fındık toplamak

pazartesi itibariyle başlayacağım durum, daha toplamaya başlamadım ama zaman yakalaştıkça yorgunluğum artıyor, ağrılarım çoğalıyor, ne kadar zor olsada memlekete gitmek için bir sebep bu kısmen kendimi iyi hissettiiryor, ancak tam iyi hissederken fındık bahçesi geliyor aklıma gene ağrılarım artıyor.

geçen yaz 1 gün topladım ve zirvede bırakmaya karar verdim. o nasıl bir yorgunluk öyle? hem dalı eğip hem toplaması... düşününce tekrar yoruldum valla.

giresunluların ağustos ayında yaptığıdır.

bülent arslan - bir fındığın içini. *
www.turkuindir.gen.tr/2018/...

en zevkli yanı taze toplanmış fındıktan bir avuç yiyip üstüne bir sürahi su içmektir. bu sizi ertesi gün fındığa gitmekten kurtarır. motor arızası...

olgunlasmis findiklarin ağaçlardan yeşil kozası ile birlikte koparilmasi işidir. sert kabuklu kısmın kahverengiye dönmesi gerekir. toplama sonrasında kabuklu taneler kozadan çıkartılır ve kurutmaya geçilir.

karadenuzli hanımefendiler tarafından yapılan ahlaksız teklif. buldun fındık gibi çocuğu "bizim köye gideriz fındık toplarız" dersin tabii, neymiş eğimli araziymiş göz görmezmiş bilmem ne, terbiyesiz kadın, puu ahlaksız, annem demişti onun amacı fındık toplamak değil oğul demişti...

yürrü. bu yaşıma kadar iffetimle geldim.

buyuklerimiz yapardi. iyidir, emek ister findik ama yenmesi de guzeldir. evet.

meraktan bı ara gidip yapmayı istediğim ancak büssürü böcek olduğunu öğrenince vazgeçtiğim şey. böcek fobim var da. azıcık eğleneyim derken fındık tarlasında bayılıp kalmak istemedim..

1o küsür sene yaptığım eylem.

eğlenceli falan değildir, en bakımlı bahçede fındık toplasanız bile belli bir saatten sonra işkenceye dönüşür, kafanıza öğlen güneşi vurdukça çıldırma noktasına bile getirebilir. büyük ihtimalle bahçe eğimli olacağından fındık toplamak bir yana ayakta durmaya çalışırken yorulursunuz. dalları eğerken ağzınıza gözünüze toz kaçma olasılığı çok fazla olur, içinize de toz kaçma olasılığına karşı boynunuza boyunluk/eşarp bağlamanız gerekir yoksa yakar ve kaşınıp durursunuz. böcek muhabbetini söylemiyorum bile, örnek kulağımın yanından kocaman tarantula inmişti, bildiğin kulağımdan ağ sarkıtarak aşağıya doğru indi örümcek. üstüme kene çökmüştü bir keresinde, sarıcalı ve sivrisineği saymıyorum bile. ağaçların arasında hava almak çok zor olur genelde, üstünüze uzun kollu giyinmek zorunda olduğunuz için terden ölürsünüz gün boyu. yemek yemek su içmek lüks gibi bir şeydir bahçede, bulduğunuza yatın kalkın şükredin hatta.

alın size fındık toplamak a**, daha saymadığım tonla şey var. ben bizim bahçeye gittiğimde "bana girebiyi verin ben odun yapıcam, fındık falan toplamak istemiyorum" diyorum. çekilecek dert değil çünkü.

fındık toplamanın her zaman çok zor olduğunu duymuştum biliyordum kulaktan doğma bilgilerle fakat bu sene kuzenimin fındıklığına gittiğimde arazinin de bir hayli zor olduğunu görünce " iyi ki bizim fındıklık falan yokmuş" dedim. aşırı tehlikeli, çok riskli...
şartları inanılmaz zor.
karadeniz bildiğiniz gibi düz bir yer yok zaten.
sadece toplamakla bitse iyi.
bir sürü derdi sıkıntısı var.
bütün emekçiler var olsun. kazadan beladan korusun allah.

güneş tepeden vurur şıpır şıpır terlersin ve kafan yanar. dalları sirkelersin; toz, toprak ve böcekler üstüne düşer. hatta boynundan aşağı iner gıdıklanır, huylanırsın. sonra yerden toplayayım desen eline ısırgan otları batar, belin ağrır, dizlerin uyuşur. arazi engebeliyse ayağın kayar, yuvarlanırsın. yokuş yukarı çıkarken dallardan destek alırsın, içine kurt türemiş dala denk gelir ve çaat diye dal kırılır, gerisingeri düşersin. fındıkların arasına girsen, sıkışırsın ya da kırılmış kökler ayağına, bacağına batar.

nerden bakarsan bak ofsayt. hangi pozisyonu değerlendirsen değerlendir net bir temas var. o yüzden kırmızıkart, çık oyundan.