61.
ya‘kūb da şöyle dedi: “ben acımı ve kederimi ancak allah’a arz ediyorum ve ben sizin bilmediklerinizi allah’tan gelen bilgiyle biliyorum.
yusuf suresi 86. ayet
yusuf suresi 86. ayet
devamını gör...
62.
"biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık."
enbiya suresi - 16. ayet
plana sadık kalmaya çalışıyorum ama bazen çok zorluyor allah'ım...
enbiya suresi - 16. ayet
plana sadık kalmaya çalışıyorum ama bazen çok zorluyor allah'ım...
devamını gör...
63.
sonra bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir. (cehennemdeki "gayya" vadisini boylayacaklardır.)
-meryem 59
-meryem 59
devamını gör...
64.
müdessir: 19. canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti! 20. sonra, canı çıkasıca tekrar ölçtü biçti; canı çıkasıca ne biçim ölçtü biçtiyse!
*- manası çok derin.
- ben adama bilezik gibi geçiririm demek.
- saksıya fesleğen gibi oturturum anlamı da çıkar.
*- manası çok derin.
- ben adama bilezik gibi geçiririm demek.
- saksıya fesleğen gibi oturturum anlamı da çıkar.
devamını gör...
65.
asla ölmeyen ve hay olana tevekkül et. (bkz: (furkan/58)).
devamını gör...
66.
elbette, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. evet, zorluğun yanında bir kolaylık vardır.
inşirâh suresi 6. ayet.
inşirâh suresi 6. ayet.
devamını gör...
67.
siz haddi aşan bir kavim oldunuz diye kur'an'ı size göndermekten vaz mı geçelim?
zuhruf 5
zuhruf 5
devamını gör...
68.
nisa 15: kadınlarınızdan çirkin fiilde* bulunanlara karşı aranızdan dört şahit getirin. eğer şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye yahut allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
kadınlara bunu öngeren yaratıcı aynı suçu işleyen erkek olunca ne diyor:
nisa 16: içinizden bu çirkin fiili işleyen ikilinin canlarını yakın. eğer tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse artık onlara eziyet etmekten vazgeçin; çünkü allah tövbeleri çok kabul eden, çok esirgeyendir.
merhametinde sınır olmayan tanrı kadınlara farklı davranıyor sanırım.
kadınlara bunu öngeren yaratıcı aynı suçu işleyen erkek olunca ne diyor:
nisa 16: içinizden bu çirkin fiili işleyen ikilinin canlarını yakın. eğer tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse artık onlara eziyet etmekten vazgeçin; çünkü allah tövbeleri çok kabul eden, çok esirgeyendir.
merhametinde sınır olmayan tanrı kadınlara farklı davranıyor sanırım.
devamını gör...
69.
“لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَاۜ “
“allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.”
bakara, 286
“allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.”
bakara, 286
devamını gör...
70.
güne bırakalım:
"biz erkekleri ayakkabı bağına benzer yarattık. ne kadar sıkı bağlarsanız bağlayın bir gün elbet çözüleceklerdir. hiç mi tedbir almazsınız?"
"biz erkekleri ayakkabı bağına benzer yarattık. ne kadar sıkı bağlarsanız bağlayın bir gün elbet çözüleceklerdir. hiç mi tedbir almazsınız?"
devamını gör...
71.
on yaşında çocuk, yoğun akan trafikte kırmızı ışık aralığında, otomobiller tırlar arasına dalıp, yatalak babasına ekmek su götürebilme derdinde, olmayan hayatını tehlikeye atıyor, ve kaldırımda kendinden de küçük, ağlayan iki kardeşine "şeker verirler şeker, belki de çikomata.. ağlama.. bak geliyom baak getiriyom.." diye ablalık yapıyor..."
peki bakara 286.nın redaktörüne o ne desin..! biz ne diyelim... bakara makaracı ayet meraklıları ne desin... dimi..ne bırakmış bu çocuğa görünmez redaktör ayet olarak..
zalımsın hayat.. ve hiç utanmıyorsun, hiç utanmıyor diğerleri de.. tüm utanmazlar gibi... farkındayız..
siz nası alırdınız efem ayetinizi.. ortaya karışık elemsiz kedersiz yanarlı dönerli janjanlı mesela...
peki bakara 286.nın redaktörüne o ne desin..! biz ne diyelim... bakara makaracı ayet meraklıları ne desin... dimi..ne bırakmış bu çocuğa görünmez redaktör ayet olarak..
zalımsın hayat.. ve hiç utanmıyorsun, hiç utanmıyor diğerleri de.. tüm utanmazlar gibi... farkındayız..
siz nası alırdınız efem ayetinizi.. ortaya karışık elemsiz kedersiz yanarlı dönerli janjanlı mesela...
devamını gör...
