81.
hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden allah'a mahsustur.
sizi topraktan yaratan, sonra da bir ecel belirleyen odur.
kıyametin vakti de onun katındadır. siz ise hâlâ şüphe eder, durursunuz.
göklerde ve yerde allah odur.
o sizin içinizi de bilir, dışınızı da bilir, kazandıklarınızı da bilir.
kendilerinden önce nice yurt ve medeniyeti yerle bir ettiğimizi görmediler mi?
biz o yurtlara yeryüzünde size vermediğimiz imkânları vermiş,
üzerlerine gök bereketini bol bol indirmiş,
nehirleri altlarından akar hale getirmiştik.
derken, onları kendi günahlarıyla helâk ettik
ve arkalarından başka bir nesil oluşturduk.
gecede ve gündüzde barınan ne varsa onundur.
o herşeyi işiten, herşeyi bilendir.
de ki: gökleri ve yeri hiç yoktan yaratan,
rızka muhtaç olanları doyuran,
kendisi ise rızka muhtaç olmayan allah'tan başkasını mı kendime veli edineyim?
de ki: bana, hakka teslim olanların ilki olmam emredildi
ve “sakın müşriklerden olma” buyuruldu.
de ki: "eğer rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkarım!"
o gün kim o azaptan uzak tutulursa, allah ona rahmet etmiştir.
bu ise apaçık bir kurtuluştur.
allah sana bir zarar dokundursa,
ondan başka o zararı giderecek kimse olmaz.
sana bir hayır eriştirecek olsa, zaten onun gücü her şeye yeter.
o, kullarının üzerinde mutlak kudret ve egemenlik sahibidir.
o her işi hikmetle yapar, herşeyden de haberdardır.
....
bir de “bu dünyadaki hayatımızdan başka hayat yok;
biz tekrar diriltilecek değiliz” demişlerdi.
sen onları rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen!
allah “bu gerçek değil miymiş?” buyurur.
“evet,” derler, “rabbimize and olsun ki gerçekmiş.”
allah buyurur ki: “inkâr edip durduğunuz için şimdi tadın bakalım azabı!”
allah'a kavuşmayı yalan sayanlar gerçekten hüsrana düşmüşlerdir.
kıyamet âniden başlarına kopuverdiğinde,
“dünyadaki ihmalimiz yüzünden yazıklar olsun bize!” derler.
günahlarını ise sırtlarına yüklenmişlerdir.
ne kötü bir şeydir o yüklendikleri!
dünya hayatı oyun ve eğlenceden başka nedir?
âhiret yurdu ise, takvâ sahipleri için daha hayırlıdır.
bu kadarını akıl edemiyor musunuz?
senden önceki ümmetlere de biz peygamberler gönderdik
ve onları, olur ki yalvarırlar diye darlıklara ve zorluklara uğrattık.
hiç olmazsa onlara azabımız geldiğinde yalvarsaydılar!
fakat kalpleri katılaşmış, şeytan da onlara yaptıklarını hoş göstermişti.
kendilerine verilen öğütü unuttuklarında,
bu defa onlara bütün nimetlerin kapılarını açtık.
nihayet, kendilerine verilenle şımardıkları zaman,
onları ansızın yakalayıverdik de umduklarından mahrum kaldılar.
zulmeden kavmin arkası böylece kesilmiş oldu.
âlemlerin rabbi olan allah'a hamd olsun.
biz peygamberleri ancak müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik.
kim iman eder ve durumunu düzeltirse,
artık ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar.
ayetlerimiz karşısında yalan yanlış şeylere sarılanlar,
yoldan çıkmalarına karşılık azaba uğrayacaklardır.
de ki:
ben size “allah'ın hazineleri benim yanımda”
veya “ben gaybı bilirim” demiyorum.
“ben bir meleğim” de demiyorum.
ben ancak bana vahyolunana uyarım.
“kör ile gören bir olur mu?” de.
hiç düşünmüyor musunuz?
(enam suresi 1:50)
devamını gör...
82.
görmüyorlar mı ki allah yaratmaya nasıl başlıyor.
sonra onu nasıl tekrar yeniliyor?
bu, allah için çok kolaydır.
de ki:
yeryüzünde gezin de allah'ın mahlûkatı ilk önce nasıl yarattığını görün.
sonra allah ikinci bir inşa ile onları tekrar yaratır.
çünkü allah'ın gücü herşeye yeter.
o dilediğine azap verir, dilediğine merhamet eder.
siz de onun huzuruna götürüleceksiniz.
siz ne yerde ne de gökte kimseyi âciz bırakamazsınız.
ve sizin, allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.
allah'ın âyetlerini ve ona kavuşmayı inkâr edenler ise,
rahmetimden ümit kesmiş olanlardır.
onlar için acı bir azap vardır.
biz ona ishak ile yakub'u verdik;
nesline peygamberlik ve kitap nasip ettik;
onu bu dünyada da ödüllendirdik.
