101.
istediğini elde etme yoluna istikrarlı adımlar ile çıkmış, toplum tabularını ve zincirlerini kırmış, canımın içi kadındır.
ilk adımı atamayan adamlar vardır. içsel denizlerinde yelken açıp, dışarıya açılamamaktadırlar. çekinirler.
işte o adamlar ya sert rüzgarlar eserse diye düşünürken, ilk adımı atan kadın ise, rüzgarın yönünü ve şiddetini çoktan keşfetmekte, yelkenlerini dışarıya, uzak geleceğe açmak istemektedir.
ilk adımı atamayan adamlar vardır. içsel denizlerinde yelken açıp, dışarıya açılamamaktadırlar. çekinirler.
işte o adamlar ya sert rüzgarlar eserse diye düşünürken, ilk adımı atan kadın ise, rüzgarın yönünü ve şiddetini çoktan keşfetmekte, yelkenlerini dışarıya, uzak geleceğe açmak istemektedir.
devamını gör...
102.
hz hatice.
muhteşem birine denk geldi ve ona kendi takip oldu.
hz. muhammed gibi olanlar arada sırada sağına soluna baksın.
her an bir teklif gelebilir.
edit: çok sevgili yazar arkadaşım kestane beni kimse peygamberimize benzeyemez diye uyardı.
elbette onun gibi olunamaz ama onun güzel ahlakına sahip olunmaya uğraşılabilir.
kimse onun gibi olamaz deyip ahlakı salmayın.
muhteşem birine denk geldi ve ona kendi takip oldu.
hz. muhammed gibi olanlar arada sırada sağına soluna baksın.
her an bir teklif gelebilir.
edit: çok sevgili yazar arkadaşım kestane beni kimse peygamberimize benzeyemez diye uyardı.
elbette onun gibi olunamaz ama onun güzel ahlakına sahip olunmaya uğraşılabilir.
kimse onun gibi olamaz deyip ahlakı salmayın.
devamını gör...
103.
104.
hissettiklerini söyledi diye farklı bir muamele görmesi gerekmez. hissediyorsan söylersin.
devamını gör...
105.
mümkünse istiyorum ki bana karşı hiç adım atılmasın.
insan her şeyden sıkılıyor bir süre sonra arkadaşlar, aranızda keşke bana da adım atılsa diyenler olabilir, bir bok fark etmiyor ya, inanın bana.
amaaan. uğraşamam.
insan her şeyden sıkılıyor bir süre sonra arkadaşlar, aranızda keşke bana da adım atılsa diyenler olabilir, bir bok fark etmiyor ya, inanın bana.
amaaan. uğraşamam.
devamını gör...
106.
geçen sene yapmıştım. duyguların ifade edilmesi niye sadece erkeklerden bekleniyor anlamıyorum, kadınların çok yüksek beklentileri olduğu için mi yoksa erkeklerin hala "yönlendirici" olarak görülmelerinden dolayı mı, bilmiyorum.
devamını gör...
107.
evet ilk adımımı daha 10 aylıkken atmışım..
devamını gör...
108.
değeri asla bilinmeyen kadındır
devamını gör...
109.
magnum dondurma kadınıdır.
gerçek hayatta pek bulunmaz.
gerçek hayatta pek bulunmaz.
devamını gör...
110.
hiç önemi olmuyor.
devamını gör...
111.
diğer adımı atan erkek diye devam edebilecek söz.
devamını gör...
112.
atar gibi yapar atmaz.
devamını gör...
113.
(bkz: lezbiyen ilişki)
devamını gör...
114.
evet bu kadınlar ile ilişkim oldu.
hatta aynı anda 19 kadın attı ilk adımı.
kimileri ise sadece bir merhaba ile yetindi.
(kısaca yerel bir radyo programında artan popülerliğim ve radyocunun "ben senin pez.....in miyim lan" deyip telefon numaramı anons etmesi sonucu gerçekleşen bir durum.)
kimisi ağır sapık çıktı, kimi sadist, kimi ayyaş, ... kelebekle dolaşanlar vardı lan aralarında!
ama ben yoğun trafikte bir boşluk bulup karşıdan karşıya geçince çok yürekli olmuştum onun gözünde, öyle de bir manyaktı işte.
neyse hepsi böyle uçta kişiler değildi ama diğerleri ile de uyuşmadık.
birisine bir arkadaşımı bile ayarlamıştım.
daha sonra ikisi de bana dert yanıyo "oğlum onun tipi ne öyle ya" diye.
ama birlikte de takılıyorlar hani.
daha sonraları bu merhaba diyenlerden birisine yanlışlıkla atılmış bir mesaj sonucu başlayıp 6 aylık tanışma-flörtleşme sonucu buluşulup ardından 2 yıl devam eden bir ilişkim oldu.
okul falan girince araya uzak kaldık bitti işte.
son aldığım teklifi eden kişi ise bipolar ve şımarıktı.
o da bir yıl kadar sürdü ve bu arada bayağı bir ilerleme kaydetmiş olsa da affedilmeyecek sözler söylenince bitti gitti.
hatta aynı anda 19 kadın attı ilk adımı.
kimileri ise sadece bir merhaba ile yetindi.
