181.
keyif p**nkleri, konfor alanı bağımlılarının yapsa bile tat alamayacağı aktivite.
ben de eskiden severdim, artık yaşlıyım bunun için.
devamını gör...
182.
çok heveslenip sonrasında eziyetten başka bir şey olmadığını gördüğünüz hobi
devamını gör...
183.
biraz alkolle daha keyifli olan aktivite.
devamını gör...
184.
zeytinli sahillerinde ve kazdağları'nda oldukça rağbet gören aktivitedir.
devamını gör...
185.
profesyonel olarak hobim olur kendisi, en önemlisi içgüdülerinizi dinleyin, dedelerimiz taşla akrep öldürüp yiyen primatlardı. doğaya dönünce hemen o tür ortama ayakuydurabiliyoruz. ağaç kesip barınak yapın cart curt diyen elemanlara kulak asmayın. minecraft oynamıyorsunuz, ağaca çıkılır. hava ciddi derece soğuk ise barınak yapılmalıdır. fakat enerji çok harcanmaz, etrafta çalılar toplanır. ağaç kesilmez. vücut ısısını 36 da sabitlemek için çıplak girilir barınağın içine ve orada ısınılır. avcılık kısmı ise oranın alfaları belanızı dürtebilir, her canlı üstün avantajını kullanır. insanların zekasını kullanması gerekir,yani tuzaklar kurulması gerekir. ek olarak prezervatif kamp veya deprem çantasında bulundurulabilir. çünkü 1 litreye kadar su taşıyabilme kapasitesi vardır.
devamını gör...
186.
yıllarca muğla'da okuyup hiç yapmadığım eylem. gezdim fakat kamp yapmadım.
devamını gör...
187.
"deniz kenarında bir çadır kurucaksın - tek başına - gece olunca bir ateş yakacaksın, yanında yanan odunların çıtırtısına denizin dalgaları eşlik edecek, kurulacaksın sandalyene gecenin karanlığında tüm güzelliğiyle parlayan yıldızları izleyeceksin belki bir süre sonra yazmak isteyeceksin defterini açıp belki güzel bir şiir yazacaksın ve sonra gözlerini kapatıp kendini dinleyeceksin , bir şarkı mırıldanacaksın ve için huzurla dolu halde uykuya dalacaksın "

şeklinde tanımladığım ve yalnız başına sahilde kamp yapmak ne kadar güvenli olur kısmını es geçtiğim hayalim.
devamını gör...
188.
güya bu yaz kesinlikle yapacaktım. çadır öylece duruyor. bir ihtimal belki ekim sonuna kadar umut var.
devamını gör...
189.
dağcı bir ekiple birlikte kışın ortasında yaptığım ve pişman olduğum aktivite. şehir merkezine henüz kar düşmediği bir dönemde çıktığımız dağda diz kapağına kadar kar vardı. gece tuluma girip uyumaya çalışıncaya kadar her şey güzeldi fakat tüm gece boyunca titremekten uyuyamamıştım. tüm eziyetine rağmen insanın hoşuna gidiyo aksiyon bitince. dağı taşı, doğayı seviyorsanız denemeniz tavsiye edilir.
devamını gör...
190.
kamp yapmak kafa dinlemek için en ideal aktivitedir. en azından benim için öyle. bir kaç kafa dengi arkadaşla yapıldığı zaman yemede yanında yat.

kışın daha bir güzel oluyor. yazın yakılan ateşten ya da uyduğum uykudan bir şey anlamıyorum. sineği ayrı dert, sıcaklığı ayrı dert. güneş ışınlarından koruyan ısı yalıtımlı çadırlar mevcut ama yinede benim istediğim gibi olmuyor. sevdiceğin varsa ona bile sarılıp uyuyamıyorsun.

kış geliyor. benim için kamp mevsimi başlıyor. bu sefer envanterime kamp sobası alıp daha soğuk yerleri tercih etmeyi düşünüyorum. bakalım kar eşelemek benim için nasıl bir tecrübe olacak.
devamını gör...
191.
oldum olası özendiğim ama bir türlü yapamadığım aktivite. sevgiliyle kaliteli zaman geçirilebilecek güzel bir etkinlik olmasının yanında arkadaş grubuyla eğlencenin dibine vurulabileceğini düşünmekteyim.
devamını gör...
192.
yıllardır yapacağız derken kamp malzemeleri daha da zamlandı. bir de kamp dediğin şey çok insanlarla iç içe olmamalı diye düşünüyorum.
tuvalet sorunu var tabi. alışkın olmadığım yere giremiyorum genelde ve pis olduğunu düşündüğüm için zor. bir de bu kamp işi gece olmalı. ve etrafta su olmalı. bir kaç gece kalmalı.
çok kalabalık çok az kişiyle de olmamalı.
mevsim de önemli tabi kışın olmaz bence.
devamını gör...
193.
(bkz: ah keşke)
devamını gör...
194.
şu an tam zamanı olan aktivite. ama iklimini sevdiğim ülkesinde her an değişiyor hava durumu..
devamını gör...
195.
eğer ben oteldeki gibi kitleler halinde kahvaltıya inip kavimler göçü gibi açık büfe akşam yemeklerinde tatilimi eritemem diyorsan işte kamp özgürlüğe açılan kapıyı sana aralar.

kamp bir kültürdür. kamp atılan yerlerde bir seviye vardır. ( heryer değil tabi). genellikle alevli şortla denize takla atarak giren, araç lastiğine uzanıp serin sulara açılan tip orada yoktur.

huzur vardır. sahilde açılan akşam rakısı sıcak komşu muhabbeti vardır.

otele vereceğiniz parayı bir güzel o beldenin güzel yemeklerine ve mekanlarına harcarsınız ama yine para kalır üste.
akşam yemeklerini filan orada hep hazırlayıp yeriz derseniz zahmetlidir. bulaşık filan kuyrukları oluşur hiç girmedim o işlere önermem.

kalabalık gidilmesi daha keyiflidir. hem artık yaş grubuna göre kategori bile buluyorsunuz.

acıkınca yemek yemeyi isteyince uyanmayı ve yatmayı keyfine göre içmeyi sevenlere uygundur.

not: bayramda kamp yapmayın o kaosta ne yediğinizi ne yüzdüğünüzü anlarsınız. ( kamp yeri önerisi isteyen olursa yazabilirim)
devamını gör...
196.
yok mu şöyle kızlı erkekli bi kamp yapmamız sonra fırtına çıkması ardından lanetli bi kulübe bulup, içine girip ölmemiz.
devamını gör...
197.
ören yerlerindeki tuvaletlere yakınlar da kamp yapın.

sonra çakıldaklarınızla baş başa kalabilirsiniz.
devamını gör...
198.
benlik olmayan aktivite. ıvır zıvırı dolu, cinnet geçirme ihtimalim çok yüksek. allahım çişimi nereye yapıcam.
devamını gör...
199.
ayıptır söylemesi ben çok tuvalete giderim kamp yaptığım arkadaşlarım genelde bundan rahatsız olmaz ama dağ başında rahat rahat hacet gidermemi kıskanıyor olabilirler sjsjs

manitalarda da benzer durum vardı.
devamını gör...
200.
toplanın başımdan geçen ilk kamp maceramı anlatıyorum.

bayramın ilk iki günü dükkanın kapalı olacağına karar verdikten sonra aklıma kamp yapma fikri geldi. yaz aylarıydı zaten ve çok bunalmıştım her gün bir dünya insanla uğraşmaktan. bar ekibime dedim ki; hadi kamp yapmaya gidelim! şehirden uzaklaşalım, ne dersiniz? herkesin kafasına yattı tabii, olur dediler.

