud'un psikanaliz kuramlarını haklı gösteren karakterler yazılmış. bilindiği gibi freud'un yeğeni edward bernays psikanaliz yöntemlerini ticari çıkarları için kamuoyunun iknası ve rızası konusunda kullanmıştır.
devamını gör...
yayınlandıktan 2 gün sonra bütün bölümlerini bir günde izlediğim ve çok beğendiğim dizi. senaryosu muhteşem, oyunculardan hepsi gerçekten izleyiciye o hissi iletiyor. tavsiye ederim.
devamını gör...
ülkenin gerçeklerini, izleyiciyi mutlu etme kaygısı gütmeden, gerçekçi bir şekilde ortaya koymuş netflix dizisi.

önyargılar, fakirlik, ayrı dünyaların insanlarının nasıl aynı mekan ve zamanda penetre olduğunu anlatmaktadır.
devamını gör...
şahsım için funda eryiğit tir. kendisini izliyorum.
yoksa güzel bir kurgu olmasına rağmen tartışılan karakterler hala 70 li yıllardaki komik uç tipler. muhafazakar tipleme köyde yaşıyor her şeyi imamdan medet umuyor cart curt, bir tane de fuckbuddy var. adamın misyonu düzüşmek bu kadar.
komik yani. he bu ülkedeki bir çok salağı güzel yansıtmış o salakların sadece lafta olup çenesine vuran ergen zarganaları da her gün burada görüyoruz.
onun dışında psikiyatr milyarlık evde yaşayan ailesi sosyetenin en tepesinde kendisi de bu hayatı seviyor çalıştığı yer g**ü boklu bir devlet hastanesi. bu da tuhaf geldi. çok mu idealist onu mu anlamalıyim.
devamını gör...
türk toplumunun temsilini izlemek için gelmişseniz bu dizi yanlış yerdir. gerçekçiliği yakalayabilmiş bir sanat eseri izlemek için geldiyseniz, tebrikler göreceli olarak güzel görecesiz olarak başarılı bir diziye denk geldiniz. şahsen ben, hepimizin ortak bir sırmış gibi sakladığı kara kutu önyargılarımızı konu almasını cesur buldum.
devamını gör...
sahneler, açılar, konuşmalar muazzamdı.
--! spoiler !--

hurma sahnesi kadını temsil ediyordu çikolata kağıdını düzelttiği sahne didem madak'ın "ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi tırnaklarıyla düzeltemiyor ki insan" dizesini getirdi aklıma. psikoloğun saçlarının her daim sımsıkı geriye bağlı olması da düşüncelerinin temsili haliydi.

--! spoiler !--
sahneler fotoğraf karesi gibiydi. konuşmalar da eğitim durumuna göre karakterlerde belli oluyordu. yeşilçam da pek göremediğimiz gerçeklik mevcuttu.
güzel diziydi bence. umarım böyle diziler hep olur. derinlikli, anlam çıkardığımız..
devamını gör...
meryem'i oynayan oyuncumuza bir sürü övgüler dizildi bütün platformlarda. kimse de çıkıp demedi ki ''kardeşim kızın özü bu, kendini bulmuş'' diye. kuzey-güney yıllarında beni çıldırtıyordu. ablaklığı, ses tonu, duruş bozuklukları. yetenek namına zerre bir özelliği bulunmayan kadın oyuncu. berkun beyi tebrik ediyorum, en az emeği ve hazırlığı kesinlikle ona yapmıştır. övgülerden çıldırdım haftalarca, çok baba oyunculuklar vardı bence.
devamını gör...
zorlaya zorlaya iki bölümünü izleyebildim sadece. öykü karayel'in oyunculuğu harika olmuş ama konusu ve çekimi çok zorlama olmuş. illa netflix kalitesinde bir enteresanlık olsun diye yırtınmışlar ama baya düz ve akıcı bir şekilde ilerleseydi daha orjinal olabilirdi.

ama hala "olabilirdi" demek için, hikayenin daha yaratıcı olması gerekiyordu. tek vermek istedikleri mesaj "tesettürlü örümcek hayatlar" olmuş. burada biraz "unorthodox" netflix dizisinden esinlendiklerini düşünüyorum. genel olarak hiçbir dinin küçümsenmemesi gerektiğini savunanlardanım. kim neye inanıyorsa inansın. aşırıya veya aza kaçmak ve bunu yargılamak kimsenin haddi olmamalı. tıpkı "el alem ne der?" sorusuna "başlarım el alemine, el aleminden bana ne" diyerek yaşıyorsak, dinini yaşayanlar da "el alemin benim hakkımdaki görüşünden bana ne" özgürlüğü içinde yaşamalı.

