kitap kulübü hakkında her şey

yılbaşı çekilişi yaptık. yıl ortası çekilişi neden olmasın dediler hemen dahil oldum.
canım kulübüm çok iyi geldi bu çekiliş
sevgili orene bana bu güzel yeni maceraları yollarken içine kendi emeği içimi açan en sevdiğim şey olan deniz stickeları, harika bir kitap ayracı ve okuduğumda sevgi dolu hissettiren bir not göndermiş kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum

katıldığım ilk çekiliş olduğu için biraz heyecanlıyım, açın yolu atun amara geliyor!!
kulübe katılalı çok uzun süre olmamasına rağmen gördüğüm sıcaklıkla, her ne kadar bunlara uzak olsam da, katılmak istediğim bir çekiliş oldu ilk başlarda. sonrasında kimseyi tanımadığımı fark ettim ve arkadaşlarım, bu süreç çok can sıkıcıydı. ne yalan söyleyeyim son ana kadar çekilmek istediğim doğru.
ama sonuç çok güzeldi. ben sandığımın aksine korkaklık yapmadım ve bu güzel etkinlikten kendimi uzak tutmadım.
hatta kısacık bir paragrafla özetlediğim kendimi, beni hiç tanımadığını sandığım sonobezbükücü anlamıştı. uzun zaman sonra mutlu olduğumu hissetmek, birini mutlu edebilmek dahası ufacık bir gülüşe sebep vermek benim için pahabiçilemezdi. öyle ki ben mutlu olmayı ve mutlu etmeyi çok özlediğimi fark ettim.

kısacası aldığım hediyelere ba-yıl-dım! bayıldım! (caps açık yazıyorum bunları siz coşkumu hayal edin. sevgili ikocuğum, bir caps özelliği falan mı gelse acaba şu sözlüğe sence de güzel olmaz mı?) ama en çok el yapımı olan kolyeye bayıldım.



kitabın içinde yer alan ufak bir kuru çiçekse benim tüm dengemi altüst etti, çünkü doğum günüme bir ay kala istediğim şeylerden biri kitap diğeri ise çiçekti. kitap sürpriz olmadı ama çiçek beni şaşkına uğrattı. hepsi için çok teşekkür ederim sonobezbükücü... yine çok konuştum değil mi, tamam gidiyorum kızmayın.

kitap hediye etme çekilişinde neden ilkokul öğrencisi gibi kolye, incik boncuk, abur cubur ve süslü şeyler de hediye edildiğini anlamadığım, bu gibi süslü şeyleri okurluğun bir parçası olarak görmediğim için de böyle instagramlık işlerin peşinden koşmadığımı bana hatırlatan oluşum.

hayatında eline kitap almaya instagram hesabı açtıktan sonra başlayan kişilere bakıyorum, çok şukela fotoğraflar çekip paylaşıyor, bir de çok bilir gibi kitap tavsiye falan ediyorlar. kendime bakıyorum, deli gibi okuduğunu bilen diğer arkadaşlarıma da. hiçbirimizin güzel görsel verme derdi yok. kitap, bijuteri ürünü haline gelince ben biraz soğuyorum. bu yüzden bu kulüp ile de ilk gördüğümde ilgilenmiştim ama şu son paylaşımlarla iyice soğudum. hediye edilen kitaplar da bir ikisi hariç hiç ilgi çekici değil, bana hediye gelseler tadım kaçarmış.

düzenleme: bu tanımı da hayatta yazmazdım, erinirdim de gelip bir de çiçekli böcekli tanımlarla "nispet yapmaya geldik" falan diye paylaşmışlar, paylaşımlar da başkalarının gözüne sokmalık yani sırf, öyle paylaşıma böyle tepki.

ablaların kısır yapıp entel havalarda takıldığı yer.

edit:tanımları okudukça hak vereceksiniz.

neden kitap edebiyat?
kitapsız edebiyat olmaz mı?

hellllllöööö tüm yorumlara rağmen çekilişin beni ne kadar mutlu ettiğini anlatmaya geldim.
zaten bu yıl ortası çekilişini yapma fikri benden çıkmıştı, tam yılın ortasını tutturamadık ama canımız sağ olsun.
ben hediye almayı ve vermeyi çok seviyorum. hele bu hediye kitap olunca kendimden geçiyorum. her fırsatta neden böyle bir şey yapmayalım değil mi? çok şanslıyım ki koca bir grup insan destek verdi ve katıldı. hepinizi çok seviyorum.
bu yıl ortası çekilişimizde bana her tanımına, yorumuna çoook değer verdiğim jinju hediye almış. öyle ki en entelektüel yazarlar başlığında * jinju yazmışlığım var. onun aldığı kitapları seveceğime eminim. bakın ne kadar güzel bir şey değil mi? kitap zevkine çok güvendiğim biri bana kitap aldı bu çekiliş sayesinde. vallaha da çok teşekkür ederim kulübe. iyi ki varsınız.

