komşu kızına yürüme yöntemleri

balkona asılı.. hani şu mahalleye gözükmesin diye ön taraftaki tellere çarşaf ve benzeri kıyafetlerin hemen arkasındaki o gizli hazine bölümüne bir göz atılır. saatlerce bakılmaz. das capital okuyan herkesin bileceği gibi, sosyal adaba göre bir kaç belirli belirsiz saniye..

görsel hafıza hemen devreye girer siyah dantel detayını çoktan işlemiştir bile.

günü gelir. bakkalda kasapta bir erkğin komşusunun kızıyla tanışabileceği neresi varsa orda o büyülü kelimeler dilinden dökülür.

‘pardon hanfendi, donunuz siyah mıydı’

işte bu kadar basit.

biz bunları 80'li yıllarda bırakmıştık diye hatırlıyorum...
pandemiden sonra yeniden mi moda olmaya başladı ne...

oyy ben kıyamam sana.. sen gidemedin mi cafelere, çay bahçelerine?
okulunu mu kapattılar senin?
canım benim..

daha da geriye gidelim;
(bkz: çeşme başındaki kıza nasıl yürünür sorunsalı)

sonumuz hayrola..

numarasını bulup sürekli bahane uydurarak bişeyler rica edebilirsiniz. hayal gücü ve zekanıza kalmış. ben komşu oğlu ile evlendim çünkü :d

şu şarkıyla.
sinan özen
camdan cama

bizim zamanımızda böyleydi, açardık sesi sonuna kadar, kulaklık icat olmamıştı, duymamasına imkan yoktu

ya üst katlardaysa yürümeyeceksin merdiven çıkacaksın ya da asansör, aşağı katlardaysa da ineceksin mecbur. yürümek istiyorsan da her an yürüyebilirsin çok takma.

benzemez camdan bakmaya hop oturup hop kalkmaya uf olursun sonra uf olursun oooof komşu kızıııı. bir (bkz: çelik) şarkısı işe yariyordu 96'da.

yaprak sarma yapıp o evde tek başınayken ona ikramda bulunarak.

sabah işe gidiş ve akşam mesai dönüşlerinin denk gelmesi lazım ya da en olmadı markette falan denk gelmek gerek.

bende yok yarasa gibi saatim belirsiz sjsjsj

alt kat komşumuzun fingirdek kızına yan apartmandan cello bello bir arkadaş yürümüştü. babası görmüş.
pek hayırlı bir şey değildir.
kediler bile evde süt dökmemeye gayret eder.

karşılaşınca bir iki laf atılmalı, hali hatrı sorulmalı. misal; ne yapıyorsun, nasıl gidiyor okul?

bu laf atma işi ilk karşılaşmada değil en az ikinci karşılaşmada yapılmalı ve hangi dairede oturduğu bilinse bile sorulmalıdır. gözüme yeni çarptın algısı alttan alta verilmelidir.

okuyorsa bölümü, çalışıyorsa işi, çalışmıyorsa da nedenleri biraz kurcalanmalı ama çokta rahatsız edecek gibi değil. hani karşılaştık öyle havadan sudan konuşuyoruz gibi takılınmalı.

dışarı çıkacağı zaman kollanmalı geldiği gittiği yerler az biraz tahmin edilip orada karşılaşmaya çalışılmalıdır. bu karşılaşmada en fazla selam verilmeli, diyalog kurmaya çalışılmamalıdır. kızı takip eden sosyopat imajı asla oluşturulmamalıdır.

bir iki karşılaşmadan sonra eve döneceği zaman "ben de eve gidiyorum, bırakayım seni" tarzında bi ufak yoklama çekilmeli, cevaba göre hareket edilmelidir. cevap olumsuzsa sohbet etmeye çalışmamalı, en fazla ufak bi selam verilip devam edilmelidir. kadınları az biraz tanıyorsam bu gerilime dayanamaz mutlaka aradakş soğukluğu ortadan kaldırmak için girişimde bulunurlar. o anı bekleyin derim ben.

cevap olumluysa ilginiz belli edilmeli, daha sık görüşmek istediğiniz yol esnasında söylenmelidir. kimse arkadaş gibi yaklaşan ama niyeti başka olan biriyle takılmak istemez. o yüzden arkadaşı olmadan önce onunla ilgilendiğinizi hissettirmeniz çokomelli.

varsa görüştüğü sevdiği biri uzatmamalı, arabesk müzik eşliğinde unutmaya çalışmalısınız. sakın ola ayrılmasını, ayrılınca bi şansınız olacağını falan düşünmeyin. o dakika kesin irtibatı. aklında kalırsanız o size ulaşır zaten, kalmazsanız yeni komşu kızlarına doğru yelken açın.

küçük kardeş, kuzen vs. varsa üzerine salın. çeşitli sevimliliklerle konunun size gelmesini umun.

annem kek yapacaktı da vanilin kalmamış. sizin kadar olmasa da bir paket şekerli vanilin rica edebilir miyim?