kapitalizm

50 kuruşa içtiğiniz suyu 1 tl'ye işeten sistem

kötü bir sistemdir ama komünizm kadar değil.

bizim gibi 3.dünya ülkelerinde doğayı ve insanı katleden düzen/düzensizlik.

kapitalizm her yerde aynı işlemez. bir alman ya da amerikalı için muazzam bir sistemdir. bizim gibi piramidin altında yer alan ülkeler içinse şeytan gibidir.

kapitalizm herkesin dilinde pelesenk olan ama kimsenini tanımını yapmadığı bir buzzworddür. millet sanıyor ki bazı şerefsizler oturmuş kapitalizm diye bir sistem tasarlamışlar. yok böyle bir şey arkadaşlar. kapitalizm denilen şey teknolojik gelişmenin doğal seyri içerisinde ortaya çıkmış bir ekonomik sistemdir. kapitalizm, kendi ihtiyacın için değil başkası için yani pazar için mal üretmek demektir. malların değiş tokuşu avcı-toplayıcı kabilelerden beri var olan bir şeydir, bu değiş tokuş teknolojinin gelimesi ölçüsende artar. günümüzdeki teknolojik seviyede ekonomi artık kimsenin bizzat kendi tüketimi için değil, başkası için pazara ürettiği bir yapıya gelmiştir.

kapitalizm bir ideoloji değildir.

insanlar sanıyor ki 3-5 adam kapitalizm diye bir şey icat etmiş oturup dünyayı yönetiyorlar. böyle bir şey yok.

kapitalizm, doğada da var olan 'güçlü güçsüzü yener' kuralının ticarete ve insan hayatına yansımasıdır.

komünizm ve sosyalizmden çok farklıdır çünkü bunlar insan uydurması birer ideoloji;kapitalizm ise gerçektir.

sosyalist rüyalarımız olsa da gerçeğin ta kendisidir. sen , ben, o yani hepimiz istesek de istemesek de o gerçeğin eklemlenmiş parcalarıyız.

her tarihsel sistemler gibi geçicidir, geçici olmak zorundadır. peki kapitalizm nedir? paradır. ben kısa geçtim, hatta ekonomidir. ekonomiler birgün ortadan kaldırılırsa kapitalizm yerini başka bir örgütlenmeye bırakır bence.

doğa kanunudur. insanlık, hatta canlılık var olduğundan beridir var olan bir şeydir. bazılarında sanki son birkaç yüzyıldır varmış gibi bir algı var.

