kısa saç batağı

7 yılın sonunda pandemi sayesinde çıkabildiğim batak. kısa saçın rahatlığına, kolaylığına alışmıştım, dışarı çıktığım dönemler azıcık uzasa bişe rahatsız ediyordu beni. evde kalırken rahatsız oldukça saçlarımı toplaya toplaya uzattım. ara ara saçlarımı kestirmek istesem bile uzun saçı o kadar özlemişim ki hemen kendimi durduruyorum.

batak değildir. saçlarını uzatan atayiz, metalci, anarşik, allahsız, kitapsız, deyyuz tiplerden değiliz şükür.
bana yakışıyor.
dipçe: erkeğim lan.

3-4 senedir bu bataklığın içindeyim. bir de kıvırcık olduğum için iyice kısa oluyor. uzatsam da hala kısa duruyor.

yıllardır bu bataklıktayım. aklı olan beni bu bataklıktan çıkarmaz. yaşasın kısa kıvırcık saç!

kısa saça bulaşan bir kadının kolay kolay uzun saç kullanabileceğini zannetmiyorum. 2 santim uzasa beni boğmaya başlıyor, kısa saçtan asla vazgeçemem sanırım.

özellikle emekli teyzelerin düştüğü bataktir. emekliye ayrılan gün grubu teyzelerinin saçlarına bakınız, %90 kısa saçtir, net. neden yahu neden ? yapmayın kendinize bunu bebekler, saçiniza ayıracak bol bol zaman yok mu sizce de ?

askerde bu batağa düşen çok sayıda insan gördüm.

yanlış hatırlamıyorsam 9. sınıfın ikinci yarısıydı yaza doğru param kalmamıştı çeneme kadar gelen saçlarımı biraz kestirecektim anneannem para vermişti dedi ki asker gibi kestir yakışacak ilk o zaman tanıştım kısa saçla artık kafama traş makinesi değmesi masaj hissi veriyor çok uzayan ve gür bi saça sahibim babam hep der dazlaklara dönüyorsun ararsın bu gür saçları diye ama fazla bakım derdi yok kurutma derdi yok kafa yapınız düzgünse felaket yakışıyor yaklaşık 6 senedir her ay banko taner tolga tarlacı gibi kazıtıp geziyorum sonra drillci tas kafa damgası yiyoruz

insanın kestirdikçe kestiresi gelen bataktır.

önce omuzlarımdaydı, sonra çenemde. en son "erkek" gibi oldu, böyle devam bakalım.

epeydir içinde olduğum bataklık.
kurtulması çok zor.*

dünyanın en rahat batağı anacım. uzun saç pişmanlık. denedim. pandemi döneminde uzattım. uzunken hep saçlarınızla meşgulsünüz. kısayken çokzel. bilhassa erkekler. uzatmayın ya. gerçekten.

kilo almakla aynı şeydir: görünüşü daha kötü, dönüşü çok zor.

''batak'' mı?
wooo.. çok rahattır kız. özellikle kışın çabuk kurur. kas tutulması, baş ağrısı yaşamazsınız.
uzun saçlar, kendi kendine 1 günde kurumuyor.
boya yapanlar içinde, kısa saç çok rahattır tavsiye ederim.

tam bir alışkanlıktır! ben bile "uzun saçtan vazgeçmem, vazgeçmem" diye diye on yıl saçımı asla kısaltmadım ama bir gün "denesem ne çıkar" dedim ve son 5 yıldır daha saçımı bir kere bile uzatamadım. en son bu yaz sonunda uzatmaya kararlıydım ve son 5 yılın en uzun saçına da geldim ama yok artık kendime de yakıştıramıyorum, anında soluğu kuaförde aldım, yine kısacık saçlar!

bence kısa saç daha rahat, ferah ve seksi.

kısa saç yüzü güzel olanlara yakışır. mesela ben yapsam cem garipoğlu olurum.

kısa saçlı beyaz tenli solcu bacağında dövmesi olan... neyse hayal kurmayalım

çocukluğumdan beri ensemi kapatan saçtan nefret ettim. o yüzden de azıcık uzasın kestiririm. yakışsın yakışmasın önemli olan benim seviyor olmam.

siz batak görmemişsiniz. kestirilen saç tekrar uzatılabilir, yeter ki uzasın. ya dökülen saç? tercihin olmadan kel gezmek.
biz çocukken 30 yaşında adamlar jilet gibiydi. şuan ki gençliği 30 olmadan jason statham’a çevirdiler. kaç kişi vaktini ve parasını saç ekim merkezlerine harcıyor. bir de garantisi yok, geneli de tutmuyor zaten. ilkokulda yaptırılan çim adam deneyine döndü ortalık.

hiç düşmediğim batak. belime kadar saçlarım vardı. askere giderken kestirdim. döndüm direkt uzatmaya başladım. şu an omuzlara geldi çok şükür. bu nedenle;

(bkz: there is no bahane here servant of kısa saç)

doğup büyüdüğüm mahalle de çocukluktan beri saçımı kestirdiğim bir yer var. abiye diyorum "3 numara kes, subay tıraşı kes" gerisi onda. bir mükemmel kesiyor dükkandan evrim geçirmiş gibi çıkıyorum. numarası bende olsaydı burada paylaşırdım. piyasa da fiyat nasılsa o kadar alıyor ne fazla ne eksik zaten elektrik, su, kira vs.de ortada. ama adres verebilirim bir gün yolunuz düşerse "aykut'un selâmı var" dersiniz. haklı olarak "hangi aykut?" derse çocukken o mahalle de oturduğumu ve arada saçımı kestirdiğimi söylersiniz. yine hatırlamazsa gözlüklü olduğumu ve yanağımda ben olduğunu söylersiniz. yine mi hatırlamadı? boş verin milleti derdi sıkıntısı var günde kaç milyon insan görüyorlar. ha milyon olmasa da en az 20, 30'u bulur çünkü mahalle arasında standart insanlar. ha yeni taşınanlar da gider al 20'de ben koydum üstüne. neyse adamların adresini yazayım amaç esnaf kazansın bir de soyadları benle aynı ama akraba değiliz. adres kısaca şu: küçükçekmece'nin sefaköy semtine gelin orada fevzi çakmak mahallesini sorun mahalleye gelince muhtarlığın orada yine mahallenin ismini taşıyan ilkokulu bulun işte onun istikametinde "çelik kuaför". adamlarla akraba değilim ha. birde onların haricinde milyonda bir iyi saç kesene denk geliyorum. istanbulda oturuyorsanız ve iyi saç kesimi istiyorsanız birde mahalle kültürünün şahını görmek istiyorsanız ilk başta burayı tavsiye ederim.

bir de ben yaklaşık 11, 12 senedir güpınarda oturuyorum. beylikdüzünde kaya ramada plazaydı herhalde yanlış hatırlamıyorsam tam beylikdüzünden çıkarken yol üstünde metrobüsun biraz gerisinde. ısmini unuttum şimdi içinde bir berber var oda mükemmel kesiyor. 30 yaşınsaysan en az 23 yaşında çıkarsın. ama büyükçekmece adliyesinin yanında ki berberi önermem adam neredeyse kel yapmaya niyetli. mesela benim oturduğum gürpınarda da rastgele bir berbere girsen pişman etmez. iyi muhabbetin belini kırarsın. zaten hepsi standart ücret alıyor. kazıklayana denk gelmedim çok şükür büyükçekmece'de ki hariç. hadi kalın sağlıcakla.