#televizyon dizileri
2020'de yayınlanmaya başlamış bir televizyon dizisidir. istanbul'da aynı evde hasta babalarıyla beraber yaşayan dört kardeşin psikolojik problemlerinin ve bu problemlerin hayatlarına yaptığı etkilerin anlatıldığı dizidir. gülseren budayıcıoğlu'nun 2004 yılında yayımlanan madalyonun içi romanının bir bölümünden uyarlanmıştır.
yönetmen:
çağrı vila lostuvalı
ender mıhlar
çiğdem bozali
oyuncular:
ezgi mola,
birkan sokullu
merve dizdar
aslıhan gürbüz
çağrı vila lostuvalı
ender mıhlar
çiğdem bozali
oyuncular:
ezgi mola,
birkan sokullu
merve dizdar
aslıhan gürbüz
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ölmedim ama hafif sürünüyorum" tarafından 07.04.2021 20:45 tarihinde açılmıştır.
41.
eskiden bu diziyi severek izliyordum, güzel dizi lakin sorun şu ki zaten bir gıdım enerjim, mutluluğum var onu da bu diziyle kaybetmek istemiyorum, çok hüzünlü.
devamını gör...
42.
televizyon ile yollarımızı yıllar evvel ayırdığımız için izlemediğim dizidir. ancak çok merak ettiğim için kitabını okudum. gülseren buğdaycıoğlu'nun anlatımıyla her bir satırında bu üç kız kardeşin dramını yüreğimde hissettim desem yeridir. çaresizlikleri, bir bataklığa çekilir gibi içine düştükleri o ümitsiz kimsesizlikleri ve onlara elini uzatan bir doktor. hisseden, üzülen, empati kuran onları en azından yargılamadan anlamaya çalışan bir insan. güzel kitaptır okuyun.
devamını gör...
43.
hayatımda gördüğüm en bayıcı işlerden biri. çekimlerini çok beğeniyorum hiç lafım yok ama konu zaten kaotik ve kasvetliyken uzuuunca saatler öyle sahneler gösteriliyor ki adını duyunca bile midem bulanıyor.
devamını gör...
44.
bir bu dizi bir de kırmızı oda kanalları değiştirirken görmeye bile tahammül edemediğim tipler var. millet neyini beğeniyor anlayamıyorum?
ezgi mola'nın rol icabı girdiği kılık, karakter ve kız kardeşleri hepsi akıl hastasını oynuyor ve millet bu saçmalığı zevkle izliyor..
yemin ederim masadaki kültablasını kumandayı tv'ye fırlatasım geliyor. yamuk yümük, kafadan arızalı hastalıklı tipleri izlemeye bu millet ne kadar meraklıymış ya..
bence bu tip diziler yasaklanmalı. psikolojik hastalıklardan reyting devşirmek, ayıptır, günahtır.
ve milleti damgalatmak bu... obsesifleri, depresifleri, bipolarları, şizoları aslında hiç de olmadıkları kılıklara sokuyorlar.
millette bu prototipler üzerinden hastaları damgalamaya kalkıyor.
göz göre göre ulusal tv kanallarında suç işleniyor! alet olan herkesi, izleyenler de dahil allah'a havale ediyorum.
ezgi mola'nın rol icabı girdiği kılık, karakter ve kız kardeşleri hepsi akıl hastasını oynuyor ve millet bu saçmalığı zevkle izliyor..
yemin ederim masadaki kültablasını kumandayı tv'ye fırlatasım geliyor. yamuk yümük, kafadan arızalı hastalıklı tipleri izlemeye bu millet ne kadar meraklıymış ya..
bence bu tip diziler yasaklanmalı. psikolojik hastalıklardan reyting devşirmek, ayıptır, günahtır.
ve milleti damgalatmak bu... obsesifleri, depresifleri, bipolarları, şizoları aslında hiç de olmadıkları kılıklara sokuyorlar.
millette bu prototipler üzerinden hastaları damgalamaya kalkıyor.
göz göre göre ulusal tv kanallarında suç işleniyor! alet olan herkesi, izleyenler de dahil allah'a havale ediyorum.
devamını gör...
45.
2 saat süren dizi. 2 saat! el insaf yahu. türkiye'de dizi süreleri kısalmadıkça en azından tv'de kaliteli dizi izlemek çok zor. bakıyorum da 2000'li yılların başında bu böyle değilmiş aslında. yeni türkiye'nin bize attığı kazıklardan biri de bu oldu. normalleşti bu durum. sonra uzun uzun bakışmalar, ağır çekimde müzikli sahneler falan. senarist ne bok yesin ki.
devamını gör...
