ukrayna’da doğmuş olan polonya asıllı ingiliz yazardır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
gerçek adı jozef teodor konrad korzeniowski’dir. karanlığın yüreği gibi dev bir eser yazmıştır. okuduğumda büyük ve derin düşüncelere düşmüş ve kitabın karanlığında boğulmamak için akla karayı seçmiştim. bu muhteşem kitap daha sonra apocalypse now ismiyle francis ford coppola tarafında sinemaya aktarılmış ve izlediğim zaman kitabın yaptığına benzer bir etki bırakmıştır üzerimde.

nostromo, narcissus’un zencisi, lord jim, gizli ajan gibi muhteşem kitaplar yazmış olan joseph conrad ile ilginç olan nokta ise şudur; joseph conrad ingilizceyi on yedi yaşından sonra öğrenmeye başlamıştır. bu gecikmeye rağmen ingiliz dilinin en büyük yazarları arasında sayılır.

yaklaşık yirmi yıl denizcilikle uğraşmış olan joseph conrad ömrünü yazmaya adamasına rağmen denizcilik sevdasından asla vazgeçmemiştir. ingiliz sömürge tarihini edebi anlamda didik didik etmekten de geri durmamıştır.

kendine has roman tekniğiyle kendinden sonra gelen birçok yazarı derinden etkilemiş olan joseph conrad konuşurken katı bir polonya aksanı ile kullandığı ingilizceyi yazarken sular seller gibi kullanarak ingiliz dilinin en büyük romanlarından bazılarını yazmıştır.

yazar altmış yedi yaşında bu dünyadan ayrılmaya karar verdiğinde dünyanın en büyük yazarlarından biriydi.
devamını gör...
gördüğüm şeylere karşı, elimden bir şey gelmediği için kendimden nefret ettim.
duyulmayan sesimden,
delirmeyen aklımdan nefret ettim sözünün sahibidir.
devamını gör...
polonya asıllı ingiliz yazar olup; 1857/ 1924 yılları arasında yaşamıştır.

kitapları

karanlığın yüreği
karain


gördüğüm şeylere karşı, elimden bir şey gelmediği için kendimden nefret ettim, duyulmayan sesimden, delirmeyen aklımdan nefret ettim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
polonya asıllı, dili ve tasvirleri enfes ingiliz yazar.

şimdiye dek hiç okumamıştım zaatı şahanelerini. bunun büyük kayıp olduğunu düşünüyorum, bir yandan da içeriği anlamayacağım zamanlarda okuyarak kitabı heba etmediğim için de seviniyorum.

beyfendi çarlık despotluğuna karşı muhalif tavır alan bir babanın oğlu olarak doğmuş. hayatının bir dönemi kara, bir bölümü de denizlerde sürgünle geçmiş. kendisi için: shakespeare'dem sonra ingiliz edebiyatındaki en mahir dil ustası olduğu söyleniyor.
sürgün hayatı esnasında ingiltere vatandaşı olsa, bu ülkenin diliyle edebi mucizeler yaratsa da anavatanı polonya için her daim atmaya devam etmiş yüreği. rus despotizmine karşı, ingiltere ve fransa'nın polonya'ya yardım etmesi için çaba harcamış. bu bağlamda takdir edilmesi gereken biri olduğu su götürmez. eserleri ve hayatından çıkartılacak dersler olduğunu düşünüyorum. döneminin hegamon gücünün güvenliğinde, saygın bir hayat yaşarken kökünü unutmadan sahip çıkabilmek önemli bir meziyettir.

türkiye'de popülerliği olması gerektiği kadar değil bence, aksi geçerliyse de benim cehaletime verilsin. neyse ki rastlaştık kitabıyla ve okumaya başladım. insan doğasının gerçekçiliğini yansıtmak ve idealizm arası bir anlatımı var. ikisini de yerli yerinde kullanmış, çok iyi de yapmış.
bahsettiğim sürgün nedeniyle hayatı sıkıntılarla geçse de rus halkına karşı nefret duymamış. okuduğum tek kitabında bu konuyu gayet anlayışlı ele aldığını gördüm, hakkaniyetli de bir adam vesselam.

dünyanın savaşlarla, çekişmelerle çalkalandığı ve birinci dünya savaşı gibi tarihi sarsan bir dönemde yaşaması, bolşevik devrimini görmesi de göz önünde bulundurulursa şahitlikleri, eserlerine aktardıkları çok kıymetli. doğu-batı arasında kalmışlığı, tam anlamıyla ait olamamayı çok hoş aktarmış. ingiltere vatandaşı bir polonyalı olduğu gerçeği de buna eklenince bakış açısındaki çeşitlilik ve eserlerindeki zengin yansımalarının okura yapacağı katkıyı hayal edin. ben okurken aşinalık hissettim. iki tarafın da çekiştirmesi, iki tarafın da tam manasıyla kabul etmemesinin meydana getirdiği garip durumu, öznelliğini de karakterler ve iç çatışmalar üzerinden anlatmayı tercih etmiş. bir ulusun düşüncelerini bu çatışmalarda görebiliyorsunuz.

hayata bakışını, denizleri ve anılarını anlattığı bir kitabı da mevcut. denizci bir yazarın kaleminden gemicilik ve deniz terimleriyle tasvir edilmiş aforizmalar okumanın hissinin de farklı ama hoş olduğunu belirtmeliyim. tatlı bir tatil beldesinde yazlıkçıların gitmesiyle etrafın sessizliğinde, hayat tecrübesi dolu dolu bir ihtiyarı dinlemek gibi. arada çay veya kahveden bir yudum alıyorsun, arka fonda deniz sesi kendiliğinden oluşuyor zaten. keyif alabileceğini düşünenler için mutlak okunmalı. son olarak, bize aydın profili nasıl olmalı üzerine de fikir verdiği kanaatindeyim. modernite ve medeniyet algısında öz benliğini kaybetmemiş hakiki bir şahsiyet abimiz. denizci olmasından mı kaynaklıdır, pusula kullanmasını mı, yıldızlara bakarak yön bulmasını mı bildiği için böyledir, tartışmaya açık. bana sorulacak olursa gerçek anlamı değil, benzetme olarak almanın daha doğru olduğunu düşünüyorum deniz, pusula ve yıldızları...

kitap(lar):
(bkz: batılı gözler altında)
(bkz: denizin aynası anılar ve izlenimler)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"joseph conrad" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim