yazar: attila ilhan
yayım yılı: 1987
attila ilhan'ın bu kitabı 12 eylül döneminin baskıcı atmosferini, insanın temel duygularını ve özgürlük mücadelesini şiirle dile getiren çarpıcı bir eser.
yayım yılı: 1987
attila ilhan'ın bu kitabı 12 eylül döneminin baskıcı atmosferini, insanın temel duygularını ve özgürlük mücadelesini şiirle dile getiren çarpıcı bir eser.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 11.08.2024 19:58 tarihinde açılmıştır.
1.
attila ilhan'ın yazmış olduğu 176 sayfalık eser olup şiir türünde yer alıyor
ve kitabımız 1987 yılında yayınlanmıştır.
kitabımız hakkında konuşmadan önce attila ilhan ve şiirinin ne denli güçlü olduğunu bilen bilir.
dizeleri bir ölüm kadar keskindir; bu kitabında ise korku ve korkmak eyleminin şiirlerin altyapısında olduğu söylenebilir.
terk edilmekten korkma, unutulmaktan korkma, sevilmeden ölmekten korkma,
insanın en nihayetinde varlığının bir korkuya dönmesi, korkunun krallığında yaşamak gibi durumların şiirlerde işlendiği görülmektedir.
şair bu kitabında aşkı odak noktası olarak seçmemiş, romantik şiirlerin yer aldığı galiba söylenemez.
sanki daha politik, daha eleştirel, daha nesnel, daha dışa dönük gözlemlerin yer aldığı şiirler yer almış.
düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde korku başlar; darbenin olduğu yerde, liderlerin korkusuz olduğu yerde korku başlar.
şair şiirlerinde korkunun toplumda yarattığı değişimi de anlatmak ister gibi.
korkunun kral olduğu yerde insanın tükenişinin nasıl bir yıkıma yol açtığı...
kitap hakkında kendi fikrimi belirtmem gerekirse; attila ilhan'ın sadece bir aşk şairi olmadığını hatırlatan şiirler olması kitabı güçlü kılıyor.
bazı dizeleri çok keskin olmakla birlikte kitabı genel olarak sevdiğimi söyleyebilirim.
alıntı içine aldığım birkaç dize bırakıp bitiriyorum.
heyhat sona ermiştir ömür son vapur kalkmaktadır
çoğu hayal kırıklığı beyhude teselliler birazı
ölen kim aslında öldüren midir?
besbelli hiç anlaşılamayacağı
karakolda intihara heveslenir
bir acil serviste hazır yatağı.
gözleri bir yangın başlangıcıdır
kimse bizi sevmedi / ağır kan kaybıyız.
hapislik nedir ki / unutulmak asıl sorun.
bir anlatabilsem onsuz olamadığımı
o zaman sevmek değil ölmek zamanı.
senin varoluş dediğin nedir?
artı sonsuzdan eksi sonsuza
evrende perde perde
kaybolan çığlık
ölmekle sevmek hiç yakınlaşmamışlardı bu kadar.
ve kitabımız 1987 yılında yayınlanmıştır.
kitabımız hakkında konuşmadan önce attila ilhan ve şiirinin ne denli güçlü olduğunu bilen bilir.
dizeleri bir ölüm kadar keskindir; bu kitabında ise korku ve korkmak eyleminin şiirlerin altyapısında olduğu söylenebilir.
terk edilmekten korkma, unutulmaktan korkma, sevilmeden ölmekten korkma,
insanın en nihayetinde varlığının bir korkuya dönmesi, korkunun krallığında yaşamak gibi durumların şiirlerde işlendiği görülmektedir.
şair bu kitabında aşkı odak noktası olarak seçmemiş, romantik şiirlerin yer aldığı galiba söylenemez.
sanki daha politik, daha eleştirel, daha nesnel, daha dışa dönük gözlemlerin yer aldığı şiirler yer almış.
düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde korku başlar; darbenin olduğu yerde, liderlerin korkusuz olduğu yerde korku başlar.
şair şiirlerinde korkunun toplumda yarattığı değişimi de anlatmak ister gibi.
korkunun kral olduğu yerde insanın tükenişinin nasıl bir yıkıma yol açtığı...
kitap hakkında kendi fikrimi belirtmem gerekirse; attila ilhan'ın sadece bir aşk şairi olmadığını hatırlatan şiirler olması kitabı güçlü kılıyor.
bazı dizeleri çok keskin olmakla birlikte kitabı genel olarak sevdiğimi söyleyebilirim.
alıntı içine aldığım birkaç dize bırakıp bitiriyorum.
heyhat sona ermiştir ömür son vapur kalkmaktadır
çoğu hayal kırıklığı beyhude teselliler birazı
ölen kim aslında öldüren midir?
besbelli hiç anlaşılamayacağı
karakolda intihara heveslenir
bir acil serviste hazır yatağı.
gözleri bir yangın başlangıcıdır
kimse bizi sevmedi / ağır kan kaybıyız.
hapislik nedir ki / unutulmak asıl sorun.
bir anlatabilsem onsuz olamadığımı
o zaman sevmek değil ölmek zamanı.
senin varoluş dediğin nedir?
artı sonsuzdan eksi sonsuza
evrende perde perde
kaybolan çığlık
ölmekle sevmek hiç yakınlaşmamışlardı bu kadar.
devamını gör...