meslek hayatınızda karşılaştığınız çarpıcı olaylar
başlık "kimsesizlerinkimiraikkonen" tarafından 30.01.2021 02:26 tarihinde açılmıştır.
21.
üniversitede kafede çalışırken masalardan birinin yanından her geçişimde kolunu kalçama sürten biri vardı. ilk 1-2 seferde yanlışlıkla olduğunu düşünüp işime devam etmiş, ancak üçüncü seferde dokunan kişiye dönüp yüzündeki iğrenç sırıtışı görünce “eline koluna hakim ol” demiş ve “parasıyla değil mi?” cevabını almıştım.
devamını gör...
22.
sözlükte parayla nickaltı girerken başıma gelen vahim olaydır.
bir kaç yazara tam övgü nickaltı girip paramı alamamıştım.
bir kaç yazara tam övgü nickaltı girip paramı alamamıştım.
devamını gör...
23.
elektrik akımına kapılmak. yani elektrik çarpması.
devamını gör...
24.
arkamdan bana lakaplar takan baya sövüp küfür edip yüzüme gülen bir öğrencim vardı ...
devamını gör...
25.
grafik tasarımla uğraşıyorum, şu aralar bıraktım. ama bir defa diploma yaptırmak isteyen bir defasında da bitirme ödevini bana yaptırmak isteyen biri çıkmıştı. bir de üstüne ee siz bunun için yok musunuz zaten demişti. diplomasız kendi kendini geliştirmiş tasarımcılar bunun için varmış. ama neyse sorun yok zaten ileride belediyede amcaları falan yoksa kimse onlara iş vermeyecek. bu gibi işlerde yaptığın önemlidir diploma değil. sonra gidip alakalı bir bölümde diploma aldım bir gram işe yaradıysa.....
devamını gör...
26.
şirkette çalışmaya başlayalı bir sene oldu olmadı. benimle birlikte çalışan stuttgart'lı bir eleman var. böyle tıknaz, iyi huylu, tatlı bir herif ama imkanı yok o boktan schwäbisch aksanı yüzünden anlaşamıyoruz. bir gün nefes nefese geldi bu yanıma. koşmaktan yüzü kıpkırmızı olmuş. bir şeyler anlatıyor hızlı hızlı. ulan konu kimya gayet eminim yani ama adamın dediklerinden bir bok anlamıyorum aksanı yüzünden. hani artık lan acaba bana başka bir bölüm mü okuttular diye düşünüyorum. en son benim boş boş yüzüne baktığımı fark edince ingilizce konuşmaya başladı. zaten yarım yamalak ingilizcesi bir de aksanı yüzünden yine bir şey anlamadım. baktı olacak gibi değil. çıkarttı eldivenleri telefona çat çat bir şey yazdı. sonra ekrana bakıp türkçe demeye bin şahit diyeğimiz bir türkçe ile dedi ki:
"islagak lab yangin çıkti a.. koyim"
bir yandan endişeden aklım çıktı birine bir şey mi oldu diye wet lab'a koşturdum ama adamın derdini anlatamayıp çeviri kullanmasına mı yanayım küfür etmesine mi kahkaha atayım bilemedim.
sonradan işin aslı ortaya çıktı tabi. adamın rizeli bir meslektaşı olmuş zamanında. o a. koyayım'ı türkçe'de cümleyi pekiştirecek bir kelime diye öğretmiş* çok kibar da bir adam. yazık günah. işten ayrıldığı sürece kadar her gün özür dilerdi.
"islagak lab yangin çıkti a.. koyim"
bir yandan endişeden aklım çıktı birine bir şey mi oldu diye wet lab'a koşturdum ama adamın derdini anlatamayıp çeviri kullanmasına mı yanayım küfür etmesine mi kahkaha atayım bilemedim.
sonradan işin aslı ortaya çıktı tabi. adamın rizeli bir meslektaşı olmuş zamanında. o a. koyayım'ı türkçe'de cümleyi pekiştirecek bir kelime diye öğretmiş* çok kibar da bir adam. yazık günah. işten ayrıldığı sürece kadar her gün özür dilerdi.
devamını gör...
27.
her yerinde parmak izlerin olan bir güzelliğin paramparça olması. ve daha trajikomik o güzelliğin hayaletinin oldupu şehirde yaşamaya başlamak.
devamını gör...
28.
uluslararası ve prestijli bir şirketin işini yaptığımız sırada, şirketin yatırımlar müdürünün şantiye sahasında elinde beyzbol sopası ile dolaşıp küfürler yağdırarak kendi firmasından, taşeron, bizim firma yada diğer tedarikçiler farketmeden herkesi dövmekle tehdit etmesiydi. bizim patron durur mu* adamı getirip bizim şirketin başına koydu.
devamını gör...