(kısaca yerel bir radyo programında artan popülerliğim ve radyocunun "ben senin pez.....in miyim lan" deyip telefon numaramı anons etmesi sonucu gerçekleşen bir durum.)
kimisi ağır sapık çıktı, kimi sadist, kimi ayyaş, ... kelebekle dolaşanlar vardı lan aralarında!
ama ben yoğun trafikte bir boşluk bulup karşıdan karşıya geçince çok yürekli olmuştum onun gözünde, öyle de bir manyaktı işte.
neyse hepsi böyle uçta kişiler değildi ama diğerleri ile de uyuşmadık.
birisine bir arkadaşımı bile ayarlamıştım.
daha sonra ikisi de bana dert yanıyo "oğlum onun tipi ne öyle ya" diye.
ama birlikte de takılıyorlar hani.
daha sonraları bu merhaba diyenlerden birisine yanlışlıkla atılmış bir mesaj sonucu başlayıp 6 aylık tanışma-flörtleşme sonucu buluşulup ardından 2 yıl devam eden bir ilişkim oldu.
okul falan girince araya uzak kaldık bitti işte.
son aldığım teklifi eden kişi ise bipolar ve şımarıktı.
o da bir yıl kadar sürdü ve bu arada bayağı bir ilerleme kaydetmiş olsa da affedilmeyecek sözler söylenince bitti gitti.
devamını gör...
115.
attığım hızla kıçımın üstüne oturdum.
devamını gör...
116.
karşısındaki egoist değilse mükemmel bir başlangıç yapmış olabileceğini düşündüğüm kadın, evlenin siz evlenin.
devamını gör...
117.
beni bin bir şaklabanlık yapmaktan kurtarmış olur, mertçe, dürüstçe atmışsa adımı önünde serenat yaparım.
devamını gör...
118.
%50 ihtimalle reddedilecek olan kadındır.
bu kardeşinizin her zaman komik olayları olmuyor maalesef. arada yüreğimi parça pinçik eden durumla da karşı karşıya kalabiliyorum. ya gören de 10 çocuğumla mağarada kalmışım sanacak.* benzetmeme kızmayın, kalp doktorunun bana sorduğu "bu yaşta neyi dert ettin bu kadar? gören de 10 çocukla mağarada kalmışsın sanar." lafından sonra kendime yakıştırır oldum.*
neyse efendim 11. sınıfta arkadaşlarla çiğköftecide oturuyoruz, herkes hoşlandığı çocuktan ya da sevgilisinden bahsediyor ben de dinliyorum sadece. içime bir istek düştü, "allahım ben de birini seveyim. karşılıklı olmasına gerek yok, hoşlanıp ilgileneyim yeter." diyerekten sipariş usulü duamı ettim. insanın ettiği duaya dikkat etmesi gerekiyormuş gerçekten, kapının ne zaman açık olacağı bilinmiyor.* çok geçmeden sadece adı ile hayatımda olan arkadaşım gözüme görünmeye başladı. zaman geçti ben bu çocuğa baya baya tutuldum, bildiğiniz gibi değil yani. ensesinde kıvrılan saçını bile saatlerce izleyesim geliyordu, o derece.*
1 sene boyunca platonik takıldım. neredeyse her gün konuşuyorduk, derkeeeeeen 12. sınıfın ortasında bana açıldı. neyse eften pütfenlik tarzda sorunlarla biz devam ettiremedik ve ben "konuşmayalım" dedim.
hikayenin bundan sonraki kısmı o "konuşmayalım" lafımı yediğim yerler.
aradan 2 sene geçti, ınstagram ana sayfamda takım elbiseli bir fotoğrafını gördüm. normalde vızırt diye geçerim ama o an ağlayasım geldi. dedim biz hala niye takipleşiyoruz? benim bu çocuğu görmemem lazım. hemen çıkardım takipten. aradan yine baya zaman geçti whatsapp durumuna bir şarkı atmış, "seni unutamadım" tarzında bir şeydi net hatırlayamıyorum şuan. kendime boşa geri zekalı demiyorum, üzerime alındım ben o şarkıyı. bir de ikimizin ortak arkadaşı olan biri vardı beni gazlamasın mı "bu çocuk seni çok seviyordu" diye. neyse ben cesaretimi toplayıp "tekrar deneyelim mi?" minvalinde bir mesaj attım. "özözünedanışır sana çok değer veriyorum, seni üzmek istemem" dedi. hayatımda bu uğurda verdiğim ilk ve tek mücadelem reddedilmek ile sonuç buldu.*
bu olaydan birkaç sene sonra arkadaş grubumuz ile aynı masada oturup muhabbet ettik. "ne yalan söyleyeyim, gencim zamparalık yapacağım" dedi. dedim eyyyy rabbiiiiim, sen beni ne ateşlerden almışsın.* tabi bu aydınlanmaya gelene kadar midyecinin önüne kaldırıma çöküp saatlerce ağlamıştım.
