orijinal adı: the poems of georg trakl
yazar: georg trakl
yayım yılı: 1914
eserde yazarın şiirlerinden seçkiler yer almaktadır.
yazar: georg trakl
yayım yılı: 1914
eserde yazarın şiirlerinden seçkiler yer almaktadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "son singapur vapuru" tarafından 17.03.2024 15:24 tarihinde açılmıştır.
1.
avusturyalı şair georg trakl'ın yazmış olduğu ve ahmet cemal çevirisinden okuduğum 113 sayfalık şiir kitabı olup şairin en iyi şiirlerinin yer aldığı eser olduğu rahatlıkla söylenebilir.



devamını gör...
2.
" sende ölmüş gibiyim. "
1887/ 1914 yılları arasında yaşayan avusturyalı yazar ve şair georg trakl imzalı eser; dilimize ahmet cemal tarafından çevrilen eserin 1914 yılında yayınlandığı bilinmektedir.
bu kitabı daha önce okuduğumu hatırlıyor olsam da yeniden okuma gereği duydum, çünkü zaman denen bilmece pek çok şeyi silebiliyor, tamamen silmese de etkisi azalabiliyor.
şimdi ise kitabımıza geçelim;
yitip gitmeyi, boşlukta ya da sonsuzlukta yitip gideni, bir varlık değil de artık sadece bir gölge olmayı, yok olmayı istemeyi, acıyı ve ölümü, aşkın yıkıcı bir duygu haline gelmesini kendine özgü şiir formuyla sunuyor bizlere georg trakl
yollar ayrılır, mevsimler döner dolaşır, yıllar geçer, göğsünü daraltan her duyguya alışırsın, alışmaktan özge çare mi vardır?
gidenler ya da ölenler sonsuzluğa karışmakta iken bizler de bazen sonsuzluğa karışmak isteriz, zirâ yokluklarının acısı ölümü bekletecek hale getirir çok sevdiğimiz ve bir daha görme imkânı bulamayacağımız insanların.
georg trakl bu kitabındaki şiirlerde bence en çok da bu duyguyu yansıtıyor.
seçtiğim bazı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.

bir zamanlar geçip giderken
bir yüz görmüştüm,
acılarla dolu;
sanki alabildiğine derin
ve gizliden bana yakın.
tanrının bir armağanı
-öylesine geçip, gözden kaybolmuştu...
bir zamanlar, geçip giderken
bir yüz görmüştüm, acılarla dolu.
bir anda beni büyüleyiveren
sanki karşımdaki, eskiden, rüyadaymışçasına ve şimdi çoktan
geçmişe karışmış bir başka hayatta, sevgilim dediğimdi...
nasıldı eskiden,
ben gecede ve yalnızlıkta yitip gitmeden?
o zaman daha bir hüzünlü olur şarkılarımızın ezgileri
içimizde ağlayan ise kalır anlaşılamadan.
kucağındaki bir arpın telleriyim sanki
ve son acılarım uğruna şimdi
senin karanlık şarkın
boğuşmakta yüreğimde,
beni ölümsüz kılıp, bir sise çevirmekte.
bırak, hiç adın olmasın iç dünyamda.
artık yolumun sonuna varmak,
tek istediğim...
1887/ 1914 yılları arasında yaşayan avusturyalı yazar ve şair georg trakl imzalı eser; dilimize ahmet cemal tarafından çevrilen eserin 1914 yılında yayınlandığı bilinmektedir.
bu kitabı daha önce okuduğumu hatırlıyor olsam da yeniden okuma gereği duydum, çünkü zaman denen bilmece pek çok şeyi silebiliyor, tamamen silmese de etkisi azalabiliyor.
şimdi ise kitabımıza geçelim;
yitip gitmeyi, boşlukta ya da sonsuzlukta yitip gideni, bir varlık değil de artık sadece bir gölge olmayı, yok olmayı istemeyi, acıyı ve ölümü, aşkın yıkıcı bir duygu haline gelmesini kendine özgü şiir formuyla sunuyor bizlere georg trakl
yollar ayrılır, mevsimler döner dolaşır, yıllar geçer, göğsünü daraltan her duyguya alışırsın, alışmaktan özge çare mi vardır?
gidenler ya da ölenler sonsuzluğa karışmakta iken bizler de bazen sonsuzluğa karışmak isteriz, zirâ yokluklarının acısı ölümü bekletecek hale getirir çok sevdiğimiz ve bir daha görme imkânı bulamayacağımız insanların.
georg trakl bu kitabındaki şiirlerde bence en çok da bu duyguyu yansıtıyor.
seçtiğim bazı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.

bir zamanlar geçip giderken
bir yüz görmüştüm,
acılarla dolu;
sanki alabildiğine derin
ve gizliden bana yakın.
tanrının bir armağanı
-öylesine geçip, gözden kaybolmuştu...
bir zamanlar, geçip giderken
bir yüz görmüştüm, acılarla dolu.
bir anda beni büyüleyiveren
sanki karşımdaki, eskiden, rüyadaymışçasına ve şimdi çoktan
geçmişe karışmış bir başka hayatta, sevgilim dediğimdi...
nasıldı eskiden,
ben gecede ve yalnızlıkta yitip gitmeden?
o zaman daha bir hüzünlü olur şarkılarımızın ezgileri
içimizde ağlayan ise kalır anlaşılamadan.
kucağındaki bir arpın telleriyim sanki
ve son acılarım uğruna şimdi
senin karanlık şarkın
boğuşmakta yüreğimde,
beni ölümsüz kılıp, bir sise çevirmekte.
bırak, hiç adın olmasın iç dünyamda.
artık yolumun sonuna varmak,
tek istediğim...
devamını gör...