discord kitap değerlendirmeleri gayet güzeldi, çok katılma şansım olmasa da benim için faydalıydı.

masadan eksiliyor birer birer dostlar.

ay kambersiz düğün mü olur ? hemen bende bir şeyler yazmak istiyorum.
öncelikle size söylemem gerek ki hayatında hiç yüz yüze görüşmemiş insanlara ( aslında belki de artık arkadaş ) hediye almak, onları mutlu etmeye çalışmak çok özel ve çok güzel bir şey. bilmeden veya tahmin etmeden yaptığın şeyler onların hayatında büyük bir yere sahip olabilir belki bu bir kolye belki @atun amara ‘ ya gönderdiğim kurutulmuş bir çiçek. ben o çiçeği kuruması için bir yere koyduğumda bunları hayal bile edemezdim. onun mutluluğu benim mutluluğum oldu…
sevgili yazar @boromir ‘e de ayrıca teşekkür ederim. yolladığı kitap lise zamanlarında almak istediğim fakat ertelediğim bir kitaptı. yıllar geçti ve o kitap yine beni buldu. aslında bilmeden anlamadan birbirimizin hayatlarına ne kadar çok dokunup ne kadar güzel çiçekler açtırıyoruz.
her şey için teşekkürler sevgili kulüp, sizleri seviyorum…

ismi kitap - edebiyat kulübü diye bu kadar romantizm kokan hareketlerle davranmaya zorunlu mu olunduğunu anlamadığım oluşum. (soru işareti)
hayır bir de belli bir kültür seviyesinde olması gereken insanların "cahil insanların b.k atmaya çalıştığı kulüp" diye tanım yapmaya çalıştığı ve bu tanımı okuyunca benim te buralardan tanımı yapan kişiden utandigim üyelere sahip garip bir şey. kulüp yaa kulüp evet.
adı üstünde kitap okuyorsunuz, 9 yaşında falan olunmadigina göre tüylü bebekler, tahtadan kolyelerle falan süslenmesinin baya hem de baya abes kaçtığı ve şova dönüşmüş bir atraksiyon gibi görünüyor olması bu sözde kitap hediyeleşmesinin, kitap kulübü mü? yoksa sosyal medya laykı mı? diye düşündürtüyor insanlara. ha yine hediyeleşin kime ne, ama kitap kulübü altında gerçek kitap okuru için yapıldığından dem vuruluyorsa abesle iştigal olmuş, kusura bakmayın. (bkz: dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı)
eleştiriye hem açık değilsiniz hem de sakil cümlelerle utanmadan tanım yapıyorsunuz.
yaptığınız davranışların herkes tarafından şartsız koşulsuz kabul göreceğini sanmak da bildiğin çocukluk hatta belki de ergenlik.

tanım : sözlükteki kulüplerin kanki yuvasına döndüğünün kanıtı oluşumlardan biri.

kulüpteki herkes hayatından memnun, neşeli neşeli hediyeleşirken garip bir şekilde kulüpte olmayanların hediyeler hakkında hudutsuzca yorum yaptığı kulüp.

kimseyi zorla kulübe üye etmedik, kimseden zorla hediye koparmadık. çekilişe katılsaydınız, sizin için de birileri "onu sever mi acaba yoksa bu mu olsa" diye düşünecek, elinden gelen en güzel hediyeyi seçmek için uğraşacaktı. hatta belki günlerce el emeğini sırf sizi mutlu etmek için dökecekti ortalığa. kulüp üyeleri olarak biz alınan kitaplara değil, bunun için sarf edilen düşünce çabasına kıymet veriyoruz.

siz çekilişe katılmadınız, dolayısıyla kimse sizin için böyle bir derde de düşmedi. gönderen bir memnun, alan beş memnun. size hediye edilen bir şey yok.

edebiyata bayılırım. savaş ve barış'ı otuz dakikada okudum. olay rusya'da geçiyor.

