101.
normal sözlükte yoktur. bazı kariyer takıntılı yazarlar adınızı ya torbacıya yada operasyon çocuğuna çıkartır kendilerini gibi menpli yazarlar ile.
devamını gör...
102.
düşünce özgürlüğünü tanımlamada bile özgür değiliz. üstelik herhangi bir otoriteye atıfta bulunmuyorum bunu söylerken. herkes bir sınır çizmeye, belirli bir çerçevenin içinde tutmaya çalışıyor bu kavramı. yalnızca kelimeleri ele aldığımızda bile "bence.." diye başlayan tanımlamaların olması çok absürt geliyor.
"düşünce özgürlüğünü savunuyorum ama o kadar da değil" şeklinde bir cümle olabilir mi allasen? olabiliyor işte.
"düşünce özgürlüğünü savunuyorum ama o kadar da değil" şeklinde bir cümle olabilir mi allasen? olabiliyor işte.
devamını gör...
103.
fikirlere kurşun işlemeseydi gülşen tutuklanmış olmazdı. unutun özgürlüğü, iliklerinize kadar köle olarak öleceksiniz.
devamını gör...
104.
o kadar çok öğrenmemiz gereken şey var ki biri de bu bence en önemlisi de bu birbirimizi dinlemiyoruz özgürlük harika bir şey bence ve çoğu kimse bunu yaşayamıyor...
devamını gör...
105.
türkiyede olmayan şey:d
devamını gör...
106.
türkiye'de insanların sınırının olduğunu algılayamadığı kavram. düşünce özgürlüğünün istisnası kendisinden daha fazla yer kaplar.
fakat gelin görün ki insanlara bir alan verdiğinizde bunu uzay boşluğuymuş gibi kullanmaya başlıyor, zamanla genişletiyor. bu alanın ciddi sınırları var ve sandığınızdan daha keskin.
gerçi herkes bi sınır olduğunu biliyor ama türkiye'de sınırlar düşüncenin kime ait olduğu ve ne olduğuna göre değişiyor tabii.
fakat gelin görün ki insanlara bir alan verdiğinizde bunu uzay boşluğuymuş gibi kullanmaya başlıyor, zamanla genişletiyor. bu alanın ciddi sınırları var ve sandığınızdan daha keskin.
gerçi herkes bi sınır olduğunu biliyor ama türkiye'de sınırlar düşüncenin kime ait olduğu ve ne olduğuna göre değişiyor tabii.
devamını gör...
107.
cahil toplumlarda ucunun fazla kaçırılmaması gereken kavram. düşünceleri ne ki özgürlüğünü istesinler? şeriatı savunan birinin düşünce özgürlüğünü laik devleti benimsemiş insan savunmaya başlarsa o ülkenin ışığını kapatın çıkın. aksi halde dünün sozde mazlumu yarının neyi olur biliyorsunuz zaten aciklatmayin bana.
devamını gör...
108.
korku mottosu silivri soğuktur olan bir ülkede düşünce özgürlüğü sadece bir isim tamlamasıdır.
devamını gör...
109.
istediğini düşünüp konuşabilirsin tabi ki. ama sonrasına karışmam diyorlar…
devamını gör...
110.
insanımız düşünce özgürlüğünü de kavrayamıyor.
birisine gidip "ben senin o...bu olduğunu düşünüyorum" diyemezsin. eee çüş!
bu zorbalıktır lan, bu sapıklıktır.
ha bir ürün pazarlanıyorsa, bir ürün ortaya konmuşsa ve bir hizmet varsa orada eleştirilerinizi sunun. bunu hakkında yazın.
arkadaşınıza gidip "sen şöyle boksun düşünceme saygılı ol." dersen o salaklıkdır düşünce özgürlüğü değil.
birisine gidip "ben senin o...bu olduğunu düşünüyorum" diyemezsin. eee çüş!
bu zorbalıktır lan, bu sapıklıktır.
ha bir ürün pazarlanıyorsa, bir ürün ortaya konmuşsa ve bir hizmet varsa orada eleştirilerinizi sunun. bunu hakkında yazın.
arkadaşınıza gidip "sen şöyle boksun düşünceme saygılı ol." dersen o salaklıkdır düşünce özgürlüğü değil.
devamını gör...
