karşı cinste hayran olunan özellik

burnu yere dusse almamasi. karimda fazlasiyla var. hayatinda kimseden bir sey istemis insan degildir.

her cins için geçerli olan bir tek şey var insan olsun. insan derken şu zamanın insanı değil aklı başında olan neslin insanı.

zeka, espri yeteneği falan filan tamam da enstrüman çalabiliyor olması ayrı bir hayranlık sebebidir benim için

hepiniz çok güzel insanlarsiniz bu yüzden zeka, merhamet falan demişsiniz. ben bir alçak, leblebi karakterli olduğum için karşı cinste fıkır fıkırlık, hafif meşreplilik, nüktedanlık, puştluk görünce hayran oluyorum. hayat işte.

biri de dememiş ki başına buyruk olması,
beklenti altında değil, istediği zaman sevmesi. bir elmanın yarısı olmak yerine bütün bir elmayı savunması.

varlığını bölme edebiyatı yapmaması.
ama varlığınıza karışmayı, dahil olmayı da inkar etmemesi.

işte kızım. ben sevdim mi böyle severim.
sizin o kokuşuk beklentileriniz ve bayat romantizminizden sıkıldım.

kanattan bindirince ceza sahasına bakmadan bademciğe orta kesmesi*

insan evladı bir bilinmez, hayran olduğun o özellik bir gün gelir geceleri zindan eder insana … o yüzden özelliğe değil tümüne hayran değilseniz zaten zindanlarda çürümek çok olası …

cıvıl cıvıl ve pozitif olması

ince düşünceli, sadık ve romantik olmak..

kadın ve erkek fark etmez, kibarlığa ve nezakete sahip bir partner herkes için harika bir ödüldür. tam olarak böyle bir partneri olan kadın olarak yazıyorum bu cümleleri. her hareketi, her ifade biçimi kalbimi kırmamak odaklıdır genelde. bir cümleyi yazmadan belki 50 kere düşünüyor, tartışma anlarımızda dahi bu nezaketi hep görüyorum ondan ki zaten tartışsak bile ahlaki sınırlar içerisinde kaldığımız için, çok çabuk topluyoruz. hayatımda ilk defa benden daha romantik bir partnerim var ve ne yapacağını ön göremiyorum. bu da ilişkimizi daha eğlenceli ve heyecanlı hale getiriyor. nahif bir ruhu olduğu için, davranışları standardın çok dışında seyir alıyor. her an her yerden çıkabiliyor, süprizler yapabiliyor, evime çiçekler gelebiliyor, bir gece yarısı en sevdiğim şarkıyı söylediği sesli mesajlar alabiliyorum ve daha niceleri..

mesleği sebebiyle uluslararası çalışıyor. bazen hollanda'da bazen danimarka'da bazen daha farklı bir ülkede ama zerre aldatıldığımı düşünmüyorum çünkü aldatmadığını biliyorum. müthiş bir konfor alanı bu.

dileyen herkesin hayatının tamamının böyle insanlarla geçmesi dileğiyle.

ben sanıyorum kusurları seviyorum. ruhsal yaraları seviyorum. karşımdakinin dört dörtlük görünmesi rahatsız ediyor beni. bir şeyleri gizliyormuş hissine kapılıyorum. şeffaf olanı, kendi ile barışık olanı, az biraz deli olanı seviyorum. fanus içinde yaşayanlar irite ediyor beni.

en çok da özgüvene hayran oluyorum. egoma yenilmeyen, sürekli yönlendiremediğim kadınları seviyorum.

iş, sosyal hayat, ev işleri ve spor bu dört unsuru hiçbirini aksatmadan disiplinli bir şekilde yürütebilen kadınlara hayranlık duymasam da takdir ederim.

karşı cinsten ziyade hiçbir şeye karşı hayranlık duyamıyorum. çünkü hepsinin büyük zayıflıkları var. eğer bir özellik söyleyecek olsam kesinlikle hepsinin bir gün ölecek kadar zavallı olmaları diyebilirim. her şeyin son bulması ve bunun farkında olmak; işte bunu çok seviyorum.

kibar bir adam olması. yakışıklılığı falan geçtim artık.

detaycılıkları, empati yetenekleri ve sabırlı olmaları.

hafif kır saç
sorun çözme kabiliyeti
saygı

dolgun dudak ve memeler,güzel eller ve toto.
(ne yani,yalan mı söyleyelim.)

hayranlık değil de daha mantıklı bulduğum bir şey var, sonuç odaklı olmaları. bu daha net ve istikrarlı olmaya sebep oluyordur diye düşünüyorum.

hafızaları. küçümsenmeyecek bir şey. bunun yanında sezgileri.

muhabbeti kıyak olması, iyi öpüşmesi, eğlenceli olması, sağduyu, vicdan.

diri ve hafif büyük kalçalar. bayılırım.