birilerinin sizi aptal yerine koyması

kendine söylediği, söylediğini içten içe bildiği yalani veya o yalanin yukledigi duygu yukunu örtbas etmek-daha dogrusu ondan saklanmak(ya da oyle zannetmek) icin iletişim kurduğu insana bunu yansıtarak o yalanın yükünden bilinçsizce kurtulma çabasıdır. bilinçsiz olan, icerde kabul görmeyen, yüzleşmekten korkulan her şey yansıtılır veya yansitilarak atılmaya çalışılır. birini aptal yerine koymak da bunun en belirgin örneğidir bana kalırsa, günlük hayatın herhangi bir durumunda karsilasilabilir.

benim karşıma oturup, ayan beyan olduğu ortada olan bir şeyi gözümün içine baka baka yalan söyleyip, inkar eden insanlara rastladigimda ofkelenirdim önceden. cildirirdim, dayanamazdim, beni aptal yerine koyuyorsun diye iyice isyan ederdim. zamanla anladım ve çeşitli insanlarda gördükçe idrak ettim ki, insanlar yalanlarıyla mutlular. eğer o yalana aniden bir gerçek daveti ile gidiyorsaniz, o inkar edilmeye mahkum, siz de aptal yerine konmaya. hatta, çok ilginçtir, bir kişi bana bunu ayan beyan söyledi: 'ben gercek olarak yaşamaya hazır değilim, lütfen birak beni, ben bir müddet daha yalanlarimla yaşamak istiyorum. ' hay hay diyerek basimi egerek susup ayrildim oradan.aralarında tek saygı duyduğum insan bu oldu.

"insandan yalani almayin, insan yalansız yaşayamaz" sözü kupedir o gün bugündür kulağıma.

böyle düşünen, aptal yerine koyan kişinin karaktersizliğidir. nasıl bir ahlak yapısı varsa, ona göre hareket eder. kanmamak lazım böyle duygusal işlere. akıllı olun, ayık olun, aptal yerine konmayın. kendinizi kullanılmış hissetmezsiniz.

ben çok aptal yerine koyuluyorum. bu bir gerçek.
ve siz de öyle. bu da bir gerçek.
sonuç : hüzgünsal bir olay

o birilerini itin g..üne sokmamın yakın olduğunun alametidir.

esnek karakterler bundan rahatsızlık duymazlar.

eğer mental sorunu yoksa kimse aptal yerine konmaz. bazen insanlar görmek istemez. gerçek bazen yıkıcıdır. bazıları alice gibi hayaldunyasinin pembeliğini tercih eder bazıları için zaman kazanmak içindir.
herkes zaman zaman bunu yaşar.

"başkalarını aptal yerine koyarken kendi aklınızı referans alıyorsunuz"

beyle güzel bir sözdü, kelime kelime hatırlayamadım.

birinin beni aptal yerine koyması pek mümkün olacak bir ihtimal değil. en fazla salağa yattığım için karşımdaki beni aptal yerine koyduğunu düşünebilir. bu da onu önemseyip, önemsemememle ilgili bir durum.

diğer adı kandırılmaktır.
kandırılmak, bir insanın gerçeği öğrenme hakkını elinden almaktır. (bizim reis peki? o bir istisna allah ondan razı olmasın)
bir insanı kandırmak, yani aptal yerine koymak aynı zamanda onu aldatmaktır. hele hele sizi aldatmamış bir insana bunu yapmak, kısasa kısas yasasına da tâbii olmadığından ötürü büyük alçaklıktır.
aldatmak sureti ile(aldatma şekli ne olursa olsun) yaptığınız şeyi birde onun yaptığını düşünün, kendinizi onun yerine koyun ve dışarıdan herşeyi gördüğünüzü hayal edin. daha sonra ne hissedeceğinizi düşünün. işte o zaman net bir şekilde anlaşılacaktır.

biri var, ona böyle yaklaşıp "ne halt yediğini biliyorum adam rolü yapma bit yavrusu" diyesim var. *

(bkz: komplo teorisi)

birinin, kendisiyle aynı kaderi paylaşacak birini aramış, uzun uğraşlar sonunda sizi bulmuş olmasıyla vuku bulur. kişi kendisi aptal olduğundan, sizi de aptal, enayi, keriz gibi sıfatlara sokup türlü dalavereler kovalamak istemiştir. gayet normal. insanoğlu adidir zaten.

kendi zekasının ederi o kadar olduğu içindir.

oyna devamke.

t/ insanların sizi ve zekanızı düşünmeden yaptığı davranışlar bütünüdür.

