doğa

gerçek dünya

harika bir şiir ile karşınızdayım şiir tony hoagland'a ait:

romantik an

doğa belgeselinden sonra çıkıp yürüyoruz çarşıya doğru,
sanat galerilerine ve şık mağazalara,
yaz gecesinde filbahri kokusu,
pürüzsüz duvarlar karanlıkta ten gibi parlak.
henüz ikinci buluşmamız, bir kayaya oturuyoruz,
el eleyiz, birbirimize bakmıyoruz,
ben bir erkek penguen olsaydım eğer,
eğilip sevdiğimin ağzına yavaşça kusacaktım şimdi,
ve bir tavuskuşu olsaydım eğer, kalça kaslarımı esnetecek,
rengarenk kuyruk teleklerimi açıp havaya dikecektim.
o bir dişi çomakböceği olsaydı eğer,
hipodermik hortumunu yavaşça boynuma sokacaktı,
güçlü bir hormonal sakinleştirici enjekte edecek
ve yumurta kesesini göğüs kafesime bırakacaktı
ve ben de genç bir şempanze olsaydım eğer, civardaki bir ağacın dallarını koparıp,
alışveriş merkezindeki mücevher mağazalarının bütün camlarını kıracaktım.
o bir brezilya leopar kurbağası olsaydı eğer,
müthiş dilini üç kez sağ baldırıma saracaktı,
beni yavaşça göletimizin yüzeyine çarpacak,
ve ben de duygularının içten olduğunu bilecektim.
oysa sessizce oturuyoruz bir süre,
kaplumbağalar ve iguanalarla kıyaslandığında
insan erkeklerin kendilerini iyi ifade ettiği yorumunu yapıyor sonra o,
ve ben de dişi timsahların,
uysallıkları için yeterince övülmediğini söylüyorum.
artık diyor, gidip bir dondurma alıp yeme zamanı geldi.
tony hoagland

içinde insanın da bir hayvan olarak bulunduğu. kendi parçası tarafından yok edilmektedir.

şeylerin davrandığı gibi davranmasını sağlayan töz, ilke ve kaynak anlamının yanı sıra; bu anlamı doğrultusunda kendiliğinden olan ya da insan tarafından yapılmayan evreni oluşturan şeylerin bütünü.

çürüdüğünde hiç yaşamamışsın gibi seni yok etme özelliğine sahiptir.

insan doğayı alt edemez.

en yakın kız arkadaşlarımdan birinin adı. çok seviom. öyle işte.

evrenin bütününü kapsar. madde ile enerji yapıları yoğun bir şekilde iletişim halindedir. evrenin içinde yer alan gezegenimizdeki tüm canlıların duyu organları ile, görülebilen, hissedilebilen, anlaşılabilen ya da anlaşılamayan doğanın; biz canlılar ve cansız nesnelerin yaşam alanını, ölümü ve bilinmezliği gösterir.

doğa kelimesinin anlam ve kavramsal tanımını tüm canlılar içerisinde sadece insan düşünebilir ve zamanla değiştirebilir. doğada tüm her şey iletişim halindedir fakat ağaç ya da hayvanların temel dillerini insanların tam olarak kavrama yeteneğine sahip değillerdir.

bitkilerde ve insanlarda olduğu gibi hayvanlarda doğanın belli bir ritmini takip edebilir ve hatta göç edebilirler. günümüz modern dünyasında özgürce göç edebilen tek canlı türü hayvanlardır. insanın doğa kelimesinin anlamını anlamlandırmada yardımcı olduğu hazır nesne kullanımını gerçekleştirmesi, onun diğer canlılardan üstün olduğunu ve ya söylenildiği gibi daha zeki olduğunu göstermez. zeka tanımı sıfatı, sadece insanlar için söylenilebilecek bir yaklaşımdır, iki farklı insandan bir diğerinin daha zeki olduğunu söylemek mümkündür ancak hayvan, bitki ya da insan hepsinin doğaları farklıdır.

insanın doğada bulduğu bazı maddeleri birleştirerek hazır nesne kullanımını sağlaması ve yoğun bir şekilde "çevreyi, uzayı, iklimi, insanları, hayvanları, bitkileri, toprağı, suyu, havayı, yavaş yavaş zehirleyip yok ettiğini görmekteyiz." evrende evimiz olan dünyada diğer canlılara göre daha zeki olduğumuzu söyleyen bilim uzmanları, aşırı can sıkıntısından ve bilinmezliğe giden meraktan dolayı kendi türümüzü neslimizi ve hatta gezegenimizi şu an olduğu gibi yavaş yavaş yok etmekle geri kalmayıp daha hızlı bir şekilde nükleer enerji ile zehirli bir patlamayı yaratmış oldularını ne yazıkki hazır bir şekilde tutulmuş olduğunu görüyoruz.

ateş hiç kuşkusuz bazı canlılar için korkunçtur; depremleri, orman yangınlarını, güneşin dünyaya olan sıcaklığın artması ve hatta semavi dinlerdeki cehennem tasviri akla getirir. doğanın bizi soğuktan ısıttığını ve rahat nefes alabildiğimizi, rüzgarın sesini kulaklarımızda işittiğimizde mutluğu hissettiğimizi biliriz. ancak bazı zamanlar rüzgar bir başka semptteki ki kimyasal atıkların kokularını hızlı bir şekilde sürükleyip, sizin ağaçlarda yaşıyan kuşlarınıza ve sizin ciğerlerinize yapışmasına izin verir ve bazı canlıların duyu organları o an rüzgar ile iletişime geçmiş olur.

enkaz altında, evinizin suları kesildiğinde, çölde ya da şehirde kaybolduğunuzda, aklınıza doğaya ait olan su gelicektir. asla hiç bir bilim tarafından çürütülemiyecek olan tek gerçeğin doğanın kendisi olduğunu, havanın, suyun, toprağın gerçek olduğunu ne yazıkki unutuyoruz. ve zamanla ancak çok yavaş bir şekilde değiştirip, doğayı yok ediyoruz.

doğa; sensin, evinde yaşadığın kedin, enkazdan çıkan amcanın elindeki sigara, uzunca yazdığım bu satırları okumak için elinde tuttuğun cep bilgisayarın, gsm operatörlerine küfür etmek için aradığın cep telefonun ve müşteri temsilcisinin sesi (bir insan sesi), kulakların, gözlerin, bütün duyu organların, okyanuslarda yaşıyan ve sonra kıyıya vurmuş balinaların midesinden çıkan plastik zehirli atıklar...

"doğa için zorunlu olan tek gerçek doğal olandır", sonradan düşünülüp, tasarlanmış ve değiştirilebilen tarım, bilim, sanayinin her çeşit kolları, teknoloji, multi medya aletleri, basın yayın ve teknolojik devletler, özel şirketler doğayı ve seni kurtarmayacaktır. öz olan gerçek, doğanın kendisidir, sonradan düşünülüp tasarlanmış doğa gerçek değildir ve bir gün yok olmaya mecburdur.

(elektrik, internet ve telefon gibi araçlar sayesinde sözlüğe doğa tanımı yazıldı, ancak okunacak olan bu bilgilerin bir çoğu hatalı ve eksik bilgilendirme olabilir. bir heykeltaraş gözü ile yazılan bu bilgiler savsata olabilir. yapay zeka için gerekli ancak okuyan insanlar için önemsiz ve gereksiz sayılabilir. )

sanatın en büyük referansı.

aynı zamanda bilimin de en büyük referansıdır.

(bkz: biyomimikri)

dönüştürebilme, onarabilme, var veya yok edebilme gücüne sahip (doğal, fiziksel, maddi dünya ve aslında tüm evren) olarak tanımlanabilir.

dünya olgusunu ve yaşamı anlatmada kullanılan ifadelerden olup, kendisini inceleyen bilim dalına ise doğa bilimleri adı verilir.

simdi mesela burada kuşlar civildiyor. bircok yerde de civildiyor. bir kismimiz onlari dinleyip huzurlanirken bir kismimiz da hic duymuyor bile. sanki siradan bir olaymis gibi geliyor duymayanlara.

halbuki aksamustunu nasil da tamamliyor degil mi o kuşlar? bir gun hic otmedikleri bir distopya düşün, ki bu olmayacak bir sey degil, kotu olurdu dimi?

diğer ismi tabiat

gök cisimlerinin ve gök cisimi sistemlerinin arz ettiği şeylerden biridir.

tüm benzetmeleri bir kenara bırakırsak, insan doğası, hayvan doğası vs. gibi şeylerin uydurma olduklarını söyleyebiliriz. bir insanı (bir bireyi) bir gezegene benzeterek ona bir doğa atfedebiliriz. aynı zamanda metaforik bir yaklaşımda da bulunmuş oluruz. *