ülkede pozitiflik ihtiyacı varken millet burda birbirine hediye aldı diye neler diyorsunuz. bırakın karışmayın ya. bir şeyi de eleştirmeyin. bu insanlar kitabın yanına çiçek, çikolata koyup gönderdi diye okuduğu kitapları anlamıyor değil. kitap incelemesi yaparken aşko kuşko konuşmuyorlar. ya da hayal ettiğiniz gibi dedikodunun dibine vurmuyorlar. helal olsun size. sonuna kadar destekliyorum. benim de bir okuma grubum var. yaklaşık 8 yıldır beraberiz. yüz yüze buluştuk, defalarca birbirimize kitap gönderdik. aynen böyle kargolarımız da oldu. aşırı romantik. ama en güzel kitapları da okuyoruz. proust bana çocuk oyuncağı gibi geliyor mesela.

hödöhödöhödöhödöhödöhödö.

yazmayim yazmayim dedim ama terbiyesizleşmeye başliyorsunuz gerçekten ayıp. o incik boncuk dediğiniz şeyler birilerinin el emeğiyle yaptığı şeyler. abes kaçtı mı sence diye gelip onay mı alsınlar? bilirkişiliğe meraklıysanız mahkemede görev alın.
yok kitap seçimleri kötüymüş size alınsa begenmezmissiniz. e tabi beğenmezseniz çünkü herkes sevdiği türleri belirtiyor ve bu dikkate alınıyor. ben "süslü püslü ilkokul çocuğu gibi şeyler sevmiyorum" derseniz kimse size zorla onları almaz zaten. arka planında neler olduğunu bilmediğiniz şeyler hakkında atıp tutmak eleştiri olmuş. ki bir grup insanın birbirine hediye almasında eleştirilecek bir şey yok.
hediyeleşmeye olayı ilk değil. ha ben hiç birine katılamadım yoğun olduğum için ama herkesin kargo beklerken ne kadar meraklı ve mutlu olduğunu gördüm.
nispet yapmaya geldim sözünden köpürecek kadar ne yaşadınız. cidden size nispet mı yapıldığını sandınız. birşeylerin gayriciddi yazıldığını anlayamiyorsaniz o okuduğunuz kitaplara yazık olmuş. anlamazsınız diye belirteyim benim tanımımda herşey ciddiyetle yazılmıştır.

ya hep benim başımın altından çıktı bu patırtı çok özür diliyorum. birkaç şey belirtmek istiyorum.

öncelikle la woman beni yanlış anlamış. cahil insanlar olduğunu düşünmüyorum eleştiren kimsenin. espri olsuğu anlaşılır diye düşündüğümden "cahal insanlar" şeklinde yazmıştım zaten. ben böyle bir teknoloji çağında cehaletten kurtulmanın tek yolunun okumak olmadığının da çok farkındayım benimle diyaloğu olan insanlar bu "kitap okuru olma" meselesinin hiç üstünde durmadığımı bilir. insanların ilgi alanları farklıdır, zihinsel beslenme süreci farklıdır. kimisi deliler gibi tarih okur kimisi deliler gibi tarihi belgesel izler farzımisal. gerçekten bunları eleştiren biri değilim herkes okumak zorunda da değil.

burada yazılanları görmeden önce taro'ya uzuuuun bir mesaj yazmıştım kendimi açıkladığım ve özür dilediğim. benimki nasıl ki fevri bir tutum olduysa belki onunki de yanlış anlamış olmaktan kaynaklanan öyle bir tutumdu bilemiyorum ki.

arkadaşlar hediyeleri paylaşma amacımız kimsenin gözüne sokmak değil, hediye alan kişiye teşekkür edip, nezaket göstermenin, tabiri caizse hediyeyi açıp teşekkür etmenin sanal yolu olduğunu düşünmemiz.

yoksa ne okumayanın cahil olduğuna gerçekte inanıyorum ne de kulüple alakalı eleştiride bulundu diye insanlara ciddi ciddi "cahil" yaftası yapıştıracak biriyim.

hadi öbüşüp barışalım arkadaşlar.

sinirli ve eleştirel bir toplum olduğumuz sanıyorum ki herkesin hemfikir olduğu bir realite. ki hem araştırmalar hem de günlük deneyimler bunu tasdikler nitelikte.