72.
küfüfen ehad
devamını gör...
73.
ve sana ruh hakkında sorarlar.
de ki: "ruh, rabb'in emrindendir. ve ademoğluna, bilgiden sadece az bir şey verilmiştir."
- isra suresi 85. ayet
allah, ruhları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, muayyen bir vakte kadar salıverir. bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.
- zümer suresi 42. ayet
gümüş kordon kopmadan, altın kâse kırılmadan; ibrik pınarda parçalanmadan, çark kuyuda kırılmadan, toprak geldiği yere, ruh onu veren rabb'e dönmeden o'nu hatırlayın.
- vaiz 12:6
gümüş kordon: ruhu bedene bağladığına inanılan bağ.
altın kâse: değerli ve sonlu hayat.
çark ve ibrik: hayatı besleyen su
de ki: "ruh, rabb'in emrindendir. ve ademoğluna, bilgiden sadece az bir şey verilmiştir."
- isra suresi 85. ayet
allah, ruhları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, muayyen bir vakte kadar salıverir. bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.
- zümer suresi 42. ayet
gümüş kordon kopmadan, altın kâse kırılmadan; ibrik pınarda parçalanmadan, çark kuyuda kırılmadan, toprak geldiği yere, ruh onu veren rabb'e dönmeden o'nu hatırlayın.
- vaiz 12:6
gümüş kordon: ruhu bedene bağladığına inanılan bağ.
altın kâse: değerli ve sonlu hayat.
çark ve ibrik: hayatı besleyen su
devamını gör...
74.
emek en yüce değerdir. karl marks.
desek, saymazsınız tabi.. (tahmin de etmiştim zaten. marks'ın ayetle ne işi olacak haklısınız.)
desek, saymazsınız tabi.. (tahmin de etmiştim zaten. marks'ın ayetle ne işi olacak haklısınız.)
devamını gör...
75.
hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye
sizi sınamak için ölümü de, hayatı da yaratan o'dur.
onun kudreti herşeye üstündür; o çok bağışlayıcıdır.
yemin olsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik
ve onları şeytanlara ateş taneleri yaptık.
o şeytanlar için çılgın ateş azabını da hazırladık.
içine bir güruh atıldıkça, onun bekçileri bunlara sorarlar:
"size hiçbir uyarıcı gelmedi mi?"
görmedikleri halde rablerinden ürperenlere gelince,
onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun;
o gönüllerde saklı olanı bilir.
sırtında dolaşın ve rızkından yiyin diye yeryüzünü sizin için o uysallaştırdı.
dönüş de yine o'nadır.
de ki: sizi yaratıp yeryüzüne yayan da odur;
yine onun huzurunda toplanacaksınız.
(bkz: mülk suresi)
sizi sınamak için ölümü de, hayatı da yaratan o'dur.
onun kudreti herşeye üstündür; o çok bağışlayıcıdır.
yemin olsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik
ve onları şeytanlara ateş taneleri yaptık.
o şeytanlar için çılgın ateş azabını da hazırladık.
içine bir güruh atıldıkça, onun bekçileri bunlara sorarlar:
"size hiçbir uyarıcı gelmedi mi?"
görmedikleri halde rablerinden ürperenlere gelince,
onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun;
o gönüllerde saklı olanı bilir.
sırtında dolaşın ve rızkından yiyin diye yeryüzünü sizin için o uysallaştırdı.
dönüş de yine o'nadır.
de ki: sizi yaratıp yeryüzüne yayan da odur;
yine onun huzurunda toplanacaksınız.
(bkz: mülk suresi)
devamını gör...
76.
insan bir sıkıntıya düştüğünde bize yakarır.
ona tarafımızdan bir nimet tattırdığımızda ise
“bilgim sayesinde bu benim oldu” der.
oysa o bir sınavdır; fakat çokları bunu bilmez.
onlardan öncekiler de böyle demişti;
fakat kazandıkları kendilerini kurtaramadı.
sonunda, kazanmış olduklarının çirkinlikleri yakalarına yapışmıştı.
