makinist ile son istasyon radyo yayını
başlık "makinist" tarafından 16.03.2021 15:50 tarihinde açılmıştır.
181.
merhaba arkadaşlar,
bu haftaki yayınımızda iyi giden şeyleri batırmakta ne kadar iyisin başlığından konuşacağız.
başlığa yazarak yayına katılabilirsiniz.
bu gece saat 00:00 da blog.kafasozluk.com/
bu haftaki yayınımızda iyi giden şeyleri batırmakta ne kadar iyisin başlığından konuşacağız.
başlığa yazarak yayına katılabilirsiniz.
bu gece saat 00:00 da blog.kafasozluk.com/
devamını gör...
182.
gerçekleşmesi beklenen olay ya da olgunun istenilen yönde hareket etmesi, yol alması diyebiliriz galiba şans için.
devamını gör...
183.
aslında bugün bir kişisel gelişim videosundan anladığım kadarıyla bu sabit mekanizması biraz beynin dopamin salgılamasına bağlı. beynimiz hep kısa süreli hedefler peşinde koşar. aslında beynimizi biraz da biz alıştırırız buna. mesela ınstagram'da gezen bir birey oradaki videolardan, olaylardan beynine "çabuk elde edilen ve çabuk sonuca varılan şeyler"den haz duymayı öğretiyor.
aslında biz de istediğimiz üniversiteyi kazanmak için ders çalışmanın uzun bir süreç olduğunun farkındayız ama gel gör ki beyin bu uzun sürece katlanamıyor. işte o sabit tam burada lazım. tam böyle merkezkaç girdiğimiz anda zınk diye bizi toplayacak bir şey lazım ki yörüngeye tekrar oturalım.
tabii bu dopamin zehirlenmesi veya dopamin tepkisizliğini yenmenin belli başlı yolları var ama konuyu uzatmak istemem.
güzel yayındı vesselam. dersten de güzel geri kaldık. kafamız açıldı.
aslında biz de istediğimiz üniversiteyi kazanmak için ders çalışmanın uzun bir süreç olduğunun farkındayız ama gel gör ki beyin bu uzun sürece katlanamıyor. işte o sabit tam burada lazım. tam böyle merkezkaç girdiğimiz anda zınk diye bizi toplayacak bir şey lazım ki yörüngeye tekrar oturalım.
tabii bu dopamin zehirlenmesi veya dopamin tepkisizliğini yenmenin belli başlı yolları var ama konuyu uzatmak istemem.
güzel yayındı vesselam. dersten de güzel geri kaldık. kafamız açıldı.
devamını gör...
184.
dün ilk kez dinledim , beğendiğim bir yayın oldu. gerek şarkılar gerekse muhabbet iyiydi. verilen örnekler kitap, film vs makinistin donanımlı olduğunu gösteriyor.
devamını gör...
185.
bu akşam saat 23:45 de sözlük radyosunda buluşacağız.
yine acayip acayip müzikler çalınacak.
yazarların dilemek istedikleri özürler isimli başlıktan konuşacağız.
katılmak için başlığa yazabilirsiniz.
dinlemek için 23:45 de tıkla
faithfully yours...
yine acayip acayip müzikler çalınacak.
yazarların dilemek istedikleri özürler isimli başlıktan konuşacağız.
katılmak için başlığa yazabilirsiniz.
dinlemek için 23:45 de tıkla
faithfully yours...
devamını gör...
186.
(bkz: yazarların dilemek istedikleri özürler) başlığında özürümüzü diledik, allah kabul etsin.*
devamını gör...
187.
geldim dostum. dinlemekteyim, takipteyim.
devamını gör...
188.
annemden özür diliyorum, daha iyi yerlere gelip daha fazla refah sağlamalıydım sana.
devamını gör...
189.
babamdan özür dilerim. onunla daha fazla vakit geçirmediğim için. en çok da kendimden özür dilerim, ona daha fazla sarilip öpmediğim için.artık bunlar için çok geç ama elbet bir gün kavuşacağız.
iyi yayınlar dilerim.
iyi yayınlar dilerim.
devamını gör...
