"maruz kalmak" diye tabir edilen yöntemle en iyi şekilde öğrenilir dil.
çok yönlü yaklaşmak gerekiyor öğrenme sürecinde. sadece diş bilgisi çalışarak öğrenilmeyeceği gibi sadece konuşma pratiğiyle de öğrenilmez. ingilizce özelinde konuşacak olursam; "amerika'da kurallı mı konuşuyorlar sanki?" yaklaşımına pek katılmıyorum. yoksa belli bir kesim gibi "who you is" kıvamında konuşmak kaçınılmaz olur.
ha tabii ki ne amaçla öğrenildiği de önemli. üç beş kelime sohbet edeyim, sosyal çevrem olsun yeter deniyorsa ayrı * ama akademik veya iş için öğreniliyorsa muhakkak kurallı bir şekilde öğrenilmeli.
devamını gör...
(bkz: matematik)
devamını gör...
kolay bir şey değildir.

zira dil dışında öğrenilen şeyler çoğunlukla mevcut bilgilerinizi ya da yeteneklerinizi arttırma hamleleriyken dil öğrenmek iletişim fikrinizi değiştirecek seviyede sizi farklılıklara götürebilecek açmazlara yaklaştırır ki bu da neredeyse öğrenme becerilerinize bazen hard format attırmayı gerektirecektir.

buna rağmen imkansız mıdır ¿ elbette ki hayır. fakat farklı dil ailelerinden bir şeyler öğrenmek istenildiğinde beyin bunu bir süre kendi iletişim fikrinden farklı olması sebebiyle reddedecektir.
devamını gör...
sevdiğim bir uğraş. ingilizce’nin üzerine düşünce belli bir seviyeye geldik, pekiştirmek için de yurtdışı planlarına başladık.
bu arada almanca ve rusça da yeni ilgi alanlarım. sonra ispanyolca ve portekizce düşünüyorum. bakalım belki poligot oluruz * .
devamını gör...
soyolog ve düşünür üstat abdurrahman arslan'nın hocasının 'bilgi çalmanın en iyi yolu' olarak tanımladığı eylem.
devamını gör...
çok zor..
dünya savaşında olsam kafam daha rahat olur öyle zor, ama yapmam lazım.
evli çiftlere önerim, çocuklarınıza 4 yaşında falan gerekirse döve döve öğretin ingilizceyi..
gerçekten.. türkçeyi zaten kolayca öğrenirler. biraz aydın olun, çocuk hatırlamasın yani dili ne zaman öğrendiğini..
bizi yönlendiren kimse olmadı ki emenike akşam ışıkları kapatıyordu babam film izlemek için. ödevim varmış yokmuş.. gram umrunda değildi ya. resmen cami avlusundan tutunduk hayata.
devamını gör...
acayip bişi. yazma tamam da konuşma pratiği ben var çultan ahmet seviyesinde. yinede iş görüyor.
devamını gör...
ben aşırı seviyorum yeni diller öğrenmeyi, özellikle rusça öğrenirken aşırı keyif almıştım.tavsiye.
devamını gör...
ingilizceden sonra sıra hangisindeye karar vermesi öğrenmekten daha zor
devamını gör...
maruz kalma yoluyla sevilmeyen öğrenilmek istenmeyen diller bile öğrenilir.
devamını gör...
(bkz: beden dili) yeter.
devamını gör...
kelime ezberleyerek dil öğrenilmez, böyle işlere girmeyin. hayatımın hiçbir anında kelime ezberlemedim. bizim gariban insan zihnimiz dilsel yapıları bağlam içinde işlemeye müsait, bir de şiir ve ritim (dinsel metinler) formunda. maruz kalmalı bebek öğrenmesi en sağlamı, ama bebek değilsiniz, orası sıkıntı. temelini öğrenip sonra bol bol okuyup yazmak gayet iyi yöntem. sabır ve aşk gerektirir. daha iyisi zengin bir ailede doğup mürebbiyeler lalalar elinde yetişmek, ama paşazade de değilsiniz.
devamını gör...
konusu açılınca herkesin profesör kesildiği ama ülkede iyileştirme adına hicbir çabanın gösterilmediği; yeni öğretim yöntemlerinin ve yeni yetişmiş öğretmen adaylarının önünün açılmadığı; yeterli materyal ve ortamın ülke genelinde eşitlenmediği bir öğrenim alanı. benim içinse hayatımın hem mesleği hem tutkusu olan durum.
devamını gör...
bismillah deyip japoncaya başladım bu hafta, sanırım söverek bırakacak gibiyim. yok böyle bir şey. yani sizi üç alfabede durduran ne oldu o da ayrı bir konu.
devamını gör...
dil öğrenmek genellikle zorlu bir süreç olarak görülür; alışık olunmayan gramer yapıları, ezberlenmesi gereken kelimeler ve konuşma ile dinleme becerilerinin geliştirilmesi bu süreci zorlaştırabilir. ancak, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, yurtdışına gitmeden de dil öğrenmek mümkün hale gelmiştir. örneğin, dünya genelinde milyonlarca insan, yurtdışına gitmeden akıcı bir şekilde yabancı dil konuşabilmektedir. ünlü tarih profesörü ilber ortaylı, yedi farklı dil bilmektedir ve bunlardan biri olan rusçayı, rusya’da yaşamadan öğrenmiştir. bu durum, dil öğrenmenin sadece yurtdışında yaşamakla sınırlı olmadığını gösteriyor. dr. emmet fox’un "bahane değil, çare bulun" sözü de dil öğrenme sürecinde geçerlidir. yurtdışında yaşamanın dil gelişimine katkısı inkâr edilemez; ancak bu, zorunlu bir koşul değildir. azimli bir şekilde emek vererek ve günümüz teknolojilerinden yararlanarak, yurtdışında yaşamanın ötesinde başarılı bir dil öğrenme süreci mümkündür.
devamını gör...
bazıları için doğuştan yetenektir. benim gibiler içinse sıkılmadan, unutmadan şu dili bir çözseydim ya rab sürecidir. çok güzel ilerleme kaydettim ama pratik yapmaya çalışırken çok geriliyorum. aksan, telaffuz çok takılmamaya çalışıyorum ama beynimize " o kelimenin doğrusu şöyle tamam mıı" öyle bir işlenmiş ki sesim içime kaçıyor. *
devamını gör...
zordur ya. orta seviyede aramice ogrenene kadar canim cikmisti.
devamını gör...
ilk yabancı dili öğrenmek zordur. ikincisi ise kaçınılmaz. pahalı bir eylemdir bu arada. fedakarlık ister. çok ileri giderseniz de anadilinizi bozar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"dil öğrenmek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim