81.
ilk insan toplulukları ilkel komünal bir düzlemde yaşamaktaydı. avcı toplayıcı biçimde yaşayan insan kümeleri ortada olan her şeyin pay edilmesi şeklinde hayat sürmekteydi. o zamanlardan itibaren din, insanın doğayı anlama çabası açından insanlığın yaşamına girmiştir. insan tanrıyı yaratmıştır da diyebiliriz.
tarım toplumuna geçilmesiyle birlikte insanların tükettiklerinden fazla üretmesi sorunu oluştu. bu ürünler depolanınca birilerinin olması gerekenden daha fazla ürünü oldu. bu da o insanların toplumda güçlü olması demekti. kabaca bir anlatımla bu erk devlet denen aygıtı oluşturdu.
bu aygıtın insanları yönetmesi için bir de meşruiyete ihtiyacı vardı. tabii ki o zamanlar bu meşruiyet demokrasiden devşirilmedi, göklerden devşirildi. dinin ve devletin insan yaşamına bir sömürü gücü olarak girmesinin en özet anlatımı böyledir.
ortaya çıkan ilk dinler doğanın gücünü esas almaktaydı. paganist de diyebileceğimiz bu din anlayışı doğaya saygı hükmederdi. bugün semavi din mensuplarının ''putperest'' diyerek her türden aşağılama faliyetine giriştiği dinleri de paganist kültürdeki dinlerin evrim geçirmiş formlarıdır.
dindar dostlarımdan bir kaç ricam olacak. bilsinler ki din dogmatiktir. göklerden gelen emir ve buyrukları sorgusuz sualsiz kabul etme üzerine temellendirilir. dini istediğiniz kadar manevi bir sığınak olarak kullanın fakat bunu bize bilimle örtüşüyor şeklinden satmaya çalışmayın. çok komik oluyorsunuz.
kutsal kitaplar büyük ahlaki şiirlerdir. allaha inananlara, kimseyi sömürmemelerini, baskılamamalarını, haklıdan yana olmaları konusunda emirler verir. allaha inanan dostlarım dini bunun tam tersini icra ederek yaşatma yoluna gitmesinler.
biz ateistlere allahın her günü kitapsız diye küfür etmektesiniz. bir ricam da inandığınız kitabı zahmet edip okumanızdır.
tarım toplumuna geçilmesiyle birlikte insanların tükettiklerinden fazla üretmesi sorunu oluştu. bu ürünler depolanınca birilerinin olması gerekenden daha fazla ürünü oldu. bu da o insanların toplumda güçlü olması demekti. kabaca bir anlatımla bu erk devlet denen aygıtı oluşturdu.
bu aygıtın insanları yönetmesi için bir de meşruiyete ihtiyacı vardı. tabii ki o zamanlar bu meşruiyet demokrasiden devşirilmedi, göklerden devşirildi. dinin ve devletin insan yaşamına bir sömürü gücü olarak girmesinin en özet anlatımı böyledir.
ortaya çıkan ilk dinler doğanın gücünü esas almaktaydı. paganist de diyebileceğimiz bu din anlayışı doğaya saygı hükmederdi. bugün semavi din mensuplarının ''putperest'' diyerek her türden aşağılama faliyetine giriştiği dinleri de paganist kültürdeki dinlerin evrim geçirmiş formlarıdır.
dindar dostlarımdan bir kaç ricam olacak. bilsinler ki din dogmatiktir. göklerden gelen emir ve buyrukları sorgusuz sualsiz kabul etme üzerine temellendirilir. dini istediğiniz kadar manevi bir sığınak olarak kullanın fakat bunu bize bilimle örtüşüyor şeklinden satmaya çalışmayın. çok komik oluyorsunuz.
kutsal kitaplar büyük ahlaki şiirlerdir. allaha inananlara, kimseyi sömürmemelerini, baskılamamalarını, haklıdan yana olmaları konusunda emirler verir. allaha inanan dostlarım dini bunun tam tersini icra ederek yaşatma yoluna gitmesinler.
biz ateistlere allahın her günü kitapsız diye küfür etmektesiniz. bir ricam da inandığınız kitabı zahmet edip okumanızdır.
devamını gör...
82.
eski toplumları bir çatı altında toplamak, onları kolayca dizginlemek için üretilmiş bir kavramdır. insanları günahlarla, cehennemle korkutup kontrol etmiş; onlara cenneti, hurileri yani istedikleri gibi cinsellik yaşama haklarını vaat etmişlerdir. öte yandan bu hayatı köle, öbür hayatı efendi gibi yaşayacaklarını iddia ederek beşeri dünyayı değersizleştirip insanları bu dünyada kolayca kullanabilmişlerdir. dindar insanlar da ahiret inancından ötürü beşeri dünyadaki kapital düzene başkaldırmamış, istedikleri gibi yaşamaktansa (ki bunu cennette deneyimleceklerini sanarak) sisteme uymuş ve toplumun istediği gibi yaşanmaya mahkum bırakılmıştır. günümüzdeyse yavaş yavaş değersiz kılınmaya başlanan bir kavramdır. kısacası din, avuntudur. öte yandan çoğu dindar insana göre kimsenin yaşayışı da inancı da hayat görüşü de beni ırgalamaz. herkes inandığı ve istediği gibi yaşasın, birbirlerinin özgürlüklerine müdahale etmedikleri sürece.
devamını gör...
83.
tarih boyunca örneklerine baktığımız zaman insanları kitleler halinde kontrol edebilmek için kullanılan ve bunu varlığı dünyevi işlerle kanıtlanamayan bir varlığın buyundurluğu olduğu iddia edilerek yanlışlanamaz bir hale getirilen, kimine göre amaç kimine göre araç niteliği taşıyan kavramdır.
devamını gör...
84.
inanan için çok şey ifade eden..
inanmayan ise hiç hükmün de olan..
inanmayan ise hiç hükmün de olan..
devamını gör...
85.
din adına dökülen kanlar, yapılan katliamlar ve suikastler...
-öğretmenlerin ve öğretilerin dünyada ki karışıklıktan sorumlu olduklarını söylüyorum, bütün o mesihler (peygamberler, gurular, öğretmenler, kurtarıcılar) karışıklıktan başka hiçbir şey yaratmadı. ve politikacılar da o kültürün mirasçılarıdır. - onlar yozlaşmıştı- kendini sevdiğin gibi komşunu sev diyen adam bugün dünyadaki bu dehşetten sorumludur.
din insanlığı kurtarmayacağı gibi ateizm de, komünizm de kurtarmayacak, bu sistemlerin hiçbiri kurtarmayacak. bunların hepsi birer din.
öğretmenler şiddetin tohumlarını ektiler. sevgiden bahseden adam sorumludur, çünkü sevgi ve nefret bir arada bulunur.
insanlık kendi yarattığı kaostan kurtulacaksa, insanlığın kurtarıcılarından kurtulmalı, özgürleşmelidir.
u.g krishnamurti
-
bizim dinlerimiz vebadır ve onları destekleyen iktidarlar zehirleyici fesat çeteleridir. bizim tinselliğimiz zihinsel (nörolojik) yetilerin mastürbasyonundan başka bir şey değildir.
-
hoşgörü bir aldatmacadır, saygı ise bir sayıklama.
-
tüccarlar ve din adamları zenginleşmek ve tahakküm kurmak isterler, maddi kâr ve manevi itibar isterler. bunları bizim salaklığımız sayesinde elde ediyorlar; çünkü bizim gözümüzün açılması onların ve sefaletin sonu olacaktır. onları savunanların, hırsız uğursuz takımının, itaat vaaz edenlerin niyeti, bizi öldürmek pahasına da olsa kendi kurumlarını ebedileştirmektir.
onların büyük saygı gösterdikleri şeye hakaret etmek bir görevdir; çünkü kutsallığa hakaret etmeden değişim kök salamaz. değişmekte ne kadar gecikirsek kötülükleri ve ıstırapları o kadar fazla hissederiz.