111.
allah'ını seven şu başlığa kitap atsın. sözlükteki arkadaşlar yine bilmedikleri değil, anlamadıkları ya da yanlış anladıkları konuda görüş belirtmişler. üzücü olan şu ki, bu arkadaşlar seçimlerde oy kullanıyor. düşünce özgürlüğü despot bir yönetimin engellediği değil, kontrol etmeye çalıştığı bir kavramdır. ifade özgürlüğü ile karıştıran ve bu yönde, doğrultuda fikir belirten arkadaşlar yanlış başlıktalar. türkiye cumhuriyeti'nin şu anda iktidar olan partisi çoğunluğu degil, azınlığı elde tutan bir partidir. oy oranlarına bakarsanız bunu anlarsınız. (oy oranları % 40-50 arasında olan parti dünyanın hiçbir yerinde çoğunluk olmaz) düşünce özgürlüğü zannedildiği gibi ağzını açanın engellendiği bir durum değildir. düşünce özgürlüğünü engellemek, halkın avam kesiminin düşünce yapısını değiştirmeye yönelik, eğilimleri üzerinden onların kontrol edilmesine yönelik bir işlem, eylemdir. sokakta bağırdığı için hapise atılan kişinin düşünce özgürlüğü değil, ifade özgürlüğü elinden alınmış olur. avam'ın seçimlerde yönünü değiştirmesi için, karşıt görüşteki partileri yazılı ve görsel medyanın ele geçirilmesi üzerinden karalamak, sürekli olarak medyada rakipleri itibarsızlaştırarak halkı manipüle etmektir düşünce özgürlüğüne vurulan kilit. manipüle edilen kitle büyüdükçe, özgür düşünce ortadan kalkmış olur, seçimi kazanan parti seçimi ustalıkla ortaya konulan bir illüzyon ile kazanır. avam, kendi görüşüne yakın olduğunu zannettiği partinin, hayat görüşüne tamamen aykırı (uyuşturucu, zina, yolsuzluk vb.) olduğunu fark ettiğinde iş işten çoktan geçmiştir. fakat pişman olması gerekirken medyanın manipülasyon dozunu arttırması ile beraber düşünce özgürlüğünün artık elinde bile olduğunu fark etmeden olması gerekenin aksine, partiye oy vermeye devam eder. çünkü onun için iyiyi seçmek değildir artık önemli olan, kötünün iyisini seçmektir.
düşünce özgürlüğünün dizayn edilmesinin en büyük örneği, bugün dünya üzerinde yapılabilecek en üst seviye manipülasyon ile beraber amerika birleşik devletleri tarafından uygulanan lgbt-i propagandasıdır. öncelikle söyleyelim ki birey, hiçbir zaman tercihleri ile yargılanamaz. birey cinsiyetsiz olmaya da, queer, trans, kadın, erkek olmaya da sonuna kadar hak sahibidir. amerika birleşik devletleri'nin yani medyanın dünyadaki bir numaralı ve hiçbir zaman değişmeyecek liderinin yaptığı ise, düşünce özgürlüğü adı altında lgbt-i olmayan bireyleri dahi düşünce özgürlüğüne(tabii yersen) yönelterek, normalin lgbt-i olmak olabileceğini bütün dünyanın zihnine pompalamaktır. bugün medyadan yargıya, hiçbir şekilde lgbt-i karşıtı bir davayı kazanma şansınız yoktur. çünkü özgür düşünce! düzeni, şu anda buna izin vermiyor. özgür düşünce gördüğünüz üzere dizayn edildi bile *. farkında iseniz, artık homofobik olmak bir suç olarak lanse edilmeye değil, gerekli medya baskısı ile beraber bir nefret suçu haline gelmiştir. oysa homofobik diye bir kavram var mıydı 30 yıl önce? bir insan ya homoseksüel idi ya da heteroseksüel. bir taraf bir diğerini aşağılarsa bunun adı mağduriyet değil tamamen bir suçtu. yani bir homoseksüel bir