46.
tüm türk dizileri kadar uzun süren dizi. hepsi aynı.
mesela şu an han'ın eskiyi hatırladığı sahneyi aşırı derecede uzattılar. aşırı ama... şöyle çat pat küt diye peş peşe hızla girebilirdi anıların olduğu kareler. işte bundan kaybediyoruz biz. sakız gibi sündürüyorlar.
mesela gülben'in fantezi dünyası... danslar, balolar, karnavallar falan... hiç ama hiç gerek yok aslında.
senaryosunu eski bir arkadaşım yazıyor. şu an hâlâ görüşüyor olsaydık kesinlikle bu konuda kendisini uyarırdım.
mesela şu an han'ın eskiyi hatırladığı sahneyi aşırı derecede uzattılar. aşırı ama... şöyle çat pat küt diye peş peşe hızla girebilirdi anıların olduğu kareler. işte bundan kaybediyoruz biz. sakız gibi sündürüyorlar.
mesela gülben'in fantezi dünyası... danslar, balolar, karnavallar falan... hiç ama hiç gerek yok aslında.
senaryosunu eski bir arkadaşım yazıyor. şu an hâlâ görüşüyor olsaydık kesinlikle bu konuda kendisini uyarırdım.
devamını gör...
47.
ilk sezonunu oyuncularını çok sevdiğim için ve konusunu da ilgi çekici bulduğum için kaçırmadan izliyordum. ama farah diziden çıktıktan sonra o kadar gereksiz uzadı ki, 2. sezonun ilk bölümünden belliydi kötü olacağı. şuan aslıhan gürbüz katılmış sanırım diziye, çok severim kendisini ama dediğim gibi çok gereksiz uzadı ve ilk sezonda bitmesi gerekiyordu. reytingleri de eskisi gibi değil bildiğim kadarıyla.
her hafta neredeyse 3 saatlik dram dizisi yapmak senaristlere ayrı, oyuncusuna ve ekibine apayrı bir eziyet.
her hafta neredeyse 3 saatlik dram dizisi yapmak senaristlere ayrı, oyuncusuna ve ekibine apayrı bir eziyet.
devamını gör...
48.
safiye'nin artık gına getirdiği dizi. cidden bayılacağım artık. sürekli dakikalarca eskileri hatırladıkları sahneler, safiye ve naci'nin aşırı uzatılan romantik anları... güzelim diziyi bu kadar bunaltıcı hâle nasıl getirdiniz?
anıl'ın olduğu sahneler en güzelleri bence son zamanlarda. gülben de fena değil. diğerleri bayıyor.
anıl'ın olduğu sahneler en güzelleri bence son zamanlarda. gülben de fena değil. diğerleri bayıyor.
devamını gör...
49.
iki oyuncunun adeta bütünleşmesi gibi bi şey yaşandı bu dizide. ezgi mola ve merve dizdar. ikisi sayesinde hem şahane oyunculuklar izledik hem de izlediklerimizin oyunculuk olduğunu unutacak kadar inandık bu hikayeye. onlarla ağladık onlarla güldük. daha çokçası ağladık tabi. şimdiki aklım olsa asla izlemezdim gözümün yaşı kurumamıştı izlerken.
devamını gör...
50.
gülseren budayıcıoğlu'nun kitabından uyarlama televizyon dizisi olup başrolde ezgi mola-merve dizdar-birkan sokullu gibi isimler yer almaktadır.
obsesif denebilecek kardeşlerin yaşamını ve temizlik hastası olmanın ne demek olduğunu konu edindiği söylenebilir.
bazı karakterler galiba yiyecekleri bile temizlik malzemesi ile yıkıyordu.
bunun altında yatan sebebin asla emin olamama ve şüphe kavramının yer aldığı söylenebilir.
obsesif denebilecek kardeşlerin yaşamını ve temizlik hastası olmanın ne demek olduğunu konu edindiği söylenebilir.
bazı karakterler galiba yiyecekleri bile temizlik malzemesi ile yıkıyordu.
bunun altında yatan sebebin asla emin olamama ve şüphe kavramının yer aldığı söylenebilir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/03/13/mttbxi5xa2sej1of-t.jpg)
devamını gör...