41.
hocanın kafasına tespih atmıştım yanlışlıkla. kurs çıkışında hoca ile göz göze geldik çikolata dağıtıyordu herkese varmadım yanına. ertesi gün ters yaptı sürekli ondan sonra kursu bıraktım.
devamını gör...
42.
ben de gittim. yaz tabii. safranbolu lokumu götürmüştüm hemen geçmiştim kurana. öyle de kolaymış..
devamını gör...
43.
benim zamanımda camide kuran kursu yasaktı. elimizde cüz ile birlikte korka korka merdiven altı kurslara giderdik. çok verimli bir kurs oluyor muydu? bence olmuyordu; çünkü her cüz bitimine yakın kurana geçemeden okul başlardı. bu döngü 5.sınıfa kadar böyle gittiği içinde artık daha göndermemişlerdi. bu kurslardan elimde kalan tek şey sanırım çocukluk arkadaşlığından başka bir şey olmadı maalesef.
devamını gör...
44.
zaten çocuksun, okul bitince kırlarda dolaşmanın, denize girmenin, bilye oynamanın, çizgi film izlemenin, ailenle daha fazla vakit geçirmenin, ödev ve öğretmen olmamasının hayalini kuruyorsun.
okul bitiyor ve direk camiye kuran kursuna gönderiliyorsun. tüm o hayallerin suya düşüyor. baba ile anne de böylece bi güzel seni başından atmış oluyor.
sonda büyüyünce o kızgınlıkla daha rahat ateist, agnostik yada deist olabiliyorsun.
benim kısa hikayem.
okul bitiyor ve direk camiye kuran kursuna gönderiliyorsun. tüm o hayallerin suya düşüyor. baba ile anne de böylece bi güzel seni başından atmış oluyor.
sonda büyüyünce o kızgınlıkla daha rahat ateist, agnostik yada deist olabiliyorsun.
benim kısa hikayem.
devamını gör...
45.
bizim mahallenin imamı çalışkan adamdı. kapı kapı dolaşır çocukların kuran kursuna gitmesi için ailelerle görüşürdü. görüşmeyi anneannemin bulunduğu bir zaman dilimine denk getirince doğal olarak başarılı oldu. anneannem; ''dinini öğrensin çocuk. gitsin tabi !'' diyerek, bizim top sahası hayallerimizi, caniggia olma beklentilerimizi moria madenlerinin dibine gömdü. neyse efendim başladık tabi biz kursa. bin bir tembihle evden çıkıp camiye gidiyoruz. yalnız benim bir kusurum var. ben solağım. yani o zamana kadar bunun bir kusur olduğunu pek bilmiyordum tabi. imam efendi sağ olsun benim kusurlu bir yaratık olduğumu o süreçte öğretti bana. adamın gözü sürekli benim üstümde, sol elimi kaldırdığım an kaşları kalkıyor. usulca indiriveriyorum o anarşist kolu ve sağ el ile çeviriyorum sayfaları. öyle böyle derken bir an daldık işte, sol elimizi kullandık. anarşist kolumun bu haltı yemesi yüzünden, imam efendi ''kızılcıklar oldu mu?'' türküsünün girizgahını yapıverdi. bizim kuşak iyi bilir bu türküyü * kızılcık sopası diye bir gerçeklik var o dönemde. ha orada şöyle bir durumda var, sopa kızılcıktan yapılmış olmasa dahi kızılcık sopasıdır o. değişmez adı. etkisi kızılcıktır.
eh hal böyle olunca uzattık elleri. tabi bu işin sistematiği mühim. ellerin parmak uçları yukarı doğru gelecek vaziyette uzatılması gerekiyor. şılak, şılak, şılak... yalnız dikkatimi çeken şu oldu ki imam efendi sol elime daha bir aşkla ve şevkle vuruyor. o gün kan kustuk ama kızılcık şerbeti içtik resmen. gidip de evdekilere durumu falan anlatmadık. kızılcık işi böyledir. sopasını yersin, şerbetini içerisin ondan sonra da çaktırmadan odana gidersin. tabi benim içime dert oldu bu durum. kursa gidiyorum geliyorum, sağ elimi yani efendi ve mümin elimi güzelce kullanıyorum ama durumu bir türlü kabullenemiyorum. başlarım dedim böyle işe, hocanın gözünün içine baka baka kullanmaya başladım solumu. biliyorum ki, fırlayıp gelecek ama ben ondan önce fırladım ve başladım koşmaya. o gün ben johnson gibi koşuyorum. carl lewis gibi üç adım atlıyorum. en sonunda hoca pes etti. ıslık çala çala evin yolunu tuttum. isyanın ve kurtuluşun haklı gururunu yaşıyordum. ama o da ne? bizim sokağa girdiğimde evin önünde beni kim bekliyor dersiniz? bizim çalışkan imam. neyse bu seferde sol kulağı verdik kiraya. güzel güzel çekiştirerek götürdü beni camiye. tabi bana laflar hazırlamış. çekiş gücü ile birlikte dinleyince kulağa farklı bir giriyor söylenenler. *
ceza aldık elbette. camiyi yıkama görevini verdi bana. ''camiyi yıka!'' demişti eliyle avluyu işaret ederek. aslında cami avlusunu kast ettiğini anlamıştım lakin aptala yatmak elzem olmuştu. önce güzelce hortumla avluyu elden geçirdim. sonra etrafı kolaçan ettim ve caminin içini de misler gibi yapmak için gerekli adımı attım. sol elim, lanetli elim hortumu istemsizce (!) ve hunharca kullanıyordu. tabi sonra yine vınnn!