kısaca ortada sadece topluluğun gözünde, dinini yaşayanların nasıl göründüğü ile ilgili genelleyen bir dizi var ve çoğu da doğudan gelen hayatlar. oradan gelenlerin yaşadığı hayat, yaşadıkları din bize pek uzak değil, her gün haberlerde veya etrafımızda duyuyoruz.

bunu kalkıp genellemek ve izleyici olarak " evet türkiye bu, rezalet bir yer" demek çok talihsiz bir sonuç. nefretle beslenenleri tatmin eder bu dizi sadece. aklı selim insanlar için saçma sapan, yazar tarafından tuvalette ıkına sıkına yazılmış klişelerle dolu leş gibi hikaye.


hep derim, çok uzağa gitmenize gerek yok, en kestirme yol kendi ailenize dönüp bakmanız. ailenizde hiç tesettürlü yokmuş gibi, tesettürlü olanları yargılamayın. 10 kişi dinini absürt yaşıyor diye, herkes örümcek kafalı değildir.

doğudan batıdan, müslüman, hristiyan, yahudi veya başkaları fark etmez.
paranoid şizo halinizden çıkın, kafanızdaki stereotiplerden kurtulun. içinizdeki nefreti beslemek için sebep aramaktan vazgeçin. bu nefretin bir üstü hitlerlik.

ayrıca dayanışma dediğimiz bir heştek koyup, örneğin #blacklivesmatter, demekten ibaret değil. elemeli, seçmeli ırkçılığa değil ırkçılığın her şekline karşı sesiniz çıksın.


not:
şimdi tesettürlüsün bilmem ne'ciler gelmeden, değilim. sadece koyun sürüsüne katılmayan, neyin doğru neyin yanlış olduğunu kavrayabilecek zekaya sahibim ve bu dizi yanlış.


elit:
aklıma gelmişken, tek katkısı ferdi özbeğencilerin türeyecek olması. yeni popimiz sensin ferdiciğim, herkes sana yıllardan beri bayılıyor olacak, ayy ben hep seviyordum zaten firdiyiiğ.
öleceksiniz şekilcilikten, en çok ben'cilikten.
aynen tatlım en çok sen, hep sen, ilk sen.
devamını gör...
bir başkadır dizisini, fragmanı yayınlandığından beri bekliyordum. bir gece de bitirdim diyebilirim. dizinin yavaş ilerlemesi beni sıkmadı çünkü dizi günlük yaşantımızla birebirdi. direkt olarak bize yaşamı anlatıyordu. insan günlük hayatlarında nasılsa dizide de öyleydi. dizideki insanların düşünceleri, kafa yapıları bize alttan gösterilmedi. direkt olarak izleyicinin yüzüne vuruldu. bende merak uyandıran bir diziydi. dizideki bütün karakterlerin iç dünyasını gördükçe daha da bir sevdim diyebilirim. özellikle çevremizde de bu tür insanlar barınıyorsa.
devamını gör...
dizi. yani ne öyle muhteşem ne öyle inanılmaz. izlenebilir tadında bir dizi. o kadar çok paranın nereden geldiği belli olmayan zenginleri, doğu töreleri, kıroların kol gezdiği dizilerle donatıldı ki ekranlar insanlar bıktı. ben on senedir türk dizisi izlemedim göz ucuyla hep baktım ama. hep aynı şeyler. bu dizinin güzelliği bunlardan farklı olması, oyunculuklara gelince gerçekten on numara hepsi ayrı ayrı. fatih artman 'ı bi miktar tanırım ankara' dan. ekranda görünce sevindim. çok çalışkandır.diğerleri de oynamıyor yaşıyor. ama işleri bu, olması gereken bu. mankeni, uyduruktan gündem olanı dizilere soka soka bizi böyle oyunculuklara da hasret bırakmışlar belli ki. kısacası kısası da kalmadı ama güzel bir dizi olmuş. emeği geçen herkesin eline sağlık.
devamını gör...
ülkemizdeki gerçekleri sunuş şekli güzel.benim dikkat çekmek istediğim kısım ise farklı, o tip insanları gördüğünde yüzüne bakmayacak tipler instagramda bunu showunu en çok yapan tipler.oyunculuk konusuna gelecek olursak, normalde dijital olmayan dizilerdeki oyunculuklar o kadar kötü ki bu dizideki oyunculuklar ön plana çıkmış.kötü değil tabi ki ama mükemmel de değil.
devamını gör...
netflix'te yayınlanan bir türk dizisi.

