1.
hayatta herkesin bir tutkusu, bir unutulmazı, bir yürek burkuntusu, bir hayali, bir hedefi, bir sevdiceği, bir çaresizliği, bir kaybı, bir pişmanlığı, bir yangını, bir silinmez hatırası vardır ya işte bunların ta ilkidir. yüreğin içinde her daim yıkılmaz bir kaledir ve o kalenin inmeyen fakat zamanla biraz yıpransa da göğünüzde dalgalanan bayrağıdır.
devamını gör...
2.
6 yıl oldu. artık durgun bir su gibi aşk bende. ne kadar heyecanlıydım ne kadar yoğundu duygular ilk başlarda. birde ergenliğe denk geldimi tam hormon patlaması. aşık olmak bende tek sıkımlık bir şey gibi. bir daha kimseye aşık olamıyorum o hakkımı kullandım çünkü. komik tarafı neredeyse platoniklik olması. açılmakla kaldım sadece. bir ünlüye hayranlık duyarsınız ya onun gibi bir şey bende.
devamını gör...
3.
(bkz: ivan turgenyev) 'in efsane eseri.
(bkz: akın altan) 'ın sesinden dinleyin.
ah ah! hatunun kırbaçlandığı pasaj hala aklımda. çok sağlam eser.
(bkz: akın altan) 'ın sesinden dinleyin.
ah ah! hatunun kırbaçlandığı pasaj hala aklımda. çok sağlam eser.
devamını gör...
4.
geçenlerde rüyamda görmüştüm kendisini, sonra instagramda karşıma çıktı. istek attım merakıma yenik düşüp.. heyecanlı bir olay kalbimiz kırılmasa bari..
edit: bir insan hiç mi değişmez.. hala çok tatlı biri, kalbimiz kırılacak belli ki..
edit: bir insan hiç mi değişmez.. hala çok tatlı biri, kalbimiz kırılacak belli ki..
devamını gör...
5.
hatırlanması neredeyse imkansız olan aşktır. çünkü kimse bebekliğini ve bebekliğinde annesiyle yaşadığı etkileşimi(aşkı) tam olarak hatırlayamaz.
devamını gör...
6.
ilk baskısı 2006 yılında yapılmış olan, john green'in genç yetişkin edebiyatı türünde kaleme aldığı 320 sayfalık roman.
devamını gör...
7.
aşk 1 defa gerçekleşen bir şey olduğu için ilk aşk olup olmadığını zaman gösterecektir. ilk hoşlanılan kişi olarak tabir edilmesi makbuldür.
devamını gör...
8.
ezginin günlüğü' nün aynı ismi taşıyan albümünün ilk şarkısı. sözleri de şu şekilde.
şimdi ben oldum yeniden
kaçıncı kez yitirdiğim bulduğum
kardeşim kadar eski bir sokakta seni gördüm
anladım artık beyaz bir vapurdur aşk
makine dairesinde söylemediğimiz sözler
uyutmaz yolcuları sabaha kadar
seni mi gördüm, çözüldüm geçmiş gibi
bir karanfil açmış gibi yakamda
kokladım yalnızlığımı, acıdım kendime sana
zamanın üzümleri hep şarap olmuş
ilk aşkım deli aşkım bana çare bul, kendine çare bul
bağlandı elim kolum neyleyim
ilk aşkım deli aşkım bana çare bul, kendine çare bul
gel çöz beni azat et benden
bu dünya naylon, anlamak güç
bırak yıkasın içimizi geçmiş.
