ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler

kadını aldatmak.

daha mülkiyet kavramı yokken,yaşadığı yeri çitle çevirip burası artık benim demek kimin aklına geldi onu çok merak ediyorum. çünkü o arkadaş bizi öldürdü.

yalan söylemek.

yaprak sarması...fakir desem değil içinde üzüm fıstık var zengin desem değil hayatta uğraşmaz onunla...belki de öylesine dur bakalım ne çıkacak düşüncesiyle yaprağın içine pilav dolduran biri...gerçekten bilmiyorum

haftanın ilk günü pazartesi olsun ve herkesin tatil sonrası okula, işe gittiği ilk gün olsun.

çok şey var aslında ama,

ütü! neden? giysiyi buldunuz anladım. bundan dolayı da çok minnettarım. kırışık olsa ne olurdu? her ütüyle yan yana gelişimde anıyorum zaten seni. google'dan bile bakmayacağım kim olduğuna, yok sayacağım seni. bir yerde denk gelsem ütüyü bulan mucit "x" miş diye, gözlerimi kapatıp çığlık atacağım dünyanın en korkunç insanıyla karşılaşmışım gibi. keşke ütüyü bulmak yerine kırışıklığın moda olması için çabalasaydın. düklere, prenslere giydirseydin de kırışık giysinin günümüze saraylara yaraşır bir asalet simgesi olarak ulaşmasını sağlasaydın. sen ki ütüyü 21. yüzyıla taşıyan, sen ki emek hırsızı, zamanımızın katili, yapabilirdin ama yapmamayı tercih ettin.
bence hiç ihtiyacımız olmayan ürünleri ihtiyacımız olduğuna inandıran da sensin. kesin sensindir.

allah yoksa haşa bu minareleri kim yarattı.
albert einstein'nin hocasına sorduğu soru
çok eski inci sözlük geyiği

hoş bir başlıkmış, unutmaz isem tanım gireceğim, ama bir tanım görünce bir şeyler yazmak istedim evvelden.

#2858333

bence asıl önemlisi aldatılma kavramı nasıl oluştu, yani ne oldu da aldatıldığını hissetti. ahlak kavramı beraberinde oluştuğu için ilk insanlarda olduğunu pek düşünmüyorum, muhtemelen her bir şeyi abartıp çokça anlam yükleyen, yerleşik hayata geçen sözde "medeni" insanlardan biri uydurmuş olabilir. "aaaa nasıl yapar, resmen beni aldattı."

hayır, sadece başka biri ile o anlık mutlu oldu, sana karşı değil.

yumurtayı yemek. her şeyden önce tavuğun gtünden çıkan bi şey. e bakıyosun dışı kabuk içi cıvık. kim dedi şunu suya koyam katılaşsın da yeriz diye.

bağcılıklı ayakkabı

sabahın körunde kalkıp ise ya da okula gitmek
hayır ne oldu yatağın mı rahat değildi de kalktın kargalarla beraber:))))

küfür etmek.

tarihte ilk küfrü kim etti çok merak ediyorum. normal normal konuşurken mevzu ana bacıya nasıl geldi sahiden.

yemek yapmak.

harbiden lan, yemek derken yemegi isirmak degil, yemegi pisirmek.

hangi adam cikti da, atesin icadindan sonra, beyler gelin yemek yapak dedi acaba. kim bilmem ama kendi doneminin dahisi olmali. ıq'su en az 60 vardir. evet.

(bkz: ekmek)

yani bakınca ciddi manyak olmak lazım.

bak şimdi;

doğada seyrek bulunan buğdayı bulacaksın,
onun içinde yenecek tanecikler olduğunu ve bunların sadece sarardığında iyi olduğunu keşfedeceksin
sonra bu az bulunan şeyin içindeki bu taneciklerden birsürü biriktereceksin
sonra nasıl bi mantar yediysen artık "dur ben bunu bi öğüteyim, un yapayım" diyeceksin
sonra "ya bunu suyla karıştırsak nolur acaba?" diye merak edeceksin.
hatta ilk seferinde başarısız olacaksın, ama yılmayıp bi de yoğurmayı deneyip hamuru keşfedeceksin.
sonra ateşten doğru uzaklıkta doğru süre tutum pişirip "olmadı la bu, böğk bu ne" diyeceksin.

