101.
#1104201 kesinlikle tedaviye ihtiyacın var diyeceğim tanımın girildiği başlıktır.
devamını gör...
102.
güzel kadınlar kötü espriler ve kötü şarkılar gibiydi anlamsız bir bağımlılık yaratıyordu. galiba ortak noktaları haklarındaki fikirlerin bir çırpıda ortaya çıkmasıydı.
devamını gör...
103.
kadınlarla yeni şarkılar keşfeder yeni kitaplar okursun gitmediğin yerlere gider en güzel şehirleri görürsün için açılır ve konuşursun, kadınlar dinler sen susana kadar her şey bittiğinde aklında gülümsemeleri kalır hayatına oradan devam edersin.
devamını gör...
104.
unutma
eğer bir kadın sana derdini anlatacak kadar seni kendine yakın görüyorsa derdini dinlemekten sıkılmak yerine bu durumun kıymetini bil.cunku kadınlar görüşlerini güvenmekten korktukları insanlara karşı maske olarak kullanirlar. onların gözyaşlarını sadece değer verdikleri görebilir.
eğer bir kadın sana derdini anlatacak kadar seni kendine yakın görüyorsa derdini dinlemekten sıkılmak yerine bu durumun kıymetini bil.cunku kadınlar görüşlerini güvenmekten korktukları insanlara karşı maske olarak kullanirlar. onların gözyaşlarını sadece değer verdikleri görebilir.
devamını gör...
105.
kadın olmak da zor. ne diyorsun adam? dedi kadın.adam oralı bile olmadı, kahvesini yudumladı fazla şekerli gelmişti herhalde dudaklarını birbirinin üzerinden kaydırdı. kafasını kaldırdı kadının saçının neden omuzlarında takıldığına kafası takıldı. o uzun saçlar kıvrılmıştı omuzlarında. elini kadının omuzlarına götürdü saçlarını arkaya attı. kadın ofladı. adamın elinden tutarak biz seninle neden konuşamıyoruz diye çıkıştı. adam hafif gülümsedi dudaklarını yine birbirinin üstünden kaydırdı. başka gezegenden geldim ondandır dedi. ve devam etti. bizim gezegende bunlar konuşulmaz ki. gazete küpürlerine, dergi kapaklarına önem vermeyiz. bugün o kazlar meclisinde ne konuşulmuş umrumuzda olmaz ki. kadın adamın ağzını kapattı ve ‘’sizin gezegende güzel kadınları öpmezler mi? dedi. sesinde tahrik edici bir kıvrım vardı. öpmezler mi derken. kıvrımı oraya gizlemişti. adam aniden elini tutan eli ve kadının diğer elini kendi dudaklarına bastırdı. kadının elleriyle öpüşmeye başladı. kadın kıkırdamaya başladı gıdıklanıyorum yapma dedi. adam bir anda elleri aşağıya çekip çok hızlı bir refleksle kadının dudaklarına kendi dudaklarını yapıştırdı. bu sefer kendi dudaklarını kadının dudakları üzerinden kaydırıyordu. sonra kadın elini adamın boynuna attı ve fırsat bulduğu bir anda seni seviyorum diye fısıldadı. adam cevap olarak kadının alt dudağını ısırmıştı. kadın bir anda kanın sıcaklığını hisseti. adam kafasını geri çektiğinde dudaklarından aşağıya hafif bir kan sızıntısı vardı. masanın üstündeki peçeteyle adamın dudağını sildi. adam cebinden bir gazete küpürünü çıkarttı ucunu yırttı kadının kanayan dudağına koydu. konuşma dedi gazete kanı durdurur dedi. kadın dudağını öne doğru çıkarttı ve gazetinin ağzına girmesini engelledi. gazetenin tadının sevmiyordu. peçete yiyebilirdi ama gazete asla. adam kadın olmak da zor diye yineledi. bak dudağını ben ısırdım ve ben iyileştiriyorum. sen kendinin yaralarını saramazsın dedi. kadın iyice adama sokuldu adamın göğsüne kafasını iyice soktu. kale duvarlarının arkasına gizlenmiş asker kadar rahattı. adamın yüzüne bakmayarak yanımda ol yeter dedi. adam kahvesini aldı bitirdi ve masaya koydu. bu sefer dudaklarını diliyle kuruladı. kadını iki eliyle sarmaladı. kompartmanın penceresinden ormanı izlemeye koyuldu. kadın çoktan hafif bir uykuya dalmıştı bile. adam ayaklarını uzattı kadına rahat bir pozisyon oluşturdu ve kadın mırıldanmaya başladı rahatlıktan. adamsa bir elini kadının saçlarına daldırdı. diğer eliyle de kitabını çıkarttı. kaldığı sayfayı açtı. ‘’kadın olmak da zor yazıyordu.’’ devamında ise ‘’ama erkek olmak daha zor yazıyordu.’’ biran içinden bu kitabı bana kim verdi adı bile okunmuyor dedi. kitabın kapağına baktı silik yazılarla ‘’ormandaki kıvılcım’’ yazıyordu.
devamını gör...