190.
özür dilemişken hepsini bir aradan çıkarayım dedim. evet biraz fazla olmuş *
devamını gör...
191.
makinist'in az önce domatesten özür dilediği yayın.
bayıldım yayına.
ben de daha önce yayını dinlemediğim için senden özür dilerim.
bayıldım yayına.
ben de daha önce yayını dinlemediğim için senden özür dilerim.
devamını gör...
192.
sevgili makinist, programlarda sıklıkla temennide bulunduğun interaktif katılım isteğinde çok haklısın fakat, ki ben baya çenesi düşük bir dinleyici olarak bunu istesem de, öyle karşılıklı sohbet ediyor haldeyiz ki ve mevzular derin olunca, dinlerken içimden cevap vere vere dinleyip, buraya yazamasam da, dinlediğimizi bil. çoğul konuştum çünkü, birçok dinleyicinin derin mevzu dinlerken aynı şeyi yaşadığını düşünüyorum.
emeğine sağlık.
emeğine sağlık.
devamını gör...
193.
keyifle bekleyip keyifle dinlemeye devam ettiğim keyfime keyif katan yayın.
devamını gör...
194.
eylül akşamı ile birlikte radyoyu açmam gayet hoş bir durum oldu. teşekkürler...
devamını gör...
195.
bu gece ki yayınımızda nedir eksik olan isimli başlıktan konuşacağız.
yazdıklarınızı yayında okuyup üzerine fikirlerimizi paylaşacağız.
saat 24:00 da sözlük radyosundayız.
iki rayı gibiyiz
bir tren yolunun
yakın olması neyi değiştirir
son istasyonun.
yazdıklarınızı yayında okuyup üzerine fikirlerimizi paylaşacağız.
saat 24:00 da sözlük radyosundayız.
iki rayı gibiyiz
bir tren yolunun
yakın olması neyi değiştirir
son istasyonun.
devamını gör...
196.
ninni niyetine dinleyip kendi tanımım okunmadan sızdığım program. bu gece yine dinleyemeden sızacağım tanımım ile orada olacağım.(bkz: swh)
devamını gör...
197.
güzel kapanış..
devamını gör...
198.
her hafta özenle seçtiği konu başlıklarıyla, bizi bazen kendimizle yüzleştiren, bazen derin derin düşündüren makinist'in treninde bizi çıkarttığı yolculuğa başladık.
devamını gör...
199.
benim saatim mi durmuş yahu? erken başladı sanki. haberiniz olsun.
devamını gör...
200.
bu nasıl bi sözlüktür ya hu?! etinden sütünden her türlü faydalanmak tabirini sözlükte sonuna kadar hissediyorum*.
kafa sözlük kulüpleri oyun kulübü olarak yayın odalarımızın birinde her beraber toplanıp hem oyun oynayıp/oynayanları izleyip hem de bir yandan beraberce dinlediğimiz radyo yayınıdır.
oldukça kaliteli şarkılar ve güzel bi sohbet dinleyeceğimizden eminim.
hayde o vakit, iyi yayınlar sayın yazarımız ve yayıncımız makinist.
kafa sözlük kulüpleri oyun kulübü olarak yayın odalarımızın birinde her beraber toplanıp hem oyun oynayıp/oynayanları izleyip hem de bir yandan beraberce dinlediğimiz radyo yayınıdır.
oldukça kaliteli şarkılar ve güzel bi sohbet dinleyeceğimizden eminim.
hayde o vakit, iyi yayınlar sayın yazarımız ve yayıncımız makinist.
devamını gör...
201.
bağlayan ne, cevabı bu şiirde. şiir can yücel'e mi yoksa pakize suda'ya mı ait, orası muamma ama güzel yazmış hangisi yazdıysa.
"bugünlerde herkes gitmek istiyor.
küçük bir sahil kasabasına,
bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…
hayatından memnun olan yok.
kiminle konuşsam aynı şey…
her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok.
bir kendisi…
bu yeter zaten.
her şeyi, herkesi götürdün demektir.
keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
ama olmuyor.
hadi kendimize razıyız diyelim,
öteki de olmuyor;
yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
böyle gidiyoruz işte.
bir yanımız “kalk gidelim”,
öbür yanımız “otur” diyor.
“otur” diyen kazanıyor.
o yan kalabalık zira…
iş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
güvende olma duygusu…
en kötüsü alışkanlık…
alışkanlığın verdiği rahatlık,
monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
kalıyoruz…
kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
evlenmeler,
bir çocuk daha doğurmalar,
borçlara girmeler,
işi büyütmeler…
bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
misal ben;
kapıdaki rex’i bırakıp gidemiyorum.
değil bu şehirden gitmek,
iki sokak öteye taşınamıyorum.
alıp götürsem gelmez ki…
bütün sokağın köpeği olduğunun farkında.
herkes onu, o herkesi seviyor.
hangi birimizle gitsin?
“sırtında yumurta küfesi taşımak” diye bir deyim vardır.
evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin.
kendi imalatımız küfeler…
ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
ölüm var zira!
ölüme inat tutunmak lazım,
inadına kök salmak lazım.
bari ufak kaçışlar yapabilsek.
var tabii yapanlar, ama az.
sadece kaymak tabakası.
hepimiz kaçabilsek…
bütçe, zaman, keyif denk olsa…
gün içinde mesela;
küçücük gitmeler yapabilsek.
ne mümkün?
sabah 9 akşam 18…
sonra başka mecburiyetler…
sıkışıp kaldık…
sırf yeme, içme, barınmanın bedeli bu kadar ağır olmamalı.
hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
bir ömür karşılığı bir ömür yani…
ne saçma…
bahar mıdır bizi bu hale getiren?
galiba..
ben her bahar aşık olmam
ama her bahar gitmek isterim.
gittiğim olmadı hiç, ama olsun…
istemek de güzel. "
"bugünlerde herkes gitmek istiyor.
küçük bir sahil kasabasına,
bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…
hayatından memnun olan yok.
kiminle konuşsam aynı şey…
her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok.
bir kendisi…
bu yeter zaten.
her şeyi, herkesi götürdün demektir.
keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
ama olmuyor.
hadi kendimize razıyız diyelim,
öteki de olmuyor;
yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
böyle gidiyoruz işte.
bir yanımız “kalk gidelim”,
öbür yanımız “otur” diyor.
“otur” diyen kazanıyor.
o yan kalabalık zira…
iş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
güvende olma duygusu…
en kötüsü alışkanlık…
alışkanlığın verdiği rahatlık,
monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
kalıyoruz…
kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
evlenmeler,
bir çocuk daha doğurmalar,
borçlara girmeler,
işi büyütmeler…
bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
misal ben;
kapıdaki rex’i bırakıp gidemiyorum.
değil bu şehirden gitmek,
iki sokak öteye taşınamıyorum.
alıp götürsem gelmez ki…
bütün sokağın köpeği olduğunun farkında.
herkes onu, o herkesi seviyor.
hangi birimizle gitsin?
“sırtında yumurta küfesi taşımak” diye bir deyim vardır.
evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin.
kendi imalatımız küfeler…
ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
ölüm var zira!
ölüme inat tutunmak lazım,
inadına kök salmak lazım.
bari ufak kaçışlar yapabilsek.
var tabii yapanlar, ama az.
sadece kaymak tabakası.
hepimiz kaçabilsek…
bütçe, zaman, keyif denk olsa…
gün içinde mesela;
küçücük gitmeler yapabilsek.
ne mümkün?
sabah 9 akşam 18…
sonra başka mecburiyetler…
sıkışıp kaldık…
sırf yeme, içme, barınmanın bedeli bu kadar ağır olmamalı.
hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
bir ömür karşılığı bir ömür yani…
ne saçma…
bahar mıdır bizi bu hale getiren?
galiba..
ben her bahar aşık olmam
ama her bahar gitmek isterim.
gittiğim olmadı hiç, ama olsun…
istemek de güzel. "
devamını gör...