hal böyle olunca iyi amaçla gerçekleştirilen, hiç kimseye herhangi bir zararı bulunmayan, hatta zararı bulunmadığı gibi insanları okumaya ve edebiyata teşvik edecek bir etkinlik arka planındaki amaçlar bilinmediğinden yanlış anlaşılıp eleştirilebiliyor. tabii instagramdaki veya ilgili başka platformlardaki kitap okumasa da fotoğrafını genellikle kahve eşliğinde atan kişilerin de bu yanlış anlaşılmada ve özellikle ön yargıda payı vardır. edebiyatın prime alet edilmesinden bahsediyorum.

eleştirilere kulüp başkanlarından biri olarak saygım olduğu gibi ön yargıyla yapıldığını da söyleme hakkım olduğunu düşünüyorum. alınan hediyelerin veya kulüpte toplantısını yaptığımız kitapların herkese hitap etmesinin imkanı yok. hoş gerçi x kişisine alınan hediye neden y kişisine hitap etmeli onu anlamlandıramadım ancak kulüp toplantılarından bahsetmekte fayda var. kitaplar herkese aynı anda hitap edemez. bir başkası için dolu, verimli ve keyifli olan bir kitap bir başkası için boş ve verimsiz olabilir. yani aslında farklılıklara sahip olduğumuz bize hayattaki eğitimimizin en başlarında verildi ancak zaman zaman unutuluyor olabilir. konuya geri döneyim, seçilen kitaplar herkese hitap etmese de kitap edebiyat kulübü'nün kurulma amacı her zevkten ve kitap okuma seviyesinden insanların bir araya gelerek keyifli vakit geçirmesi.

hediyeleşme sayesinde çekilişe katılan arkadaşlarımız hayatın yorucu, stresli ve öfke verici yanlarından biraz da olsa sıyrılıp iyi vakit geçirebildilerse bu beni çok mutlu eder. arkadaşlarımı da mutlu etmiş olsa gerek ki bunu sözlükle paylaşmak istemişler. bu mutluluğa eleştiren arkadaşlarımın da dahil olabilmesini çok isterdim. kulübümüzün kapıları 500 karma puanına sahip herkese sonuna kadar açık. dostlarım tüik verilerine göre son 1 yılda 15 yaş üstü fertlerin %69'u hiç kitap okumamış. hepimiz aynı gemideyiz* gerilmeye, moral bozmaya gerek var mı? hoş gerçi keşke tüm gerilmelerimiz ''kitaplar'' yüzünden olsa. çok ütopik değil mii?
-sen dostoyevski'yi savundun
-hayır savunmadım çıkar göster!

buraya bir tanım yazmıştım ancak yanlış anlaşılacağını düşündüğüm için sildim.

bu kulübün üyelerinin bir eylemini eleştirdim, kulüp üyeleri benim şahsiyetime saldırdılar. burada not olarak bulunsun. geri kalan kısmı uzatmaya gerek yok. kendi fikrimi belirtmekte özgürüm. bana göre edebiyat ve okurluk burada gösterilen şey değil.

ayrıca; evet, herkes de istediği şekilde istediği konuda sözlük kuralları dahilinde fikrini belirtebilir, bundan da kime ne?

buradaki bu tartışmadan bağımsız olarak; içerikte çikolata görmediğim için ilgimi çekmeyen etkinlik. *

bunun haricinde; isteyen istediği kişiye, isteği bir şeyi yollayabilir, kime ne?

şiir de dinlemedik demeyiz sevgili kulüp üyeleri.

bu hafta, nadir yapılan sesli toplantı ile buluşmuş kulüptür. bilimkurgu klasiklerinden olan 'su adamı' kitabının tartışıldığı toplantı, kulüp tarihinin en sansasyonel toplantısı oldu sanırım. kitabı savunanlar ve savunmayanlar arasındaki tartışma o kadar alevlendi ki, bi ara herkes birbirine ağza alınmayacak emojiler gönderdi. neyse ki başkanımız olaya el attı da kitap oylaması yapıldı. sonrasında film bile konuşuldu hatta. üyelerden sayın (bkz: patren the hyperborean) bizlere bir şiir okudu, dizi tavsiyeleri verildi, edebiyat dedikoduları yapıldı ve sorunsuzca dağıldık. bir sonraki kulüp toplantısında görüşmek üzere ey üyeler!

sizleri de aramızda görmek isteriz sayın sözlük yazarları! irtibat için (bkz: armysuzy)

(bkz: bravo alkış)

millet okuyor. kendilerini geliştiriyor. biz de sözlükte karı kız peşinde koşak. olum bırakalım bu işleri. düzelelim artık. okuyalım.(bkz: swh)