şimdi ben oldum yeniden
kaçıncı kez yitirdiğim bulduğum
kardeşim kadar eski bir sokakta seni gördüm
anladım artık beyaz bir vapurdur aşk
makine dairesinde söylemediğimiz sözler
uyutmaz yolcuları sabaha kadar
seni mi gördüm, çözüldüm geçmiş gibi
bir karanfil açmış gibi yakamda
kokladım yalnızlığımı, acıdım kendime sana
zamanın üzümleri hep şarap olmuş
ilk aşkım deli aşkım bana çare bul, kendine çare bul
bağlandı elim kolum neyleyim
ilk aşkım deli aşkım bana çare bul, kendine çare bul
gel çöz beni azat et benden
bu dünya naylon, anlamak güç
bırak yıkasın içimizi geçmiş.
devamını gör...
9.
yıldırım gürses'in çok güzel bir şarkısıdır aynı zamanda.
devamını gör...
10.
insanı yüreğinden yakalayan,karmaşık,hatalarla dolu ama yine de iyi ki dedirten duygunun ilk tecrübesi.
#262042
#262042
devamını gör...
11.
bir kere bile olsun karşışıklı oturup sohbet edemeyip yıllarca uzaktan sevmektir.
devamını gör...
12.
herkesin ilk zannettiği şeyler belki yanılgıdır.
devamını gör...
13.
lisenin ilk günüydü. içimde ise ilk günden mütevellit telaş, stres, merak, belirsizlik. merkezde olması için ortalarda bir yerlere oturdum. sonra sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı ve o girdi sınıfa. bakışı, oturuşu, duruşu, saçlarını savuruşu.. o etrafa ahenk saçan kızın dalgasına kapılırken buldum kendimi birden bire. hele o gözleri. gözlerine ilk baktığım an. o kömür gözlerin içine bakarken kendimi tamamladım, en yegane yarımı buldum. ilk günün kaygısı, etraftaki koşuşturma, konuşmalar birden bire kaybolmuş gibiydi. ilk aşk denen bir şey var ya, inanmazdım ben de. o güzel gözlü kız geldi ve yıkılmaz dediğim kumdan kalelerimi bir dalga ile yıktı götürdü. baktığımla kaldım, cesaret edemedim, hor gördüm kendime bir merhabayı. içimde fırtınalar kopmasına, kızgın volkanların patlamasının sebebi olan o kız sadece bir sıra önümdeydi. ama bu uzaklık böyle bir uzaklık ki, dünyanın diğer ucuna bedel. sonrasında günler geçti, akreple yelkovan birbirini kovaladı. benim hayatım oluverdi, rüyalarımı yılbaşı misali süsledi, attığım adıma dahi anlam yüklememe sebep oldu. okuldan nefret eden, gitmemek için kırk takla atan ben, sabah olsun da okula gideyim diye sabırsızlanmaya başladım. n'oluyor bana sahi? okula gidiyordum ve o gözlerine sürgün olduğum kız sınıf kapısından içeriye adım atmadan günüm başlamıyordu, kimseyle konuşmuyordum, konuşamıyordum. okula gelmediği günler içimde bir cenaze havası patlak veriyordu. "ulan bir şey mi oldu, niye gelmedi?" diye kendimi paralıyordum, felaketim oluyordu. gel zaman git zaman sohbetimiz başladı. arkadaşça. konuşması şiir gibiydi adeta. o konuşurdu, ben saatlerce dinlerdim. susardım. o konuştukça, munis kalbinin kayıp şehrinde daha çok kendimi kaybediyordum. sonra tüyap günü geldi. tüm okulu götürüyorlar. hayatta gitmem böyle yerlere, etkinlikmiş, oymuş buymuş bana ters. o gidiyordu ama, ben durur muyum? durmam. ben de gittim peşine. arkadaş grubu hâlinde geziyoruz, bakınıyoruz. sonra en yakın arkadaşım beni kenara çekti ve dedi ki: "ben o'nu seviyorum. bugün çıkma teklifi edeceğim." o an öyle bir an ki; beynine çıkan kanın sıcaklığını hissediyorsun, kafana sıkıyorlar adeta. sustum kaldım, konuşamadım. içimden kor alevler yükseliyordu ve ben sadece bakakaldım. yandım, kül oldum. sevgili sözlük yazarları, sorum size: neden içimizde yaşadık cesareti? reva mı? geride bıraktım tabii. ama ilki başkadır, unutulmuyor böyle. hatırladıkça, o güzel anıların ölgünleşmiş hüznünü her bir hücrende hissediyorsun. sevin. çok sevin. hayat, sevgisizliğe yer bırakmayacak kadar kısa.
devamını gör...
