mobbing

yazılanların hepsini okudum. hemen hemen herkes iş yerinde uğradığımız psikolojik terör olarak tanımlamış. ek bilgi vermek isterim;

mobbing eşittir zorbalık:

konunun iki başrolü vardır:

- zorba
- kurban

hayatımızın her alanında, her yaşta ve her zaman ortaya çıkabilecek bir şiddet türüdür. uygulayan şahıs belli bir amaç gütmeksizin, sırf kendisi eğlendiği için karşısındakini yerebiliyor. hadsizce ve sınır bilmeksizin, sizin canınızın acımasını veya yıllar sürecek travmalar kalır mı diye umursamadan uygular eylemi.

mobbingin belli başlı çeşitleri:

- sözel mobbing:

sözel olanda her hangi bir fiziksel yaralanma söz konusu değildir. bir insanın diğer insana ettiği hakaretler, sataşmalar diyebiliriz. fakat her kırıldığımız cümleyi de “mobbinge uğramak” olarak adlandırılamayız.

sözel örnek olarak:

“t-shirtün güzelmiş, çöpten aldın sanırım?”
“çok şişmansın.”
“ödevini özenle yapsan ne olacak, doktor mu olacaksın başımıza?”

veya başka bir ülkeye taşındığınız da:

“geldiğin yere geri dön lanet olası yabancı olarak tanımlayabiliriz.

- sözel olmayan mobbing:

sosyal veya asosyal olarak uygulanandır.
birinin senin taklidini daha “çirkin” mimiklerle yapması,
sen sınıfa girdiğinde herkesin susması,
yanındaki sandalyenin hep boş bırakılması,
çağırılmadığın partiler gibi örneklerle izole edilmendir.

- fiziksel mobbing:

küçük bir itip, kalkma olarak başlayıp senin sınırının nerede olduğunu belirleme amaçlı uygulanan terörize eylemidir. güç denemesi de diyebilirim. zamanla o küçük ittirip kalkmalar, çelmeler daha da kuvvetlenebilir. sen sustukça çoğalacaktır. burada amaçlanan seni kendi arkadaş çevrende rezil edip, aşağılamaktır.

siber mobbing:

(bkz: en sevdiğiniz)
(bkz: linç kültürü)

en bilinen mobbing türlerinden biridir. sözlüklerde, diğer sosyal medya platformlarında görülür. şahsa yönelik tüm “kötü” * eleştiriler, yorumlardır.

- seksüel mobbing:

en ağır çeşittir. burada bilindik seksualite* kapsam dışıdır. anlam, güven ve istek dışı olup hem sözlü hem fiziksel uygulanandır. kurbanın fiziğine karşı yapılan sözel seksuel eleştiri ve/veya istek dışı olan onur kırıcı dokunuşlar ve/veya zorla öpmeye çalışmaktır. herkesin içinde porno videosu oynatılması kurbana yönelik özel hayata saldırıya girer.

kurbanlara bir de tavsiye vermek isterim;

- susmayın, boyun eğmeyin, utanmayın!

en yakın merciden destek almaya bakın ve her ne kadar zor şeyler yaşamış olsanız dahi, sizi bir zorbaya dönüştürmelerine izin vermeyin. esas olan iyi kalabilmektir.

üretkenliğin olduğu yerde karşılaşılamayacak davranış biçimi. zira mobbing varsa üretkenlik yoktur. yöneticilik, 5 karış mesafeden yüzüne dahi bakmadan muhatap almadan iş buyurmak, laf atıp sataşarak eksiğin gediğin içine insan gömmek demek değildir! çok iddialıyım evet ve hatta bu tespite kalıbımı basarım.
kurumsal olan işi de yaptım, sanatla da uğraştım, vasıfsız iş de üstlendim. çalıştığım her tür iş ortamında onlarca yönetici gördüm. beni yönetenler, yanımdaki departmanı yönetenler, yönetenleri yönetenler, onları da yönetenler... -bu böyle sabaha kadar sürebilir işte varın siz hesap edin-
yöneten kesimin bir türlü çözemediği bireysel iletişim problemleri, yönettiği koca koca ekiplere ve o ekiplerin de ürettiği ve yürüttüğü organizasyona sirayet edip, o iletişim sorunlusu yönetici en son halkada problemlerle yeniden karşılaştığında asla dönüp kendine bakmaz. parmağını en başta kime salladıysa dönüp yine ona söver, o da altındakine, o da altındakine... it ite it kuyruğuna derken hayat bu kısır döngüde sürer gider. üretim durur ya da ittire kaktıra zorla devam eder. zaten esas mesele iş aş organizasyon üretim değil, çalım satmak, hava basmak, unvan yarıştırmak, senin titleın benim titleımdan küçük diyebilmek, ego tatmin etmektir.