bazı insanlar sizin onlara tanıdığınız alanı, tamamen kendileri yaratmış gibi davranabilirler. sizin onlara sunduğunuz her şeyi kendi özgürlük kavramlarıyla, kendi zeka seviyeleriyle kaldı ki sizinkinin ne kadar yüksek olduğunun bir önemi yoktur, kendileri her şeye hakimmiş gibi, her konudan anlıyormuş gibi davranarak sizi hiçe sayarak böyle davranışlarda bulunabiliyorlar.

ama asıl olay şu siz her şeyin farkında olup bunlara ses çıkarmadığınız için onlar daha zeki hissedip kendi yargı ve düşünceleriyle bir zafer kazanmanın hazzını yaşıyorlar ya da egolarının tavan yapmasının verdiği anlık keyfi mutluluk ve başarı zannediyorlar.

çünkü sizin düşüncelerinizin bir önemi yoktur, onların yargıları vardır artık.

yapsınlar efendim, mutlu olsunlar, ama oyunun üstündeki gözü unutmasınlar.

oyun kuran siz olduktan sonra gerisinin bir anlamı yoktur. sizin piyonunuz olduklarını gözlerinin önlerindeki ilüzyon kalkınca anlayacaklar elbet.

kim bizi koparabilir ya yolarım

bu, türkiye’deki çelişkili ama sistematik olarak sürdürülen en tehlikeli algı mühendisliklerinden biri:
hem halkın sefaletine göz yummak ya da onu meşrulaştırmak, hem de halkı savunan muhalefeti “vatan haini” ilan etmek.
bu davranış biçiminin arkasında birkaç önemli psikolojik ve politik mekanizma yatıyor.

gerçeklik bükülmesi (reality ınversion):
bu troller, acı çeken halkın yanında olan muhalefeti "hain" gösterip, o acıya neden olan iktidarı "kurtarıcı" olarak lanse ediyor.
bu, otoriter rejimlerin klasik psikolojik savaş taktiğidir: suçluyu kahraman yap, hakikati suçla.
örneğin elektrik faturasını ödeyemeyen halk isyan edince: “chp kışkırtıyor.”
ama bu duruma neden olan ekonomi yönetimi asla sorgulanmaz.

inanç temelli bağlılık + günah keçisi stratejisi:
akp’nin seçmeninde erdoğan’a karşı duygusal, neredeyse dini bir bağlılık var.
lider eleştirilemezse, onun icraatlarının bedelini birine yüklemek gerekir: işte burada chp “günah keçisi” ilan edilir.
“bu acıyı chp yüzünden çekiyoruz” gibi irrasyonel ama duygusal olarak tatmin edici bir kurgu kurulur. akpnin icraatleri için chp eleştirilir. ki bu seküler kesimde de vardır, kanımca bu manipülasyona inanan sekülerlerin chpye kızıp oy vermemesi yüzünden hep akp avantajlıydı.

korku ve düşman üretimi ile kontrol:
“evet ekonomi kötü, ama chp gelse daha beter olur” korkusu yayılır.
bu korkunun içeriği çoğu zaman tarihsel yalanlarla beslenir: başörtüsü, camiler, din yasağı vs.
bu sayede halkın acısı “sabırla geçer” ama muhalefetin iktidarı varoluşsal bir tehdit haline getirilir.

çelişkili düşünmeyi normalleştirme (çift düşün - orwellian “doublethink”):
insanların aynı anda iki çelişkili inancı taşıması sağlanır:
“halk aç ama erdoğan en iyi lider.”
“chp yardım dağıtsa da aslında kalktan kopuk.”
bu bilinçli kafa karışıklığı, sorgulamayı yok eder.

trollerin görevi: yalnızlaştırmak, linç ettirmek, gerçeği bastırmak.
acıyı dile getiren insan, hemen “hain”, “provokatör”, “terör destekçisi” etiketiyle susturulur.
amaç gerçekliği konuşan herkesin etkisizleşmesi.
böylece halk hem acı çeker, hem de o acıyı savunanlara düşman kesilir.

bu bir çelişki değil, bilinçli bir manipülasyondur.
troller ve propagandacılar, halkın öfkesini asıl sorumlulara değil, eleştirenlere yönlendirerek sistemin devamını sağlar

en sevdiğim şey, karşımda böyle kendince öz güven ve iq kasan insan gördüm mü mutlu oluyorum direkt maymun taklidi yapmaya başlıyorum ki iyice egosu tavan yapsın mutlu olsun garibim.