isviçre'de peçe ve burkanın yasaklanması

kendi topraklarında, kendi kültürleri ve doğruları açısından verilmiş karardır. bunun özgürlük kısıtlamayla bir alakası yoktur.

avrupa'nın medeniyeti kendine kadardır. hatta o kadar bile yoktur. çok da şey yapmamak lazım.
bu adamlar pandemi de daha düne kadar birbirlerinin maskelerine, solunum cihazlarına, tıbbi malzemelerine el koydular.
80 yıl önce 60 milyon insanın ölümüne sebep olacak bir savaş başlattılar.
110 yıl önce dünyada bir ilki başardılar. tüm dünyayı savaşa soktular.
200-250 yıl önce sömürge düzenini kurup dünyanın anasını bellediler.

öyle bir yasak düşünün ki, kadını daha özgür yapsın. artık bu siyasal islamın kadınlara dayattığı ve aslında dini inanç olarak hiçbir anlamı olmayan erkek egemenliginin kadınlar üzerinde ki hakimiyeti olan bu zırvalıklardan kurtulma vaktidir. avrupalı ne yapsın? yıllardır orada yaşayıp, bir türlü zincirlerini kıramayan kadınlara destek, siyasal islamcı erkeklere de köstek olmuştur. iyi de olmuştur.

çağ dışı uygulamadır. öncelikle söylemem gerekirse dinler benim için insanların uydurduğu günümüzde komik kalan yazılı eserlerdir. şu an bir dine sahip olmak bence saçmalıktır.

fakat; bir insan başkasına zarar vermediği takdirde istediğini yapabilir. istediğine inanabilir ve bu inanç doğrultusunda kendi bedenini yönetebilir.

isviçre bu kararı ile gericilik, ayrımcılık ve faşistlik yapmıştır.

isviçre de de yaşamayın bir zahmet!özgürlük mavallarına da gerek yok, adamlar kendilerine bir medeniyet kurmuşlar uyarsa yaşarsın.

ilk olarak müslüman ülkelerde yasaklanması gereken din dışı hurafemsi kumaş parçalarının hristiyan bir ülkede yasaklanması durumu. gerçi kul hakkı da ilk olarak müslüman ülkelerde yenmemeli ya neyse...

isviçre'nin beşeri yapısıyla taban tabana zıt olan bir dini yaptırımın kamu düzeni esasına göre sınırlanmasıdır.

devletlerin bir takdir yetkisi vardır ancak "devletlere bırakılan takdir yetkisinin sınırları belirlenirken, sözleşme tarafından garanti altına alınan hakkın önemi, yasaklanan faaliyetlerin doğası ve yasaklamaların amacı dikkate alınmak zorundadır (bkz. mutadis mutandis, hatton ve diğerleri/birleşik krallık, 101 ve 25 eylül 1996 tarihli, buckley/birleşik krallık kararı, raporlar, 1996-ıv, p.122, 76). devlet ve dinler arasındaki ilişkilere dair sorunların riskli olduğu durumlarda, söz konusu meseleler açısından (demokratik bir toplumda) makul ve geniş ölçüde düşünce ayrışmaları olabilir. bu tür durumlarda ulusal karar mekanizmasının yerine getirdiği role özel bir önem verilmelidir (bkz, mutadis mutandis, yukarıda sözü edilen cha’ara shalom ve tsedek kararı, 84 ve 25 kasım 1996 tarihli, wingrove/birleşik krallık kararı, raporlar, 1996-v, s. 1958, p. 58). bu tür davalarda, farklı çıkarlar ve tehlikede olan diğerlerinin hakları ve özgürlükleri, yurttaşlar arasında huzursuzluğun önlenmesi, kamu düzeninin gerekleri ve çoğulculuk arasında sağlanmak durumunda olan adil dengenin hesaba katılması zorunludur (bkz, mutadis mutandis, yukarıda sözedilen kokkinakis kararı, 31; 26 eylül 1996 tarihli, manoussakis ve diğerleri/yunanistan kararı, raporlar 1996-ıv, s. 1364, p.44 ve yukarıda sözü edilen casado coca kararı)."

işbu yetki kullanılırken bir devlet, ancak ve en fazla kamu düzeni işleri bağlamında, kamu görevlilerin kamu görevlerini yerine getirirken peçe ve burka giymeyi sınırlandırabilir. aksi yöndeki bir uygulama, dayanağını referandumdan alsa da çoğunluğun zorbalığından başka bir şey değildir. zulümdür.

insanlık tarihinin geldiği noktadan daha yukarı taşımak isteyen ülkenin yaklaşı mı? sahi neden peçe ve burka giyiyoruz?

isviçre'nin akıllı bir ülke olduğunu gösteren karardır. burka takmak isteyenlerin gönül rahatlığı ile yaşayabileceği ülkeler bolca var dünyamızda.isviçre demokrasisinin sahibi olanlar neyin özgür olup olmayacağına kendileri karar verir.saygımız büyük.
peçe takan ablalara da kabil, mezar-ı şerif, rakka, riyad yönlerinden birine uçak bileti alarak katkı yapabiliriz.

tıpkı ıı. abdülhamid'in 1893'te kara çarşafı yasaklaması gibidir lakin bu halk oylamasıyla belirlenmiştir.

peçe ve burka kadını aşağılayan örtünme biçimi bence yerinde bir karar.

batı zihniyetinde peçeli puşili uzun sakallı olanlar terorist olarak zerk edilmis guvenlik acisindan oldugunu dusunmuyorum son teknolojik cihazlarla her turlu tehlike engellenebilir ama burda asil amac bazi degerleri yok etmek.son olarak kafanizin ustune ne taktiginiz degil kafanizin icindeki onemlidir tabi giydigimiz kiyafete gore yargilanma dogdugumuzdan beli bize yani tum insanogluna ogretilmis.

isviçre; uyguladığı yaptırımla, allah kitap din iman sövmeye yer arayan allahsızlara malzemeyi verdi.
hadi yine iyisiniz.. zaten bu ülkede en ağır en ahlaksız hakaret ve sövgüleri dizeleyen en ateisttir.
aynı ahlak; o hakaret ettiği dinin mensubundan, eşcinsel için saygı bekler.

(bkz: kin psikozu)

adamların kendi ülkesi, kimse gelip özgürlüğü kısıyorlar, islamofobi yapıyorlar diye ağlamasın. medeniyetin m'sini bilmeyenler medeni ülkeye taş atıyor, hakkında atıp tutuyor.

peçeye burkaya mı kaldınız benim zavallı islamcılarım? bir kere bahsettiğiniz ülkeler dar'ül harb. bir müslümanın hayati haller dışında yaşamasının sakıncalı olduğu ülkeler yani. ama benim islamcı kardeşim napıyor, hayat standartlarını artırmak, yurdunda bulamadığı özgürlüğü tatmak için avrupalara gidiyor.

üstelik müminler islam hukukuyla iştigal etmelidir. başka bir hukuk onları bağlamaz. sen gittiğin ülkenin laik, medeni hukukuna göre amel etmeyi peşinen kabul edip ondan sonra peçe, burka diye ağla! oldu mu mümin kardeşim? allahın yasasının üstüne yasa mı olur? size yakışan tek şey şeriatla yönetilen ve bütün günahların yasak olduğu gerçek cennet ülkeler: suudi arabistan, afganistan falan...

bakış açısına göre değişecek bir değerlendirme. peçenin, burkanın baskı malzemesi olmasına inanlar sonuna kadar haksız bir de bunu dini inanç için olmazsa olmaz olarak görenler de sonuna kadar haksız. yani bırakın herkes kendisi karar versin. oy kullananlar çok bilmiş olabilirler ama keşke az bilseler.

sonuna kadar haklı bulduğum ve tez zamanda almanya’da da yürürlüğe girmesini ümit ettiğim gelişme.

insan hakları ve islamofobi ile hiçbir alakası yok.
siz şimdi afganistana gidip mini etekli dolaşabilir misiniz?
ya afganistan’ı boşverin.
bir kadın gidip erzurum’da mini etekle dolaşabilir mi?

her yerin kuralları var.
adam sana buraya gel diye yalvarmıyor.
benim kurallarım bunlar, benim yaşam sitilim bu.
ben böyle bir ülkeyim diyor.
eğer istiyorsan, kabul ediyorsan gel diyor.
ama adam buraya geliyor ve ısrarla bu benim kültürüm, bu benim inancım diyerek burayı kendine benzetmeye çalışıyor.
buraya benzememek için de elinden geleni yapıyor ve direniyor.
bunu yaparken de kendisiyle gurur duyuyor.
burada da görüyorum bu insanları.
biz müslümanız deyip sürekli almanya’ya küfür edip ondan sonra devletin verdiği parayla geçiniyorlar!
bunun adı ikiyüzlülüktür.

peçe giymek, burka giymek, etek giymek, şort giymek vs. bunlar temel hak ve özgürlüklerdir. temel hak ve özgürlükler ise referandumlara konu teşkil edemez. ayrıca bu herhangi bir referandum olsa bile 51-49 luk bir referandumun pratiği ne kadar sağlıklı sonuçlar doğurur? halkta her 2 kişiden 1 tanesinin hayır dediği bir uygulamanın yapılması demokrasinin özüne ne kadar sadıktır? çoğunlukçu demokrasi - çoğulcu demokrasi ayrımını yapabilmek önemli.

ben kendi ülkemdeki yasakları anlamaya çalışırken bir de elin isviçrelisinin yasaklarıyla uğraşamam. anlatan olursa zevkle dinleriz tabi. ne demişler bedava bilgi baldan tatlıdır.
t: isviçre de olsanız yasaklar-özgürlükler muhabbetinin peşinizi bırakmayacağını gösteren durum.