bana kalırsa bu dizide tam bir geleneksel değerler övgüsü var. birbirimizi kabul edelim netflix multuculturalism'inden başka, geleneksel değerlerimize dönelim mesajı da alt metinde verilmek isteniyor gibi. geleneksel değerlerden kastım yalnızca dindar olmak değil. yetmişli yılların müniz özkul, adile naşit filmlerinde işlenen aile değerleri, geleneksel aile etrafında dönen ve böylece anlamlandırılan yaşamlar.

dizide çözüleyemeyecek ve aşılamayacak türden, daha ağır proplemlere sahip karakterler laik, modern ve geleneksel değerlerden kopmuş karakterler. bu karakterler ile ilgili çizilen tablo çok daha karanlık ve bunların problemleri çok daha köklü. hayatın anlamını kaybetmişler. aslında, dizinin muhafazakar ve geleneksel karaklerlerine nazaran maddi, kriminal, güvenlik ve benzeri problemleri olmamasına rağmen hayatları boş ve anlamsız. peri, onun anne ve babası, sinan, gülbin hepsi anlamsızlık sorunu içesirinde kaybolmuş durumdalar ve dekadans bir hayat yaşıyorlar.

geleneksel tarafta kalan insanların problemleri daha somut: yasin için maddi imkansızlıklar ve karısının geçmişte uğradığı tecavüz sebebiyle bunalımda olması; meryem için, dolaylı olarak, abisi ve onun ailesinin sorunları ve evlenecek bir kısmet bulmak; ali sadi hoca için - kendi düşüncesinde - görünürde hiçbir problem gözükmüyor, yalnızca kızı kendi değerlerini kabul etmiyor, fakat kızını bu şekilde kabul edecek bir olgunluğa sahip olduğu için bu da bir problem teşkil etmiyor gibi. yani ali sadi ve ailesi için tek problem, karısının ölmesi. bu tarz bir problem de hayatın doğal bir parçası; genç imam için sorun, meryem'de olduğu gibi, evlenecek bir kısmet bulup yuva kurmak, bunun haricinde yaşadığı hayattan tatmin oluyor gibi.

fakat seküler karakterlerin problemlerinin somut bir çözümü yok gibi. sinan yalnız, hiç kimse ile samimi bir ilişki kuramıyor (yalnız karşı cinsle değil, her anlamda), hedonist zevklerden başka hayatının bir anlamı yok. spora gidiyor, yiyor, içiyor, sevişiyor; o kadar. annesi ile arası kötü (geleneksel değerlerden kopukluk), annesi de yalnız ve çökmüş durumda. (sinan'ın annesi, ercan ile yaşadığı pseudo-kin duygusu ile problemlerini telafi etmeye çalışıyor. ki bu da alt metinde yer alan ve geleneksel değerlerin çözüm olabileceği ile ilgili bir gönderme.) peri zaten malum. hayatı ile ilgili ne yapacağını bilmiyor, bir amacı yok. narsisistik bir şekilde kendisine odaklanmış durumda. (yoga, sağlıklı beslenme, vb.) hayatına birisi girsin istiyor ama kimseyle samimi bir ilişki kuramıyor. katılığı sebebiyle kimse yanına yaklaşamıyor ve muhtemelen girdiği ilişkiler de farklı, modern beklentiler (ilişkinin heyecanın bitmesi, kendini gerçekleştirmek, vb.) yüzünden bitiyor. gülbin de bu karakterlere benzer durumda. onda bir de kültür çatışması mevcut. ailesinin geleneksel değerlerini terk etmiş ama yerine bir şey koyamamış. sanırım evlenmiş ve boşanmış. bunun sebepleri de peri'nin ciddi bir ilişki geliştirememesi ile aynıdır muhtemelen. hayatta gayesiz bir şekilde spor salonu, havuzlar, flörtler şeklinde savruluyor.

sanki dizi bize geleneksel değerlere dönmeyi salık veriyor. çünkü sonlara doğru, muhafazar ve geleneksel kesimde yer alan karakterler somut sorunlarını halledip mutluluğa doğru giderken, seküler, modern karakterler için bir çıkış yolu gözükmüyor. (peri'nin türban gerçeği ile yüzleşmesi, türbanlıların da olduğunu kabul etmesi, hayatındaki daha derin problemleri çözemez.) sanki dizinin sekülerler için gösterdiği tek çıkış kapısı, geleneksel değerleri tekrar benimseyip, bunlar aracılığı ile daha yüce bir şeye bağlanmak ve böylece hayatlarına anlam katmak. peri ve sinan'ın annesinin çocuklarına evlenme telkinleri, 70'ler yeşil çam duygusal müzikleri ile yaratılan aile saadeti havası, bu alt metni oluşturuyor gibi.