âhirette ise o, hiç kuşkusuz, iyi ve hayırlı kullardandır.
lût'u da gönderdik.
toplumuna şöyle demişti o:
"öyle bir iğrençliğe bulaşıyorsunuz ki,
sizden önce âlemlerden bir tek kişi bunu yapmamıştır."
“hâlâ erkeklere şehvetle yaklaşmaya, yol kesmeye,
toplantılarınızda hayâsızlık yapmaya devam edecek misiniz?”
kavminin ona verdiği cevap,
“doğru söylüyorsan bize allah'ın azabını getir” demekten ibaret oldu.
lût “rabbim, bu bozguncular güruhuna karşı bana yardım et” dedi.
elçilerimiz ibrahim'e müjdeyi getirdiklerinde,
“biz o belde ahalisini helâk edeceğiz,” dediler. çünkü oranın halkı zalim olup çıktı.”
ibrahim “orada lût da var” dedi.
“orada kimin olduğunu biz çok iyi biliyoruz,” dediler.
“onu ve ailesini kurtaracağız. ancak karısı müstesna;
o geride kalanlardan olacak.”
elçilerimiz kendisine geldiğinde,
lût bundan çok sıkıldı, göğsü daraldı.
onlar “korkma ve üzülme,” dediler.
“biz seni ve aileni kurtaracağız.
ancak karın müstesna; o arkada kalanlardan olacak.
“yoldan çıkmakta direttikleri için,
bu belde ahalisinin üzerine gökten azap indireceğiz.”
akıl sahibi bir topluluk için,
biz o beldeden geriye apaçık bir âyet bırakmışızdır.
medyen'e de kardeşleri şuayb'ı gönderdiğimizde,
“ey kavmim, allah'a kulluk edin,” dedi.
“âhiret gününü bekleyin; fesat çıkarıp da memleketi birbirine katmayın.”
onlar şuayb'ı yalanladılar.
derken onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.
âd ve semud kavimlerini de helâk ettik ki,
meskenlerinin hali size bunu açıkça göstermiştir.
şeytan onlara yaptıklarını süsledi ve onları yoldan çıkardı.
oysa onlar gerçeği görebilecek kimselerdi.
karun'u, firavun'u, hâmân'ı da helâk ettik.
halbuki musa onlara apaçık deliller getirmiş,
onlar ise o ülkede büyüklük taslamışlardı.
fakat azabımızdan kaçamadılar.
onların hepsini de günahlarıyla yakaladık.
kiminin başına taş yağdırdık.
kimini o korkunç ses yakaladı.
kimini yerin dibine geçirdik.
kimini de boğduk.
allah onlara haksızlık etmedi;
onlar kendilerine zulmedip duruyorlardı.
allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu,
bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer.
ve evlerin en güvensizi/en zayıfı elbette ki,
dişi örümceğin evidir.
keşke bilselerdi!
allah,
onların kendisinden başka hangi şeye yakardıklarını bilir.
o herşeyin mutlak galibi ve sonsuz hikmet sahibidir.
işte bunlar insanlara verdiğimiz misallerdir.
fakat bilgi sahiplerinden başkasının aklı bunları almaz.
allah gökleri de yeri de hak olarak yaratmıştır.
kuşkusuz, bunda, iman sahipleri için mutlak bir mucize vardır.
bu kitap’tan sana vahyedilen her şeyi anlayarak oku
ve namazı tam kıl.
namaz her çeşit fuhuşu ve kötülüğü engeller.
allah’ın zikri (kitabı) en önemlisidir.
allah, yaptığınız her işi bilir.
kitap ehliyle ancak en güzel bir şekilde tartışın
—yalnız onlardan zulmedenler müstesna.
onlara deyin ki:
“bize indirilene de, size indirilene de biz iman ettik.
bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir.
ve biz ona teslim olmuşuzdur.”
ankebût suresi 19:47
devamını gör...
83.
rabbin seni terk etmedi sana darılmadı da (duha-3)
devamını gör...
84.
45:6 işte bunlar, allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. hal böyle iken allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise inanıyorlar?!
devamını gör...
85.
''onun için küfredenlerle muharebeye tutuştunuz mu hemen boyunlarını vurmaya bakın, ta kuvvetlerini derinden kırıp tepeleyinceye kadar, o vakit da bağı sıkı basın, ondan sonra da ya azad ya fidye, ta harp ağırlıklarını atana kadar, bu böyle, gerçi allah dilese elbette onlardan öç alıverir ve lâkin sizi yekdiğerinizle imtihan edecek; allah yolunda katledilenlere gelince amellerini asla boşa gidermez.''
devamını gör...
86.
"her kim ki insan kardeşinden nefret ederken allah'ı sevdiğini iddia eder, o yalancıdır.
gördüğü insan kardeşini sevmeyen görmediği allah'ı sevemez."
1 john 4:20
gördüğü insan kardeşini sevmeyen görmediği allah'ı sevemez."
1 john 4:20
devamını gör...