şunların zulmedenlerine de kazandıklarının kötülükleri gelip çatacaktır.
ve onlar kimseyi âciz de bırakamayacaklar
onlar bilmiyor mu ki,
allah dilediği kimsenin rızkını genişletir, dilediğininkini de daraltır?
inanan bir topluluk için elbette bunda âyetler vardır.
başınıza azap gelmeden önce rabbinize dönün ve ona teslim olun;
sonra kimseden yardım göremezsiniz
hiç farkında olmadığınız bir sırada azap ansızın gelip çatmadan önce,
rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun.
tâ ki, öyle bir gün geldiğinde, kişi
“allah'a karşı işlediğim kusurlar yüzünden
yazıklar olsun bana ki alay edenler arasındaydım!” demesin.
veya “allah bana hidayet verseydi ben de sakınanlardan olurdum” demesin.
veya azabı gördüğünde,
“keşke elime bir fırsat daha geçse de iyilik yapanlardan olsam” demesin.
-hayır, sana ayetlerim gelmişti de sen onları yalanlamış,
büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştun. kıyamet gününde,
allah adına yalan söyleyenlerin yüzlerini simsiyah görürsün.
büyüklük taslayanlar için cehennemde yer bulunmaz mı?
kötülükten sakınanları ise, allah,
muratlarına ermelerine vesile olan iyilikleriyle kurtarır.
artık onlara hiçbir kötülük dokunmaz; hiçbir şeye de üzülmezler.
de ki: allah'tan başkasına kulluk etmemi mi istiyorsunuz, ey cahiller?
allah'ı, kadrine/şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar.
oysaki kıyamet günü yeryüzü tamamen o'nun avucudur;
gökler de o'nun kudretinde dürülmüş haldedir.
sûra üfürülür;
allah'ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa hepsi düşüp ölür.
sonra sûra bir daha üfürülür;
o anda hepsi kalkmış, bakışmaktadır.
yeryüzü rabbinin nuruyla aydınlanır.
kitap ortaya konur.
peygamberler ve şahitler getirilir.
kimseye haksızlık edilmeden, aralarında adaletle hüküm verilir.
herkese yaptığı işin karşılığı tastamam ödenir.
aslında allah onların yaptıklarını daha iyi bilmektedir.
inkâr edenler bölük bölük cehenneme sürülür.
oraya vardıklarında, cehennemin kapıları açılır ve bekçileri onlara sorar:
“içinizden size rabbinizin âyetlerini okuyan
ve kavuştuğunuz bugün hakkında sizi uyaran peygamberler size gelmedi mi?”
onlar “evet, geldi” derler.
ne çare ki kâfirler hakkındaki azap sözü artık gerçek olup çıkmıştır.
rablerine karşı takva sahibi olanlar, bölük bölük cennete götürülürler.
oraya varıp da kapıları açıldığında, cennetin bekçisi onlara şöyle der
“allah'ın selâmı üzerinize olsun.
siz dünyada tertemiz idiniz.
ebedîyen kalmak üzere girin içeriye.”
(bkz: zümer suresi)
ona tarafımızdan bir nimet tattırdığımızda ise
“bilgim sayesinde bu benim oldu” der.
oysa o bir sınavdır; fakat çokları bunu bilmez.
onlardan öncekiler de böyle demişti;
fakat kazandıkları kendilerini kurtaramadı.
sonunda, kazanmış olduklarının çirkinlikleri yakalarına yapışmıştı.
şunların zulmedenlerine de kazandıklarının kötülükleri gelip çatacaktır.
ve onlar kimseyi âciz de bırakamayacaklar
onlar bilmiyor mu ki,
allah dilediği kimsenin rızkını genişletir, dilediğininkini de daraltır?
inanan bir topluluk için elbette bunda âyetler vardır.
başınıza azap gelmeden önce rabbinize dönün ve ona teslim olun;
sonra kimseden yardım göremezsiniz
hiç farkında olmadığınız bir sırada azap ansızın gelip çatmadan önce,
rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun.
tâ ki, öyle bir gün geldiğinde, kişi
“allah'a karşı işlediğim kusurlar yüzünden
yazıklar olsun bana ki alay edenler arasındaydım!” demesin.
veya “allah bana hidayet verseydi ben de sakınanlardan olurdum” demesin.
veya azabı gördüğünde,
“keşke elime bir fırsat daha geçse de iyilik yapanlardan olsam” demesin.