--
bu barbarların karşısına ne çıkartacağız? hoşgörü, hatta aşırı hoşgörü mü? alaya alıp ezerler bizi. eğer onların ordularının karşısına çiçeklerle süslü ve ellerimiz çıplak, barış vaaz ederek çıkarsak, ortaçağdaki moğollar gibi yaparlar, otuz bin silahsız budist hacı, yüreklerine seslenebilme umuduyla karşılarına çıktığında, bir anlık şaşkınlıktan sonra hepsini yok ettiler.
albert caraco
ek olarak;
delilik ve ölüm, vahyedilmiş dinlerin nihai tamamlanışıdır.
-
dinsel ve ahlaki fikirlerin kaynağı insandadır.
-
din bir düzen öğesinden başka bir şey değildir, daha da kötüsü kaos ve ölüm düzeninin öğesidir, bu dini yaşamaya çabalayanlar yarının sapkınları olacaktır.
-öğretmenlerin ve öğretilerin dünyada ki karışıklıktan sorumlu olduklarını söylüyorum, bütün o mesihler (peygamberler, gurular, öğretmenler, kurtarıcılar) karışıklıktan başka hiçbir şey yaratmadı. ve politikacılar da o kültürün mirasçılarıdır. - onlar yozlaşmıştı- kendini sevdiğin gibi komşunu sev diyen adam bugün dünyadaki bu dehşetten sorumludur.
din insanlığı kurtarmayacağı gibi ateizm de, komünizm de kurtarmayacak, bu sistemlerin hiçbiri kurtarmayacak. bunların hepsi birer din.
öğretmenler şiddetin tohumlarını ektiler. sevgiden bahseden adam sorumludur, çünkü sevgi ve nefret bir arada bulunur.
insanlık kendi yarattığı kaostan kurtulacaksa, insanlığın kurtarıcılarından kurtulmalı, özgürleşmelidir.
u.g krishnamurti
-
bizim dinlerimiz vebadır ve onları destekleyen iktidarlar zehirleyici fesat çeteleridir. bizim tinselliğimiz zihinsel (nörolojik) yetilerin mastürbasyonundan başka bir şey değildir.
-
hoşgörü bir aldatmacadır, saygı ise bir sayıklama.
-
tüccarlar ve din adamları zenginleşmek ve tahakküm kurmak isterler, maddi kâr ve manevi itibar isterler. bunları bizim salaklığımız sayesinde elde ediyorlar; çünkü bizim gözümüzün açılması onların ve sefaletin sonu olacaktır. onları savunanların, hırsız uğursuz takımının, itaat vaaz edenlerin niyeti, bizi öldürmek pahasına da olsa kendi kurumlarını ebedileştirmektir.
onların büyük saygı gösterdikleri şeye hakaret etmek bir görevdir; çünkü kutsallığa hakaret etmeden değişim kök salamaz. değişmekte ne kadar gecikirsek kötülükleri ve ıstırapları o kadar fazla hissederiz.
--
bu barbarların karşısına ne çıkartacağız? hoşgörü, hatta aşırı hoşgörü mü? alaya alıp ezerler bizi. eğer onların ordularının karşısına çiçeklerle süslü ve ellerimiz çıplak, barış vaaz ederek çıkarsak, ortaçağdaki moğollar gibi yaparlar, otuz bin silahsız budist hacı, yüreklerine seslenebilme umuduyla karşılarına çıktığında, bir anlık şaşkınlıktan sonra hepsini yok ettiler.
albert caraco
ek olarak;
delilik ve ölüm, vahyedilmiş dinlerin nihai tamamlanışıdır.
-
dinsel ve ahlaki fikirlerin kaynağı insandadır.
-
din bir düzen öğesinden başka bir şey değildir, daha da kötüsü kaos ve ölüm düzeninin öğesidir, bu dini yaşamaya çabalayanlar yarının sapkınları olacaktır.
devamını gör...
86.
huzura ulaşmanın yolu olarak kabul edilen düşünceler.
çounda ruhban sınıfının cahil halkı sömürmesidir.
çounda ruhban sınıfının cahil halkı sömürmesidir.
devamını gör...
87.
insanın doğumundan ölümüne kadar aradığı huzur, doğru yol denilen kimilerinin fütursuzca inkar kimilerinin ise iman ettiği zor ama güzel bir lütuf.
devamını gör...
88.
genelde insanların (daha doğrusu zihinlerinin) "lan, bunca şey ölünce boşa gidecek olamaz" antitezi sonucu üretilen bir tez mi deyim, fikir mi bilemediğim, olmayanı varsaymanın, ümit etmenin bir adım ilerisidir.
her toplum kendince birşeyler uydurmuştur. kimi mumyaladağını senede bir getirir yemek yer.
kimi ölüsünü vahşi hayvanlara atıp yedirterek, bir vahşi hayvanda yaşadığını düşünür.
kimi araştırmacıların düştüğü gümüş renk uçağa tapar.
kimisi ineği, maymunu kutsal sayar.
toplumdan topluma değişir. illa ki bi öbür tarafa gitmek, ölümsüzlük veya yeniden dünyaya gelmek vardır.
her toplum kendince birşeyler uydurmuştur. kimi mumyaladağını senede bir getirir yemek yer.
kimi ölüsünü vahşi hayvanlara atıp yedirterek, bir vahşi hayvanda yaşadığını düşünür.
kimi araştırmacıların düştüğü gümüş renk uçağa tapar.
kimisi ineği, maymunu kutsal sayar.
toplumdan topluma değişir. illa ki bi öbür tarafa gitmek, ölümsüzlük veya yeniden dünyaya gelmek vardır.
devamını gör...
89.
temelini samimiyetten ve vicdan dediğimiz iliklere kadar hissedilmesi gereken olgudan alan, kişinin içinde barındırdığı veya barındırması gereken olgu.
din bana göre gerçekten kişinin vicdanıdır. hiçbir dinde asla şekilcilik yoktur ve olmamalıdır da bana göre.
özellikle islam'ı uydurulmuş hadisler ile yok etmeye çalışan, iftiracı şeyh şıyh görünümlü sözde hocalardan kesinlikle uzak durun. aklınızla ve temiz vicdanınızla o dini yaşamak size kalsın. araya başkalarını sokmaya gerek yok gerçekten.
din bana göre gerçekten kişinin vicdanıdır. hiçbir dinde asla şekilcilik yoktur ve olmamalıdır da bana göre.
özellikle islam'ı uydurulmuş hadisler ile yok etmeye çalışan, iftiracı şeyh şıyh görünümlü sözde hocalardan kesinlikle uzak durun. aklınızla ve temiz vicdanınızla o dini yaşamak size kalsın. araya başkalarını sokmaya gerek yok gerçekten.
devamını gör...
90.
herkesin kendine yakışanı inandığı sosyolojik/antropolojik bir bilimdir.
devamını gör...
91.
hayatınızdan çıkarınca rahatladığınız, hayatınıza dahil ettiğinizde de bazı durumlara kolay yoldan, sorgulamadan sebepler üretebildiğinizkavram. seçim size ait ama her durumda saygılı olmak hepimize ait.
devamını gör...
92.
saçmalıktır. düşük zekalı kitleleri kontrol etmenin tarih boyunca kullanılmış en büyük yoludur. "bu ne kardeşim? nerde bizim haklarımız?" diye ayaklanmamanız için "şükür" diye bir kavram bile uydurmuştur. son derece zekice bir dolandırıcılık örneğidir. hatta dünya tarihinin en büyük ponzi dolandırıcılığıdır.
ve para ister.
sürekli, sürekli para ister.
ve para ister.
sürekli, sürekli para ister.
devamını gör...