diğer ayrıntılara çok girmeden olayın sonuna gelelim. eve kaçış, mevzuyu anneye babaya anlatış. bu sefer kan kusup kızılcık şerbeti içmemiştim, olayı olanca yalın bir şekilde anlatmıştım. hocanın gelişi, babamın yalandan azarlayışı, kapı kapandıktan sonra da hafif bir göz kırpıp hadi odana git deyişi. böylece kuran kursu maceram saygı duruşu ve istiklal marşı ile bitmiş oluyordu. tüm duaları öğrenmiş bir şekilde caniggia olma hayallerime geri dönebilirdim. ertesi gün ilk işim boş arsada top koşturmak oldu.
eh hal böyle olunca uzattık elleri. tabi bu işin sistematiği mühim. ellerin parmak uçları yukarı doğru gelecek vaziyette uzatılması gerekiyor. şılak, şılak, şılak... yalnız dikkatimi çeken şu oldu ki imam efendi sol elime daha bir aşkla ve şevkle vuruyor. o gün kan kustuk ama kızılcık şerbeti içtik resmen. gidip de evdekilere durumu falan anlatmadık. kızılcık işi böyledir. sopasını yersin, şerbetini içerisin ondan sonra da çaktırmadan odana gidersin. tabi benim içime dert oldu bu durum. kursa gidiyorum geliyorum, sağ elimi yani efendi ve mümin elimi güzelce kullanıyorum ama durumu bir türlü kabullenemiyorum. başlarım dedim böyle işe, hocanın gözünün içine baka baka kullanmaya başladım solumu. biliyorum ki, fırlayıp gelecek ama ben ondan önce fırladım ve başladım koşmaya. o gün ben johnson gibi koşuyorum. carl lewis gibi üç adım atlıyorum. en sonunda hoca pes etti. ıslık çala çala evin yolunu tuttum. isyanın ve kurtuluşun haklı gururunu yaşıyordum. ama o da ne? bizim sokağa girdiğimde evin önünde beni kim bekliyor dersiniz? bizim çalışkan imam. neyse bu seferde sol kulağı verdik kiraya. güzel güzel çekiştirerek götürdü beni camiye. tabi bana laflar hazırlamış. çekiş gücü ile birlikte dinleyince kulağa farklı bir giriyor söylenenler. *
ceza aldık elbette. camiyi yıkama görevini verdi bana. ''camiyi yıka!'' demişti eliyle avluyu işaret ederek. aslında cami avlusunu kast ettiğini anlamıştım lakin aptala yatmak elzem olmuştu. önce güzelce hortumla avluyu elden geçirdim. sonra etrafı kolaçan ettim ve caminin içini de misler gibi yapmak için gerekli adımı attım. sol elim, lanetli elim hortumu istemsizce (!) ve hunharca kullanıyordu. tabi sonra yine vınnn!
diğer ayrıntılara çok girmeden olayın sonuna gelelim. eve kaçış, mevzuyu anneye babaya anlatış. bu sefer kan kusup kızılcık şerbeti içmemiştim, olayı olanca yalın bir şekilde anlatmıştım. hocanın gelişi, babamın yalandan azarlayışı, kapı kapandıktan sonra da hafif bir göz kırpıp hadi odana git deyişi. böylece kuran kursu maceram saygı duruşu ve istiklal marşı ile bitmiş oluyordu. tüm duaları öğrenmiş bir şekilde caniggia olma hayallerime geri dönebilirdim. ertesi gün ilk işim boş arsada top koşturmak oldu.
devamını gör...