106.
kadın olmak.. olmayanın anlayamadığı asla da anlayamayacağı bir olay. kendini tanıma sürecinden sonraki hayatında korkularla endişelerle bir yerlerde adı hastaghlere konulmasın geleceği elinden gitmesin diye ömrünün sonuna kadar önlem almak zorundadır. bir tarafı kadın bir tarafı annedir. çocuk doğurması gerekmez bir kadının anne olması için de. her kadın annedir.
toplum içindeki, sosyal yaşantıdan tutun da iş yaşantısına kadar kadının elinin değdiği her yer güzelleşir. özgürlüklerin eşitçe olduğu, kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olduğu zaman, medeniyet seviyesine ulaşacaktır her toplum. bizim ülkemiz değil miydi dünya üzerinde kadına seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilklerden; ya da bizim dinimiz değil miydi cennetin anaların ayaklarının altında yattığını söyleyen. hangi ara elimize anamızın, kardeşimizin, eşimizin kanı bulaştı, hangi ara ötekileştik akıl erdiremiyorum.
yıllarca duyduğumuz cümleler vardır. “kadının yeri kocasının yanıdır”, “kadın annedir”, “kadın iyi yemek yapmalı, temiz olmalıdır” , “kadın çalışmaz, evinde oturup çocuklarına bakmalı” gibi. tabi ki kadının görevleri var, aynı erkeklere yüklenenler gibi ama farkındaysanız kadına yüklenen her sıfat bağımlılık barındırıyor. kocana bağımlılık, çocuğuna bağımlılık, evine bağımlılık. neden ayşe, fatma değiliz de ahmet’in kocası, mehmet’in annesiyiz?
geçenlerde bir programda mehmet aslantuğ’un kadınlar ile ilgili bir cümle kurdu, etkilemişti o cümle beni. “bir kadın evinde üretimden çekilip, bütün ikbal ve istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı.”
bir cümle bu kadar güzel ifade eder kadının toplumda olması gereken yerini. eminim bu duygu sadece bende canlanmamıştır. daha nasıl ifade edilebilirdi ve kadınların durması gereken yer, elinde var olan güç nasıl gösterilebilirdi bilmiyorum...
toplum içindeki, sosyal yaşantıdan tutun da iş yaşantısına kadar kadının elinin değdiği her yer güzelleşir. özgürlüklerin eşitçe olduğu, kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olduğu zaman, medeniyet seviyesine ulaşacaktır her toplum. bizim ülkemiz değil miydi dünya üzerinde kadına seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilklerden; ya da bizim dinimiz değil miydi cennetin anaların ayaklarının altında yattığını söyleyen. hangi ara elimize anamızın, kardeşimizin, eşimizin kanı bulaştı, hangi ara ötekileştik akıl erdiremiyorum.
yıllarca duyduğumuz cümleler vardır. “kadının yeri kocasının yanıdır”, “kadın annedir”, “kadın iyi yemek yapmalı, temiz olmalıdır” , “kadın çalışmaz, evinde oturup çocuklarına bakmalı” gibi. tabi ki kadının görevleri var, aynı erkeklere yüklenenler gibi ama farkındaysanız kadına yüklenen her sıfat bağımlılık barındırıyor. kocana bağımlılık, çocuğuna bağımlılık, evine bağımlılık. neden ayşe, fatma değiliz de ahmet’in kocası, mehmet’in annesiyiz?
geçenlerde bir programda mehmet aslantuğ’un kadınlar ile ilgili bir cümle kurdu, etkilemişti o cümle beni. “bir kadın evinde üretimden çekilip, bütün ikbal ve istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı.”
bir cümle bu kadar güzel ifade eder kadının toplumda olması gereken yerini. eminim bu duygu sadece bende canlanmamıştır. daha nasıl ifade edilebilirdi ve kadınların durması gereken yer, elinde var olan güç nasıl gösterilebilirdi bilmiyorum...
devamını gör...
107.
ortadoğu gibi ya da ataerkil toplumlarda zor olandır.
devamını gör...