heteroseksüeli aşağıladığında aşağılama sebebine bakılırdı ya da bir heteroseksüel homseksueli aşağıladığında; cinsel kimliği sorgulanmaz idi. fakat günümüzde özellikle ifade suçları irdelenirken en önde cinsel kimliğe bakılıyor. cinsel kimliğin lgbt-i karşıtı bir durumda olduğu görüldüğü anda ona göre işlem yapılıyor. bu böyle böyle devam ederken, bir heteroseksüelin, cinsel kimliğinden tamamen bağımsız olarak bir homseksüele yaptığı aşağılama, cinsel kimliği ile bağdaştırılarak konu cinsel kimlik tartışması özeline çekiliyor. peki sonuçta ne oluyor sevgili sözlükçü? evet doğru bildin, insanların zihninde "homoseksüele kimliğinden bağımsız da olsa saldırı yapamazsın çünkü eğer böyle yaparsan cezalandırılırsın" düşüncesi peydah olurken, homoseksüel kişilerin ister istemez dokunulmaz oldukları düşüncesi zihinlere yerleşiyor. yani? bingo, düşünce özgürlüğün elinden alındı bile sayın sözlükçü, geçmiş olsun. bu o kadar güzel denk geldi ki, ricky gervais'in, ilk yayınlandığı gün sabırsızlandığım için mutluluktan gözyaşları içinde seyrettiğim son gösterisinin taslaklarda bulunan girdisini de sanırım bugün yarın yayınlarım. sen ne büyüksün ricky? bir tek sen kaldın geriye...
yazımdan benim lgbt-i karşıtı olduğum yargısını çıkaracak eğitimsiz arkadaşlar, burada konunun lgbt-i değil, düşünce özgürlüğünün dizaynı ve manipülasyon olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklar o yüzden yazının sonuna ekleyelim: her bir birey ayrı ayrı özgürdür. insanoğlu orta çağ'dan farklı olarak teknoloji ve bilim ışığında kendini keşfetmeye, kavramlar ve ideolojilerde derinliklere sahip olmaya henüz yakın tarihte başlamış, 2020'li yıllarda anca kendi keşfini sonuçlandırmaya biraz olsun yaklaşmıştır. yazımın bir lgbt-i karşıtlığı olmadığını tekrar belirtir, saygılar sunarım.
düşünce özgürlüğünün dizayn edilmesinin en büyük örneği, bugün dünya üzerinde yapılabilecek en üst seviye manipülasyon ile beraber amerika birleşik devletleri tarafından uygulanan lgbt-i propagandasıdır. öncelikle söyleyelim ki birey, hiçbir zaman tercihleri ile yargılanamaz. birey cinsiyetsiz olmaya da, queer, trans, kadın, erkek olmaya da sonuna kadar hak sahibidir. amerika birleşik devletleri'nin yani medyanın dünyadaki bir numaralı ve hiçbir zaman değişmeyecek liderinin yaptığı ise, düşünce özgürlüğü adı altında lgbt-i olmayan bireyleri dahi düşünce özgürlüğüne(tabii yersen) yönelterek, normalin lgbt-i olmak olabileceğini bütün dünyanın zihnine pompalamaktır. bugün medyadan yargıya, hiçbir şekilde lgbt-i karşıtı bir davayı kazanma şansınız yoktur. çünkü özgür düşünce! düzeni, şu anda buna izin vermiyor. özgür düşünce gördüğünüz üzere dizayn edildi bile *. farkında iseniz, artık homofobik olmak bir suç olarak lanse edilmeye değil, gerekli medya baskısı ile beraber bir nefret suçu haline gelmiştir. oysa homofobik diye bir kavram var mıydı 30 yıl önce? bir insan ya homoseksüel idi ya da heteroseksüel. bir taraf bir diğerini aşağılarsa bunun adı mağduriyet değil tamamen bir suçtu. yani bir homoseksüel bir heteroseksüeli aşağıladığında aşağılama sebebine bakılırdı ya da