mantık felsefesi ve kendini tanıma
başlık "halychtidae" tarafından 28.03.2021 14:45 tarihinde açılmıştır.
1.
halil cibran'ın, kafa karıştıran ama bir o kadar da kafa toparlamaya yönelik yazmış olduğu öykülerden birinin adıdır. esasen felsefenin de özüdür: kendini tanıma. halil cibran, bize bunu, selim de'bis efendi üzerinden ulaştırır.
"hikmetin başı kendini tanımaktır. ben kendimi bu gece tanıdım. nuh'tan sokrat'a, picasso'ya, ahmed faris eş-şidyaka kadar insanlığın büyük şahsiyetlerinin sahip olduğu birçok farklı unsuru gönlüme koymak suretiyle bu dünya fikrinin beni mükellef tuttuğu bu geceden tez yok başlayacağım. yapacağım bu büyük işin ne olduğunu ben de bilmiyorum, ama dış görünüşünde ve iç varlığında benim sahip olduklarımı taşıyan biri, gündüzlerdeki mucizelerin, gecelerdeki icatların adamıdır.
kendimi tanıdım, evet. tanrılar da beni tanıdı. o halde var olsun ruhum, yaşasın varlığım ve işlerimi bitirene dek kainat, kainat olarak kalsın!"
selim efendi, çirkin çehresindeki neşeli tavırla odada bir süre volta attı. tonu kedi miyavlamasını andıran bir sesle, sesine melodi katarak ebu-l ala el mearri'nin şu beyitini tekrarlıyordu.
"devrinin son geleni olsam da seleflerimin yapamadıklarını yapacağım"
bir saat sonra dostumuz yırtık pırtık elbseleriyle, altı üstüne gelmiş yatağına uzanıyor ve horultusu insan sesine nazaran değirmen gürültüsüne daha yakın bir sesle mahalleyi inletiyordu.
"hikmetin başı kendini tanımaktır. ben kendimi bu gece tanıdım. nuh'tan sokrat'a, picasso'ya, ahmed faris eş-şidyaka kadar insanlığın büyük şahsiyetlerinin sahip olduğu birçok farklı unsuru gönlüme koymak suretiyle bu dünya fikrinin beni mükellef tuttuğu bu geceden tez yok başlayacağım. yapacağım bu büyük işin ne olduğunu ben de bilmiyorum, ama dış görünüşünde ve iç varlığında benim sahip olduklarımı taşıyan biri, gündüzlerdeki mucizelerin, gecelerdeki icatların adamıdır.
kendimi tanıdım, evet. tanrılar da beni tanıdı. o halde var olsun ruhum, yaşasın varlığım ve işlerimi bitirene dek kainat, kainat olarak kalsın!"
selim efendi, çirkin çehresindeki neşeli tavırla odada bir süre volta attı. tonu kedi miyavlamasını andıran bir sesle, sesine melodi katarak ebu-l ala el mearri'nin şu beyitini tekrarlıyordu.
"devrinin son geleni olsam da seleflerimin yapamadıklarını yapacağım"
bir saat sonra dostumuz yırtık pırtık elbseleriyle, altı üstüne gelmiş yatağına uzanıyor ve horultusu insan sesine nazaran değirmen gürültüsüne daha yakın bir sesle mahalleyi inletiyordu.
devamını gör...