87.
iyilerin yazısı “illiyyûn”dadır.
devamını gör...
88.
devamını gör...
89.
zinâ eden bir erkek, zinâ eden veya allah’a ortak koşan kadından başkasıyla evlenmez. zinâ eden bir kadınla da zinâ eden veya allah’a ortak koşan bir erkekten başkası evlenmez. zinâ edenlerle ve allah’a ortak koşanlarla evlenmek mü’minlere haram kılınmıştır.
nur 3.
devamını gör...
90.
"rab’be ait olan kim varsa, bana gelsin!"
— sayılar (bemidbar) 16:26
tevrat’taki bu ayet, korah isyanı sırasında moşe rabenu’nun söylediği sözlerden biridir. insanlara, tanrı’nın yollarına sadık kalmaları için net bir çağrı yapar. itaat ve sadakat ile başkaldırı ve yıkım arasındaki farkı vurgulayan sarsıcı bir ifadedir.
— sayılar (bemidbar) 16:26
tevrat’taki bu ayet, korah isyanı sırasında moşe rabenu’nun söylediği sözlerden biridir. insanlara, tanrı’nın yollarına sadık kalmaları için net bir çağrı yapar. itaat ve sadakat ile başkaldırı ve yıkım arasındaki farkı vurgulayan sarsıcı bir ifadedir.
devamını gör...
91.
küfüfen ehad
devamını gör...
92.
"iman eylemlerle kanıtlanır
kardeşlerim, birisi, "benim imanım var" deyip de sözünü eylemleriyle kanıtlamazsa bu neye yarar? bu tür iman onu kurtarabilir mi? eğer bir kardeş ya da kız kardeş çıplaksa, o gün için gerekli yiyecekten yoksunsa, bu kişilere sizlerden biri, "esenlikle gidin; ısınmanızı, doyurulmanızı dilerim" dese, ama bu arada onlara bedenleri için gereken yardımı sunmasa, bu neye yarar? eylemlerle kanıtlanmayan iman kendi başına ölüdür."
yakup'un mektubu, 2 : 14-17
#3202718
*** *** ***
şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır. insanlar kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı,özünü denetleyemeyen, azgın, iyilik düşmanı olacaklar.
hain, aceleci, kendini beğenmiş, tanrı’dan çok eğlenceyi seven, tanrı
yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar. böylelerinden
uzak dur.
bunların arasında evlerin içine sokulup günahla yüklü, çeşitli arzularla
sürüklenen, her zaman öğrenen, ama gerçeğin bilgisine bir türlü erişemeyen zayıf
iradeli kadınları adeta tutsak eden adamlar var.
yannis’le yambris nasıl musa’ya karşı geldilerse, bunlar da gerçeğe karşı gelirler. düşünceleri yozlaşmış, iman konusunda reddedilmiş insanlardır.
ama daha ileri gidemeyecekler. çünkü yannis’le yambris örneğindeki gibi, bunların da akılsızlığını herkes açıkça görecektir.
pavlus'un timoteyus'a 2. mektubu; 3 : 1-9
kardeşlerim, birisi, "benim imanım var" deyip de sözünü eylemleriyle kanıtlamazsa bu neye yarar? bu tür iman onu kurtarabilir mi? eğer bir kardeş ya da kız kardeş çıplaksa, o gün için gerekli yiyecekten yoksunsa, bu kişilere sizlerden biri, "esenlikle gidin; ısınmanızı, doyurulmanızı dilerim" dese, ama bu arada onlara bedenleri için gereken yardımı sunmasa, bu neye yarar? eylemlerle kanıtlanmayan iman kendi başına ölüdür."
yakup'un mektubu, 2 : 14-17
#3202718
*** *** ***
şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır. insanlar kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı,özünü denetleyemeyen, azgın, iyilik düşmanı olacaklar.
hain, aceleci, kendini beğenmiş, tanrı’dan çok eğlenceyi seven, tanrı
yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkâr edenler olacaklar. böylelerinden
uzak dur.
bunların arasında evlerin içine sokulup günahla yüklü, çeşitli arzularla
sürüklenen, her zaman öğrenen, ama gerçeğin bilgisine bir türlü erişemeyen zayıf
iradeli kadınları adeta tutsak eden adamlar var.
yannis’le yambris nasıl musa’ya karşı geldilerse, bunlar da gerçeğe karşı gelirler. düşünceleri yozlaşmış, iman konusunda reddedilmiş insanlardır.
ama daha ileri gidemeyecekler. çünkü yannis’le yambris örneğindeki gibi, bunların da akılsızlığını herkes açıkça görecektir.
pavlus'un timoteyus'a 2. mektubu; 3 : 1-9
devamını gör...
93.
allahım acaba kıyamet mi kopacak canım yarabbim?? dün 17.11’de gece olmuştu. bugün 14.50’de.. bu hesapla bayramı göremeden gecelere karışacağız. şeker topliicaktık biz yaa :(
devamını gör...