yani kıssadan hisse olarak kız kardeşlerime tavsiyem; bir şey cümle olarak karşınıza gelene kadar onun varlığına inanmayın. "konuşmayalım" lafımdan sonra bu çocuk fotoğraflarımı silemeyip anne, baba, abi ve ablasının fotoğraflarının yanında, "ailem" adında bir klasörde saklıyordu. e insan bunu görünce hala benden hoşlanıyor diye düşünmez mi? işte düşünmemeliymiş. "-mış gibi" şeyler genelde reddedilmeyle sonuç buluyor.
hayatımdaki tek reddedilme hikayeme de ortak olmuş oldunuz. teşekkür ederim.*
not: bu tanım kendini yok edebilir.
bu kardeşinizin her zaman komik olayları olmuyor maalesef. arada yüreğimi parça pinçik eden durumla da karşı karşıya kalabiliyorum. ya gören de 10 çocuğumla mağarada kalmışım sanacak.* benzetmeme kızmayın, kalp doktorunun bana sorduğu "bu yaşta neyi dert ettin bu kadar? gören de 10 çocukla mağarada kalmışsın sanar." lafından sonra kendime yakıştırır oldum.*
neyse efendim 11. sınıfta arkadaşlarla çiğköftecide oturuyoruz, herkes hoşlandığı çocuktan ya da sevgilisinden bahsediyor ben de dinliyorum sadece. içime bir istek düştü, "allahım ben de birini seveyim. karşılıklı olmasına gerek yok, hoşlanıp ilgileneyim yeter." diyerekten sipariş usulü duamı ettim. insanın ettiği duaya dikkat etmesi gerekiyormuş gerçekten, kapının ne zaman açık olacağı bilinmiyor.* çok geçmeden sadece adı ile hayatımda olan arkadaşım gözüme görünmeye başladı. zaman geçti ben bu çocuğa baya baya tutuldum, bildiğiniz gibi değil yani. ensesinde kıvrılan saçını bile saatlerce izleyesim geliyordu, o derece.*
1 sene boyunca platonik takıldım. neredeyse her gün konuşuyorduk, derkeeeeeen 12. sınıfın ortasında bana açıldı. neyse eften pütfenlik tarzda sorunlarla biz devam ettiremedik ve ben "konuşmayalım" dedim.
hikayenin bundan sonraki kısmı o "konuşmayalım" lafımı yediğim yerler.
aradan 2 sene geçti, ınstagram ana sayfamda takım elbiseli bir fotoğrafını gördüm. normalde vızırt diye geçerim ama o an ağlayasım geldi. dedim biz hala niye takipleşiyoruz? benim bu çocuğu görmemem lazım. hemen çıkardım takipten. aradan yine baya zaman geçti whatsapp durumuna bir şarkı atmış, "seni unutamadım" tarzında bir şeydi net hatırlayamıyorum şuan. kendime boşa geri zekalı demiyorum, üzerime alındım ben o şarkıyı. bir de ikimizin ortak arkadaşı olan biri vardı beni gazlamasın mı "bu çocuk seni çok seviyordu" diye. neyse ben cesaretimi toplayıp "tekrar deneyelim mi?" minvalinde bir mesaj attım. "özözünedanışır sana çok değer veriyorum, seni üzmek istemem" dedi. hayatımda bu uğurda verdiğim ilk ve tek mücadelem reddedilmek ile sonuç buldu.*
bu olaydan birkaç sene sonra arkadaş grubumuz ile aynı masada oturup muhabbet ettik. "ne yalan söyleyeyim, gencim zamparalık yapacağım" dedi. dedim eyyyy rabbiiiiim, sen beni ne ateşlerden almışsın.* tabi bu aydınlanmaya gelene kadar midyecinin önüne kaldırıma çöküp saatlerce ağlamıştım.
yani kıssadan hisse olarak kız kardeşlerime tavsiyem; bir şey cümle olarak karşınıza gelene kadar onun varlığına inanmayın. "konuşmayalım" lafımdan sonra bu çocuk fotoğraflarımı silemeyip anne, baba, abi ve ablasının fotoğraflarının yanında, "ailem" adında bir klasörde saklıyordu. e insan bunu görünce hala benden hoşlanıyor diye düşünmez mi? işte düşünmemeliymiş. "-mış gibi" şeyler genelde reddedilmeyle sonuç buluyor.
hayatımdaki tek reddedilme hikayeme de ortak olmuş oldunuz. teşekkür ederim.*
not: bu tanım kendini yok edebilir.
devamını gör...
119.
benim bu. her zaman ilk adımı ve hatta soyadımı atarım. bununla da yetinmem, arı gibi sokarım süleyman şah türbesi gibi kaçarım.
devamını gör...
120.
peeeaahh. hani nerede?
devamını gör...