gelincik

görünüş ve isim olarak sempatik ama psikopat katil ruhlu bir hayvan. sebebi de kümes hayvanlarına saldırıp kanlarını emmesidir. tilki gibi kapıp götürmez, kanlarını emer ve bırakır. şehir merkezlerinde karşımıza çıkar ama farkına varamayız. özellikle akşam karanlığında, uzaktan kuyruklu yapısıyla sincap, yakından da hızlıca hareket ederek geçmesiyle kedi algısı oluşturabilir.

güzel bir ayna şarkısı. sözleri ne kadar güzel olsa da klibi çocukluk travmamdır.
buradan

türkiye'de evcil hayvan olarak beslenmesi yasal olan etçil, memeli, tatlı bir hayvan.

oyun videolarını* izlemek de terapi niteliğinde.

(bkz: çocuk gelin)

bir çiçektir. genelde kırmızı renkte olsa da sarı ve beyaz renkleri de vardır. uzun araba yolculuklarında yer yer gelincik çiçeği dolu tarlalar görmek mutlu hissetirir.

yönetmenliğini orçun benli nin yaptığı başrolleri ahmet mümtaz taylan ve kaan yıldırım ın oynadığı gerilim filmi. bu aralar netflix de... gerilim,,psikolojik ve kült film seviyorsanız tavsiye ederim.
konusu :

ayna grubunun 1999 yılında piyasaya çıkardığı çok duygusal parçadır.

taç yaprakları dökülmüş bir gülü anımsatan, kokusuz yaz çiçeği. çokça sayıda yanyana gelmişse seyrine doyum olmaz. yapı olarak çok narin bir çiçektir ama en olmadık yerlerde karşılaşırsınız. bir kaldırım kenarında, çöplerin arasında, hatta bazen de bir ağacın gölgesinde. o hâlde onu bir cümleyle daha tanımlayalım: kendine meydan okuyan çiçek.

eğer taç yapraklarıyla biraz oynarsanız böyle bir bebek gelin olan kokusuz çiçektir.

gelincik, bakmaya dahi kıyılamayacak kadar narin ve latif bir çiçektir.

ayrıca birinci dünya savaşı'nın anma simgelerinden biridir.

savaşın anısına, londra kalesi etrafına 888,246 adet gelincik dikilmişti.

ah be.. gece gece aklıma geldi klibini izleyip hüzünlendim.
ayna - gelincik

şarkısını bilenlerin yaşlarını belli ettiği hede.

batı dünyasında daha doğrusu önce amerika'da ve hemen sonrasında ingiliz milletler topluluğu ülkelerinde savaşta ölen askerlerin sembolü haline gelmiş bir çiçek. kırmızı gelincik, önce birinci dünya savaşında ölen askerleri anma gününün bir sembolü olmuş. sonra kasım ayının ikinci pazar gününde her yıl düzenlenen anma gününün bir sembolü olmuş.



ingiliz milletler topluluğu (commonwealth) deyince elbette anzac'lar için avustralya'da yapılan ve çanakkale savaşı'nın 100'üncü yılında açılan dev gelincik parkını da unutmamak lazımdır. buradan

kırmızı gelincik savaşırken düşenlerin bir sembolü iken...beyaz gelincik motifi, savaşta ölen sivilleri temsil etmiş. mor gelincik, savaşlarda ölen hayvanlar için kullanılan bir sembol olmuş: atlar mesela. siyah renkte olanıysa anti militaristlerin ve vicdanî retçilerin, ırak işgalini protestosunun bir sembolü. tabii lgbt durur mu? o da gökkuşağı renklerinde bir gelincik şeyetmiş. buradan bunu gören anti emperyalistler gelincik yakarak iyice alevlendirmiş mevzuyu...

fifa'nın "takımlar siyasi, dini ve ticari semboller taşıyamaz" kararıyla dellenen holiganlar şöyle t-shirtler giymiş.



bilumum tartışmalar sonrası fifa bu kararından geri adım atmış ki şaşırdık mı ıh ıh.

sevimli hayvan.

incecik, narin yapısına göre rüzgar, yağmur gibi olaylara karşı dirayetiyle beni kendine hayran bırakan çiçektir. fakat insan eli değip koparıldığında kırmızı yapraklarının hemen dağılması da düşündürücüdür.

(bkz: ermin)

yurtdışında bazı çiftliklerde fare avında kullanılan hayvan. behçet isminin en çok yakıştığı canlıdır ayrıca.
(bkz: parçala beni behçet)

çiçeği çok güzeldir.
hayvan olanı çok tehlikeli ve yırtıcıdır.

şarkı olanı ise süperdir alın bıraktım buraya.

dışı kan kırmızı, içi siyah olan tarlalarda gördüğümüz ve yanından geçerken tarifsiz duygulara kapılmamıza sebep olan çiçektir. bulunduğu toprağa ait olan ve bütün hayatı doğduğu toprakta olan bir çiçektir. ne saksıda yetişir, ne vazoda durur, ne de çiçekçi tezgahında görünür. ne ilaçlama ister ne de sulama. diğer çiçekler ve bitkilere benzemez. narin yapılı bir çiçek olduğu için de, koparıldığı zaman özelliğini hızla yitirir. tül gibi yaprakları dağılır eve götürülmek istendiğinde de eve varmadan çoktan solar. o yüzden başka çiçeklere benzemez, saksı ve vazoda durmaz, süs çiçeği değil küs çiçeği demek daha doğrudur. hürriyetine düşkün bir çiçektir. çayırları renklendiren görüntüsü ile hayran olduğumuz ressamların tablolarına esin kaynağı olmuştur.

evvel zaman, kara sevda ilacı yapılırmış gelincik çiçeğinden. hani şu sevdiğine kavuşamayanların yakalandığı hastalığın ilacı olurmuş. bir de daha kibar ifadeyle ince hastalık denilen tüberküloza yakalananlara çare olacak ilaç da gelincikten yapılırmış. bunların yanında uykusuzluk çekenler için de ilaç yapılan çiçek, güzel görünümü dışında aynı hastalıkta da şifa dağıtan bir çiçek olmuştur.