bir kadının gerçekten sevdiğini gösteren ince detay

gözlerine bakın. gözleri parlıyorsa tazedir.

sabah sizden önce yazıyorsa...
siz yatmadan yatmıyorsa...
kendi derdini salya sümük anlatmadan sizinkini dinliyorsa...
sizi geçiştirmeyip derinlemesine dinliyorsa...
gönderdiğiniz komik olmayan linke gülme emojisi yolluyorsa...
kendi kadar koliyi sürüyerek yolluyorsa
kafayı bulunca canımmm...yazıp bir süre kayboluyorsa...
sizin psikopatça hızınıza eşlik etmek için çabalıyorsa...
guzummmmmm....

yanında mala döndüğüm kişiyi gerçekten seviyorumdur mesela.
sevmesem ilgimi çekmez, yanında daha mantıklı hareket edebilirim. sevdiğim için salakça kıkırdamalar, şebekçe gülüşler , yüksek sakarlıklar ve fazlaca salaklıklar sergileyebiliyorum.

bir de temas olayı var benim açımdan. arkadaşlarımla ya da diğer yakınlarımla temas etmeyi sevmesem de sevdiğim kişiye kedi gibi yumulasım geliyor. miyavlayasım ve ısırasım da geliyor.

hep sevgiden , yoksa başka bir şey değil *.

yüzündeki o gülümseme ve gözlerinin parlaması, her an yanınızda olma isteği, bazen duygulanınca yüzünün aldığı şekil ve konuşurken sesinin titrediği zamanlar.

tanrının sevdiği gibi. annenin sevdiği gibi. mersin ağacının kokusunu saldığı gibi. karşılık beklemeden. talep etmeden sevmesi lazım. ticaret yapar gibi değil. ne aldım ne verdim davası güder gibi değil. "sadece yanında olayım. beni sevmesen bile" demesi lazım. ha bir de... oldu da araya uzun ayrılık girdi diyelim. beklemesi lazım. (bkz: fado) diğer tüm hallerde kadının gizli ajandasının, uzun vadeli stratejisinin bir figüranısınızdır.

detaylara çok takılıyonuz bırak sevmezse sevmesin sana kız mı yok evladım.

koltukta uyuya kalırsanız üstünüzü örtüyorsa seviyordur.

yok öyle bi detay
kadınların kalbi yoktur
kadın sevmez

size portakal mandalina soyması.

öyle hollywoodvari aşk sahneleri bekliyorsanız geçmiş olsun. gerçi bir erkek de bunu beklemiyordur herhalde.

hangi kadın olduğuna göre değişir, kadınlar zaten erkeklere göre karmaşık canlılar bunu nasıl tek bir kadın üzerinden anlatalım. her hikaye kendine özgüdür.

donunu yıkaması.

soyduğu soğanın içindeki soğan zarı.
elle tutulabilir en ince şey o galiba.

okşaması.*
bütün olarak, sizi keyifle okşayarak dokunmasından bahsediyorum.

elleriyle yemek yedirmesi.

sevdiği erkeğe benzemeye başlarlar.

gamze.

yanağında gamze varsa seviyordur. ince gamze de olsa gerçekten seviyordur çukur gamze de olsa gerçekten seviyordur.

yer, mekan, zaman farketmeksizin bedeninizin herhangi bir parçasına çaktırmadan dokunuyorsa seviyordur.

aptalca bir espri yapmışsınızdır mesela, gülümsüyorsa yine de,seviyordur.

kendisinin keyif almadığı bir müzik grubunun konserine sırf siz seviyorsunuz diye geliyorsa, seviyordur.

kusurlarınıza bayılıyorsa, karanlığınızı şehvetle kucaklıyor, sizi yargılamıyor ve kendinize daha da yakın kılıyorsa, seviyordur.

ah...bildiği halde bazen gerçeği, kapatabiliyorsa gözlerini karşınızda, seviyordur.

ve en önemlisi;
gerçekten sizi seven birisini tanırsınız seraplarından.

(bkz: bir kadının sevdiğini gösteren ince detaylar)

havuçlu tarçınlı kek yapması, biz ki o havuçlu tarçınlı kek yapan güzel kadınları bistrolarda san sebastian cheesecake gömen kadınlarla üzdük ya, aziz mübarek gün allah belamızı verdi, olaysız dağılalım şimdi, hoffff!

sizi düşünerek hareket ediyorsa net seviyordur. bir şey yapıcam mesela, o an beni durdurabilecek tek şey “acaba onu rahatsız eder mi” düşüncesi. ve durduruyor da. frenimiz oldu yok yere. durduruyoruz kendimizi. hem de hiç sarsmadan. gerçek şoförler fren yaptığında hissetmezsiniz bye.

bir kahvaltı salonunun denize bakan kısmında kahvaltı ettiler önce. veda vakti yaklaşıyordu... iki ayrı şehirde, aynı gökyüzünü seyrederek seviyordu kadın. sonra saate baktı, uçuşa birkaç saat kalmıştı. "lütfen bir çay daha söylesin" diye geçiriyordu içinden. 100cc'lik uzatmalarda biraz daha görecekti aşkını... ve bir çay daha söylendi masaya. lalettayin getirilen bardağın altına taşmıştı çay... adam masadaki peçetelikten bir peçete çekip özenle bardağın altına yerleştirdi. kadın gözlerini ayırmadan adamın hareketlerine dikkat kesilmiş halde "aşkım, ben o parmaklarına ölürüm" diye geçirdi içinden.
evet... her uzuvda ayrı ayrı aşkı yaşamak, her uzvu ayrı ayrı sevmek... bir kadının sevgisini gösteren daha ince detay ne olabilir!