-hayır, sana ayetlerim gelmişti de sen onları yalanlamış,
büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştun. kıyamet gününde,
allah adına yalan söyleyenlerin yüzlerini simsiyah görürsün.
büyüklük taslayanlar için cehennemde yer bulunmaz mı?
kötülükten sakınanları ise, allah,
muratlarına ermelerine vesile olan iyilikleriyle kurtarır.
artık onlara hiçbir kötülük dokunmaz; hiçbir şeye de üzülmezler.
de ki: allah'tan başkasına kulluk etmemi mi istiyorsunuz, ey cahiller?
allah'ı, kadrine/şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar.
oysaki kıyamet günü yeryüzü tamamen o'nun avucudur;
gökler de o'nun kudretinde dürülmüş haldedir.
sûra üfürülür;
allah'ın dilediklerinden başka göklerde ve yerde kim varsa hepsi düşüp ölür.
sonra sûra bir daha üfürülür;
o anda hepsi kalkmış, bakışmaktadır.
yeryüzü rabbinin nuruyla aydınlanır.
kitap ortaya konur.
peygamberler ve şahitler getirilir.
kimseye haksızlık edilmeden, aralarında adaletle hüküm verilir.
herkese yaptığı işin karşılığı tastamam ödenir.
aslında allah onların yaptıklarını daha iyi bilmektedir.
inkâr edenler bölük bölük cehenneme sürülür.
oraya vardıklarında, cehennemin kapıları açılır ve bekçileri onlara sorar:
“içinizden size rabbinizin âyetlerini okuyan
ve kavuştuğunuz bugün hakkında sizi uyaran peygamberler size gelmedi mi?”
onlar “evet, geldi” derler.
ne çare ki kâfirler hakkındaki azap sözü artık gerçek olup çıkmıştır.
rablerine karşı takva sahibi olanlar, bölük bölük cennete götürülürler.
oraya varıp da kapıları açıldığında, cennetin bekçisi onlara şöyle der
“allah'ın selâmı üzerinize olsun.
siz dünyada tertemiz idiniz.
ebedîyen kalmak üzere girin içeriye.”
(bkz: zümer suresi)
devamını gör...
77.
ey uyku tutmayanlar ! biz size ibret olsun diye uyku ilacını icat ettik.
hipokratus matta 66
hipokratus matta 66
devamını gör...
78.
"meleklere: 'adem’e secde edin!' dediğimizde iblis dışındakiler derhal secdeye kapandı. iblis ise direnerek bundan kaçındı, kibirlendi ve kâfirlerden oldu."
bakara - 34. ayet
evet ama neden? biz bu hikayeyi hiç senden dinlemedik...
bakara - 34. ayet
evet ama neden? biz bu hikayeyi hiç senden dinlemedik...
devamını gör...
79.
esirgeyen (rahman) ve bağışlayan (rahim) allah'ın adıyla
övgü tüm alemlerin yaratıcısı allah'a aittir
o dünyada ve ahirette merhamet edendir
hesap gününün sahibidir
bizi yönelt doğru yola kendilerine nimetler verdiğin kullarının yoluna
gazabına uğramış yahut sapmış olanların yoluna değil
(bkz: fatiha suresi)
övgü tüm alemlerin yaratıcısı allah'a aittir
o dünyada ve ahirette merhamet edendir
hesap gününün sahibidir
bizi yönelt doğru yola kendilerine nimetler verdiğin kullarının yoluna
gazabına uğramış yahut sapmış olanların yoluna değil
(bkz: fatiha suresi)
devamını gör...
80.
insanlar, "inandık" demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını
ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar?
gerçek şu ki, biz onlardan öncekileri de imtihan ettik.
sözünde doğru olanları ve yalancıları allah böylece birbirinden ayırt edecektir.
yoksa kötülükleri işleyip duranlar elimizden kurtulacaklarını mı sandılar?
ne kötü bir yargıya varıyorlar öyle?
kim allah'a kavuşmayı ümit ediyorsa, bilsin ki,
allah'ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. o herşeyi işitir, herşeyi bilir.
kim çaba harcarsa, kendisi için gayret etmiş olur.
çünkü allah'ın âlemlerden hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.
iman eden ve güzel işler yapanların kötülüklerini örtecek
ve onları yaptıklarının en güzeliyle ödüllendireceğiz.
- ankebût suresi
devamını gör...