kapitalizm, en çok tenkit edilen sistemlerden birisidir. buna rağmen ilginç bir şekilde varlığını sürdürmekte ve her geçen gün güçlenmektedir. bu neden olur? insanlar neden kapitalizmden vazgeçemiyor? bunları incelemeliyiz. öncelikle kapitalizm insanlığa birçok avantaj sunar. bunlardan birisi, daha kaliteli mal tüketme avantajıdır. bunun sebebini hemen açıklayalım. marksist ekonomik görüş, tam tersini anlatsa da kapitalizm büyük oranda tekelleşmenin önüne geçmektedir. kapitalizmin alternatifi olarak devletçi ve totaliter ekonomik yapılar vardır. birisi, sosyalizmdir. sosyalist ekonomik sistemde devlet, tüm araçlara sahip olur ve kamu yararını gözetir. e ne güzel, işte her şeyi devlet yapsın ve biz de bundan faydalanalım. neden üretim araçları özel şahısların malı olsun ki? bu çok olumlu ve iyi niyetli bir düşünce olmasına rağmen çok büyük bir sorunu açığa çıkarır. ona tekelleşme denir. tekelleşme, bir malın piyasasının yalnızca bir kurumun elinde olması durumudur. bu da demektir ki; üreten, satan ve doğal olarak fiyatı belirleyen de tek kurumdur. bu, doğal olarak verimsizliğe sebep olur. kapitalizmin bir diğer avantajı da belli oranda özgürlüğü sağlamış olması yani ilerlemeyi hızlandırmasıdır. kapitalist ülkeler, büyük oranda özgür ülkelerdir. çünkü; serbestlik, kapitalizm için önemli bir olgudur. serbest piyasa ekonomisi kapitalizmin bir parçasıdır. buna sadece ekonomik olarak bakmamak gerekir. serbest piyasa, fikir serbestisine de işaret eder. çünkü serbest piyasa, aynı zamanda bir fikir pazarıdır. kapitalizmde fikirler pazara çıkarlar. en çok beğenilen fikir, en çok ödüllendirilir. bu da insanların birbirleriyle yarış halinde olmasını sağlar ve sürekli olarak yeni fikirler üretilmesine olanak verir. marksist sistemde her şey devlet tekelinde olduğundan insanları bir ödül için motive eden bir oluşum sağlanamaz. bu da durgunluk ve verimsizliğe yol açar. şimdi kapitalizmin başka bir yönüne değinelim. kapitalizm, diğer sistemlere göre daha fazla zenginlik vaat eder. ancak bu, büyük oranda başka birisinin fakirliğine yol açar. çünkü, ekonomide kıtlık denilen bir olgu vardır ve dünya üzerinde herkese yetecek kadar kaynak yoktur. bunu duyunca aslında herkese yetecek kadar kaynak olduğunu düşünebilirsiniz fakat burada sadece ihtiyaçtan söz edilmez. istekler de bu konunun içerisindedir. herkesin istediği kadar kaynak yoktur. kapitalizm, ekonomisi gereği sömürmeye ve sömürülmeye açık bir sistemdir. doğal olarak da size zenginlik vaat ederken başka birisinin fakirliğine yol açmış olur.

kapitalizm, neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir sistemdir diyebiliriz. ama eğer kapitalizmi, modern kapitalizm olarak alırsak -ki öyle almalıyız- 16. yüzyıl ila 19. yüzyıl arasında kurumsallaşmış ve oturmuş bir sistem olduğunu görürüz. mamafih modern kapitalizmin ayırt edici açıklamasının yapılmasının zor olduğunu kesinlikle görebiliriz. çünkü, eğer kapitalizm sizin için serbest piyasayı ifade ediyorsa serbest piyasa tarihte hep var olmuştur. bu da bunun kapitalizmle doğmadığını göstermektedir. para da kapitalizm ile ortaya çıkmamıştır. kapitalizmi kâr olarak niteleyenler de yanılmaktadır çünkü kâr anlayışı tarihte hep var olmuştur. ancak kapitalizmin burada ek bir etkisi olmuştur. modern kapitalizmden önce kârın kullanılacağı yer öncelikle ihtiyaçların karşılanması iken bu süreçten sonra kâr, yeniden yatırım için kullanılmaya başlanmıştır. aslına bakacak olursak bu tüketim ve üretim ekonomisi için çok büyük bir değişimdir. kapitalizm, özgür emeğin çıkış noktası değildir. bu tarihte olan bir olgudur. ancak kapitalizm bunun kitleselleşmesini sağlamıştır. kapitalizmin tanımı için kullanılan bir diğer olgu da fazladan tüketimdir. bunu söyleyenler, kapitalizmin ihtiyaç fazlasından tüketimi yarattığını söyler. ancak fazladan tüketim, kapitalizm ile var olmamıştır. lokal boyutta diyebileceğimiz lüks tüketim tarih boyunca hep var olmuştur. bu da bu tezi çürütmektedir. ancak şunu eklemeliyiz ki, bu tüketim miktarı elbette ki kapitalizmden sonrası ile mukayese kabul etmeyecek kadar küçüktür. kapitalizmin, emeğin sömürülmesine yol açtığını ve bu süreci yarattığını savunanlar da vardır. lakin bu tam mânâsıyla doğru değil diyebiliriz. emeğin sömürülmesi ve istismarı, kapitalizmden önce de vardır. ve bu insanlık kadar eskidir diyebiliriz. emeğin istismarı, daha bireysel ve sistemsiz olsa dahi var idi. bunun için eski mısır'da piramitlerin inşasına bakmak yeterlidir. bu mantıkla binlerce işçinin emeği bilinçli şekilde istismar edilmiştir. olsa olsa kapitalizm tüm bunları belli oranda arttırmış ve gözle görünür kılmıştır diyebiliriz. tüm bu saydığım ve çürüttüğüm münferit tanımlar kapitalizmi tam olarak tanımlayamamıştır. çok önemli olan bir şey vardır ki kapitalizmi çevresinden bir şey ayırt eder. bu, alfred marshall tarafından öne sürülen "homoeconomicus" kavramıdır. iktisadi insan mânâsına gelen bu sözcük, modern insanın finansallaştığını ifade eder. sürekli olarak kârını düşünen ve bireyselliğini öne çıkaran insan modelidir. bu aslında derin bir kavramdır. çünkü anlatmak istediği, modern kapitalizm ile birlikte artık ekonomik mevzularda kendini için en yararlı olacak ve mantıklı kararı verecek bireyci bir insan tipi oluştuğudur.