not: sonunda peri ile sinan evlenip, çoluk cocuğa karışıp mutlu mesut yaşarlarsa şaşırmayın.
devamını gör...
güzel bir dizi. oyunculuklar gerçekten cok başarılı. ötekilestirme konusuna değinilmis. ve bunu çok güzel bir biçimde yaptıklarını düşünüyorum. dizide kapalı insanların cahil olarak gösterildiği vs biçiminde yorumlar yapılmış. ben öyle düşünmüyorum. bence, toplumda genel anlamda ötekilestirme yapan kesim zaten tam olarak dizide geçen kesim. yani muhafazakar kesimde daha çok cahil kalmış olanlar, açık diye tabir ettiğimiz kesimde ise fazla okumuş olanlar diye düşünüyorum. en azindan benim çevremde karşılaştığım budur. bu tarz insanlar (muhafazakar olan kesimdekiler) hayatta çok keskin kuralları olan ve dinin özünü yeteri kadar kavrayamamış olduklarını düşündüğüm kesimdir. insanları çok sert biçimde yargilarlar. diğer bir yandan ailesi hiyerarşik olarak toplumun üst kesiminde bulunan (akademisyen, sanatçı vb) kişilikler de aynı şekilde bütün muhafazakar insanların kendilerinden daha düşük seviyede olduklarına inanırlar. tabiki yaptığım yorum bir genellemedir. onları ve yaşam biçimlerini kabullenmek istemeyip içten içe bu tarz insanlardan nefret ederler. ancak kendilerinin çok olgun, bilgili, kültürlü olduklarını düşünürler. iki kesim de birbirine çok benzer. ikisi de yobaz, dar düşünceli, insanı insan olarak kabul etmekten aciz kesimdir. dizide bu düşüncelerin çok güzel işlendiğini düşünmekle birlikte gerçekten türk toplumunun karma yapısının da çok güzel analiz edildiğini düşünüyorum.
devamını gör...
izlerken fotoğrafa bakıyor gibi hissettiren dizi. toplumun ''ayrı tabakaları'' olmamıza rağmen hepimizin aynı şey için debelendiğimizi gözler önüne serdi: yaşamak. psikolojik sorunları olan ruhiye, sinan, gülhan, hayrunnisa... hepsi biziz aslında. içi boşaltılmış ve anlamını yitirmiş hayatımızı toparlamaya çalışıyor, birbirimizle çatışıyoruz.
devamını gör...
son zamanlarda izlediğim en kaliteli dizilerden biriydi.
oyunculuklar zaten muhteşem ama beni en çok etkileyen şey küçük detaylardı, çok iyi gözlemler yapılmış ve çok güzel yansıtılmış.
özellikle bi sahne o kadar doğal geldi ki durdurup fotosunu çektim, çok hoşuma gitti :)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
son yıllarda izlediğim, toplumu oluşturan farklı mozaikleri çok iyi analiz eden ve herbirini cesurca eleştiren en iyi yerli yapım diyebilirim. oyunculukların da çok iyi olduğunu söylemeden geçemicem.
devamını gör...
çok güzel bir diziydi. sanırım 8 bölümdü ve 8 bölüme onca insanın hayatını, geçmişini, şimdisini ve değişimini sığdırmak; farklı hayatlar ve görüşler gösterilirken seyircinin objektif bakmasını sağlayabilecek bakış açısıyla sunmak takdir edilesi. son bölümde bütün oyuncuların saçları açıktı. hepsinin başından geçenlerin onları geliştirdiğini, artık bir nebze de olsa hayata eski kafa yapılarından sıyrılıp bakabilmelerini simgeliyor olabilir. acıklı veya coşkulu müziklerle insanların duygularını yönetmiyor, bunu doğal olaylarla yapıyor ve öğreneceğin şeyler dizinin sonunda değil de dizinin sürecinde yani her anında gizli, sen ne çıkarım yaptıysan o. her an etrafında olabilecek insanları veya onlardan biri olabileceğin insanları izlerken buluyorsun kendini..
devamını gör...
netflixin sonunda saksıyı çalıştırıp türkiye gerçeklerini işlemeyi akıl ettiği yeni dizisi. daha başlayalı üç bölüm olmasına rağmen her ne kadar klişe karakterler gibi görünse de oyunculukları zirvede olması sizi kendine çekiyor.

bu noktada öykü karayel'e ayrı bir parantez açacağım, kırk yıllık meryem olmuş tebrikler. normalde bu tarz rolleri oynayan oyuncular yapmacık aksan ve gereksiz mimik tuzağına düşer ama kendisi duru bir şekilde harikulade canlandırmış rolünün.

dediğim gibi her ne kadar dizinin başında olsam da ben şu ana kadar olan kısmını gayet beğendim, tavsiye edilesidir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bir başkadır" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim