kısa saç batağı

kısa da takılıyorum uzunda bırakıyorum. uzatmak yada kestirmek ile ilgili sorunum yok. tamamen keyfim, ruh halim nasıl isterse.

kışın sıkıntı ama yazın çok ferah oluyor. kışın uzatıp yaza doğru kestiriyorum. müthiş birşey

yıllardır saçım 3-4 numara. uzayınca biraz yağlansa çok rahatsız oluyorum artık. çok yakışmasa da bu saça devam çünkü temiz hissettiriyor.
bunun için batak sözü uymuş.

bazısına yakışır, bazısı ise sivrisinek gibi olur.

saçıma, ta kafa derime kadar giren yapıştırıcı dökülmesi üzerine indiğim bataklık. sıfır numara yap dedim.
şimdi ne zaman berber koltuğuna otursam adam hiç sormadan haşırt diye girişiyor.
(not: tamam tamam kelleşmeyi de maskeliyor, kendi aranızda fısıldaşmayın kıkırdayarak. taam mı)

içinde olduğum durum. her defasında daha kısa olsun istiyorum. uzun saça geçemeyeceğim epey süre

her iki cinsiyet içinde bir rulet’tir.

her kadına ve erkeğe maalesef kısa saç yakışmaz. bunun arka planında temel bir kaç neden var ama en baskın olanı kesinlikle yüz simetrisi veya asimetrisi.
yüzünüzün şekli kısa saçın size yakışıp- yakışmaması konusunda ana etkendir.

mesela kadınlarda kısa saçın yakışabilmesi için, suratın ince ve uzun olması gerekir. yanakları olan- yüzü oval kadınlara pek kısa masculen saçlar gitmez. bunlardan biride benim. her ne kadar zayıf olsam da, elmacık kemiklerim belirgindir. dolayısıyla omuz üstüne çıkan saç, bende istediğim asi efekti oluşturmuyor. önce yüz şekliniz müsait mi buna bakmak gerekir.

bahsettiğim yüz şekli ise şu şekildedir:



mesela daha oval yüz şeklide şöyle:




ikinci olarak ise: kesinlikle bakım.. kısa saç için çok bakımlı olmak gerekir. uzun saç her türlü kamufle edilebilinir( at kuyruğu- topuz- örgü vb) ama kısa saçın açık bırakmaktan başka şansı olmadığı için, sürekli fönlü( her cinsiyet içinde) olması gerekir. kısa saçın düzenli olmaması çok bakımsız gösterir.

hadi bu seferde erkeklerden örnek verelim :



bu ve bunun gibi koşulları karşılayabiliyorsanız, say yes to hair cut!

kuralı falan yok bu işin, canınız istiyorsa deneyin. çocukluğumdan beri kısa saç kullandım, uzun saça tahammülüm hiç olmadı. canım istedi daracık alnıma rağmen kahkül de kullandım, yeri geldi hiç yakışmadığı halde minicik at kuyruğumla da gezdim. mavi, kızıl gibi bakımı zor ve iddialı renkleri de denedim. hatta saçımı kendim kesmeyi bile denedim -kabul etmeliyim ki bu biraz çirkin oldu-.*
çok mu güzel bir yüzüm var? hayır, sadece diğer insanlar umrumda olmadığı için sallamadım bile. siz benden daha cesaretli olun, istediğiniz gibi görünme cesaretini gösterin. insanlar tek tip değiller, her çeşit olacak ki yaşadığımızı hissedeceğiz.

bir devrin kapandığını kendine kanıtlama çabasıdır.saçın uzadıkça içinde olan biten her şeyin de nasıl da yok olduğuna şahit olursun.ruhunda olan bu değişimin sacinla beraberin büyümesine izin verirsin.kadınlarin özellikle,bu konuda ki hassasiyetini anlıyorum.

hem bakımının kolaylığı hem de yeniden uzatmaya çalışırken saçın aldığı şiirsel eciş bücüşlük yüzünden bir kez girildi mi çıkılması zor bir bataktır. saçlarımı yıllarca kısa modellerde kullandım, hemen her modeli de denedim hatta mart ayında saçlarımdaki bütün kırıklar gitsin diye çok kısacık kestirdim. şu anda omuzlarımdan aşağıya inmeye başladılar ama kaç kez saçlarımı düzelttirme bahanesiyle kestirmekten döndüğümü saymayı unuttum vallahi. batakta sürüklenen arkadaşlarıma başarılar diliyorum, bataktan çıkmaya çalışan arkadaşlarıma da çokça sabır ve bol şanslar!

düştüm, kurtulamıyorum, battıkça batıyorum. bir gün gelecek dönence, biliyorum.

1+1 evde gezecek kısa saçlı 1.60 bıcır bıcır manita olmak adına düşülecek durum.

saçlarımı kestirdiğimden beri biraz uzasa hemen kendimi kuaförde buluyorum. bu gerçekten bir kısır döngü.

17 aydır içinde bulunmadığım batak. bilmiyorum ya en azından bana hiç gitmiyor.

(bkz: kahkül batağı) ile kapışır.

30 sene içinde debelendiğim batak. önce sabrederek, sonra da içimdeki '' git al makinayı, vur 3 numaraya '' hissinden kurtularak bu bataktan çıktım.

kişisel tercih pek tabi.

lisedeyken, ünili marjiş kızlar ne fena yokluyordu içimi. o tarz, bu çok havalı diye hayran hayran bakardım. gençtim.. toydumm.. bazen bakışlarımı yakalayan olduğunda gülerdi bir çocuğa bakar gibi.. çocuklaşırdım.

liseli olduğumu fark etmeyip alındığım nadir barlarda bir masada oturup izlerdim. ruhum okşanıyordu sanki. çok cool kadınların saçı başı godzilla olmuş adamlarla ne işi var diye düşünüp, merak ederdim.

gerçi hala ilginç geliyor da neyse.

büyüyünce ideal kadın profilim olgunlaştı, fikren zihnimde fiyakalı bir yer edindi. tıpkı uzun bir okyanus seyahatinden dönen bir geminin rıhtıma yanaşması gibi. cruise gemiler gibi. çok havalı değil mi ya cruise gemiiii fdsfdsfsd neyse.

kısa saç falan faso fiso geliyor artık. askerde miyiz yaa diyerek konuyu bağlamalı. sevip, okşayamayacağım kadın saçını ne yapayım.

hem batak, hem pişmanlık.

7 yıldır ilk kez bu sene çıkmayı başardığım bataklık.
geçenlerde akşam karar verdim, sabah gidip yine omuz üstü kestirecektim ama fark ettim ki omzuma değmesi çok hoşuma gidiyor, vazgeçtim

askerken sarıyordu ama şimdi hayır mlsf