frida kahlo

diego adlı p.zevenk hatunun hayatını kaydırmış. e tabii hatunda yazmışta yazmış, çizmişte çizmiş. mücadelelerle dolu kötü bir hayatı olmuş.okuyunca hak vereceksiniz

yanılmıyorsam paşabahçeli bir dayının fotoğrafını görüp internetten adresini vermek suretiyle kendisine (beyhude bir şekilde) yürüdüğü dünyaca ünlü ressam.

doğumu kutlanıyor bugün, sağda solda. meksika'da böyle birinin yaşamış olması ne güzel şey.

talihsizliklerinden kendi talihini yeniden yaratan kadın. acıdan beslenen bir sanatçı. hayranım kendisine. doğumun kutlu olsun, eşsiz ruh, güzel kadın.

döneminin tekniğini ve tarzını kopyalayan, acıklı hayat hikayesi ile günümüzün üzerinden pr kasılıp insanlara itelenen sıradan bir ressamdır kendisi ötesi değil. da vinci, van gogh ve dali de günümüzde pr amaçlı bazı ürünlerde kullanılıyor lakin üçünün de apayrı, bambaşka ve müthiş donanımlı insanlar olduğu da bariz bellidir, herkes bilir. ama frida öyle birisi değil maalesef sanatsal açıdan kimse kusura bakmasın.

"kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. kimseden akıllı, kimseden güzel ya da kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. kimse için 'en' değilim, 'daha' değilim. bu devasa iddiasızlığın verdiği özgürlüğün hastasıyım..." muhteşem cümlelerin sahibi.

ne demiş şair, "gözlerinin kahlo'sundan koy ömrüme, bir ömür boyu sen kalayım." tabi ki bu dizeler sözcük kuyumcusu cemal süreyya'ya ait değiller. kübizmin ustası picasso'ya bile, "biz bile frida bacı gibi yüz çizemeyiz" dedirten ressamdır kendileri. oto portreleri efsanedir, ruhunda yaşadığı ızdırabı gerçeküstü anlatımıyla tuale yansıtan, fırtınalı hayatı bugün elinde lattesi, starbucksta sosyal medyaya poz atan, twitlerde kadının gücünden bahseden kadın nesline parmak ısırtır. iş ressamlık alamet-i farikasına gelince, bu konuda diego tabi ki meksika'nın medar-ı iftiharı olarak şöhreti frida'nın önündedir. her ne kadar bizdeki acıların kadını bergen diyorsak, sesiyle acılı yaşantısını müziğe nasıl döktüyse, kıyaslamak yanlış olur frida başkadır. ikondur, semboldür, karizması vardır, kadın entelliğinin ve pop-art'ının dibidir. severiz kendisini. bana sorarsanız salma hayek'in frida filmini izleyin derim. bugüne kadar izlediğim en sağlam biyografik filmdir. salma hayek efsanedir.

derin duyguların kadını hey yavrum hey.

şu sözü bambaşka: ''beni anlamadın demeyeceğim. beni anladın. zaten en dayanılmaz acı buydu. sen beni anladın. anladığın halde canımı yaktın.'' -frida kahlo-

muhteşem bir yetenek muhteşem bir kadındır ama gel gör ki bir zalimin oğlu uğruna heba olmuştur. ah üstat sana bunu reva gören kader bize neler yapmaz.

bir tek ben mi beyonce a benzetiyorum, merak ettiğim ressam.

acılarla dolu yaşam…
‘hayatımdan çıkan, beni kendinden kurtaran herkese teşekkür ederim. çok ağır bir hastalığı yenmiş kadar hafifim. yokluğunuz harika bir ilaçmış’.

meksikalı güzel ressam frida. sadece frida adıyla biliriz biz onu. tam adı ise carmen frida kahlo calderon'dur. biraz talihsiz bir yaşamı olmuş. daha 6 yaşındayken çocuk felci geçiriyor sevgili frida. bu felç nedeniyle bir bacağı sakat kalıyor. o yüzdendir ki tahta bacak frida denmesi. *
tüm bu talihsizliklere rağmen bunları dert etmeyen özgür ruhlu frida kendisiyle barışık birisidir. sanata, edebiyata ve felsefeye çok ilgilidir. anarşist bir ruha sahiptir. 18 yaşına geldiğinde aksilikler peşini bırakmaz ve tramvayla otobüsün çarpışmasıyla korkunç ötesi bir kaza geçirir. * çocuk felciolan bacağı kangren sebebiyle kesilince vücudunda dayanılmaz ağrılar oluşur ve fiziksel olarak yorgunluğunun üstüne artık ruhunun yorgunluğu da eklenmiştir. talihsiz frida tüm hayatı boyunca 32 ameliyat geçirmistir. kazadan sonra kendini resime verir. frida yattığı yerden tavanda yer alan aynasına bakarak otoportreler çizmeye başlar. 47 yaşına geldiğinde artık bitap düşen bedenine akciğer embolisi teşhisi konur ve hayatını kaybeder. cenazesi yakılmıştır ve külleri o çok sevdiği mavi ev de saklanıyor. ah sevgili frida, güzel frida..

güzel sanatların kadını...
tablolarıyla, yazdıklarıyla, çizdikleriyle , fikirleriyle, sözleriyle kalpte derin yerlere kazınan bir yazar, şair, ressam, öncü.

6 temmuz 1907'de dogup 13 temmuz 1954'te vefat eden meksikali ressam.

"her kadın saçma sapan bir adam sevmeden olgunlaşmaz. muhakkak en güzel duygularını, en ruhsuz adamlar öldürür" diyerek gelmiş geçmiş en müthiş tespitlerden birine imzasını atmış kadındır.

hayvanların, çiçeklerin ve aşkın dostu. ama asla insanların değil... frida geçtiği yollarda kusursuz bir tekillik yakalamış, bu tekilliği kendisi bizzat öğrenerek, görerek ve hayatı çözümleyerek elde etmiş, eşsiz bir sanatçıdır. ama her şeyden önce eşsiz bir kadındır.*