birkaç gün rota araştırması, ulaşım ve alet edevat temini ile geçti. günün sonunda biz moov'dan iki günlüğüne kiralanmış bir adet clio, arkadaştan ödünç alınan çadır ve birkaç teknolojik alet ile yola koyulduk. ilk durak sapanca'ydı. kocaman göl, sağında solunda illa kamp yapabileceğimiz yerleri vardır dedik. oradan bolu'ya kadar gidip tek seferde geri dönecektik normalde. fakat, sabah 10.00'da toplanmış olmamıza rağmen, akşam 00.00 sularında hala çadır kuracak yer bulamamıştık. sapanca çevresinde kamp yapılacak neredeyse tek yerin; bildiğiniz yenikapı meydanından farkı olmadığını, suriyelilerle dolu olduğunu belirtmek isterim. enteresan bir yerde çadırı kurduk, sadece kurmak için. zaten günün sonunda arabada uyuduk.

ertesi sabah daha fazla ileri gitmektense, çekilen bu rezilliği biraz olsun unutup, bildiğimiz bir yere gidelim diyerek şile'ye doğru sürmeye başladık. sahilköy civarlarında terk edilmiş bir 112 binası var. bilenler bilir orayı, onun arasından ne var burada merakıyla girip bir kamp alanı bulduk. biraz izole olmak için ise daha ilerilere gittik. müthiş bir yer bulduğumuzun farkındaydık ama başımıza geleceklerden haberimiz yoktu. çadır kurmak ve alışveriş yapmak olarak gruplara ayrıldık. hava iyice karardığında her şey bitmiş, karnımızı doyurmuştuk. gece müthiş bir atmosferin altında müziğimiz, biramız ve gökyüzüyle birlikte sohbet etmeye başladık. gece ilerledikçe alkolümüz bitti. ben ve bir arkadaşımız dedik ki alıp gelelim. bindik arabaya, çakıllar üzerinde giderken bir anda kuma girdiğimizi fark ettik. sonuç; kuma saplanmış bir araç... çevreden yardımcı olmaya gelenler oldu elbet, bense o sırada arabanın kuma saplanın kısmını açıp, en azından tekerlerin dönmesini sağlayabilmek için resmen elimle kazı yaptım... bir insanın eliyle ne kadar büyük bir çukur açabileceğini o zaman keşfetmiştim. belediyeyi aramalar, moov'u aramalar, nöbetçi çekici bulmaya çalışmalar derken pes ettik. durumu diğer arkadaşlara bildirip arabada uyuduk iki kişi, gece yine yarım kalmıştı. sabah oldu, yürüyerek köy meydanına çıktık. kahvehanede durumu anlatınca bir dayı ben traktör ile çekerim, fakat ücreti bu olur dedi. el mahkum, tamam dedik. atladık arkasına traktörün gitmeye başladık. bakın afrikada safari yapsam, engebeli en zor doğada off-road yapsam bu kadar korkmaz, canım acımazdı. dayı düz yoldan giderken yolu kısaltmak için engebeli araziye girdiği andan itibaren bedenim ve traktör kasası toplamda iki kez falan buluşmuştur, çünkü hep havadaydım.

en sonunda arabayı da çıkartmayı başardıktan sonra, kamp alanındaki arkadaşları uyandırıp hadi gidelim diyecektik ki; ne görelim?! çadırımıza öküzler saldırıyor, arkadaşlarımız elinde ne varsa kovmaya çalışıp, bir yandan da üzerlerine gelen öküzlerden kaçıyorlar. tam bir kaos hakim ortama. işin ehli birkaç abi geldi de yardıma bir şekilde bizi o cendereden kurtardı. herkes kan ter içinde ''s.kerim böyle kampı, s.kerim böyle işi, bu ne lan kaç gündür ne yaşıyoruz?!!!'' diye söyleniyor. nefes alıp sakinleşmemiz uzun sürdü sözlük. ama hep güldük, en sinirlendiğimiz anda bile durup gülmeyi, her şeyle dalga geçmeyi başardık. işte tam olarak bunu yapabildiğimizi görmek, çalışma takımı olmaktan çok arkadaş grubu olmamızı sağladı.

o günden sonra kendime kamp ekipmanları almaya başladım. havalar ısındığında kamp yapmaya hazırım!

çok uzun oldu farkındayım... bu noktaya kadar okuyan olduysa eğer, alnında öpüyorum. seviyorum sizi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kamp yapmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim