evernevergreen

kendisi ile tanışmamız onun hazırladığı bir metin ile ilgili yaptığım eleştiri üzerinden oldu. gel zaman git zaman şimdi buradayım. buraya gelene kadar en azından keyifli vakit geçirdiğimi söyleyebilirim.*

kendisinin ses tonu ile yaptığı meslek arasındaki uyum şaşırtıcı bir düzeydedir.* zaten mesleğinden mütevellit sözlükte çalıntı tanımların tespitine yönelik göstermiş olduğu duygusal yoğunluk ünal karaman hocanın o meşhur basın toplantısındaki duygu yoğunluğu ile aynı seviyededir. gününüz, kendisinin masaya vura vura "sözlükte kimse çalıntı tanım girmeyecek" şeklindeki nidaları ile şenlenebilir.* vallahi de billahi de kafanıza vura vura öğretir. şakası yoktur kendilerinin.

ayrıca, bir insanı gömerken sinirden konuştukça konuşursunuz ama bu arkadaş gömerken sadece bir laf ile magma seviyesine indirebilir. bu yönünden dolayı kendisini saygı ile selamlıyorum.

yalnız bu kadar nahif bir bünye buralara fazla, bu tarz bir bünye kafayı yedirtir insana. ensesini biraz daha kalınlaştırma yönünde tavsiyede bulunmak isterim kendilerine.

bir baktım trabzon'un plakası olan 61 tane madalya almış. wayyy way way.
o 61, orada zayi olmasın, altını çizeyim.

sözlükteki editörlüğü hakkıyla yapan güzel yürekli sevgili editörümüz.

bir editör ciddiyeti ile kelime kelime tüm mesajları okuyormuş izlenimi bırakıyor bende. ayrıca oldukça nazik yazar. devam ediniz.

tarafıma attığı mesajlar ile şahsimin gününün güzelleşmesine vesile olan, ufuk açıcı öneri ve tavsiyeleri ile karşısındaki insana değer verdiğini gösteren, bir oblomov olarak " hiç üşenmemiş de ne iyi insan ya" diye düşünmeme sebep olan ve seçtiği kelimeler kadar yüreğinin de güzelliğine beni inandirmiş güzel yürekli insan.

nerdesin la? random gulus attim hala cevap yok. enterasan yahu. okey tavla falan atalim online, cozelim su isi.

hic is yok, yatiom yine. do you feel friday feeling bro. tematik tanim.

#1112297

hem ever, hem never, hem green!
ha bunlar yetmiyormuş gibi, sözlüğün editörlüğü de kendisini kesmemiş, üstüne de illa bir ünvan isterim diyor. el insaf ya!

şakası bir yana madem geldik nick altına, bir meddah olarak diyeceklerim var elbet.

sözlüğe geldiğim ilk günlerden beri takip ettiğim, okuduğum, öğrendiğim “demek sözlük böyle kullanılıyormuş” dediğim ender yazarlardandır. ayrıca benim kılavuz kaptanımdır. her sorduğum soruya “bak ozgur1ey” diyerek bıkmadan usanmadan cevap vermiştir. pusulası bana hep doğru yönü göstermiş ve sayesinde fırtınalara yakalanmadan, sözlük içerisinde gemimi yürütmeme destek olmuştur.

kitap tanımı yazsa, kitabı yazan yazar “bu kitap okunur valla, çok merak ettim” der. film tanımı yazsa; filmin yönetmeni “güzel filme benziyor, mutlaka izlemeliyim” der. güncel konulara tanım girse, hakkını vermeden yazısına son noktayı koymaz.

ben daha ne diyeyim? yolu açık olsun.

efendim olur da bir gün, gemisi fırtınaya yakalanırsa, açarız fenerimizi yolunu aydınlatırız. kapımız sonuna kadar açıktır.

kendisine sadece la jetee demek istediğim yazar.. güzel film..
edit: artık la jetee demediğim yazar..

