dağdaki çobanla benim oyum bir mi

demokrasi/cumhuriyet gibi sistemler açmazları olan ve kendi topuğuna sıkma ihtimali en yüksek sistemlerdir.

tarih (yunan ve roma tarihi bilhassa) bununla doludur. popülist davranıp halkı (günümüzde güç halk ama eskiden daha çok para ve ordu imiş) yanına alan adam seçimlerle gelip, tranlığını kurar. ha peki rahat edip gün yüzü görür mü? elbette hayır, göt korkusu ile yaşar, bu da onu daha da psikopat yapar.

gel gelelim daha iyi bir sistem iddiasında olan varsa buyursun. ama öyle komunistler veya islamcılar gibi salyalı romantizm sunmayacaksın.

platon bile dumura uğramıştır. devlet için sistem yaratmak, yarattığın sistemin sürdürülebilir olması ve dahi sorunsuz olması (açmazlarının olmaması).

hafif elitist yanı olan, aristokrasi beğenen biri olarak söylemeliyim ki (bkz: demokrasi iyidir), her şeye rağmen. ama gönül isterdi ki hollanda gibi bir memlekette yaşayalım, merkel gibi başbakanımız filan olsun…

neyse, olur inşallah.

çok ince bir çizgisi var bu sözün. herkes kendi penceresinden bakıyor. bir de böyle düşünelim çünkü bizzat şahit olmuşluğum var. dağdaki çoban kendi ekmeğini, peynirini, turşusunu vs. kendi yapar. tüketenden çok üretimcidir. dışarıya bağımlılığı şehirde yaşan biri için daha azdır. emin olun anadolu'nun köylerinde ekmeğini fiyatını bilmeyecek tonlarca insan yaşıyor. zamdan, enflasyondan çok az etkileniyor diğerlerine göre.
ee şimdi ülkenin iyi yönetildiğine nasıl emin olup tarafsızca oy vermesini bekleriz?!

teknik olarak birdir evet.

bir de nietzsche den dinleyelim.

"cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"

demokratik bir rejim altında yaşıyorsan ve yaşamaya devam etmek istiyorsan evet ...

sçmık önerme ve söylemdir.

eyyy şehirlerin pek eğitimli halkı. yıllardır kış saatine geçilmediğinden dolayı çocuklarımız karanlıkta hiç bir güvenlik tedbiri olmadan evden çıkıp okula gidiyor. bir çoğumuz buna dayalı trafik kazalarında geberiyoruz. cebimizden bu konuda çalınan milyar dolarlar cabası. nasıl bir demokratik tepki koyup da değiştirdiniz? insan canı ve hayat kalitesine bu denli yabancılaşmış andaval sürüleri biziz.

şehirlerimizin tipi sürüngenden farksız belediye başkanlarının atatürkten çok resmi var her yerde. buna bile kusmadan yaşıyoruz. hani şehirlere asvalt dökmeyi bile beceremeyen belediye başkanları.

değil,
olmamalı.

bundan dolayı yunan rejimi demokrasiden iğreniyorum.

ağlamanız bir bitmedi adamantium.
verin şunlara fazladan kaç oy istiyorlarsa...

iki...

üç...

şaka lan şaka!
kim kaybetmiş oyu ki ben bulayım!
ağalamaya devam ke...

ps: hadi yine iyisiniz köftehorlar, verdim şukunuzu.

kesinlikle katılıyorum. özgür iradesi yok bir çok insanın. kimisi tarikat liderine bağlı kimisi köy ağasına.

aysu kayacı'nın çok haklı sözü... zamanında bu sözünden dolayı linçe uğramıştı ama haklı olduğunu belli kesim daima kabul etmişti... haklıydı, kültür düzeyi eğitimle gelişiyordu ve eğitilmeyen bir kişinin oyu ile de eğitimli birinin oyu bir olamazdı, olmamalıydı...

demokrasi = 100 aptal>99 akıllı.

sene 2007 mıydı 2008 mıydı tam hatırlamıyorum. çalıştığım ofiste sekreter bir kadın vardı. bazı bazı ayakkustu ülkenin durumundan, siyasetten, hayat pahaliligindan falan bahsederdik. kadın birgün "diko bey bu adam ölmeden bu ülkeye kurtuluş yok" demisti. "ya bu nasıl bir mantık sekreter hanım. ülkenin durumu onun ölmesiyle nasıl alakalı olur" diye bilmiş bilmiş konuşmuştum.
ulan kadın haklıymış ya. vallahi doğru yanlış artık sekreter hanimla aynı noktaya geldim.

21.yüzyıl filozofu aysun kayacı'nın sözüdür. evet derin bir anlamı vardır.
anlamayan asalaklar için burada çoban bir metafor olarak kullanılmış.

yıllar sonra anlıyoruz ne kadar haklı olduğunu.

babacım bunun tersi de mümkün, dağdaki çoban da "benim oyum manken bozuntularıyla bir mi, en azından ben üretiyorum, o ne üretiyor" dese napıcaz.

dağdaki teröristle bir olunca sorun yoktu ama.

(bkz: bunu anana sorsana delikanlı)