benim için kapitalizm tanım olarak. doğanın işleyişi ile paralel bir yapıdır. acıma yok, adalet yok, güçlü her zaman kazanır ve güçsüz kaybeder. güçsüz güçlünün umrunda dahi olmaz...
para ne demekti? güç demekti.

doğanın vücut bulmuş ekonomik halidir. insanların isteyerek kurduğu sanılır,mamafih öyle değildir.

senin 25 kuruşa ürettiğin ürünü sana 12,50 tl ye aldıran sisteme denir.

kahrolası bir sistem. kimini susuzluktan yakarken, kiminin elinde kokteyliyle havuzda serinlemesine imkân verir.

şuan ki zenginlik algımızı da şekillendirdiği için fakir gibi hissetmemize neden oluyor. yoksa bakıldığında kapitalizm sayesinde dünyadaki herkes zenginleşmiştir. amacı en güzeli en uygun ve en hızlı şekilde elde etmek olan bir sistem ile kimse yarışamaz zaten. kapitalizme kızan bazı ekonomi bilmez cahillere itibar etmeyin. kimse kafanıza silah dayamıyor kapitalizmin yarattığı ürünleri almak zorunda değilsiniz ayrıca aşırı fakirliğin azalmasına temel gıdalara ulaşımın artmasına sebep olan sistemdir. sizden 25 kuruşa aldığını size 10 liraya satıyorsa 25 kuruşa satmayın o zaman.
özet:
- kapitalist dünyada fakir biri ve hayat standardı > sosyalist dünyadaki zengini biri ve hayat standardı
- zenginlik algımızın zaten kapitalizm sayesinde şekillenmesi

gerçek özgürlük demek olur kendisi.yaşasın kapitalizm.

en büyük karşıtının (karlmarx) mezarının, kapitalizmin başkentinde bulunmasıdır. hatta bu mezarlığa daha fazla turist çekmek için peyzaj düzenlemesi, hediyelik eşya dükkanı, bir sergi ve kafe açılması bir aralar haber olmuştur. dünya tuhaf, kapitalizm her yerde her şeyi paraya dönüştürmektir.

yaşadığım bir durumdan çok güzel bir örnek vererek açıklamak istiyorum bu kavramı. geçen gün iş yerinde birisi bana bir tane ceviz verdi, yiyeyim diye. o sırada işim vardı sonra yerim diye o cevizi bi kenara koydum. aradan biraz zaman geçti, müdür nasıl gördüyse orda cevizi gördü. dedi burda ceviz var, ben bunu yerim, kimin bu falan. dedim benim. yiyorum dedi helal et, istemeye istemeye dedim helal olsun. adam karşımda onu bi güzel yedi. içimden dedim bir tane cevizim vardı, onu da müdür yedi. işte kapitalizm de tam olarak bu benim için; hakkım olan cevizi umarsızca yiyen müdür.

budur.