108.
sahip olduğu bir adet fazladan delik ile türkiye’de allahtan sonra devletten önce gelen hede*
bir de derler türkiye’de kadın bıdı bıdı. lan allah diye tapıyorlar size ülkede, herhangi bir olayda kanıt istemeksizin sadece ifadenizle adama ceza aldırıyorsunuz, sizinle evlenmek için yüz binlerce tl düğün masrafı ödüyor insanlar, hiç hak etmediğiniz halde boşanma anında adamın herşeyini alıp üstüne nafaka alıyorsunuz, en ufak bir olayınızda medya arkanızda. kadın mı? hiiiiii. bir tane fazladan delik ile ülkenin hukuk sisteminden ekonomisine yön veriyorsunuz. gerçekçi olalım, türkiye gibi enayilerin yönettiği bir ülke bulamazsınız dünyada kadınlar, kıymetini bilin bu vajina cumhuriyetinin. iddia ediyorum dünya tarihinde hiçbir erkek, hatta hiçbir canlı, sizin türkiye denen vajina cumhuriyetinde olduğunuz kadar değerli olmadı*
bir de derler türkiye’de kadın bıdı bıdı. lan allah diye tapıyorlar size ülkede, herhangi bir olayda kanıt istemeksizin sadece ifadenizle adama ceza aldırıyorsunuz, sizinle evlenmek için yüz binlerce tl düğün masrafı ödüyor insanlar, hiç hak etmediğiniz halde boşanma anında adamın herşeyini alıp üstüne nafaka alıyorsunuz, en ufak bir olayınızda medya arkanızda. kadın mı? hiiiiii. bir tane fazladan delik ile ülkenin hukuk sisteminden ekonomisine yön veriyorsunuz. gerçekçi olalım, türkiye gibi enayilerin yönettiği bir ülke bulamazsınız dünyada kadınlar, kıymetini bilin bu vajina cumhuriyetinin. iddia ediyorum dünya tarihinde hiçbir erkek, hatta hiçbir canlı, sizin türkiye denen vajina cumhuriyetinde olduğunuz kadar değerli olmadı*
devamını gör...
109.
ayakları sevilesi homo sapiens türü.
devamını gör...
110.
bazıları fiziksel olarak aşırı estetik olan tür. allah işte, yaratıyor.
devamını gör...
111.
“kadın” derken bile naiflik akıyor her yerinden
ülkemde olmasa da dünyaya kadın olarak gelmek mükemmel bir şey.
ülkemde olmasa da dünyaya kadın olarak gelmek mükemmel bir şey.
devamını gör...
112.
dağa göl suya çöl tene tül
sebebi boşver örtül üstüme örtül
.
sebebi boşver örtül üstüme örtül
.
devamını gör...
113.
bu ne biçim başlık ya, şikayet ettiğimden değil de devamını getirseydiniz boş bir başlık olmuş çünkü kadın diye başlık atıp bırakmışsınız yani.
devamını gör...
114.
kimi zaman hemcinslerin, çoğu zaman erkeklerin; nerede nasıl oturacağı, hangi desibelde gülecekleri, eteklerinin dizden kaç karış aşağıda olması gerektiği hakkında konuşulan cinsiyet.
devamını gör...
115.
müthiş bir adamlar şarkısıdır.
devamını gör...
116.
çok konuşur ne istediğini bilmez.
devamını gör...
117.
bir tanıma sığmayacak kadar havalı ve geniş bir kavram.
devamını gör...
118.
nice güçlü kadınlar tanıdım. başkalarının darmadağın olduğu fırtınalarda yılmayan, yıkılmayan kadınlar.
evet, kalın duvarları vardı ama yumuşacıktı yürekleri. evet, yorgunlardı fazlasıyla ama yine de aşk saçardı gözleri.
kendini ezdirmeyen, sevdiklerinin üzerine titreyen, güvensizlik yaşasalar da insanlıklarından asla vazgeçmeyenlerdi onlar.
hak yemeyen ve hakkını yedirmeyen kadınlar. kaldıkları yerleri cennete çeviren ama kıymetleri bilinmeyen, sevdikleri kadar sevilmeyen ve kapattıkları kapıya asla geri dönmeyen kadınlar.
neyi eksik yaşadıysanız, eminim ki fazlasıyla hakkınız. dilerim tez zamanda kabul olur dualarınız...
evet, kalın duvarları vardı ama yumuşacıktı yürekleri. evet, yorgunlardı fazlasıyla ama yine de aşk saçardı gözleri.
kendini ezdirmeyen, sevdiklerinin üzerine titreyen, güvensizlik yaşasalar da insanlıklarından asla vazgeçmeyenlerdi onlar.
hak yemeyen ve hakkını yedirmeyen kadınlar. kaldıkları yerleri cennete çeviren ama kıymetleri bilinmeyen, sevdikleri kadar sevilmeyen ve kapattıkları kapıya asla geri dönmeyen kadınlar.
neyi eksik yaşadıysanız, eminim ki fazlasıyla hakkınız. dilerim tez zamanda kabul olur dualarınız...
devamını gör...
119.
dünyanın diğer yarısı.
devamını gör...
120.
ahu göz, içi hoş eden ses, ve bir çift memeden fazlasıdır.
devamını gör...