hayattan öğrenilen şeyler

bir karadeniz atasözünde de dediği gibi
ya seni alacağum ya senden güzelini.

kafa sözlükte eyluling diye bir kadın var. ona edit yap. komik oluyo.*

her şey dozunda olmalı her his her duygu.
çok gülen bir insan uzun süre devam ederse gözünden yaş gelir.
ağlayan bir insan bir süre sonra sinirden güldüğünü hisseder. hızla giden bir arabanın tekerine bakarsanız ters döndüğünü hissedersiniz.

haddini aşan her duygu zıttına dönüşür.
bu yüzden kime ne kadar değer verdiğinize dikkat edin.
teşekkürler teşekkürler teşekkürler.

yaşanılan hayat ve de insanlar, ne kadar iyi kalmaya çalışırsan o kadar üzerine gelecektir. ya buna rağmen iyi kalmaya devam edip büyük bir sınav vereceksin yada kolay yol olan coğunluğa uyup kötülük yollarına basvuracaksın.

bu hayatta her şeyimiz tammış gibi öğrenmeye hep acı olandan başlıyoruz.

herkes duymak istediğine inanır,bu yüzden konuşmak;çoğu zaman oksijen israfıdır...

açlık
13 temmuz 2020’de bm, bir rapor paylaştı ve bu raporunda dedi ki:
“dünyada 690 milyon insan aç!” küresel beslenme raporu, açlıkla mücadele eden insanların sayısının 2014’ten beri artışta olduğunu söylüyor.
artışın 60 milyon kişi olduğu ifade edilmiş.
hatta rapor daha da ileri gidiyor ve dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 9’unun yeterince beslenemediğini ortaya koyuyor.
pek tabii açlık sorununun baş gösterdiği başkent “afrika kıtası”.
o halde sıkı durun!
bütün bu gelişmelerle eşzamanlı olarak zengin ülkelerde aşırı kilolu insan sayısı da artmış. üstelikte katbekat...
demek oluyor ki dünyadaki açlık, gerçekten de zenginleri doyuramamaktan kaynaklanıyor. zenginleri doyuramamak demişken; yakın tarihlerde forbes dergisi, dünyanın en zengin isimlerini açıkladı.
en yüksek servete sahip isim, 36 milyar dolar kaybetmesine rağmen yine değişmedi.

annenin sevmediği insandan sana fayda gelmez.

acının kişinin kendisi için en iyi malzeme olduğu. acıyı yaşamak elbette gerekli olandır ancak o acıyı nasıl yaşadığımız, acının karşısında nasıl durduğumuzdur bizim için hayatı anlamlandıran. uzun bir süre dört duvar arasında kendi başına kalarak acıyı yaşamak da vardır, yaşanılan acıyı olumlu yönde dönüştürerek kullanmak da. acıyı dönüştürmek önce onu kabullenmekten daha sonra ise bir şeyler öğrenebilmemiz için ona hayatımızda yer açmaktan geçer. kaynağı acı olan yazılarım, şiirlerim, çizdiğim resimlerim, çektiğim fotoğraflarım ve daha birçok eylem o acıyı dört duvar arasında yaşamaktan daha fazla şey katmıştır bana. acıyı dönüştürmek aslında o acıyı en güzel şekliyle yaşamaktır zannımca.

acı bir son , sonsuz bir acıyla yaşamaktan iyidir ..

uygun ortam bulunduğunda herkes iyi de kötü de olabilir

hayatınızda tuttuğunuz kişiler, mutlu olup olmayacağınızı belirler..

hiç kimse ikinci şansı hak etmiyor, bir hata yapan o hatayı bir daha yapar.

asla unutmamamız gereken insanların üçe ayrılır.
zor anında yardım eden insanlar.
zor anında seni terk eden insanlar.
ve seni o zor duruma sürükleyen insanlar..

her pişmanlık, zaman geçtikçe hatırlayıp güleceğin bir şeye dönüşmez. bazı şeyler yıllar geçse bile bembeyaz bir sayfadaki çamur gibi kalır.

'yapılmayan şeylerin pişmanlığı daha büyüktür' zırvasına kapılıp, her halttan elli dirhem yemeye çalışmayın. bazı şeyler yıllar geçse bile ilk günkü kadar acıtır.

acı da olsa öğrendiğimiz her şeyin bizi oluşturmasıdır.

her an bitebileceği.

dil başka gönül başka...