yönetici bireysel iletişim sorunlarını çözmüşse zaten her günün sonunda önce aynaya rapor verir, kendine dürüst olur, bir parmak sallanması gerekiyorsa önce kendine sallar derdini meramını anlatamadığı için. sonra herkesi toplar kulaktan kulağa oynamak yerine tüm ekibini açık iletişime teşvik eder. zira hepsi gününün yarısını birlikte geçirdiği, birlikte aynı havayı soluduğu insanlardır, kendi insanıdır. herkes birbirinden ve birbirinin görev tanımından, görev ve sorumluluklarından haberdar olur. zayıf halka kendini bilir, herkes zayıf halkayı bilir, açıkça ve olumlu üslupla bilinmesi sağlanır, zayıflıkların eksiklerin geri dönüşsüz şekilde giderilmesi için dayanışma yoluna gidilir. zira esas olan iştir, iş yürüsündür, gerisi teferruattır.

daha önce dayak yememiş insan müsveddeleri'nin başkasına yapmaya çalıştığı şey, böyle bir şey yaşıyorsanız kanıt toplama işini falan geçin, tenhada yakaladığınız an, ağzını burnunu kırın kedi oluyorlar.

psikolojik baskı olarak da adlandırılabilir. köle olarak işçiyi çalıştırmak buna örnektir.

mob: şiddet uygulayan düzensiz kalabalık
mobile vulgus: kararsız kalabalık

tanımı gereği istismara oldukça müsait olan kavram.. hukuki haklarını iyi bilen kötü niyetli insanlar/çalışanlar tarafından da sıklıkla dillendirilir. işveren için meşru müdafa mesabesinde kullanıma açıktır..

‘kaliteli insan işiyle,boş insan kişiyle uğraşır’ . çok sevdiğim ve kullandığım bir söz. iş hayatında ,ne kadar kurumsal bir yerde çalışırsanız çalışın(hatta böyle şirketlerde daha fazladır), tek yeteneği yaranmak ve bu vesileyle bir yerlere gelmiş insanların hedefi olursunuz. amaç sizin iş motivasyonunuzu düşürerek istifaya zorlamak ya da sizi ezerek kendi egolarını tatmin etmektir. bir çokları gibi ben de yaşadım bu durumu. mücadelemi de daha çok çalışarak verdim( başkalarının yalakalıkla veya başkalarının üzerine basarak geldiği konuma ben tırnaklarımla kazıya kazıya geldim. moral bozucu , aşırısında depresyona ve kimi zaman da intihara kadar götürebilen insanlık dışı bir durumdur. yaşayanlar için haklarını bilin. bu konuda yargı yolları çalışandan yana çoğu zaman.

çözümü her zaman şahit, avukat, dava, hak, hukuk zinciri değildir. özellikle mobbing uygulayan patron yalaması üst düzey yöneticilerin farkında olmadığı bir çözüm yolu daha var, şiddet. maruz bırakılan kişi bir yerden sonra sessiz kalmayı bırakıp, buna sebep kişiyi ofisin orta yerinde, herkesin gözü önünde evire çevire dövdüğünde kesin çözüm oluyor.*

ülkemizde bir insan biraz naif ve iyi niyetliyse ilkokuldan başlayıp, askerlikten devam eder ve iş hayatında da sürer. genel olarak iyi niyetli, efendi insanları aptal olarak görürüz.

birine kendini assın diye ip vermektir.

daha ziyade hemcinsler tarafından sergilenen istenmeyen davranış.

koltuğunu kaybetmek istemeyen yöneticiler tarafından personelin önü kesilmek amacıyla yapılır.