ama yılmayıp bunun içine tuz atmayı akıl edeceksin.

hatta daha iyi olsun diye önce zeytinyağını keşfedip onu da bu hamura katmayı akıl edeceksin..

doğru büyüklükte parçalar haline getirmeyi akıl edeceksin...

nasıl keşfettiniz ekmeği...

sabun.
yağ ile kostiği buluşturmak tabii evveliyatında kül suyu idi bu, yağ ile kül suyunu karıştırıp kaynatıp sabun yapmak nasıl geldi akıllara gerçekten.

hemen hemen her şey.

sarma mesela. "asma yaprağını alayım, içine şunları koyayım. kesin harika olur bu." diyen kim yahu, kim!

kavanoz kelimesi. böyle dandik bir kelimeyi kim bulmuş olabilir.

ya apartman? "büyük, beton bir kutu yapalım. içerisine birbirini tanımayan bir sürü insan tıkalım ve birbirlerinin her türlü saygısızlığına katlanmak zorunda kalsınlar." kimden çıkar bu fikir? ilk hangi dangalak "şahane fikir." diyerek apartman yapar?

her şey çok ürkütücü.

düşünmek, anlam üretmektir. modern çağ insanı özellikle 18yy ile birlikte, fazlasıyla "mantıklı neden ileri sürmeye" programlandı. her şeyin içerisinde mantık, mantığın içerisinde ise, denge aranıyordu ki bu hala böyle. deney ve gözlem dahilinde ispatlayamadığınız hiç bir şey, evrensel açıdan "mutlak doğru" kabul edilmez.

bu girişin temelde bize sağladığı veri şuna dayanmaktadır; the age of reason( aydınlanma dönemi) kafası ile yoğurulmuş bir insanlık olarak, geçmişte öyle ya da böyle icat edilmiş her şeyin içerisinde "mantık" arama derdindeyiz. bizim şu an, kendi bilimsel donelerimiz ışığında "bulgu" diye ifade ettiğimiz şeyler, o dönem böyle değildi. bana kalırsa, çoğu rast gele- düşünülmeden hatta deneme yanılma yöntemi ile öğrenilmiş ve uygulanarak; toplumdan topluma yayılan kültürel değerler biçimine gelmiştir. ben kimsenin " dolma yapmayı akıl ederek, sarmayı bulduğunu" düşünmüyorum. hayatta kalabilmek için beslenmeleri gerekiyordu ve düşünmeden bunu sağladılar sadece. bunu sağlarken ortaya çıkan besin biçimi- türü ve şekli ise şanstı sadece. ellerinde ne varsa, onu işlediler, daha doğrusu o an vücutlarının öğütebilme şekli ne ise; ona göre işlediler. bu besinlere o dönemler kim bilir ne isimler takılmıştı ya da belkide isimleri dahi yoktu.. zamanla kültürler belirginleştikçe, mutfak bir ırkın değerlerini yansıtan, total bir paket haline geldi.

kısaca; kimse bunları bulduğunda ya da bulurken şu an bizim yaptığımız kadar düşünmüyordu. ihtiyaç vardı, hayatta kalmaları gerekiyordu çünkü aslında her ihtiyaç, basit yaşam fonksiyonunu karşılama güdüsünün sonucudur. uzun lafın kısası; bu insancıkların yaşamlarını devam ettirmeleri gerekiyordu ve potansiyelleri ışığında, öbek öbek icatlarla insanlığı günümüzde ki haline evriltmeye başladılar.

(bkz: sünnet)

cidden merak ediyorum, binlerce yıl önce bir insanın aklına böyle bir şey nasıl gelir ve milyonlarca insan neden ve nasıl inanır uygular?

mülkiyet hakkı ve para ihtiyacı.

(bkz: ağız topu). yani cidden ne oldu da anladı bunun güzelliğini?