941.
942.
943.
944.
945.
946.
947.
948.
949.
950.
951.
952.
953.
manzarayı almak istedim ama çay fotoğrafı gibi oldu.
arkamda iki tane amca xanax, lustral gibi ilaçlar yerine spor ve aktivite yapılması konusunda tartışıyorlar şu an.
ben de saat beş gibi evin boğuculuğu ve iğrenç televizyon programlarına dayanamayıp kendimi sokağa attım.
evimden sahile yürüyerek inmek istemediğim için otobüse bindim.
fakat yanlış otobüse bindim. yalvar yakar tam kilometrelerce uzaktaki durağa giderken şoföre yalvarıp indim.
niye sormuyorsun diye de azarladı.
bir buçuk saat yürüdüm sahilde . şimdi de kendimi çayla ödüllendiriyorum.

sadece fotoğraf olsun istemedim. bu da günün özeti.
görüşürüz.
arkamda iki tane amca xanax, lustral gibi ilaçlar yerine spor ve aktivite yapılması konusunda tartışıyorlar şu an.
ben de saat beş gibi evin boğuculuğu ve iğrenç televizyon programlarına dayanamayıp kendimi sokağa attım.
evimden sahile yürüyerek inmek istemediğim için otobüse bindim.
fakat yanlış otobüse bindim. yalvar yakar tam kilometrelerce uzaktaki durağa giderken şoföre yalvarıp indim.
niye sormuyorsun diye de azarladı.
bir buçuk saat yürüdüm sahilde . şimdi de kendimi çayla ödüllendiriyorum.

sadece fotoğraf olsun istemedim. bu da günün özeti.
görüşürüz.
devamını gör...
954.
955.

bu fotoğrafı önemsizler klasörüne atmış bırakmışım bilgisayarımda.
şimdi bir dosya ararken çıktı karşıma. neden bu klasöre atmışım ki? diye sordum kendi kendime, sonra da uzun uzun baktım. hani derler ya "bir fotoğrafa ne kadar uzun bakılırsa o kadar uzun baktım" diye...
işte öyle uzunca baktım. öyle ki fotoğrafta ne arasam vardı ; olmamışlar, olması gerekenler, olmaması gerekenler, varoluşlar arasında yaşam savaşı, yaşamak için savaşması gerekenler ve de hiç bir şey yapmaması gerekenler...
boğazımın ortasına bir düğüm oturdu, iki bardak su içebildim çözmek için.
sözümün bittiği yerdeyim...
devamını gör...
956.
957.
958.
959.
960.