46.
hiç unutmuyorum; kursun ilk günü hoca kuran öğrenin, dünyalığınızı da ahiretinizi de kurtarırsınız demişti; şimdi türk hava yolları yönetim kurulundayım. ne mübarek insanmış hoca.
devamını gör...
47.
öğle namazından 1 saat sonra, ikindi namazına kadar olan süreçte camide saklambaç oynardık.
üst kata çıkıp bir arkadaşım ile halıların arkasında saklandık. ebe geldi. beni görmedi. diğer arkadaşı görüp ebelemeye doğru merdivenlere doğru koşmaya başladı. ne yapacağını bilemeyen arkadaşım ise çözümü alt kata atlayarak buldu.
tabii olayın şokundan dolayı tüm ahali ortaya çıkıp kahkaya boğulmuştuk.*
üst kata çıkıp bir arkadaşım ile halıların arkasında saklandık. ebe geldi. beni görmedi. diğer arkadaşı görüp ebelemeye doğru merdivenlere doğru koşmaya başladı. ne yapacağını bilemeyen arkadaşım ise çözümü alt kata atlayarak buldu.
tabii olayın şokundan dolayı tüm ahali ortaya çıkıp kahkaya boğulmuştuk.*
devamını gör...
48.
bir keresinde kuran kursundaki kızlarla hep beraber lunaparka gitmek istedik. sonra camiinin imamı bizi luanparka götürdü. gayet eğlendim, güldüm. fakat babam kadın hocayla gideceğiz diye biliyordu. erkek hocayla gideceğiz dersem izin vermezdi çünkü hiç kimseye güvenmezdi. neyse aradan bir hafta geçti ev telefonu çaldı. benden on beş yaş büyük erkek kuzenim arıyor.
-seni lunaparkta gördüm?
+ eee.
- işte bir daha öyle gidersen seni görürsem babanın haberi olur.
yalanım ortaya çıkacak diye uzun süre bir yere gitmedim. yıllar sonra öğrendim ki annem kuzenime beni arayıp bu şekilde söylemesi için tembihlemiş. birbirinden rezil ayrıntıları olan bir anı. mideme kramplar girer hâlâ hatırladıkça. ayrıca neden kuran kursu? bence bale veya piyano falan olmalıydı. sıfıra sıfır elde var sıfır. anlamadığım dili okumayı bilmek çok garip.
-seni lunaparkta gördüm?
+ eee.
- işte bir daha öyle gidersen seni görürsem babanın haberi olur.
yalanım ortaya çıkacak diye uzun süre bir yere gitmedim. yıllar sonra öğrendim ki annem kuzenime beni arayıp bu şekilde söylemesi için tembihlemiş. birbirinden rezil ayrıntıları olan bir anı. mideme kramplar girer hâlâ hatırladıkça. ayrıca neden kuran kursu? bence bale veya piyano falan olmalıydı. sıfıra sıfır elde var sıfır. anlamadığım dili okumayı bilmek çok garip.
devamını gör...
49.
hoca megafonla okutuyordu, hey gidi günler hey hey, bre hey.
devamını gör...
50.
buraya giden insanların çoğunluğunun aile baskısından dolayı hayatları bir tık bok gibidir. muhafazakarlık zor iştir her bünyede durmaz tam oturması için büyük travmalarının olması ve senin asla onları fark etmemiş olman gerekir. sorgularsan yürümez o iş.
devamını gör...
51.
hiç gitmediğim için sahip olamadığım anılar.
devamını gör...
52.
ben gitmedim ama giden tüm arkadaşlarımın bir smack down oynama anısı var..
devamını gör...
53.
kurstan kaçıp top oynamaya gitmek çok eğlenceliydi be.. özlüyorum o günleri.
devamını gör...
54.
özlemle aradığım zamanlarım kimi kaçardı ben koşarak giderdim hocanın dini içerikli hikayelerini dinlemek için tabi bide hocanin hergun abur cubur ikramı da cezbediciydi..
devamını gör...
55.
kağıtlara bebek çizer keserdim çeşitli oyunlar yapardım kağıtlarla uno borsaya dikkat vs. sonra bunları kurstaki arkadaşlarıma satardım. bir gün hoca öğrendi ve bana kızdı herkese parasını geri verip yaptığım şeyleri geri aldım, ülke 7 yaşında bir ekonomist girişimci ve esnafı o yaşta kaybetti.
devamını gör...
56.
daha 2. haftada uzun eşşek oynarken altta kalan arkadaşın kolu dönmüştü. kuran kursu kariyeri başlamadan bitmişti. çok komikti.
devamını gör...
57.