müthiş yazardır. müthiş bir kütüphanecidir.

kendisini rahatsız ettiğimde bana hiç kızmıyor. madalya tanımları girdiğim zaman şu şekil oluyoruz.

benim gönlümde yeri farklıdır. o biliyor neden olduğunu.
insan olmak sadece cismen, bedenen bir insan olmakla bitmiyor.
taşınan kalp çok önemli. sadece kan değil de sevgi, saygı da pompalıyorsa o kalp sevilesi, sahip çıkılası kalptir artık.
gönlü zengin olmak da kalabalıklar içinde birini bulmak kadar zordur.
ne mutlu karanlıkta bile ışık verene...

acayip usturuplu kalemi olan yazar.

dün gece yağmur yağıyordu. allahutealanın bereketi derler. bazılarınız bilir. dilimi çıkardım dışarı, biraz da dilime yağsın diye belki dilim uslanır, uslanmadı. bari ellerime yağsın diye ileri uzattım kollarımı terastan, üslubumuz düzelir diye.

yağdıkça ellerime gureba yazılar dövme gibi çıkmaya başladı her yerinde vücudumun. okumaya çalışıyorum, yok olmuyor. eksik bir şeyler var hayatımda. bu kez kollarımı uzattım ileri, koluma da yağsın belki yazılar tamamlanır, bu gizem çözülür diye.

bir de baktım ki evernevergreen tanımlarıymış allahutealanın yağdırdığı. şöyle yorumladım ben de: "eğer üslubunu düzeltmek istiyorsan bunları iyice ezberle, yala yut, dilini milini de bi daha bana karşı çıkarma." -sayın allah. hak verdim.

şu an tüm vücudumda evernevergreen entry no'ları var. okudukça siliniyorlar. işte böyle bir yazar.

sevgiler saygılar..

das weiße band güzel film diyolla bi de..

acaba süveyş kanalından kurtarılmışmıdır diye düşündüğüm yazar.

sözlüğümüzün sohbeti ve gönlü güzel editörü. iyi ki tanımışım dediğim insanlardan. yazdıklarını okumak ve kendisiyle sohbet etmek gerçekten büyük bir keyif.

harika bir yazar. harika bir insan.

kendisi çok iyi niyetli, çok iyi birisi. seviyorum kendisini.

çok adaletli bir editör. cidden kadın gibi kadın. severiz kendisini yine hep destek tam destek anasını satıyım.

sevdiğim yazarlardan biri.

hepimizin yazdıklarının belirli bir alıcısı var. kimisi x kişinin yazdığı bir konudan hoşlanırken bir başkasının hiç ilgisini çekmeyebilir o konu. fakat bir de herkese açık olan, yazıp okuduklarımız dışındaki ilişkilerimiz var insanlarla. mutlaka herhangi bir gerekçeyle mesajlaşıyoruz birileriyle. işte o esnada iyi kötü bir izlenim de ediniyoruz birbirimiz hakkında. evernevergreen bana hep çok pozitif bir enerji veriyor. belki kendi reel hayatında o an hiç keyfi yok, kim bilir ama hiçbir zaman öyle olumsuz, bunalım bir hava yansıtmadı bana. bu yüzden de ayrı seviyorum kendisini.

radyo programında konuk edemedik, içimde ukdedir hâlâ. belki bir gün, kim bilir...

mor nicki mi var? yoksa ben mi fazla içtim?

gerek kitap/film konusunda, gerekse gundeme dair onemli olaylar hakkinda yazdiklariyla * dikkatimi ceken, uslubuyla kendini okutturan degerli yazar.
* * *

çok kibar naif bir yazar. kendisiyle mesajlaşma şansım oldu. böyle tatlılık, şirinlik yok. mesajlaşma sonrası profiline girdim tanımlarını okudum çok güzel tanımları var. sıkılmadan okuyabilirim. neyse kendisine kalbi gibi güzel akşamlar dilerim *