29.
bir dönem işim gereği sık sık yurtdışına çıkıyorum. neyse uçakta bir tartışma tartışmaya mudahil olunur gelinecek ülkeye gelinir.
ertesi gün toplantı da uçakta atistigim kişi ile karşılaşılır. imzalar atılır adam sizin şirketiniz ile çalıştığım için moron olmam gerekliymiş der tartışmaya laf sokarak. el cevap
" bizim şirket ile çalışarak bir morondan beklenmeyecek zeka da bir hamle yaptınız"
hayır anasını satayım istediğin sistemlerin entegrasyonunu o bölge de sadece bizim şirket yapıyor ne yapacaksın 2 m usd vermemek için 200m usd harcayıp bütün altyapıyı mi degistireceksin?
bir de ilk çalıştığım şirketin ceosuna gerizekalı dediğim halde işten atilmamam var ki oda başka zamanın konusu.
ertesi gün toplantı da uçakta atistigim kişi ile karşılaşılır. imzalar atılır adam sizin şirketiniz ile çalıştığım için moron olmam gerekliymiş der tartışmaya laf sokarak. el cevap
" bizim şirket ile çalışarak bir morondan beklenmeyecek zeka da bir hamle yaptınız"
hayır anasını satayım istediğin sistemlerin entegrasyonunu o bölge de sadece bizim şirket yapıyor ne yapacaksın 2 m usd vermemek için 200m usd harcayıp bütün altyapıyı mi degistireceksin?
bir de ilk çalıştığım şirketin ceosuna gerizekalı dediğim halde işten atilmamam var ki oda başka zamanın konusu.
devamını gör...
30.
vallahi benim muhatap olduğum herkes işimi benden daha iyi bildiğini sanıyor. he he diyip geçiyorum ne yapayım..
devamını gör...
31.
henüz mesleğe başlamadım ama bir stajyer hemşire öğrencisi olarak hastanede yaşadığım bir olayı anlatmak isterim. 2.sınıfın güz döneminde onkoloji bölümünde staj yapıyordum. bu servis zaten hem psikolojik hem fizyolojik olarak zor bir servisdir. o gün çıkışta asansörlerin oraya giderken arkadaşlarla kendi kendimize söyleniyorduk. saçım şöyle off bıktım hep aynı renk çok sıkıldım. sonradan fark ettim ki orada karşıda koltukta oturan benim yaşlarımda bir kız bana bakıyordu kendisi meme kanseri onun o gözlerindeki üzüntüyü o kadar hissettim kendimden o kadar utandım ki o günü hiç unutamıyorum. şimdi düşünüyorumda şükretmemiz gereken ne kadar çok şey var. yaptığım kasıtlı bir şey değildi ama dikkatli olmam gerekirdi. her zaman konuştuklarımıza dikkat etmeniz gerekir kendi kendimize bile olsak. çünkü söylediklerimiz düşüncelere düşünceler duygulara duygular davranışlara dönüşür.
devamını gör...
32.
limanda yaşanan karışıklık yüzünden, italyaya gitmesi gereken konteynerin avustralyaya gitmesi. çok çarpıcıydı gerçekten.
devamını gör...
33.
bir sürü emek harcadığım çömezin arkamdan iş çevirmeye kalkıp benimle papaz olması. 10 yıl sonra bir yemekte karşılaştığımda koşup sarılması. hala ne işti o öyle der dururum.
devamını gör...
34.
küçük bir şehirde yaşıyorum. işe başladığım ilk yıllarda amirlerim tarafından bir kaç hafta süre ile arşiv düzenlemesine gönderildim. bir gün arşivde küçük bir kutu içinde kimlik kartı benzeri onlarca kart gördüm. dediğim gibi küçük bir şehir ve hemen hemen herkes birbirini en azından sima olarak tanır. kartların içinde tanıdık birine ait olan var mı diye bakarken komşumuz olan bir ablanın kartı elime geçti. kartı aldım amirime götürdüm. "bunların dijital sistemler devreye girmeden önceki yıllara ait sgk kimlik belgeleri olduğunu ve çok önemli şeyler olmadığını" söyledi. komşumuzun kartını alıp alamayacağımı sordum, "gençlik fotoğrafını görmek ister belki, götür baksın" dedi. kartı aldım kendisine teslim ettim. bir kaç ay sonra elinde küçük bir hediye ile kapımızı çaldılar ailecek. 80' li yıllarda burada geçici bir süre için çok kısa sayılabilecek bir süre çalıştığını, sigortasının yapıldığını bilmediklerini ve benim verdiğim kart üzerindeki sigorta sicil numarası ile sgk'ya başvurarak emeklilik tarihini 5 yıl geriye çektiklerini anlattılar.
sadece gençlik hâlini görsün, biraz tebessüm edelim diyerek götürdüğüm sgk kartı kendisinin 5 yıl erken emekli olmasını sağlamıştı.
sadece gençlik hâlini görsün, biraz tebessüm edelim diyerek götürdüğüm sgk kartı kendisinin 5 yıl erken emekli olmasını sağlamıştı.
devamını gör...
35.
2010 referandumu olduğu sıralarda adını vermek istemediğim iktidar yakını bir televizyon kanalında staj yapıyordum. seçim anketi mantığı ile her gün bir ilçeye gidip 100 kişiye "evet mi diyeceksiniz hayır mı?" diye soruyorduk. kadıköy'de 100 kişiden 85'i "hayır" demişti ve haberi akşam "%51 hayır" diye yayınlamışlardı.
devamını gör...
36.
ukdemin doldurulması.
devamını gör...