hayattaki küçük mutluluklar

sıcak simit çay, üçgen peynir.

sabah odaya girdiğimde beni görüp sevinen tavşanımın çevremde koşması.

bir kadeh viski ve bir kitap

küçük şeylerden mutlu olan insanlardan o küçük şeyler her zaman esirgenir.
bu sebeple küçük şeylerle mutlu olmaya son veriyoruz. yine de bir çikolata mutlu eder insanı ya..

regl öncesi elinde kocaman cıkolatayla karsıma cıkan arkadasın her yerini öperim. bu benı cok mutlu ediyor mesela.
bu arada her yerini derken her yeri olan her yeri değil.

arkadaşlarla bir yerde otururken bi sokak kedisinin o kadar kişi içinden gelip kendini sana sevdirmesi...
o an "ben seçilmiş kişiyim" diye bağırasım geliyor

bugün hiç beklemediğim bir kitap kargosu aldım. te üç yıl önce bir yayınevi bir kitap göndermişti. bugün eski adresime tekrar bir kitap göndermişler. ben de nedir bu, kim bu diye çok merak etmiştim. öğrenince çok sevindim ama keşke adresim hâlâ aynı mı diye sorsalardı. kocam kargo arabasının peşine düşüp arabadan aldı geldi kargoyu. bir kitap küçücük bir şey belki ama çok mutlu oldum. beni unutmamış ve bir kenara not almışlar demek ki. hiç beklemiyordum.

sözlükte bir kaç tanım okumak diyeyim de güzel bir yalanla yazarlara mutluluk dağıtayım.

minicik tatlı bir söz diyeyim o zaman. çok küçük oldu amaaa neyseee

anne ve babayı özlemek ve birlikte vakit geçirmek.

yan komşumun minik bir kız çocuğu var. bir gün balkona çıkmış kurabiyeleri parçalayarak itinayla masanın kenarına dizmeye başladı ve seslendi.

“hey kuşlaar, nerdesiniiiiiiiz? size mama vericemm!!!”

sabırla bekledi ve nihayet bir tane karga gelip masaya kondu.

bizim muzur karga tam kurabiyeleri kurcalayacakken ufaklık köşede çığlıklarla alkışlayarak kuşun uçmasına sebep oldu ama öyle mutluydu ki hemen sonrasında şarkılar söylemeye devam etti.

onu izlerken her şeyi unutup kısa bir süreliğine de olsa aşırı mutlu oldum.

onun gibi diğer bütün çocukların ufacık şeylerden edinebildikleri mutlulukların binde birini tekrar yakalayıp devam ettirebilsek mutsuzluk nedir unuturduk muhtemelen.

(bkz: la fontaine)

-yan komşudan mızıkalar.

bir ürün, hizmet için verdiğin paranın karşılığını hakkıyla alabilmek.

#2491143

patates kızartması ama böyle hazır donmuş paketlerde yahut burgerlerin yanında gelenler gibi değil. ev yapımı. irili ufaklı dilimler, azıcık yanmış mesela, kimisi kıtır kimisi kendini hafifçe salmış. tam da çocukluğumuzda annelerimizin yaptığı gibi. sevdiğimiz insanlar ve dostlarımızla yan yana sıradan bir sofrada... o geçmiş güzel günlerin özlemini yad eder gibi. işte bunun kesinlikle mutlulukla bir alakası var.

yemek yapmak.

benim çocuklarım özel çocuklar. ücretli öğretmenlik yapıyorum branşım özel eğitim. ara ara zor olsa da onları çok seviyorum ve en ufacık mod düşüklüğümde yanımdalar iyi ki varlar.

kabak tatlısı. az önce hanım kaşık attırdı. tahinli, cevizli falanlı filanlı. of ki ne of.

soğuk havada sıcak yatağa girerek uyumak.

akşam yemeğinde pide var.

hem sevdiğim bir taam, hem de akşama ne pişirsem derdi yok, mis..

birine rastgele " naber" diyince mutlu oluyorum, zahmetsiz bi muhabbet kuruluyor.