deniz

muhteşem bir cahit sıtkı tarancı şiiridir;

bu akşam vakti deniz,
o bütün hasretimiz,
sanki gelmiş de dile,
nedametin sesiyle,
çarparak kafalara,
yetmez mi, diyor deniz,
karada çektiğiniz?

hem erklere hem kızlara verilebilcek nadide isimdir.
ve yine avrupada revaçta olan bir isim hâline gelmiş diyorlar....

homeros’un destanlarda “şarap rengi “ olarak adlandırdığı tuzlu su kütlesi. mavi olarak adlandırmamasına şaşırdım açıkçası. ancak deniz için en güzel tanım görünce şaşırılmasıdır zannımca. orhan veli’den gelsin.

“gemliğe doğru
denizi göreceksin
sakın şaşırma”

ne kadar tarihimizde ve bugün bile denizcilik ve deniz tutkusu olsa bile, bir zamanlar türkler'de hatırı sayılır bir kesimin denizle pek fazla arası olmamıştır. buldukları topraklarda denize yüzlerini çevirmişler. sebep olarak da denizin nem yapması ve nemin de siyatiği azdırması görülmüş. bu yüzden de istanbul'da cihangir semtindeki apartmanların büyük bölümü tepelere yapılmış. deniz gören kısım da hizmetli, uşak, aşçı, şoförlere tahsis edilmiş. aynı bunun gibi ege kasabaları sahil kesimleri, denize yakın araziler, o dönemler "iş görmez" diyerekten tapuları kızların üzerine yapılmış.

nedendir bilmiyorum. görmeden yaşayamam diyorum. kendimi bildim bileli denize yakınım hep. yüksek öğretim tercihimi bile deniz kenarı tercih ettim. öyle ki bazı zamanlar deniz kenarına gider tek başıma aval aval bakarım uzaklara.

denize kıyısı olmayan ülke veya şehir benim için yaşanmazdır. insanı ya da sistemi problemli olabilir ancak ülkemiz hem iklim hem de sahip olduğu coğrafi özellikler ile dünyanın en güzel yerlerinden biridir. denizi de harikadır.

deniz dosttur. kimse dinlemese o dinler sizi. saatlerce hem de. gerçektir, vardır işte deniz. bazen o bir şeyler anlatmaya çalışır size hırçın dalgalarıyla ama anlayabilene.

saatlerce oturabilirim bir deniz kenarında, kokusunu içime çeke çeke. kendisiyle uzun bir süre oldu görüşemiyoruz. dostumdan uzak düştüm. vedalaşamamıştık da doğru düzgün. bu kadar uzununu o da beklemiyordu. gökyüzü bana haberini getiriyor her gün. martılarla atışıyormuş gene öyle diyor. darılmış bir de bana. elimde olsa durur muyum buralarda? ah dostum ah. öyle çok şey var ki sana anlatacağım. ama değiştim ben. dünya gözüme bir başka geliyor şimdi. belki uzaktan bana bakınca ilk başta tanımayabilirsin beni. bizim kız mıydı bu dersin? olsun baştan tanışırız biz de. hayatım hala aynı değişen pek bir şey yok. dedim ya gözüme bir başka görünüyor dünya. kendimden kaçmıyorum artık. yorulmuşum koşup durmaktan. senin de kafanı şişirdik be. kim bilir neler neler anlatıyorlar sana. çocuklarla geçinemezdin pek. sen derdin bana sen çocuk kalmışsın, sevmem ben çocukları. son gelişimde sinirliydin biraz, her tarafım ıslanmıştı, yüzümü yakıyordu tuzlu su. sana sarılmak istemiştim. hayır demiştin vakti değil. bazen sularında saklanmak, kaybolmak isterdim. hani çocuklarda dolaba saklanırlar ya. ben sana saklanmak isterdim işte. uğruna şiir yazmıştım. ne biçim bir şiir bu amma da abartmışsın demiştin gözünden bir damla yaş süzülürken. ah dostum ah, öyle bir göresim geldi ki seni, özledim. ama söz küllerim senindir. söyleyeceğim herkese toprağa değil sana verecekler beni. seninle dinlerdik bu şarkıyı hatırladın mı?
biraz deniz biraz mehtap

01.07.2007 14 yıl önce bugün.

'yengem yanıma gelip banu abin kaybolmuş' der.
'kaybolmak ne demek?'derim.
o an, o yaşta, o şokla anlayamadığım bir kelime 'kaybolmak'.
sonra bir telefon gelir 'aytekin'i bulduk' sevinmeli miydik?
bilemeyiz...

29 yaşında bir yiğit aldı 'deniz' bizden ve 6 saat sonra başka bir koydan sahile vurdu.

denizin şakası yoktur.
biz bunu çok acı tecrübe ettik, siz etmeyin.

kendi kontrolünüzü tam hissetmediğiniz hiç bir durumda kendinize sonsuz güvenmeyin.

(bkz: derya)

bir gün bir deniz’im olacak inşallah…

içinde yüzerken de, dışarıdan seyrederken, sesini duyarken de insana huzur veren şey.

bu güzel isim de sonuna can gibi uyduruk bir ek getirilmesinden kurtulamamıştır.

derya

ırak tarafına bakan bir akdenizdir.

serinlemek için yüzülen, manzarası güzel, aslında şeffaf ama gökyüzü sebebiyle mavi yosunlar sebebiyle yeşil görünebilen tuzlu su.

sakinleştirici etkisi pek çok şeye bedeldir. dalgalı olsa bile duygu yükler. adamı aşık eder. arşa çıkarır.

korkutuyor ve çok derin.
heyecan verici ama ben yüzme bilmiyorum, o kadar güzel ki daha da derine..

değirmenaltı'ndan güzel bir kare.

nasıl bir şey bu arkadaş...aylardır görmüyordum, sıfırlandım...nasıl bir etki bu, şu an panaromik şekilde karşımda...pambığa döndüm...
orman, dağ bayır, çayır, çimen diyeni döverim...o değil de çok ağladım lan...