çok ısrar ettiniz iyi tamam anlatıyorum o zaman. kuzenimle birlikte yolladılar beni kuran kursuna. ilk iki gün alışma süresiydi bence pek bir sıkıntısı yoktu ama üçüncü günün akşamı kuzenimle benim abur cuburlarımızın çalındığını fark ettik. ilk önce suçu birbirimize attık.konu çikolata felan olunca gıcık bir velet olduğum doğrudur. birbirimizi ekstra dikizlemeye başladık. neredeyse birbirimize saldıracak kıvama geldiğimiz günün gecesi dur dedim tamam bu gece uyumayacağız. ne olup bitiyor anlamamız lazım artık.
tavana öylece bakınırken yavaşca birinin ilk önce kuzenimin yatağının altına sonra benim yatağımın altına geldiğini gördük. sanırsın korku filmi çekiyoruz ha. poşetlerimizi karıştırdı benim çikolatalarımı kuzenimin balık krakerlerini götürdü. ses etmeyeceğimize söz vermiştik birbirimize ama dayanamadım. konu benim çikolatalarım ulan!?!
hem allah'ın evinde hırsızlık neyin nesi?
kalktım ışığı açtım bir çırpıda herkesi uyandırıp kızı ifşaladım. kız ağladı. sonradan pişman oldum mu? evet oldum. ama iş işten geçmişti.
tavana öylece bakınırken yavaşca birinin ilk önce kuzenimin yatağının altına sonra benim yatağımın altına geldiğini gördük. sanırsın korku filmi çekiyoruz ha. poşetlerimizi karıştırdı benim çikolatalarımı kuzenimin balık krakerlerini götürdü. ses etmeyeceğimize söz vermiştik birbirimize ama dayanamadım. konu benim çikolatalarım ulan!?!
hem allah'ın evinde hırsızlık neyin nesi?
kalktım ışığı açtım bir çırpıda herkesi uyandırıp kızı ifşaladım. kız ağladı. sonradan pişman oldum mu? evet oldum. ama iş işten geçmişti.
devamını gör...
58.
üstte biz kızlar altta erkeklerin kursu olurdu. yine bir aramız var karnımızı doyurduk ve klâsik zamanı geldi, tespih savaşı. çılgınlar gibi savaş yapıyoruz ama biz yukarda olduğumuz için çatır çatır vuruyoruz her zamanki gibi erkekleri sonra tespihler dağıldı savaş o gün için sona erdi*ve biz alt kata indik ve erkeklerde ordaydı ve ellerinde bilin bakalım ne vardı? tespih. şimdi hiçbir avantajımız yoktu aynı seviyedeydik ve içlerinde bizden büyükler de vardı küçük bir arbede havada uçuşan tespihler arada nereden geldiği belli olmayan ayakkabı çekeceği minik ama herkesin manyak gibi güldüğü kısa bir savaş kısa diyorum çünkü bir ses yükseldi hey huy ne yapıyorsunuz diye gelen erkeklerin hocasıydı. erkekler hemen kaçıştı tabi içeri girdiler avantaj şimdi onlardaydı çünkü onların kattaydık bu hoca da biraz sert bir adam ve o gün biraz daha aksi. bizi gördü tabi hemen tavuklar gibi kaçıştık tabi bu adam bizi kovaladı bir kaç kişi can havliyle gasilhaneye saklandı diğerlerimiz de tuvalete koştuk bu adam üstümüze kapıyı çat diye kilitlemesin mi biz hâlâ gülüyoruz ama korkuyoruz da ışık kapalı içerde kilitli kaldık grubun kalanı gasilhane de kayıp derken biz bağırdık tâbi ki dünya tatlısı hocamız geldi açtı kapıyı. sonra erkeklerin hocasına çok kızmıştı o tatlı adamı ilk defa o kadar sinirli görmüştük.* bu da böyle bir anı her kuran kursu denildiğinde bu an aklıma gelir.
devamını gör...
59.
rahmân ve rahîm olan allah'ın ismiyle
1- senin için bağrını açmadık mı?
2- indirmedik mi senden o yükünü?
3- o sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
4- senin şanını yüceltmedik mi?
5- demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
6- evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
7- o halde boş kaldığında yine kalk yorul!
8- ve ancak rabbinden ümit et, hep o'na doğrul!
1- senin için bağrını açmadık mı?
2- indirmedik mi senden o yükünü?
3- o sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
4- senin şanını yüceltmedik mi?
5- demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
6- evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
7- o halde boş kaldığında yine kalk yorul!
8- ve ancak rabbinden ümit et, hep o'na doğrul!
devamını gör...
60.
"kuran kursu anıları" ile benzer başlıklar
kuran kursu
16