bir heteroseksüel homseksueli aşağıladığında; cinsel kimliği sorgulanmaz idi. fakat günümüzde özellikle ifade suçları irdelenirken en önde cinsel kimliğe bakılıyor. cinsel kimliğin lgbt-i karşıtı bir durumda olduğu görüldüğü anda ona göre işlem yapılıyor. bu böyle böyle devam ederken, bir heteroseksüelin, cinsel kimliğinden tamamen bağımsız olarak bir homseksüele yaptığı aşağılama, cinsel kimliği ile bağdaştırılarak konu cinsel kimlik tartışması özeline çekiliyor. peki sonuçta ne oluyor sevgili sözlükçü? evet doğru bildin, insanların zihninde "homoseksüele kimliğinden bağımsız da olsa saldırı yapamazsın çünkü eğer böyle yaparsan cezalandırılırsın" düşüncesi peydah olurken, homoseksüel kişilerin ister istemez dokunulmaz oldukları düşüncesi zihinlere yerleşiyor. yani? bingo, düşünce özgürlüğün elinden alındı bile sayın sözlükçü, geçmiş olsun. bu o kadar güzel denk geldi ki, ricky gervais'in, ilk yayınlandığı gün sabırsızlandığım için mutluluktan gözyaşları içinde seyrettiğim son gösterisinin taslaklarda bulunan girdisini de sanırım bugün yarın yayınlarım. sen ne büyüksün ricky? bir tek sen kaldın geriye...
yazımdan benim lgbt-i karşıtı olduğum yargısını çıkaracak eğitimsiz arkadaşlar, burada konunun lgbt-i değil, düşünce özgürlüğünün dizaynı ve manipülasyon olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklar o yüzden yazının sonuna ekleyelim: her bir birey ayrı ayrı özgürdür. insanoğlu orta çağ'dan farklı olarak teknoloji ve bilim ışığında kendini keşfetmeye, kavramlar ve ideolojilerde derinliklere sahip olmaya henüz yakın tarihte başlamış, 2020'li yıllarda anca kendi keşfini sonuçlandırmaya biraz olsun yaklaşmıştır. yazımın bir lgbt-i karşıtlığı olmadığını tekrar belirtir, saygılar sunarım.
devamını gör...
112.
ben düşünce özgürlüğü gördüm.
devamını gör...
113.
dünyanın her yerinde şimdilik vardır. kimse sizin zihninizi okuyamaz ve düşüncelerinize müdahale edemez. istediğinizi düşünmekte özgürsünüz. fakat ifade etme kısmına gelince bedeline katlanmanız gerekebilir.
devamını gör...
114.
yarı demokrasilerde kepek yapar, hapse attırır.
devamını gör...
115.
düşünmekte özgürüz ama düşündüğümüzü söylemekte hâlâ korkağız.
düşünce özgürlüğün paran kadardır. paran yoksa düşünme, düşündüğünü söyleme. iplemezler.
düşünce özgürlüğün paran kadardır. paran yoksa düşünme, düşündüğünü söyleme. iplemezler.
devamını gör...
116.
ülkemizde pek rastlamadığımız insani bir ihtiyaç
devamını gör...
117.
düşüncenizi kendinize sakladığınız sürece özgürsünüz.
devamını gör...
118.
düşünmek tabi ki serbest, dile getirmeye kalkma yanarsın.
devamını gör...
119.
nerede olursaniz olun yönetenlerin istediği kadardır.
devamını gör...
120.
aklın sosyal, dinî ve millî her tür otoriteye başkaldırısının bir sonucudur. bununla birlikte, düşünceyi ifade hürriyeti olmadan, anlamsız bir özgürlüktür. bu özgürlük, tek başına ancak nasreddin hoca'nın düşünen hindisinde var olmaya mahkûmdur. düşünceyi ifade edebilmek ise hür insan iradesine mahsustur ve işte o zaman, düşüncenin muhteşem dönüştürücü ya da yıkıcı gücü karşısında hiçbir otorite dayanamaz.
devamını gör...