- personel sineye çeker, mecburdur
- personel kabul etmez, istifa eder
-personel kabul etmez, darp eder.
- personel kabul etmez yasal hakkını arar.

olan yine huzuru kaçan ekmeğinin derdindeki insana olur.

psikolojik olarak yıpratmak, üstünlük sağlama çabasına giren aciz insanların uyguladığı yöntem.

ben buna gelemiyorum hop kaçıyorum hemen.

insanları azarlayarak, onlara bağırarak yönetmek bir yönetim şekli değil, bir suçtur. adı da mobbing bezdiridir. kanunlar karşısında yaptırımları vardır, bu cağda bunu bilmeyen yoktur ama biz yine de yasalara olan bağlılımız gereği hatırlatmaya devam edelim.

türkiye'de yerlesik bir kültür

bunu uygulayan mahlukları işidçiler gözümün önünde infaz etseler üzülmem.o derece nefret edilesi pisliklerdir.

işini aksatan çalışanlarımıza ara ara yaptığım uygulama. düzgün çalışanı da ödüllendiriyoruz.

t: iş verenin ya da yöneticinin altındaki çalışanlara gereğinden fazla iş yüklemesi, psikolojik baskı uygulaması, zor işlerde sürekli aynı konumda çalıştırması.

özel sektör piyasaya hakim olmaya başladıktan sonra müthiş yaygınlaşmıştı bu olay... şimdi ise bildiğin, sıradanlaştı!
yapan, yaptığını biliyor... uğrayan, uğradığının farkında...
her şey ortada!
peki sorun ne?
sorun, yapacak bir şey olmaması!
hehe..

oradan kazandığın parayı sana kim verecek?
hazır kurulu düzenin de var.
sistemi oturtmuşsun.

özel sektörün gayet az sayıda olduğu, olanların da son derece mütevazı takıldığı eski dönemde, mobbing yoktu...
ne vardı?
"s.k.rm işinizi de gücünüzü de" deyip, kapıyı vurup çıkmak vardı.
giderdin başka yerde çalışırdın.. hatta daha iyi şartlarda.
"yetişmiş eleman" ol sen, yeterli.

şimdi elini kolunu sallasan, yetişmiş eleman!
patron diyor ki, "ulan keşke kendi isteğiyle gitse de, yerine daha az maliyetli birini alabilsem."

kovamıyor durup dururken.. kovamaz.
ne yapıyor peki patron da bu durumda?
mobbing tabii ki...
patron, herhangi birine mobbing yapsın, o mobbinge uğrayan kişi, saniyesinde en az 2 kişiye mobbing uygular.
öyle öyle, stajyer bile nasibini alır, an geldiğinde.

sistem öyle çalışıyor, yapacak bir şey yok.
önemli olan, son derece akıllı ve profesyonel olmak.
iş hayatında "akıllı" hareket eden, mobbingi yaşamaz, yaşattırmaz da...
sadece uzaktan seyreder.

mobbing: özellikle iş yerlerinde motivasyonu düşürüp, kötü hissetmeye neden olan fiziksel veya psikolojik her şeyi kapsar. hakaret, fiziksel veya psikolojik taciz ve kötü hissettiren herhangi bir olay mobbing sayılmaktadır.

kendim özel sektörde çalıştığım için ve yıllardır bolca mobinge maruz kaldığım için sadece özel sektörde olduğunu sandığım durumdu ama maalesef insanların olduğu her yerde olabiliyormuş. mobing yapmak suçtur ama bunu ispatlamak kolay değildir. çözüm noktasında "ya bu deveyi güdersin ya da bu diyardan gidersin" atasözünü anmak isterim. çünkü ya mobing ile başa çıkma yollarını öğreneceğiz veya kendimize yeni bir iş bulacağız. ben başa çıkmayı öğrendim :)