14.
aşk değil ama bu sorulduğunda hep o adam aklıma gelir. eurovision' da herkesin sevdiği fairytale isimli şarkıyı söyleyen alexander rybak' tır. hala arada stalklarım valla yaşlanmıyor adam, ben şu an ondan daha yaşlı görünüyorum resmen. ilginç...
devamını gör...
15.
benden baya büyük olan mahalleden biriydi. adı eren'di. geceleri düşünüp "çok yakışıklı ya" diye ağlıyordum. tabi ben 7-8 yaşındayım o da 24-25 var. bir gün kapıya gelip düğün davetiyesini verdi. düğününe gelinlik giyip gitmiştim. aklımca beni görüp vazgeçecek. bir köşede pasta yiyip ağlamıştım.
devamını gör...
16.
modern dünyanın hâlâ keşfedememiş olduğu, etrafına ahenk saçan yıldırım gürses şarkısı.
devamını gör...
17.
8 yaşındaydım. adı hande'ydi. benden bir yaş büyüktü. beyaz tenli çok güzel bir kızdı. anne,baba bankacı. o zamanlar (90'lar) bankacılık havalı ve paralı iş. dokuzuncu katta oturuyorlardı. babası onu bisiklet sürmeye götürünce bahçede maçımızı durdururdum onun geçişi şerefine. bazen kenarda dururdu. çocuk aklı gol atarsam havalı bir iş yapmış olacağımı zannederdim. bir sürü gol attım ama o hiç birini görmedi. onun baktığı ya da baktığını sandığım zamanda hiç gol atamadım. öyledir zaten işe yarayan şeyler işe yarayacak zamanda olmaz pek. bisiklet sürmeye gittiği parka gidip otların arasında sürünerek onu izlemiştim. aynı okula gittik ama kahretsin ters devreydi. sonra babası müdür oldu bulvar üstüne taşındılar.bilmem şimdi nerededir.
devamını gör...
18.
17 yaşındaydım. o zamana kadar kimsenin varlığından haberdar olmadığı bir gençtim. akrabamdan yılda bir kez gördüğüm bir kız baktı ilk kez yüzüme. yalan yok çok sevdim. cep telefonları yeni yeni ortaya çıkıyordu. onun telefonu yoktu, başkalarının telefonuyla sesini duyabilirdim. bir gün abisinin telefonundan aradı ve numaramı silmeyi unuttu. bu da sonumuz oldu zaten. ailesi öğrenince küçük kıyamet kopmuş, kızı da sanırım dövmüşler. ayrılmak zorunda kaldık. o beni üniversite bitene kadar beklemiş. ben beklemedim, gençtim, aptaldım. sonra evlendi gitti...
devamını gör...
19.
aklıma geldikçe "iyi ki o sıralar yaşanmış ve bitmiş" diyorum. bayıldım iyi hatırlayışlarınıza.
devamını gör...
20.
gerçekten de mükemmel biriydi. birbirimizin çocukluk aşkıydık. iyi ki böyle birine denk gelmişim, hiç bilmediğim bir duyguyu iyi biriyle öğrenmek bence şans. ortaokulda sadece haftada 2 saat yan yana oturuyorduk, iple çekerdik o günü, okula beraber gider beraber dönerdik çok eğlendik bu süreçte. en son 5 yıl önce karşılaştık, tıp okuyordu. hayatı umarım çok güzel gidiyordur.
devamını gör...
"ilk aşk" ile benzer başlıklar
ilk görüşte aşk
164