93.
en güzel kafayı yaşatan uyuşturucu.
devamını gör...
94.
konuyla alakalı bir anket yaptım,yanıtlarınızı merak ediyorum. inanç anketi sonuçlar herkese açılmıştır. ankete 87 kişi katılmıştır. 3 kişinin cevabı cevapsız.(diğer kısmı),boş olduğu için google forms değerlendirmeye almamış.
devamını gör...
95.
yalan söyleme ve insanları yalanlar inandırma sanatıdır.
devamını gör...
96.
insanların inanış biçimleri.
devamını gör...
97.
inanç sistemi.
bilmiyorum, bu konuda çok aradayım. okuyorum bir şeyler tam oturmuyor, ama yetiştiğin toplum ve aile sisteminde gördüğün o din aşkı ve inançsızlık korkusu insanda baskı kuruyor. bilmiyorum. ölülerle konuştuğunu iddia eden insanlara şunu sormak istiyorum abi neden hiçbiriniz ölüye “hangisi doğru? kim geldi, kim gitti, ne gördün ne oldu?” diye sormuyor??? hepimizi aydınlatırdınız böylece. bu arada bir çok dinin işleyiş tarzı birbirine aşırı benzemiyor mu? korkuyorum ama dinden değil, din adı altında yaşanan bu saçmalıklardan. bence kimse bir şeyleri net anlamadı, anlamak içinde çabalamadı. kulaktan dolma bilgilerle geldiler bu döneme. sorgulanamaz olduklarını iddia ederek. inandığın şeyi bilmediğin zaman gerçekten inanmış olur musun ki? inandığı dini başka insanlardan dinleyip, kutsal sayılan kitaplarını anlayacakları dilde ya da şekilde okumamaları saçmalık değil mi?
bilmiyorum, bu konuda çok aradayım. okuyorum bir şeyler tam oturmuyor, ama yetiştiğin toplum ve aile sisteminde gördüğün o din aşkı ve inançsızlık korkusu insanda baskı kuruyor. bilmiyorum. ölülerle konuştuğunu iddia eden insanlara şunu sormak istiyorum abi neden hiçbiriniz ölüye “hangisi doğru? kim geldi, kim gitti, ne gördün ne oldu?” diye sormuyor??? hepimizi aydınlatırdınız böylece. bu arada bir çok dinin işleyiş tarzı birbirine aşırı benzemiyor mu? korkuyorum ama dinden değil, din adı altında yaşanan bu saçmalıklardan. bence kimse bir şeyleri net anlamadı, anlamak içinde çabalamadı. kulaktan dolma bilgilerle geldiler bu döneme. sorgulanamaz olduklarını iddia ederek. inandığın şeyi bilmediğin zaman gerçekten inanmış olur musun ki? inandığı dini başka insanlardan dinleyip, kutsal sayılan kitaplarını anlayacakları dilde ya da şekilde okumamaları saçmalık değil mi?
devamını gör...
98.
din bir yaşam biçimidir. yanlış anlaşılan olay dinin yaşamın merkezinde değil, dinin hayatın dışında tutulmasıdır. bundan dır ki sözde müslüman zina yapar, alkol alır, kul hakkı işler....
bundandır ki sözde yahudi, insan öldürür,zina eder....
bundandır ki sözde hristiyan kötülük eder, dünyanın anasını beller.
bundandır ki sözde yahudi, insan öldürür,zina eder....
bundandır ki sözde hristiyan kötülük eder, dünyanın anasını beller.
devamını gör...
99.
insanlar tarafından oluşturulan ve incelendiğinde oluşturulduğu dönemin etnik, kültürel ve sosyolojik yönlerini açıklayabilen inanış biçimleri.
devamını gör...
100.
beyni uyuşturan bir çeşit uçurucu.
devamını gör...