demokrasinin en büyük kusuru
başlık "sherlock holmes" tarafından 04.12.2020 20:15 tarihinde açılmıştır.
41.
demokrasinin bir kusuru yok, halkın kusuru var. " cehalet, körü körüne sahip olunan bir cehalet".
belkide bu toplumla alakalı atatürk'ün yenemediği tek gerçeklik bu. eğer biraz daha ömrü olsaydı, belki çok daha farklı yerlerde olabilirdik ama toplumu terbiye etmeye ömrü yetmedi. toplumun okumayan kesimi, bu ülke için her dönemde belaydı. atatürk çok zeki ve ön görülüydü bu yüzden kendi rejimine meydan okuyabilecek ne güçte ne zekada kimse yoktu. bu yüzden kimse ona karşı galibiyet alamadı. 29 ekim 1923'te kapı gibi cumhuriyeti kurup, kendi rejiminin cumhurbaşkanı oldu. ülkenin en parlak yıllarıydı.
günümüzde eğitimli kesim fazla olmasına rağmen, yine cehaletle başa çıkamıyoruz. türk toplumunu sadece kendi cehaleti ve ilkel dürtüleri yok eder. bunu fark eden taraflar güzelce kullanıyor zaten.
bu toprağın cehaleti = türkiyenin çernobili.
belkide bu toplumla alakalı atatürk'ün yenemediği tek gerçeklik bu. eğer biraz daha ömrü olsaydı, belki çok daha farklı yerlerde olabilirdik ama toplumu terbiye etmeye ömrü yetmedi. toplumun okumayan kesimi, bu ülke için her dönemde belaydı. atatürk çok zeki ve ön görülüydü bu yüzden kendi rejimine meydan okuyabilecek ne güçte ne zekada kimse yoktu. bu yüzden kimse ona karşı galibiyet alamadı. 29 ekim 1923'te kapı gibi cumhuriyeti kurup, kendi rejiminin cumhurbaşkanı oldu. ülkenin en parlak yıllarıydı.
günümüzde eğitimli kesim fazla olmasına rağmen, yine cehaletle başa çıkamıyoruz. türk toplumunu sadece kendi cehaleti ve ilkel dürtüleri yok eder. bunu fark eden taraflar güzelce kullanıyor zaten.
bu toprağın cehaleti = türkiyenin çernobili.
devamını gör...
42.
gucu halka vermesi.
90 iqlu adamlar napacaklar, elalem mi belirleyecek liderleri. sizin ben gelistirdiginiz yontemi seveyim
90 iqlu adamlar napacaklar, elalem mi belirleyecek liderleri. sizin ben gelistirdiginiz yontemi seveyim
devamını gör...
43.
cahillere ve zalimlere de şans tanıyan gayri estetik bir duruşu olması.
devamını gör...
44.
cahil toplumlar için uygun olmayışı. toplumlar kültürlü olmalı mı tartışılır ama günümüz dünyasında siyasetçiler ekranlarda bildiğin profesyonel oynuyor. tabii ki demokrasiye sadece seçim gözüyle bakmamak lazım ama günün sonunda kitleleri basit bir şekilde medya ile kandırabiliyorsunuz.
devamını gör...
45.
demokrasi diye bir şey yoktur. varsa bile bizimki gibi 3. dünya ülkelerinde ihanet şebekelerinin kendileri koruma amaçlı açtığı boktan bir siperden başka bir şey değildir.
demokrasiye inanmıyorum, demokrat hiç değilim. göte göt derim benden bu kadar.
demokrasiye inanmıyorum, demokrat hiç değilim. göte göt derim benden bu kadar.
devamını gör...
46.
nitelikle niceliğin gözetilmesini gözardı etmesi ve varsayımsal bir eşitlik anlayışına dayalı sonuçlarla çözüm üretme zaafı.
devamını gör...
47.
benim lise 1nci sınıfta sıra arkadaşım olan, farklı üniversitelerde olmamıza rağmen üniversitedeyken bir yıl flört - sevgili arası bir şey yaşadığımız, sonra yollarımızın ayrıldığı, ama asla dargın olmadığımız bir kadın arkadaşım var. evlenip boşanmış. öğretmen. antep'i terk etmiş izmir'de yaşıyor.
o da bu başlık altında çoğu yazarın düşündüğü gibi düşünüyor: benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?
kendisiyle birkaç kez yüzyüze görüştüm. izlenimim tın tın bir insan oluşu. boş teneke. türkiye'yi kurtaracak şeyin köy enstitüleri olduğuna inanıyor. ülkede köylü kalmadığını, kalanların da moruk olduğunu söylüyorum. hı hı diyor. enstütüleri kapatanlara beddua ediyor. şemsettin sirer'i amlatıyorum, dinlemiyor. bir başkası hasanoğlan k.e. yapımı sırasında gençlerin yolu da yaptığını anlatıyor. bunun emek sömürüsü olduğunu, genç çocukları angarya çalıştırmak olduğunu anlamıyor. bunlara göre asrı saadete dönersek ülke kurtulurmuş. asrı saadet 1923-50 arası. peki bunların göbeğini kaşıyanlardan ne farkı var?
peki tek adam yönetimi? her şeyi bilen, her şeye karar veren kadiri mutlak bir tek adam.
öyle iki kişi tanıdı bu ülke. birincisi 15 yılda 10 milyar dolar, ikincisi 20 yılda 300 milyar dolar kişisel servet yaptı. hem de ülkenin bu servet transferini kaldıracak gücü yokken.
hadi bakalım hesap verilebilirliği mi istersiniz, yoksa vergi salıp götünüzdeki donu da aldıktan sonra salını salını dolaşmalarını mı?
o da bu başlık altında çoğu yazarın düşündüğü gibi düşünüyor: benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?
kendisiyle birkaç kez yüzyüze görüştüm. izlenimim tın tın bir insan oluşu. boş teneke. türkiye'yi kurtaracak şeyin köy enstitüleri olduğuna inanıyor. ülkede köylü kalmadığını, kalanların da moruk olduğunu söylüyorum. hı hı diyor. enstütüleri kapatanlara beddua ediyor. şemsettin sirer'i amlatıyorum, dinlemiyor. bir başkası hasanoğlan k.e. yapımı sırasında gençlerin yolu da yaptığını anlatıyor. bunun emek sömürüsü olduğunu, genç çocukları angarya çalıştırmak olduğunu anlamıyor. bunlara göre asrı saadete dönersek ülke kurtulurmuş. asrı saadet 1923-50 arası. peki bunların göbeğini kaşıyanlardan ne farkı var?
peki tek adam yönetimi? her şeyi bilen, her şeye karar veren kadiri mutlak bir tek adam.
öyle iki kişi tanıdı bu ülke. birincisi 15 yılda 10 milyar dolar, ikincisi 20 yılda 300 milyar dolar kişisel servet yaptı. hem de ülkenin bu servet transferini kaldıracak gücü yokken.
hadi bakalım hesap verilebilirliği mi istersiniz, yoksa vergi salıp götünüzdeki donu da aldıktan sonra salını salını dolaşmalarını mı?
devamını gör...
48.
seçim hakkının millette olması tabii ki.
bizim gibi geri kalmış milletler sorgulamaz, oy vereceği kişiyi masaya yumruğu vurduğu için ya da hatipliğini beğendiği için seçer gerisini düşünmez. zamanla öyle fanatik olur ki seçtiği adamla anasını aynı yatakta yakalasa “vardır bir bildiği” diyip geçer.
bizim gibi geri kalmış milletler sorgulamaz, oy vereceği kişiyi masaya yumruğu vurduğu için ya da hatipliğini beğendiği için seçer gerisini düşünmez. zamanla öyle fanatik olur ki seçtiği adamla anasını aynı yatakta yakalasa “vardır bir bildiği” diyip geçer.
devamını gör...
49.
“demokrasi, neyi okuyacağını bile seçemeyen insanlara, ülkeyi yönetecek kişiyi seçme hakkı vermesidir.” minvalinde bir söz kalmış aklımda.
buradan bakarsak, bizim ülkemiz için şöyle bir tablo var ortada: sabahtan akşama kadar insanlara ahaber izletilip reis güzelleniyor; rte için dünya lideriymişcesine destanlar yazılıyor, dünyanın en muteber insanıymışcasına eleştiri kanalları kapatılarak kutsanmış bir figüre dönüştürülüyor; ülkenin en iyi okullarına kayyumlar atanıp en kilit bürokratik noktalara cemaatler konuluyor; en prestijli okullar alternatif tarih kurgusuyla adeta birer beyin yıkama merkezine dönüştürülüyor ve günün sonunda da insanların önüne sandık konulup buna demokrasi deniyor.
biraz oksimoron bir durum aslında türkiye'nin mevcut konjonktüründe demokrasi.
ve aslında demokrasinin kusurunu en özet şekilde anlatan o sözle bitirelim yazımızı; "cehaletin bir görüş olduğu fikri, demokrasinin en büyük felaketidir."
buradan bakarsak, bizim ülkemiz için şöyle bir tablo var ortada: sabahtan akşama kadar insanlara ahaber izletilip reis güzelleniyor; rte için dünya lideriymişcesine destanlar yazılıyor, dünyanın en muteber insanıymışcasına eleştiri kanalları kapatılarak kutsanmış bir figüre dönüştürülüyor; ülkenin en iyi okullarına kayyumlar atanıp en kilit bürokratik noktalara cemaatler konuluyor; en prestijli okullar alternatif tarih kurgusuyla adeta birer beyin yıkama merkezine dönüştürülüyor ve günün sonunda da insanların önüne sandık konulup buna demokrasi deniyor.
biraz oksimoron bir durum aslında türkiye'nin mevcut konjonktüründe demokrasi.
ve aslında demokrasinin kusurunu en özet şekilde anlatan o sözle bitirelim yazımızı; "cehaletin bir görüş olduğu fikri, demokrasinin en büyük felaketidir."
devamını gör...